Profesyonellerin arşivinden detaylı köpek eğitimi

Hayvan dostlarımız hakkında herşey bu bölümümüzde.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Uyus
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 1029
Kayıt: 15 Eyl 2007 [ 10:09 ]

Profesyonellerin arşivinden detaylı köpek eğitimi

Mesaj gönderen Uyus »

Bağlıyken Saldırganlığın Kontrolü
En utandıran davranış problemlerinin belki de birincisi bir köpeğin köpeklere, diğer hayvanlara ya da insanlara karşı bağlıyken saldırganlık göstermesidir. Çoğunlukla bu köpekler bağlı değilken aynı saldırganlığı göstermezler. Sahiplerine şaşırtıcı gelmesine rağmen bağlıyken ve değilken arasındaki fark probleme olduğu kadar çözüme de ipucu sağlar. Bağlıyken sergilenen saldırganlıkta köpek sahibinin istemeden verdiği işaretlerin saldırganlığı körüklediğinin ayrımına varılmalıdır. İşte size nedenler:
Genellikle köpek kendine güveni gelmeye başladığı erişkinliğe ulaşmadan hemen önce bir köpeğe ya da kişiye hırlar, havlar, üzerine doğru hamle yapar ya da ısırmaya çalışır. Köpek sahibi şaşırı, utanır ve ne yapacağını bilemez. Doğru şekilde kontol edilmediğinde köpek bu davranışında ısrarcı olur ve işler kötüye gider.
Anlaşılacağı üzere köpek sahibi köpeğin bu davranışını tetikleyebilecek her hangi bir durumu önceden kestirmeye başlar. Köpeğinden önce, yaklaşan bir köpeği ya da kişiyi fark ederek köpeği daha kolay kontol edebilmek için köpek sahibi tasmanın kayışına asılır; vücudunu gerginleştirir ve nefes alışında değişiklik başlar. Köpek kayıştaki ve sahibinin vücudundaki gerginliği fark eder ve onu neyin böylesine endişelendirdiğini bulmak için dikkat kesilir ve nedeni belirlediğinde saldırgan davranış başlar.
Saldırı eğitimindeki ilk aşamanın köpeği daha saldırgan bir havaya sokmak için köpeğin ulaşmaya çalıştığı şeye ya da kişiye karşı gergin tasma ve vücut diliyle cesaretlendirildiğini biliyor muydunuz? Bağlıyken saldırganlık durumunda köpek sahibi farkında bile olmadan her şeyi daha da kötü hale getirir. Köpek sadece sahibinden aldığı işaretlere göre tepki vermektedir.
Bu problemi aşmak için ne yapabilirsiniz? Temel kuralları şöyle sıralayabiliriz:
Eğitin! Köpeğinize kendi kendini kontrol etmeyi ve iyi davranışları teşvik edip ödüllendirebileceğiniz temel itaat kurallarını öğretin.
İlk Belirtilere Karşı Dikkatli Olun. Hiç bir köpek tüm hayatını saldırgan bir ruh hali içinde geçirmez. Köpeğiniz sakin ve huzurluyken nasıl, saldırganlaşmaya başladığında nasıl bir vücut dili kullandığına dikkat edin. Kulaklar, baş ve boyun durumuna, göz biçimi ve ifadesine, ağız ve bıyıklardaki değişmelere, kuyruk durumuna ve genel vücut pozisyonuna bakın. Bir problemin başlangıcında müdahale etmek tam bir saldırganlıkla başa çıkmaktan daha kolaydır.
Köpeğin Dikkatini Yönlendirin. Bildiği neşeli bir tonla komut vererek dikkatini üzerinizde toplamasını sağlayın. Mümkünse yönünüzü değiştirip durumdan uzaklaşın. Yanınızda köpeği kandırabileceğiniz ödül yiyecekleri ya da oyuncaklar da taşıyabilirsiniz. Köpek hem size ayak uydurmaya çalışıp hem de diğer bir köpeğe kafa tutamaz.
Vücut Postürünü ve Ruh Halini Değiştirin. Vücut postürü ruh halini yansıtan bir aynadan başka bir şey değildir. Vücut postürü değiştirilerek ruh hali de etkilenebilir. "Ayağa kalk, gülümse; kendini daha iyi hissedeceksin" tavsiyesi boşuna değildir.
Köpeğe nötr ve daha sakin bir pozisyon olan "otur" komutu verip sakince kulaklarını, ağzını ve başını okşayarak onun vücut dilini değiştirebilirsiniz. Burada okşamanızın anlamı onu sakinleştirmek değil (aksine saldırganlığını ödüllendirdiğinizi zannedecektir) varlığınızla ona güven vermektir. Herşeyin kontrolünüz altında olduğuna köpeğin de sizin de inanması gerekmektedir. Unutmayın ki duygusal düzeyinizi bir köpekten daha iyi hiç bir canlı hissedemez. Köpeğin sessizce oturmsını sağlarken köpeğin vücut postürünü de tehdit edici ifadeden uzak tutmaya çalışın. Tasma kesinlikle gergin olmamalıdır.
