1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İkimiz de Gaziyiz...

Gönderilme zamanı: 22 Mar 2009 [ 14:36 ]
gönderen swashbuckler
Mustafa Kemal Atatürk bir tarihte Eskişehir�i ziyaretinde; yakın köylerde gezinti yaparken, asırlık çınarların gölgesine sığınmış bir köy kahvesi önünde otomobili durdurdu. Salih Bozok'a;

- Bu çınarları hatırlıyorum... Dedi; zaferden sonra bir gün yolum düşmüştü!... Eski hatıraları bir an tekrar yaşatmak için; araba dan inip, büyük bir tevazuuyla köy kahvesinin harap iskemlesine oturdu.

Biraz sonra kahveci ona, köyünün yegane ikramı olan ayranı temiz bardaklar içinde getirince �Gazi� pek memnun oldu. Yaşlı kahveciye sordu:

- Adın ne?...

- Yusuf!...

- Buralarda geçmiş harbi hatırlar mısın?...

- Nasıl hatırlamam, paşam?... Maiyetinde çavuştum!...

- Maiyetimde mi...

- Bütün kuvvetlerin baş kumandanı değil miydin, paşam!... Hep emrinde savaştık.

Büyük kurtarıcı zeki köylüyü takdir etmişti. Aferin; Gazi Yusuf Çavuş!... deyince, eski asker el buğuladı:

- Estağfurullah, paşam!... Gazi sizsiniz!...

- Rütbe başka... Fakat harpten dönmüş iki asker olmamız sıfatıyla ikimiz de "Gazi"yiz!...

Ve tepside duran ayran bardaklarından birini bizzat eliyle çavuşa vermek lütfünü göstererek, ilave etti:

- Şerefine Gazi Yusuf Çavuş!...

- Şerefte daim ol paşam!...

Ağlamaktan ayranı içemeyen kahveciye, o zamanın çok parası olan bir yüzlük verip gülümsedi:

- Allahaısmarladık, silah arkadaşım!...