esinlenmenin de ötesinde

Türk müsünüz? Türklüğünüze ve Türkçenize gönülden bağlı mısınız? Sağ ve sol görüş yerine bağımsızlığın öneminin farkında mısınız? O halde doğru yoldasınız! Artık siz de bu Büyük Uyanışın bir parçasısısınız..!
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Y4HY4
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 875
Kayıt: 08 Ara 2006 [ 18:57 ]

esinlenmenin de ötesinde

Mesaj gönderen Y4HY4 »

Esinlenme, etkilenme, gönderme, taklit etme, metinlerarasılık, intihal (çalıntı), aşırma gibi sözcükler dolaşır durur edebiyat dünyasında. Bu konuda neyin ne olduğunu tam olarak saptamak neredeyse imkansızdır. Edebiyat yapıtında içiçe geçmişlik, masum bir esinlenmeyi mi, yoksa düpedüz bir aşırmayı mı içeriyor, netlikle söyleyebilmek her zaman mümkün olmaz.
Joanne Kathleen Rowling, artık nereden 'esdiyse' Harry Potter romanlarını yazar çocuklar için. İlk önceleri hiçbir editör kitabını basmaya yanaşmaz. Ancak sonra muazzam bir reklam kampanyasıyla ardarda yayınlanır kitapları; filmleri, afişleri, kitabı, defteri vs. çıkar Harry Potter'in. Reklama kanmaya hazır kitlelerin büyük bir 'açlıkla' kitaplara koştuğu filmi için sinema salonlarını doldurduğu görülür. Hakikaten 'kıskanılacak' bir durumdur. Bu ne muhteşem başarıdır böyle?
Bütün bunların ardında çağımızın iki gerçeği yatar. Birisi; eski ve pek fazla bilinmeyen bir 'masalı' yeni temalarla yeniden yazmaya kalkmanın rahatlığı; diğeri de her şeyi tüket, fazla düşünme, kendine 'yalancı rüyalar bul' diye hissettiren ve yönlendiren, bir gecikmiş ergenlik fantazmını her türlü boyun sunmanın kurgusu haline getiren 'tüketici sistemin' yapısı.
Rowling'in romanı Kutsal Kâse adlı eski bir masaldan 'esinlendiği' belirtilmektedir. Serge Tisseron'un Le Monde Diplomatique'nin Ocak 2002 sayısında 'Yeni Bir Efsane/ Ailelere Harry Potter' başlıklı yazısında vurgulandığı gibi, "Bu acemi büyücünün maceraları en eski söylencelerden birine, Kutsal Kâse söylencesine göndermelerde" bulunuyor. Harry Potter 'yalnızca içinde büyücülerin, kazanların ve Halloween soslu kötü yazgıların eridiği bir pota olarak değil, aynı zamanda bazılarının, en azından 11-14 yaş grubunun kaygılarına yanıt veren maceralar olarak' değerlendirildiğinde yukarıda vurguladığımız ikili yapıyı tamamlamış oluyor bir bakıma: Eski bir şeyi al, yeni bir duruma monte et ve ne kadar usdışılık hakimse o kadar başarılı olursun!
Harry Potter'de hiçbir karakter iyiliğin veya kötülüğün yanında yer almamaktadır. Bu yeni bir şey midir? S.Tisseron, "Oysa masala benzemeyen böyle bir öykü yapısının önceli yok değil. Bu Kutsal Kâse söylencesinin modeli. Bilinen hiçbir kültüre ait olmayan bu söylence H.Potter öyküleriyle ortak yanlar içermektedir. Bunların en az beşini Tisseron şöyle sıralar: 'Çok özel silahların kullanılması, simgesel hayvan olarak geyik, 'öpücük" sınavı, hayat veren kazanın rolü ve son olarak özel bir yazgının kanıtı olarak yara izi.'
Bu 'yara izi'ni Rowling de taşımaktadır. Esinlenme mi, metinlerarasılık mı, çalıntı mı? Rowling'in yarası kanamaktadır!
Geçerken belirtelim, verilen mesaj, 'Her şey o kadar hızlı değişiyor ki-ergenlik öncesi dönemin kendisinden başlarsak- ulaşmak için amaçlar belirlemek hiçbir işe yaramıyor, en iyisi değişimlere ayak uydurmak' biçiminde olunca bir başka yara da kanamaya devam ediyor demektir.
Orhan Pamuk da Kar'la birlikte çok hızlı bir reklam kampanyasına girişti ve kitabı defalarca baskı yaptı. Kitap 'çok sattı' ama çok okundu mu, orası biraz şüpheli. Her zamanki gibi sorumuz değişmedi: Sadece çok satmak yeterli midir? Her çok satan 'iyi' edebiyat yapıtı mıdır? Bu soruları derinlemesine incelemek mümkün ancak biz Orhan Pamuk'ta 'esinlenme' konusu üzerinde duracağız. Konumuz ise Kar değil Beyaz Kale olacak.
Pedro'nun Zorunlu İstanbul Seyahati/ 16. Yüzyıl'da Türkler'e Esir Düşen Bir İspanyol'un Anıları adlı bir kitap Türkçeye Fuad Carım tarafından çevirilir ve Güncel Yayıncılık tarafından 1996'da yayımlanır. Orhan Pamuk'un Beyaz Kale adlı romanı ile bu kitap arasında çok fazla 'benzerlikler' vardır. Ahmet Yıldız Edebiyat ve Eleştiri dergisinin 24. sayısında bu benzerliği ele alan 'Roman Yazma Teknikleri İçin Bir Örnek Kitap: Beyaz Kale' adlı bir inceleme yazar. Bu incelemede iki kitap arasındaki 'etkileşimleri' sıralar (Aktaran: Yalçın Küçük-Şebeke/"Network", YGS Yayınları, syf.113-115).
"...Ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. Maluma kürek çekenler ya Türk ya 'Mağribi'. Gemi bir kere zaptedildi mi, bunlar artık serbest. O vakit Türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı derler..." (Pedro'nun..... syf.12)
"Türk ve Mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çığlıkları atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (Beyaz Kale, syf.11)
"...Birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi; "böyle eden böyle olur". Öbürünü kazığa çaktılar..." (Pedro'nun..... syf.12)
"...Kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüştü. Kırbaççıları burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..." (Beyaz Kale, syf.11)
"Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. Hem sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok değerli eşyalarla doluydu..." (Pedro'nun..... syf.13)
"...Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. Gemi ana-baba günüydü. Dışarıda herkesi toplamışlar soyuyorlardı..." (Beyaz Kale, syf.14)
"...Cerrah mısın, diye sordular. Hayır deyince, az kalsın partiyi kaybediyordum. Bereket versin lafa, sözü geçen kaptanlardan Durmuş Reis karıştı. Cenevizli dönme Durmuş Reis 'idrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır' dedi. Kürekten işte bu suretle kurtuldum..." (Pedro'nun..... syf.12)
"...Sonradan Ceneviz dönmesi olduğunu öğrendiğim Reis iyi davrandı bana; neden anladığımı sordu. Küreğe verilmemek için hemen astronomi bilgimden, geceleri yön bulabileceğimden söz ettim, ama ilgilenmediler. Bunun üzerine bende bıraktıkları anatomi cildine güvenerek hekim olduğumu ileri sürdüm. Az sonra gösterdikleri kolu kopmuş birini görünce cerrah olmadığımı söyledim. Öfkelendiler, beni küreğe vereceklerdi ki, kitaplarımı gören Reis sordu; idrardan ve nabızdan anlıyor muydum? Anladığımı söyleyince küreğe verilmekten kurtuldum..." (Beyaz Kale, syf.14)
Daha fazla uzatıp sabrınızı taşırmak istemem. Bu tip 'benzerlik' örnekleri inceleme boyunca sürüp gidiyor. Artık 'ihtiyatı' elden bırakıp buna, Rowling'in ve Pamuk'un yaptıklarına düpedüz 'aşırma' diyebilir miyiz? Yoksa Yahya Kemal Beyatlı'nın Shakespeare konusunda olduğu gibi temkinli olmakta fayda mı var:
"Ben intihallere dair bazı etütler gördüm... Bir etüt de Le Cid'in (Corneille'in eseri) 120 mısraının Guilhem de Castro'ndan doğrudan doğruya tercüme edilmiş olduğunu bildiriyordu. Tetkik ettim ve aslını gözümle gördüm. Comoedia gazetesinde bir etüt, Shakespeare'in on üç bin mısraından dokuz bininin ya doğrudan doğruya veya takriben intihal olduğunu iddia etmişti." Hilmi Yavuz Zaman gazetesindeki "Haşim, İntihal ve Metinlerarasılık" adlı yazısında (24.4.2002) Yahya Kemal'in sözlerini şöyle bitirdiğini yazıyordu: 'Fakat yine de, Shakespeare'e intihal isnat etmek için düşünmek lazımdır.'