Kendi Nefes Alışnız ve Vücut Dilinize Dikkat Edin. Huzursuzlaştığımızda nefesimizi tutup adelelerimizi gerginleştirdiğimizden normal bir şekilde nefes alıp vermek önemlidir. En kolay yol kendi kendinize şarkı söylemek ya da köpeğe bir şeyler anlatmaktır. Ne kadar aptalca görünürse görünsün bu ikinizi de sakinleştirecektir.
Tasmayı Gergin Tutmayın. Unutmayın ki kayışın gergin tutulması saldırgan davranışı pekiştirmektedir. Köpeğe "otur" komutunu verin (gerekirse oturmasına yardımcı olun) ve tasmasını gevşek tutun. Bu köpeğe tam bir özgürlük verdiğiniz anlamına gelmemektedir. Tasmayı gerektiğinde kontrolü hemen ele alacakmış gibi tutun. Köpek ayağa kalkarsa ondan ne istediğinizi ona hatırlatın ve tekrar oturtun.
Saldırganlık İle Karşı Saldırıya Tepki Arasındaki Farkı Öğrenin. Pek çok köpek aslında köpek sosyal davranışına göre tamamen normal olmasına rağmen kendine başka bir köpek tarafından kabaca davranıldığında verdiği tepki nedeniyle saldırgan diye anılır. Bu genellikle köpeklerinin diğer köpeğe sadece bir "merhaba" dediğine inanan insanların köpekleri uygunsuz davrandığında olur. Aslında olan tamamen yabancı birinin sizi öpüp kucaklamaya çalışması gibi bir şeydir. Bu kişiyi tokatladığınızda belirli sınırlar içinde haklarınızı korumuş olursunuz. Köpeğinizin diğer köpekleri taciz etmesine izin vermeyin.
Hırlaşmak Kan Dökmez. Köpekler arasındaki çok az anlaşmazlık ciddi kavgalara dönüşür. Köpekler birbirlerine hırlayıp ısırmaya çalışmasına rağmen bu tür köpek davranışlarının çoğunun amacının aslında göz dağı vererek bir kavganın önüne geçmek olduğunu unutmayın. Köpeğiniz ses ve vücut dilini de aynı amaçla kullanır. Fiziksel bir mücadele başladığında çoğu köpek çok ciddi yaralar almadan bundan uzaklaşmaya çalışır.
Bir köpeğin diğer köpeklere karşı saldırganlığının nedeni çeşitli olabilir. Bazen bu durum tamamen düzeltilemeyebilir. Yine de her köpek belirli bir düzeye kadar gelişme gösterebilir.
Bazen Köpekler Niçin
Bu Kadar Zordur?
Konuya zorun tanımını yaparak başlayalım. "Zor" bizim şartlarımızda başa çıkılması ve kontrol edilmesi kolay olmayan durumlardır. İnsanların kişisel yetenekleri ve imkanları onlara farklı güçlü ve zayıf noktalar sunduğundan "zor" kesinlikle öznel bir kavramdır. Amacımız köpekle yaşam üzerine bir kaç laf etmek olduğuna göre insanlar köpekleriyle yaşamlarını paylaşırken genellikle ne tür zorluklarla karşılaşırlara kabaca cevaplar getirebilirsek konuya daha iyi hakim olacağımızı düşünüyorum. Her ne kadar köpekle olan birebir ilişkimiz, ırkın kalıtsal davranış mirası ve çevresel faktörler zor ve kolay olasılığını derecelendirmede ortaklaşa çok önemli etmenler olsa da biz bazılarını görmezden geleceğiz.
Köpekle olan ilişkimizin sağlıklı bir temel üzerinde yükselmesi için her şeyden önce ailemize yeni ve talepkâr bir üyenin katıldığını kabullenmek zorundasınız. Köpeklerin istediğimiz zamanlarda kapatma düğmeleri yoktur. Sürü hayvanı olduklarından bizi ait olduğu "bütün" olarak görmek isterler. Bu bütünde rollerin ve beklentilerin yani hiyerarşik düzenin kesin çizgilerle belirgin olması şarttır. Ailenizin bu yeni üyesine kesintisiz, düzenli ve kesinlikle tutarlı zaman ayırması gerekir. Kısaca düşlerimize ulaşmadan önce uykumuzu eğitmemiz izlenecek yoldur.
Sorunların büyük bir çoğunluğunun kaynağı da aslında ayrılması gereken zamanın bilinçsiz ve isteksizce verilmesi hatta verilmemesidir. Ayrılan zamanın kalitesi çok önemlidir. Apartmanın çevresinde bir saatlik donuk bir tur yerine yarım saatlik oyun aramızdaki bağları sağlamlaştırmada çok daha büyük bir fırsattır. Aksi takdirde köpeğiniz siz ondan uzaktayken vaktini muhtemelen ayrılığa dayanamadığından uluyarak ve özellikle stres atmak için mobilyaları kemirerek geçirecektir. Sürü hayvanı olduğuna göre yanlız kaldığında ailesini geri çağırması nahoş da olsa doğal olabileceğinden terk edilmediğini bilmesi önemlidir. Ona bahsettiğimiz kaliteli ve yol gösterici birlikteliği sağlamaz ve siz yokken kendi kendine yetmeyi öğretmezseniz köpeğiniz kendi yöntemlerini içgüdüsel olarak kendi belirleyecektir.
