gönderen AsilKan » 18 Kas 2007 [ 00:24 ]
Başbakan ‘Seçimle Meclis’e geldiler, bırakalım da dağa mı çıksınlar’ dediğinin ertesi günü DTP’ye kapatma davası açıldı. Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesi zehir zemberek: ‘DTP teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu, yönettiği bir partidir. Bölücü eylemlerin odağıdır.’ Savcılık, 8’i milletvekili, 221 kişinin 5 yıl siyasetten yasaklanmasını talep etti
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, DTP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Başsavcı Yalçınkaya’nın 120 sayfalık iddianamesinde DTP’nin, “devletin bağımsızlığına, vatanın ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin odağı olduğu” iddiasına yer verildi. İddianamede, “odak olma” eyleminin, parti yöneticileri ve üyeleri tarafından yoğun bir şekilde işlendiği, bu durumun partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organlarınca açıkça benimsendiği, bu fiillerin doğrudan doğruya parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği ileri sürüldü; bu durumun, Anayasa’nın 68 ve 69’uncu maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası’na göre, kapatma gerekçesi olduğuna dikkat çekildi.
İddianamede söz ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan 8’i milletvekili 221 DTP’liye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesi de istendi. Anayasa Mahkemesi, DTP’nin kapatılmasına karar verirse, Mardin milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, Van Milletvekili Fatma Kurtulan, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Siirt milletvekili Osman Özçelik, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’a 5 yıl siyasi yasak gelecek ve milletvekillikleri düşecek.
ZANA YİNE LİSTEDE
Başsavcılığın siyaset yasağı getirilmesini istediği DTP’liler arasında DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile görevinden istifa eden Hakkari Belediye Başkanı Metin Tekçe ile kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Sedat Yurttaş, Mahmut Alınak, Leyla Zana, Hatip Dicle ve Selim Sadak da bulunuyor.
DTP’nin dava sürecinde yapılacak seçimlere katılmasının engellenmesi, parti üyelerinin başka bir parti listesinden veya bağımsız olarak aday olmalarının önlenmesi ve partiye ödenecek Hazine yardımına ilişkin banka hesaplarının bloke edilmesi de istendi.
6. kapatma davası
DAVA bu siyasi gelenekten gelen partiler içinde 6’ncı kapatma davası oldu. Daha önce HEP, ÖZDEP, DEP ve HADEP hakkında açılan davalar kapatılma ile sonuçlanmış, 1994’te DEP’li milletvekillerinin üyelikleri düşürülmüştü. DEHAP hakkında açılan dava 4 yıldır devam ediyor. AİHM Türkiye’yi örgütlenme özgürlüğünü ihlal gerekçesiyle mahkum etmişti.
12 kişi kalabilirler
BAŞSAVCI iddianameye davanın “ivedilikle” görülme talebini de ekledi. Kapatma kararı için nitelikli çoğunluk aranıyor, bunun için 11 üyeli Anayasa Mahkemesi’nde en az 7 üyenin kapatma lehinde oy vermesi gerekecek. DTP’nin TBMM’de 20 sandalyesi bulunuyor. Davanın sonuçlanması ardından parti kapatılırsa ve 8 milletvekilinin milletvekilliği düşürülürse, kalan 12 milletvekili farklı bir parti çatısı altında buluşabilecek.
Demokrasilerde çare tükenmez
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş ve Grup Başkanı Ahmet Türk, milletvekilleri ile birlikte basının karşısına çıktı. Demirtaş, “DTP hakkında kapatılma davası açılması sürpriz olmadı” dedi. Türk de yeni bir partinin ve sine-i millet seçeneğinin gündemde olup olmadığı yönündeki soruya “Demokrasilerde çareler tükenmez. Siyaset yapan insanlar çaresiz değildir” diye yanıt verdi.
Demirtaş, kapatma davasının iç ve dış kamuoyunda, ülkemizin demokratikleşmesi ve sivilleşmesini olumsuz etkileyeceğini savunarak şöyle konuştu: “DTP olarak silahların susması, Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulunması yönünde demokratik çabalarımız devam edecektir. Kapatılma davasında ayrıca hukuken ortaya çıkan bir vahamet var ki, henüz parti yargılaması sürerken üye kayıtlarının dondurulması tüm üye ve yöneticilerin ve seçilmişlerin seçimlere katılmasının engellenmesi ve yasaklanmasının istenmesi bugüne kadar Anayasa Mahkemesi tarihinde görülmemiş bir hukuki skandaldır. Partimiz zaten Hazine yardımından mahrum edilmişti, şimdi de bunun bloke edilmesini istemek düşündürücüdür.”
