Yaratılış Atlası(I-II-III) - 3 CİLT - PDF dosya - Renkli bas

İnternetten ücretsiz olarak yayınlanan e-kitapları kaynak belirterek paylaşabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
camkinoz_61
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 49
Kayıt: 08 Nis 2012 [ 14:42 ]

Yaratılış Atlası(I-II-III) - 3 CİLT - PDF dosya - Renkli bas

Mesaj gönderen camkinoz_61 »

Resim

Resim



Bundan 150 yıl kadar önce, İngiliz doğa gezgini Charles Darwin
seyahatlerinde edindiği bazı gözlemlerden yola çıkarak, daha sonra
hiçbir bilimsel bulguyla desteklenemeyecek olan bir teori ortaya attı:
Evrim teorisi. Bu teori özünde, Darwin'in hayalinde kurguladığı
birtakım senaryo, varsayım ve tahminlerden ibaretti.

Evrim senaryosuna göre, cansız maddeler sözde tesadüfler sonucunda
biraraya gelerek ilk canlı hücreyi oluşturmuşlardı. Bu, kuşkusuz hiçbir
bilimsel delil ve bulgu ile ispatlanamamış son derece çarpık bir
iddiaydı. Yine bu masala göre, bu tek hücreli canlı zaman içinde yine
tesadüfen değişerek yavaş yavaş başka canlı türlerine dönüşmüş, yani
sözde evrimleşmişti. Evrim yanılgısına göre, bakterilerden insanlara
kadar dünyadaki tüm canlı türleri bu hayali süreç sonucunda ortaya
çıkmıştı.

Elbette, Darwin'in bu iddiaları hiçbir bilimsel kanıta ya da bulguya
dayanmıyordu. Ancak, dönemin bilim anlayışı ve teknolojik imkanları çok
ilkel düzeyde olduğu için, Darwin'in iddialarının ne derece saçma ve
gerçek dışı olduğu henüz tam anlamıyla gün ışığına çıkmamıştı. Böyle
bir ortamda Darwin'in senaryoları bazı çevreler tarafından genel bir
kabul gördü. Darwin'in evrim teorisinin çıkış noktası materyalizmdi.
Dolayısıyla, teorinin materyalistler tarafından kabullenilmesi uzun
sürmedi. Materyalist çevreler, Yaratılış gerçeğini reddettikleri için
evrim teorisini gözü kapalı bir biçimde sahiplendiler, hatta evrimi
kendi dünya görüşlerinin sözde bilimsel temeli ilan ettiler.
Pek çok araştırma ve inceleme yaparak, laboratuvarlarda suni ortamlar
meydana getirerek evrim teorisini destekleyebilecek bulgular ortaya
koymaya çalıştılar. Ancak yaptıkları her araştırma, elde ettikleri her
bulgu evrimi destekleyen değil, reddeden bir kanıt olarak karşılarına
çıktı. 20. yüzyılın başlarından itibaren hızla gelişen modern bilim ve
teknoloji, bilimin evrim teorisini yalanladığını gözler önüne serdi.
Mikrobiyoloji, biyomatematik, hücre biyolojisi, biyokimya, genetik,
anatomi, fizyoloji, antropoloji ve paleontoloji gibi bilimin konuyla
ilgili tüm dalları, evrim teorisini çürüten sayısız delil ortaya koydu.

Evrim teorisinin iddialarını yerle bir eden belki de en büyük gerçek
ise fosil kayıtlarıdır. Çünkü fosil kayıtları, dünya üzerindeki canlı
türlerinin en küçük bir değişim dahi geçirmediklerini ve birbirlerine
dönüşmediklerini bize gösteren somut kanıtlardır. Fosil kayıtlarına
baktığımızda, canlıların bugün nasıllarsa yüz milyonlarca yıl önce de
aynı olduklarını, yani hiçbir evrim geçirmediklerini görürüz. En eski
çağlarda bile canlılar bugünkü benzerleriyle aynı mükemmel ve üstün
özelliklere sahip olarak, kompleks yapılarıyla bir anda yeryüzünde
belirmişlerdir.

Bu durum ise şu kesin gerçeği göstermektedir: Canlılar, evrim
teorisinin hayali süreçleriyle oluşmamışlardır, yeryüzünde yaşayan
gelmiş geçmiş tüm canlılar Allah tarafından yaratılmışlardır.
Yaratılış gerçeği, canlıların geçmişten kalan kusursuz izleri ile bir
kez daha sergilenmektedir.


Resim

LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Cevapla