Köpekler kemirmekten zevk alırlar. Mutluluk hormonu diyebileceğimiz endorfinin salgılanması amacıyla terlikleriniz yerine düzenli olarak ona sağlayacağınız interaktif oyuncaklar içinde bulunduğu durumun stresini büyük ölçüde hafifletebilir. Bu oyuncaklar sert plastikten yapılmıştır ve üzerinde içine en sevdiği yiyeceklerden bir kaç parça koybileceğiniz küçük delikler vardır. Köpeğiniz gün içinde bu yiyecek parçalarını dışarı çıkarmaya uğraşarak sizsiz zamanlarda kendini meşgul edebilir.
Köpeğiniz siz ne olmasına izin verirseniz odur. Erken yaşta soyalleştirmediyseniz erişkin olduğunda yeterince tanımaya fırsat bulamadığı bazı durumlara karşı güvensiz kısaca saldırgan (çocuklar , diğer köpekler, arabalar vs) ya da temel itaat almadıysa komutlarda güvenilmez olacaktır.
Köpeğinizin fiziksel gereksinimlerinin sorumluluğunun bilincinde değilseniz sizin ve eviniz için ayrıca bir yük olacaktır. Taranmadığında düğüm düğüm ve evin her yerindeki tüyler, diş bakımı yapılmadığında dayanılmaz ağız kokusu, tırnakları kesilmediğinde oyun sırasında derinizdeki çizikler hatta kendine verebileceği zararlar ve kısırlaştırılmadığında evdeki karşıklıkların yanı sıra psikolojik değişikler köpeğinizle yaşamı sırf siz üstünüze düşen görevleri yerine getirmemeniz ya da başta aldığınız yanlış kararlar nedeniyle dayanılmaz kılabilir.
Bir Chow Chow her gün taranmadığında, bir Shar-pei ya da Bulldog'un derisindeki kırışıklıklar dikkatle temizlenmediğinde, Rottweiler insan ve diğer hayvanlarla sıkı bir şeklide sosyalleştirilmediğinde ya da Alman Çoban Köpeği kendilerine bir görev verilmediğinde başta kendininki olmak üzere hayatınızı oldukça zorlaştırabilir.
Sorun olarak görülen tüm bu durumlar aslında üzerine düşeni yapmayan köpek sahibinden kaynaklanmaktadır. Kendinizle başta yaptığınız anlaşmaya uymayacaksanız köpek bakımı zordur. Onların tüylerini taramaktan, salyasından, bazen etrafı devirmelerinden, çağırdığınızda parkta arkadaşlarınından kopamamalarından hoşlanmıyorsanız köpek almayın. Yaşamımızı bir köpekle paylaşmamızın tek nedeni onların bu tür şeyler yapabilir olmasıdır. Aynı nedenlerle çocuk yapmaktan vazgeçebilir miydik?
Köpekle olan birlikteliğin ortalama 10-12 yıl sürdüğünü göz önüne alırsak sorumluluklarınızı baştan "zor" diye nitelendiriyorsanız bunları yerine getirmediğinizde olacakları en baştan yanlış değerlendiriyorsunuz demektir. Sorumluluklar büyük ölçüde sabır, anlayış ve tecrübe gerektirebilir. Bu da güç bir iştir; ama bu güçlük köpeğinizde neden olduğunuz problemlerin zorluk olarak yaşamınıza yansıtmanızın haklı nedeni değildir.
Benim, Hepsi Benim!
Köpeğinizin eşyalarını kimseyle paylaşmamasının önüne nasıl geçebilirsiniz?

Çok basit, ona daha değerli bir şey vererek.
Köpeklerin yiyeceğini, kemiklerini ve diğer değerli eşyalarını kıskanmaları çok doğaldır. Tecrübeleri alındığında bir daha onları hiç göremeyeceklerini öğretmiştir.
Gerçek lider köpekler genellikle sahip olduklarını paylaşır. Araştırmaların birinde lider köpeğin kemiğine paylaşmada gayet istekli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kemiğin kendisinin olduğundan çok emin olan bu lider, etli parçanın kendi tarafında kalması şartıyla sürünün diğer üyelerinin kemiğin zayıf diğer ucundan kemirmesine izin vermiştir. Sahiplenme duygusu, sosyalleşmede eksiklik, itimat ve kendine güvensizlik hissinden kaynaklanır.
Değerli şeylerin kıskanılması köpekler arasında çok rastlandığını bilmemize rağmen köpeklere yiyecek ve eşyalarını insanlardan kıskanmamaları gerektiğini öğretmek önemlidir.
Hiyerarşik kanunlara göre erkek köpekler üstlerine her zaman saygı duyar. Düzen kurulduğunda sahiplenmeci saldırganlık, liderin mülki hakkı kesin olduğundan nadiren gerçekleşir. Dişiler için ise ayrı kurallar geçerlidir: Ben sahipsem bu benimdir. Sahiplenme 10'da 9 dişilere has bir kanundur.