Terörü kabul etmeyen ya terörist ya korkak
ANAYASA Mahkemesi’ne teslim edilen 120 sayfalık iddianamede yer alan önemli başlıklar şöyle:
DTP Öcalan’ın emriyle kurulmuştur: Öcalan, İmralı Cezaevi’nden avukatları aracılığı ile terör örgütüne ve yandaşlarına talimatlar vermiştir. DTP’nin adı, kurucuları, genel başkanı, hatta eşbaşkanlık sistemi de Öcalan tarafından şekillendirilmiştir. DTP, terörist başının talimatları ile yönetilip yönlendirilmiştir.
Tuğluk ve Ata örgüt üyeliği suçundan yargılanıyor: Teröristbaşının avukatlığını yapan DTP milletvekili Aysel Tuğluk ile Ayla Akat Ata hakkında “terör örgütü üyeliği” suçundan açılmış olan dava devam etmektedir.
Roj TV için mektup: Aralarında Osman Baydemir’in de bulunduğu çok sayıda DTP’li belediye başkanı, PKK’nın yayın organı ROJ TV’nin kapatılmasını önlemek için Danimarka Başbakanı’na mektup yazmışlardır.
Askerin teslim alınmasında örgüt propagandası: Terör örgütü tarafından kaçırılan 8 askerin geri alınması olayı, DTP milletvekilleri tarafından örgüt propagandasına dönüştürülmüştür.
Terörist cenazesine katıldı: DTP Milletvekili İbrahim Binici, PKK mensubu Ayfer Serçe’nin cenaze törenine katılmış ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir.
Kurtulan ve Bayındır PKK’lı: Terör örgütünden ayrılan S.S. adlı şahıs ifadesinde, DTP milletvekilleri Fatma Kurtulan ve Sevahir Bayındır’ın 2003’te örgüte ait Şehit Harun kampında üç ay süreyle eğitim aldığını beyan etmiştir. Fatma Kurtulan’ın resmi nikahlı eşi Salman Kurtulan halen PKK içinde faaliyet göstermektedir.
Fidan öldürüldü: HADEP’in eski Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan, DTP’ye katılmayı reddetmiştir. Fidan PKK tarafından Diyarbakır’da öldürülmüştür. Hiçbir DTP’li bu olayı kınamamış, hatta Diyarbakır Belediyesi cenaze için ambulans vermemiştir. Bu olay DTP ile PKK bağlantısını tek başına kanıtlamaya yeterlidir.
Dicle söyledi: DTP’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Hatip Dicle, “Öcalan’ın partisiyiz” diye açıklama yapmıştır.
İl ve ilçe binaları örgüt kampı gibi: DTP Kars il binası, Cizre ilçe binası, Siirt il binası, Darıca belde binası, Altındağ ilçe binası, Van il binası adeta terör örgütü kamplarına dönüştürülmüştür.
Eylem talimatları: DTP İstanbul il yönetiminde görevli Zeki Kılıç, terör örgütünün eylem talimatlarını bildiri haline getirip halka dağıtmıştır.
Tuncel PKK delegesi: Sebahat Tuncel, terör örgütünün 2004 örgüt kampında kongresine örgüt elemanlarının giydiği kıyafetle delege olarak katılmıştır. Hakkında dava sürmektedir.
‘Ben Kürdistanlıyım’: DTP Parti Meclisi üyesi Leyla Zana, “Bana Diyarbakırlı diyorlar, ben Kürdistanlıyım” demiştir.
PKK’yı kınayamıyor: PKK’yı kınayamamak dahi, DTP’nin söz konusu örgütten izinsiz hiçbir eylemde bulunamayacağının kanıtıdır. Teröre terör diyemeyen bir mantık ya teröristtir ya da kendisini görevlendiren örgütten ölesiye korkandır.