Okur mutlaka düşünecektir kim 'özgün' kim değil. 'Aşırmasız' yapıtlara ihtiyacımız var;
hem burası Türkiye demeden hem de şu ünlü çok sattı o zaman 'iyidir' demeye gerek görmeden. Eleştirel bir bakış açısı 'güneş altında söylenmiş yeni bir şey yoktur' ile intihalleri ayırmayı bilecektir.






Kullanıcı avatarı
FB Rh (+)
Forumun Abisi
Forumun  Abisi
Mesajlar: 2066
Kayıt: 13 Eki 2006 [ 16:18 ]

Mesaj gönderen FB Rh (+) »

paylaşım için teşekkürler am çok uzun insanların okuyacağını zannetmiyom ...en azından hepsini.. =D> =D> :oops:

Kullanıcı avatarı
Y4HY4
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 875
Kayıt: 08 Ara 2006 [ 18:57 ]

Mesaj gönderen Y4HY4 »

okuyan kazanır napım? FB Rh (+),

Kullanıcı avatarı
VSaBaH
Tasarımcı Yönetici
Tasarımcı Yönetici
Mesajlar: 6135
Kayıt: 21 Kas 2005 [ 23:54 ]

Mesaj gönderen VSaBaH »

Y4HY4 yazdı:okuyan kazanır napım? FB Rh (+),

Abi haklı Yahya yazın uzun evet ama paragraflar koyarak, renklendirerek, boyutlandırarak ve vurgulayarak daha da okunmasını sağlayabilirsin...

Çoğu insan okumak istemez bunu... Güzel yazılar yok olup gidiyor bu şekilde..

Neyse emeğine sağlık!!!
 !
REKLAMLARA YAPILAN TIKLAMA BİZİM TEK GELİR KAPIMIZDIR. LÜTFEN ADBLOCK TARZI EKLENTİLERLE REKLAMLARI ENGELLEMEYELİM. BİZE EN GÜZEL TEŞEKKÜRÜ BU ŞEKİLDE YAPABİLİRSİNİZ. TEŞEKKÜRLER...


Resim

Cevapla