Erkeklerle hiyerarşik düzeni sağlamlaştırın dişilerde ise paylaşmayı öğretin. Öncelikle güvenliği sağlayın. Köpeğin ısırabileceğinden şüpheleniyorsanız koruyucu bir eldiven giyin ya da köpeğin yemek yiyebileceği; ama ısıramayacağı ağızlıklardan takın.
Asla yanlız çalışmayın. Psikolojik desteğin yanı sıra bir yardımcının işler çığrından çıkmaya başladığında mama kabının ya da kemiğin üzerine bir kova kapatacak mesafede olmasında fayda vardır. Kemik gibi değerli nesnelerle çalışıyorsanız onu bir ipe bağlamayı ve hırlamalar başlayınca çekip üzerine kova kapatmayı unutmayın. Bu taktik azarlamadan daha çok etkili olmaktadır. Hırlarsan kemiğini kaybedersin. Köpekler bu kuralı kısa sürede öğrenir.
Bir Garson Gibi Değil
Yemek zamanlarında çoğu insan köpeğinin önüne mama kabını koyar ve gider. Bu köpeğe yanlız yemeği öğretir ve daha sonra her hangi bir müdahaleye sinirlenme olasılığını arttırır.Yemek zamanları yere yanına oturmak gibi bir alışkanlık edinin. Mama kabını kucağınızda tutun ve ara sıra elinizden lezzetli (tavuk, ciğer eti ya da peynir gibi) ödüller verin. Köpek rahat görünüyorsa elinizi (ödüllerle birlikte) kaba daldırın. Köpek kısa sürede yemek zamanı ile sahibinin varlığını ve yakınlığını bağdaştıracaktır.
Köpek önceden yemeği ve insanların varlığına karşı bir antipati geliştirdiyse başka bir taktik geliştirmemiz gerekir. Genellikle iki tür garson vardır: ihmalkar ve aşırı ilgi gösteren garson. Köpekle aynı oyunu oynayıp mama kabına yaklaşmamız için bize yalvaracak duruma getirebiliriz.
Mama kabını mutfak tezgahının ya da masanın üzerine koyun ve köpeğe oturmasını söyleyin. Yere boş bir mama kabı koyun. Köpek bir mama kabına sonra da şaşkınlıkla size bakacaktır. Köpeğin burada aklından geçen "hemen yemeğimi getirdir."
Şimdi köpek sizden mama kabına yaklaşmanızı istiyordur. Mama kabında kıskanacak hiç bir şey olmadığından sinirlenecek bir şey de yoktur. Köpeğe doğru yürüyün; oturmasını söyleyin ve mamadan çok küçük bir parçasını kabına koyun ve uzaklaşın. Böyle küçücük porsiyonlarla onu doyurmayacak şekilde beslemeye devam edin. Bu sefer mama kabına biraz daha fazla mama koyun ve yemesine izin vermeden önce elinizden bir kaç kez ödül yiyeceği verin. Mama kabını bir elinizle tutmaya devam ederken diğer elinizde lezzetli ödül yiyeceklerini vermeye devam edin.
Köpeğinizin varlığınızdan hiç rahatsız olmadığını hissetmeye başladığınızda köpeğinizin bayıldığı bir ödül yiyeceği çıkarın ve bir anlığına mama kabını önüne koyun. Aynı anda ödül yiyeceğini verirken mama kabını önünden alın. Bu önemli bir andır. Mama kabı elinizdeyken dişi köpek kabın sizin olduğunuzu düşündüğünden sorun çıkmayabilir; ama bıraktığınız anda artık mama onundur ve buna itiraz edebilir. Bunu tekrar tekrar yineleyin. Her başarılı seferden sonra mama kabını daha uzun süre önünde bırakın.
Mama kabında hala yiyecek olmasına rağmen köpek en lezzetlilerinin sahibinden geldiğini artık bilmektedir. Köpek zamanla insan elinin mamayı uzaklaştıracağından çok vermeye yaradığını anlayacaktır.
Gelecek ders insanların önünden mamasını gerektiğinde alabileceğini öğretmek üzerine olacaktır. Köpek bir elinizde lezzetli ödül yiyeceğinden yerken "bırak" deyin ve sakince diğer elinizle mama kabını uzaklaştırın. Yerine koca bir konserve porsiyon koyun. Köpek böylece önünden tabağının alınmasının yemeğini kaybetmek değil daha da lezzetlilerinin verilmesi anlamına geldiğini öğrenecektir.
Güven Tazeleme
Köpeğinizin önünden kemiği, oyuncakları ve diğer nesneleri alma egzersizi yapın. Öncelikle çok da bayılmadığı oyuncaklarla başlayın. Oyuncağı "al" komutuyla uzatın ardından "bırak" komutuyla ona ödül yiyeceğini sunarak geri alın. Bunu zamanla daha değerli ve en son kemiğiyle pratik edin. Ödülün cazibesi değiş tokuş yapılan eşyanın değerine göre artış göstermelidir.