Demirtaş’ın başkanlığı: DTP kongresinde genel başkanlığa seçilen Nurettin Demirtaş, terör örgütü yöneticiliğinden 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Vekil olmak PKK’ya liyakata bağlı
BAŞSAVCI Yalçınkaya iddianamenin sonuç bölümünde; DTP’nin PKK bağlantısının inkar edilmez bir gerçek olduğu, DTP’de milletvekili olma yolunun PKK’ya gösterilen liyakata bağlı olduğu, DTP’nin talepleri ile PKK’nın taleplerinin örtüştüğü, 22 Temmuz seçimlerinde DTP’nin bağımsız adayları için PKK tehdidiyle oy istediği iddialarını vurguladı. DTP için “PKK’nın yatakçısı ve yardımcısı” ifadesi kullanıldı, DTP’nin etnik bir çatışmayı amaçladığını ileri sürülerek, toplumun huzur ve güveni için kapatılmasının zorunlu olduğu savunuldu.
matruşka bebeği gibi partiler bunlar
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Keşke parlamento terörle mücadele konusunda suç işlenmesini teşvik edenlerin yargılanmasının önünü açsaydı. Türkiye’de Matruşka bebekleri gibi parti içinden çok parti çıkmıştır. Asıl önemli olan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliğine aykırı suç işlenmesini teşvik edenlerle ilgili tavır ortaya koymaktır.
Adeta kapanmayı istediler
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek: Savcı DTP’nin faaliyetlerini izlemiştir ve dava açılması gereğini duymuştur. Artık karar Anayasa Mahkemesi’nindir. Ama DTP’nin tavırları, söylem ve davranışlarından adeta partinin kapatılmasını bekledikleri ve istedikleri gibi bir sonuç da doğuyordu. Elbette parti kapatmak çözüm değildir, bunun geçmişte de örneklerini çokça gördük, ama yürürlükteki yasaların gereğini yapmak da savcıların görevidir.
Yargının çok tehlikeli siyasallaşma süreci
DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik: Biz partilerimizin kapatılmasına alıştık. Partilerin kapatılması sonuç vermezken ve kapatmakta ısrar etmenin demokrasiye zarar verdiğini düşünüyoruz. Alınan kararların çoğu siyasi. Hukuk adına alınan siyasi kararlar demokrasiyi zedeliyor. Demokrasi sorununun temel nedeni budur. Kongrede alınan demokratik özerklik programı, Türkiye’nin üniter yapısı içinde ortak değerlerin korunmasına vurgu yapılarak alındı. Bölücülük bunun neresinde? Bu tür kararlarla bir siyasi parti kapatılmamalı. Yargıtay başta olmak üzere Türkiye’nin asli mahkemeleri çok tehlikeli gördüğüm siyasallaşma süreci yaşıyor.
[color=red]Başbakan ‘Seçimle Meclis’e geldiler, bırakalım da dağa mı çıksınlar’ dediğinin ertesi günü DTP’ye kapatma davası açıldı. Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesi zehir zemberek: ‘DTP teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu, yönettiği bir partidir. Bölücü eylemlerin odağıdır.’ Savcılık, 8’i milletvekili, 221 kişinin 5 yıl siyasetten yasaklanmasını talep etti
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, DTP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Başsavcı Yalçınkaya’nın 120 sayfalık iddianamesinde DTP’nin, “devletin bağımsızlığına, vatanın ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin odağı olduğu” iddiasına yer verildi. İddianamede, “odak olma” eyleminin, parti yöneticileri ve üyeleri tarafından yoğun bir şekilde işlendiği, bu durumun partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organlarınca açıkça benimsendiği, bu fiillerin doğrudan doğruya parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği ileri sürüldü; bu durumun, Anayasa’nın 68 ve 69’uncu maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası’na göre, kapatma gerekçesi olduğuna dikkat çekildi.
İddianamede söz ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan 8’i milletvekili 221 DTP’liye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesi de istendi. Anayasa Mahkemesi, DTP’nin kapatılmasına karar verirse, Mardin milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, Van Milletvekili Fatma Kurtulan, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Siirt milletvekili Osman Özçelik, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’a 5 yıl siyasi yasak gelecek ve milletvekillikleri düşecek.
[size=150]ZANA YİNE LİSTEDE[/size]
Başsavcılığın siyaset yasağı getirilmesini istediği DTP’liler arasında DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile görevinden istifa eden Hakkari Belediye Başkanı Metin Tekçe ile kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Sedat Yurttaş, Mahmut Alınak, Leyla Zana, Hatip Dicle ve Selim Sadak da bulunuyor.
DTP’nin dava sürecinde yapılacak seçimlere katılmasının engellenmesi, parti üyelerinin başka bir parti listesinden veya bağımsız olarak aday olmalarının önlenmesi ve partiye ödenecek Hazine yardımına ilişkin banka hesaplarının bloke edilmesi de istendi.