Köpekler değerli birşeylerini size teslim ettiklerinde bunun o nesneyi bir daha göremeyecekleri anlamına gelmediğini anlamaları gerekmektedir. "Bırak" komutuyla sahibinin kendisi o lezzetli ödül yiyeceklerinden yerken (ne cömertçe) oyuncağına vs göz kulak olacağı ve daha sonra kendisine tekrar verileceği (ne asilce) anlamına geldiğini bilmesi gerekmektedir.
Bu arada köpeğiniz muhtemelen şöyle düşünüyor olacaktır: "Pis bir tenis topu için sosis veriyor ve sosisimi yediğimde topumu geri veriyor. Ne aptalca; ama olsun ben paylaşmayı seviyorum."
Ceza - Ne Zaman
Uygulanmamalıdır?
Köpeğin dost ve iş arkadaşımız olarak evcilleştirilmesinden onbeş bin yıl geçmesine rağmen cezalandırma hala bu yetenekli canlıların davranışlarını kontrol etmede ana yöntem olma özelliğini sürdürmektedir. Sanki acı, köpeğin zeka ve çalışma isteğini arttıracakmış gibi bu yöntem şimdiye kadar hiç sorgulanmadan kabul edilegelmiştir.
"Ceza" kelimesi sadece tırnakların çekilmesi ya da gözlerin oyulması anlamına gelmemelidir. Aslında ceza, cezalandırılanda hiç bir gerçek zarara neden olmadan da gerçekleştirilebilir. Köpek eğitiminde "ceza" terimi "bir davranışın gerçekleşme şansını azaltan bir uygulama" olarak tanımlanır.
Aslında cezanın işlev açısından kavramsal karşılığı "düzeltme" olmalıdır.
Örneğin köpekbalıklarının sırt yüzgeçlerini göstermeleri yüzücüler için, odanın çok sıcak olması da kazakla oturan insanlar için birer cezadır. Köpekbalıklarının gitmesi ya da odadaki ısının düşmesi her şeyi normal haline dönmesini sağlar. Bundan dolayı "ceza" bir şeyin gerçekleşme olasılığını azaltan bir unsurdur.
Cezanın ilk kuralı cezalandırmaya çalıştığınız olayla yakinen bağlantılı olması gerektiğidir. Köpeğinizi halıyı ıslattığı için cezalandırdığınızı söylediğinizde köpek halıdaki ıslaklıkla ceza arasında bağlantı kuramayacak olursa sonuç sadece köpeğin sizin önceden kestirilemez davranışlarınız nedeniyle ilişkinize karşı güvenini kaybetmesi olacaktır. Tanımı gereği doğru şekilde kullanıldığında ceza her zaman hatanın gerçekleşme olasılığını azaltır. Bu nedenle hata sırasında köpek yakalanmadığı sürece asla cezalandırma (düzeltme) yapılmamalıdır. Yine de ceza bir probleme karşı nadiren en iyi çözümdür ve genellikle de yanlış uygulanır.
Cezanın ikinci ana kuralı tutarlı ve sürekli olmasıdır. Davranış bir kez elimine edildiğinde ise ardından yapmanız gereken köpeğinizin yapması gerektiği her hareket için onu ödüllendirmenizdir. Bu, onun motivasyonunu değiştirirken doğru davranışı korumasına yardımcı olacaktır.
Cezanın istenilen davranışlarda nadiren değişikliğe neden olmasına rağmen bazı insanlar etkililiği konusunda değişmez bir fikre sahiptir. Çoğu köpek cezalandırılmalarının ardından çoğunlukla korku ve güven kaybına itilmektedir.
Cezanın uygulanmasından çok öncelikle köpeğin davranışlarının iyi okunması ve hatalar gerçekleşmeden önce önüne geçerek doğru davranışlarının pozitif yönlendirmeyle ödüllendirilmesi köpeğimizle ilişkilerimizi daha sorunsuz ve huzurlu bir düzeye yükseltecektir.

DAVRANIŞ: ANLAMA VE
MODiFiKASYON
GİRİŞ
Öncelikle eğitimle ilgili sık sık birbiriyle karıştırılan iki önemli kavramı anlamak gerekiyor.
Birincisi davranış problemlerini çözmeye yönelik eğitim biçimidir.
İkincisi ise komut-tepki sistemi üzerine kurulu olandır.
Komut üzerine çağrılınca gelen, oturan, uyum içinde yanınızda yürüyen ve ardından evde koltuğunuzun bacaklarını kemiren bir köpeğe sahip olmak pekala mümkündür. Tam tersine evde eşyaları parçalayan ya da insanların üzerine çıkan; fakat komut üzerine oturan ya da yanınızda tasmasız sakince yürüyen bir köpeğe de sahip olabilirsiniz. Olaya açıklık kazandırmak açısından birinci tip eğitime "davranış modifikasyonu" ikincisine ise "itaat eğitimi" olarak tanımlamada fayda var.
Her şeyden önce unutmayalım ki "istenmeyen davranışlar" sadece bakanın gözündedir. Köpek için kazmak, havlamak, diğer köpekleri kovalamak tamamen doğaldır. Bu davranışları kontrol edemeyeceğiniz anlamına gelmemektedir tabi ki; ama tüm bunları köpeğiniz sizi çıldırtmak için yapmadığını anlamız gerekmektedir. Siz köpeğinizi bu konuda eğitene kadar tüm bunları yapmaması gerektiği konusunda hiç bir fikri yoktur. Ondan ne istediğinizi anlaması gerekmektedir.
Köpekler (insanlara göre) istenmeyen davranışlara başladığında en iyisi bu davranışın kaynağını anlamaya çalışmaktır. Çoğunlukla tüm bu problemler yalnız kalmanın verdiği sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Köpekler oldukça sosyal hayvanlardır. Olası çözümlerden biri köpeğinizin yeterince egzersiz yaptığından emin olmaktır. Egzersiz pek çok problem için mükemmel çaredir ve köpekler buna bayılır. Köpeğinizin yaşı ve ırkına uygun düşebilecek egzersiz düzeyi için köpeğinizin veteriner hekimine baş vurun. Diğer bir çözüm ise itaat eğitimidir. Önemli nokta köpeğinizin sizin ilginize gereksinimi olmasıdır ister yürüyüş isterse de eğitim sırasında.
Köpeğinize patronun kim olduğunu ona vurarak, bağırarak ya da benzer ceza yöntemleri ile öğretemezsiniz.
Bunun karşılığında tek öğreneceği size güvenmekten çok korkması gerekeceğidir. Köpeğe patronun kim olduğunu lideri olarak gösterebilirsiniz. Ona ne yapılacağını ve nasıl davranılacağını gösterin. Çoğu köpek onun lideri olmanızı iç güdüsel olarak sizden bekleyecektir. Yine de az sayıda da olsa liderlik pozisyonu için size meydan okuyabilecek köpekler çıkabilir. Aslında çoğu köpek, sahipleri bunu bilinçsiz olarak hiç denemediği için liderlik pozisyonuna yükselir. Köpek yanlış davranışlarından ötürü sahiplerini düzeltmeye başlayıncaya kadar da bunu fark etmeyebilirler.
İlginç olan, dominatlık göstergesi olarak tavsiye edilen pek çok davranış formu köpeklerde geri teper. Bunun nedeni pek çok durumda köpek aslında liderlik için yarışmamasıdır. Patronun kim olduğuna dair uyguladığınız teknikler, doğru dürüst bir neden olmaksızın onun davranışlarını düzeltmeye başladığınızdan dolayı köpeğinizin sizden soğumasına ve güvenini yitirmesine yol açar. Köpeğinize karşı adaletsiz davranışlarınız onun insanlara karşı sürekli kendisini savunma gereksinimi duymasına ve bildiği tek yöntem olan ani ve kestirilemez ısırıklarla (fear bite) kendisini savunmasına yol açacaktır.

DOMİNANTLIĞIN PRENSİPLERİ
İtaat eğitiminde minimum sorunla ilerlemeniz için köpeğinizin sizi lider olarak görmesi gerekmektedir. Bu sizi PATRON olarak görmesi anlamına gelmektedir. Köpeğiniz üzerinde dominatlığınızı göstermenin ve bunu korumanın çeşitli yöntemleri vardır. Köpekler kendi aralarında çekinik (resesif) karakterde değişiklik gösterir. Köpeğiniz yeterince resesif ise üzerinde hakimiyet kurmanıza gerek olmayabilir (aslında, baskın pozisyonunuzu onun çekinik karakterine cesaret vermek için kullanabilirsiniz). Çoğu köpek memnuniyetle resesif olmayı kabul eder. Köpeğiniz size karşı resesif davrandığında bunu uygun şekilde ödüllendirip, sizi test etmeye çalıştığında (çoğu köpek ergenlikten hemen önce deneyecektir) liderliğinizi ona hatırlattığınızdan emin olmalısınız. Çok az köpek gerçekten dominattır ve yine çok azı sürekli bunu size kabul ettirmeye çalışır.
Sık sık insanlar, olmadığı halde ergenliğin verdiği yüksek enerji ve afacanvari davranışları dominantlık için yapılmış numaralar olarak değerlendirmektedir. İki yaşındaki bir çocuğu gözünüzün önüne getirin. Gerçekte liderlik için anne ve babasına kafa tutmaktan çok sınırlarını anlamaya çalışmaktadır. Yavru ve genç köpekler de aynısını yaparlar. Prensiple hatalarını düzeltin; ama bir ölüm kalım "patron kim "savaşına girişmeyin. Bu yanlış bir davranıştır ve köpeğinizin size karşı güvenini kaybetmesine yol açar. Bu tıpkı yine iki yaşındaki bir çocuğun davranışını sözel olarak düzeltip belki poposuna hafifçe vurmak yerine onu yerden kapıp duvara yapıştırarak bağırmaya başlamak gibi bir şeydir. Unutmayın ki çoğu köpek 2 - 3 yaşından önce hala (insan terminolojisine göre) 20 yaşın altındadır.
Diğer bir değişle fiziksel erginlik ile zihinsel ergenliği birbirine karıştırmamak gerekmektedir.
Alfa olmayı ceza ile asla karıştırmayın.