6. kapatma davası
DAVA bu siyasi gelenekten gelen partiler içinde 6’ncı kapatma davası oldu. Daha önce HEP, ÖZDEP, DEP ve HADEP hakkında açılan davalar kapatılma ile sonuçlanmış, 1994’te DEP’li milletvekillerinin üyelikleri düşürülmüştü. DEHAP hakkında açılan dava 4 yıldır devam ediyor. AİHM Türkiye’yi örgütlenme özgürlüğünü ihlal gerekçesiyle mahkum etmişti.
12 kişi kalabilirler
BAŞSAVCI iddianameye davanın “ivedilikle” görülme talebini de ekledi. Kapatma kararı için nitelikli çoğunluk aranıyor, bunun için 11 üyeli Anayasa Mahkemesi’nde en az 7 üyenin kapatma lehinde oy vermesi gerekecek. DTP’nin TBMM’de 20 sandalyesi bulunuyor. Davanın sonuçlanması ardından parti kapatılırsa ve 8 milletvekilinin milletvekilliği düşürülürse, kalan 12 milletvekili farklı bir parti çatısı altında buluşabilecek.
[size=150]Demokrasilerde çare tükenmez[/size]
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş ve Grup Başkanı Ahmet Türk, milletvekilleri ile birlikte basının karşısına çıktı. Demirtaş, “DTP hakkında kapatılma davası açılması sürpriz olmadı” dedi. Türk de yeni bir partinin ve sine-i millet seçeneğinin gündemde olup olmadığı yönündeki soruya “Demokrasilerde çareler tükenmez. Siyaset yapan insanlar çaresiz değildir” diye yanıt verdi.
Demirtaş, kapatma davasının iç ve dış kamuoyunda, ülkemizin demokratikleşmesi ve sivilleşmesini olumsuz etkileyeceğini savunarak şöyle konuştu: “DTP olarak silahların susması, Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulunması yönünde demokratik çabalarımız devam edecektir. Kapatılma davasında ayrıca hukuken ortaya çıkan bir vahamet var ki, henüz parti yargılaması sürerken üye kayıtlarının dondurulması tüm üye ve yöneticilerin ve seçilmişlerin seçimlere katılmasının engellenmesi ve yasaklanmasının istenmesi bugüne kadar Anayasa Mahkemesi tarihinde görülmemiş bir hukuki skandaldır. Partimiz zaten Hazine yardımından mahrum edilmişti, şimdi de bunun bloke edilmesini istemek düşündürücüdür.”
[size=150]Terörü kabul etmeyen ya terörist ya korkak [/size]
ANAYASA Mahkemesi’ne teslim edilen 120 sayfalık iddianamede yer alan önemli başlıklar şöyle:
DTP Öcalan’ın emriyle kurulmuştur: Öcalan, İmralı Cezaevi’nden avukatları aracılığı ile terör örgütüne ve yandaşlarına talimatlar vermiştir. DTP’nin adı, kurucuları, genel başkanı, hatta eşbaşkanlık sistemi de Öcalan tarafından şekillendirilmiştir. DTP, terörist başının talimatları ile yönetilip yönlendirilmiştir.
Tuğluk ve Ata örgüt üyeliği suçundan yargılanıyor: Teröristbaşının avukatlığını yapan DTP milletvekili Aysel Tuğluk ile Ayla Akat Ata hakkında “terör örgütü üyeliği” suçundan açılmış olan dava devam etmektedir.
Roj TV için mektup: Aralarında Osman Baydemir’in de bulunduğu çok sayıda DTP’li belediye başkanı, PKK’nın yayın organı ROJ TV’nin kapatılmasını önlemek için Danimarka Başbakanı’na mektup yazmışlardır.
Askerin teslim alınmasında örgüt propagandası: Terör örgütü tarafından kaçırılan 8 askerin geri alınması olayı, DTP milletvekilleri tarafından örgüt propagandasına dönüştürülmüştür.
Terörist cenazesine katıldı: DTP Milletvekili İbrahim Binici, PKK mensubu Ayfer Serçe’nin cenaze törenine katılmış ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir.
Kurtulan ve Bayındır PKK’lı: Terör örgütünden ayrılan S.S. adlı şahıs ifadesinde, DTP milletvekilleri Fatma Kurtulan ve Sevahir Bayındır’ın 2003’te örgüte ait Şehit Harun kampında üç ay süreyle eğitim aldığını beyan etmiştir. Fatma Kurtulan’ın resmi nikahlı eşi Salman Kurtulan halen PKK içinde faaliyet göstermektedir.
Fidan öldürüldü: HADEP’in eski Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan, DTP’ye katılmayı reddetmiştir. Fidan PKK tarafından Diyarbakır’da öldürülmüştür. Hiçbir DTP’li bu olayı kınamamış, hatta Diyarbakır Belediyesi cenaze için ambulans vermemiştir. Bu olay DTP ile PKK bağlantısını tek başına kanıtlamaya yeterlidir.
Dicle söyledi: DTP’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Hatip Dicle, “Öcalan’ın partisiyiz” diye açıklama yapmıştır.
İl ve ilçe binaları örgüt kampı gibi: DTP Kars il binası, Cizre ilçe binası, Siirt il binası, Darıca belde binası, Altındağ ilçe binası, Van il binası adeta terör örgütü kamplarına dönüştürülmüştür.
Eylem talimatları: DTP İstanbul il yönetiminde görevli Zeki Kılıç, terör örgütünün eylem talimatlarını bildiri haline getirip halka dağıtmıştır.
Tuncel PKK delegesi: Sebahat Tuncel, terör örgütünün 2004 örgüt kampında kongresine örgüt elemanlarının giydiği kıyafetle delege olarak katılmıştır. Hakkında dava sürmektedir.
‘Ben Kürdistanlıyım’: DTP Parti Meclisi üyesi Leyla Zana, “Bana Diyarbakırlı diyorlar, ben Kürdistanlıyım” demiştir.
PKK’yı kınayamıyor: PKK’yı kınayamamak dahi, DTP’nin söz konusu örgütten izinsiz hiçbir eylemde bulunamayacağının kanıtıdır. Teröre terör diyemeyen bir mantık ya teröristtir ya da kendisini görevlendiren örgütten ölesiye korkandır.
Demirtaş’ın başkanlığı: DTP kongresinde genel başkanlığa seçilen Nurettin Demirtaş, terör örgütü yöneticiliğinden 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
[size=150]Vekil olmak PKK’ya liyakata bağlı [/size]
BAŞSAVCI Yalçınkaya iddianamenin sonuç bölümünde; DTP’nin PKK bağlantısının inkar edilmez bir gerçek olduğu, DTP’de milletvekili olma yolunun PKK’ya gösterilen liyakata bağlı olduğu, DTP’nin talepleri ile PKK’nın taleplerinin örtüştüğü, 22 Temmuz seçimlerinde DTP’nin bağımsız adayları için PKK tehdidiyle oy istediği iddialarını vurguladı. DTP için “PKK’nın yatakçısı ve yardımcısı” ifadesi kullanıldı, DTP’nin etnik bir çatışmayı amaçladığını ileri sürülerek, toplumun huzur ve güveni için kapatılmasının zorunlu olduğu savunuldu.
[size=150]matruşka bebeği gibi partiler bunlar[/size]
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Keşke parlamento terörle mücadele konusunda suç işlenmesini teşvik edenlerin yargılanmasının önünü açsaydı. Türkiye’de Matruşka bebekleri gibi parti içinden çok parti çıkmıştır. Asıl önemli olan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliğine aykırı suç işlenmesini teşvik edenlerle ilgili tavır ortaya koymaktır.
[size=150]Adeta kapanmayı istediler[/size]
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek: Savcı DTP’nin faaliyetlerini izlemiştir ve dava açılması gereğini duymuştur. Artık karar Anayasa Mahkemesi’nindir. Ama DTP’nin tavırları, söylem ve davranışlarından adeta partinin kapatılmasını bekledikleri ve istedikleri gibi bir sonuç da doğuyordu. Elbette parti kapatmak çözüm değildir, bunun geçmişte de örneklerini çokça gördük, ama yürürlükteki yasaların gereğini yapmak da savcıların görevidir.
[size=150]Yargının çok tehlikeli siyasallaşma süreci[/size]
DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik: Biz partilerimizin kapatılmasına alıştık. Partilerin kapatılması sonuç vermezken ve kapatmakta ısrar etmenin demokrasiye zarar verdiğini düşünüyoruz. Alınan kararların çoğu siyasi. Hukuk adına alınan siyasi kararlar demokrasiyi zedeliyor. Demokrasi sorununun temel nedeni budur. Kongrede alınan demokratik özerklik programı, Türkiye’nin üniter yapısı içinde ortak değerlerin korunmasına vurgu yapılarak alındı. Bölücülük bunun neresinde? Bu tür kararlarla bir siyasi parti kapatılmamalı. Yargıtay başta olmak üzere Türkiye’nin asli mahkemeleri çok tehlikeli gördüğüm siyasallaşma süreci yaşıyor. [/color]