Bir "Alfa" lider adildir. Bir "Alfa" lider konumunu hak eder. Bir "alfa" lider konumunu elde edip onu korumak için korku, ceza veya kaba kuvvet kullanmaz. Bunun yerine bir "alfa" lider onayladığı ve onaylamadığı davranışlar açısından bir su kadar berraktır. Bir "Alfa" mahiyetindekilerin kendisini takip etmeye zorlamaz, bekler.
Köpeğinize sinirlenirseniz alfa pozisyonunuzu kaybedersiniz. Köpekler hiddeti anlamazlar.
Sakin ve olanların kontrolünde olmanız gerekir.
Daima köpeğinizin resesif davranışlarını onaylayın.
Köpeğiniz gözlerini sizden kaçırdığında; sizi çenenizin altından yaladığında onu ödüllendirin. Sırt üstü yuvarlandığında karnını keyifle kaşıyın.
Düzeltmelerinizde tutarlı ve adil olun.
Köpeğinize komutlarınıza güvenebileceğini göstermeniz gerekir. Olay gerçekleştikten sonra hatasını düzeltmeye kalkmayın. Bu tür düzeltmeler, köpeklerin çağrışımsal hafızaları insanlarınki gibi olmadığından köpeklere keyfi ve adaletsiz gelir.
Köpeğiniz hala bir yavru ise sosyalleştirme güven kazanmasında faydalı olacaktır.
Bazı davranışların düzeltmeye gereksinimi olduğunu inanıyorsanız "daima" tam o hareketi gördüğünüz anda düzeltin. Örneğin, köpeğinizin koltuğa çıkmasını istemiyorsanız sadece onu koltuk üzerinde yakaladığınızda hatasını düzeltmelisiniz.
Aile içinde tutarlılık büyük bir sorun olabilir. Her aile üyesi temel eğitim kuralları üzerinde, nasıl ve ne zaman hataların düzelteceği, hangi komutların kullanılacağı vs konusunda anlaşmaya varmış olmalıdır. Aileler köpeğin kafasının karışmasını engellemek için iş birliği yapmak zorundadırlar. Köpeği sadece aktif olarak bir kişi eğitirse daha iyi olur. Bundan sonra komutlar herkes tarafından aynı şekilde kullanılırsa ailedeki herkes onları kullanabilir.
Sonuç olarak her zaman minimum düzeltme kullanın. Sert bir "Hayır" işe yaryıorsa onu sırt üstü yere yatırıp lidere teslim olmasını sağlamaktan çok onu kullanın. Çenenin altında ufak bir fiske işe yarıyorsa enseden tutup sallamayı es geçin.
Köpeğinizin meydan okuyuşlarını düzeltin.
Özellikle ergenlik dönemlerinde köpeğiniz konumunuzu test edip buna meydan okuyabilir. Bu davranışları düzeltmeyi ihmal etmeyin. Evde fırtınalar estirmenize gerek yok. Sadece bu davranışları hoş karşılamadığınız konusunda açık olmanız yeterlidir. Örneğin, köpeğinizin kapıda sizi itip geçmesine, arabadan izin vermeden inmesine, elinizdeki yiyeceğe atlamasına ve en önemlisi bildiği komutları duymazdan gelmesine asla izin vermeyin.
Alfa davranışının sergilenişini öğrenin.
Bunların hepsini kullanmanıza gerek yoktur; fakat varlıklarından haberdar olmanızda fayda vardır. Bunların hiç birini sinirli ya da canınız sıkkınken kullanmayın. Amaç köpeğin canını yakmak değil ona alfanın kim olduğunu göstermektir. Hepsi de siz sakin, tutarlı ve gerçekçi olduğunuzda işe yarar. Tekrar, daima minimum düzeltme kullanın. Yerine hatalar yapılmadan önce köpeği okuyup engel olmaya çalışın.
Köpeğinize hakimiyetinizi kabul ettirmek için o teslim oluncaya kadar onu sırt üstü yere mıhlamayı (alpha roll) nasıl yapacağınızı öğrenmekten çok alfa rolü oynamayı öğrenmeniz daha önemlidir. Bu, sinirlenmeden ve vaz geçmeden "Ben her zaman haklıyım ve asla köpeğimin kasıtl olarak bana itaatsizlik etmesine izin vermeyeceğim" tavrına sahip olmak anlamına gelir. İki yaşındaki bir çocuğu gözümüzün önüne getirelim. Kimin "Anne" olduğu konusundan çok çocuğun neleri yapmaya izni olup olmadığı konusunda bir mücadeleye gireriz. Bu ikisi arasında ciddi farklar vardır.
Zaten resesif olup kendisinden ne istendiğini bilmediği için itaat etmeyen bir köpekte alpha roll'u kullanmak aranızdaki ilişkiye zarar verici olabilir. Dominat bir köpekte ise pozitif yöntemlerden hiç birini kullanmaksızın sadece alpha roll'un kullanılması köpeği sizden uzaklaştıracaktır. Çoğu köpek hayatları boyunca buna gereksinim duymaz.
Daha da ötesi, alpha roll'u dominantlık gösterisindeki en güçlü silahlardan biridir. Bunu gerçekten çok büyük kontrol gerektiği zamanlara saklamalısınız.
Sadece dominant olmak köpeğinizin davranışlarını okuyabilmenin ve onu anlamanın yerini tam anlamıyla tutamaz. Her köpeğin hayatının birer parçası olan doğru itaat eğitimi karşılıklı fayda sağlar ve sizin köpeğinize karşı sorumluluklarınız olmasının yanı sıra köpeğinizin size karşı itaatkar olmasını gerektirir.
Dominantlığın göstergeleri:
Timeout: Köpeğinize "yat-bekle" komutunu verin ya da bunu yapmaya henüz eğitilmediyse sessizce ve fazla telaş göstermeden onu ev içinde küçükken alıştırdığınız kafesine koyun. Bağırmaya hiç gerek yok. Herşeyin sakinlik içinde yapılmasında fayda var. Köpekler sosyal yaratıklar olduğundan bu genellikle şaşkınlık verecek şekilde etkili ve kolaydır.
Göz Teması: Astlar her zaman alfadan gözlerini kaçırır. Bu sırada köpeğiniz gözlerini sizden kaçırmazsa sözel olarak onu uyarın. Gözlerini kaçırır kaçırmaz ödüllendirin.
Çene altından hafif vuruşlar: Alfa köpekler astlarının hatalarını düzeltmek için çene altlarına hafif ısırıklar atar. Siz de bunu bir ya da iki parmağınızla, vurmadan ama hafif bir fiske ile taklit edebilirsiniz. Burnun üzerine vurmayın. Bu onun koku duygusuna zarar verebilir hatta elden çekinmesine yol açabilir.
Kulakların altından kavramak: Alfa köpekler astlarının kulak arkalarından yakalayıp sallarlar. Siz de köpeğinizin kulaklarının altındaki deriyi tutup sıkıca sallayarak aynı etkiyi yaratabilirsiniz. Fazla güç kullanmanıza gerek yok. Sadece kastınızı anlatacak kadar yapmanız yeterlidir. Asla ensesinden tutup sallamayın. Bu şekilde köpeğinize zarar verebilirsiniz.
Alpha Roll: Köpeğinizi sırt üstü yatırın. Tasmasından ya da ensesinden sıkıca; ama canını yakmadan kafasını yerde tutun ve diğer elinizi kalça ya da kasıklarının üzerine koyarak sakinleşip teslim oluncaya kadar öyle tutun. Bu en sert alfa ifadesi olduğunda pek sık kullanılması tavsiye edilmez.
Doğru davranışta ısrarcı olun.
Köpeğinizi yemeğinizi yedikten sonra besleyin. Kucağınızda sizden yemek dilenmesine izin vermektense "yat-bekle" komutuyla onu kontrol altında tutun. Kapıdan sizden önce fırlamasına izin vermeyin. Siz izin vermedikçe arabadan inmesine müsaade etmeyin. Traumatik olmaksızın dominantlığınızı köpeğinize kabul ettirmenin oldukça basit ve çeşitli yöntemleri vardır. Yeterince yaratıcıysanız uslu ve itaatkar bir köpek elde etmede bu teknikleri kullanabilirsiniz. Özellikle siz izin vermeden köpeğinizin bir şey yapmasına müsaade etmemeniz iyi bir alfa davranışıdır ve köpeği itaatkar kılar.
Köpeğinizin evdeki herkese itaat ettiğinden emin olmalısınız.
Bu oldukça önemlidir. Köpeğiniz özellikle aile içinde belirli bir kişiye karşı itaatsizlik gösteriyorsa gerektiğinde o kişiye komutlar sırasında arka çıkarak destek olun. Aile üyesi köpekten korkuyor ya da çok küçük ise problem çözülünceye kadar tüm iletişimi kontrol etmenizde fayda vardır.

TEŞVİK: Başarılı Köpek Eğitim Anahtarı
Ödül denen bu şey de nedir? Sizin de fark etmiş olabileceğiniz gibi diğer homapage dosyalarında da okuduysanız "ödül" den çok sık bahsedilir. Ödülü anlama köpeğinizin davranışlarını, nasıl öğrendiğini ve davranışlarında her hangi bir değişiklik yapmada başarılı olmada büyük önem taşır.
İşte size asla unutmamanız gereken bir cümle:

KÖPEĞİNİZİN DAVRANIŞLARININ BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞU TEŞVİK ETMENİN SONUCUDUR.
Köpeğinizde belirli bir davranışı teşfik eden siz ya da başka biri olabileceğini aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız, çocuklar belirli bir davranışı teşvik edebilirler. Köpeğinizle iletişim içindeki her hangi bir kişi potansiyel olarak onun davranışında değişikliklere neden olabilir.
Ödül ya da teşvik köpeğinizin hoşuna giden her hangi bir şey olabilir. Yiyecek, okşanma, ses tonunuz, belirli bir kelime, yüz ifadesi, belirli bir oyuncakla oynamasına izin verme, dışarı çıkma, köpeğiniizn sevdiği biri ya da bir köpeğe gitme ve en çok gözden kaçan hoş olmayan birşeyden uzak durma. Bunlar köpeğinizin davranışlarını teşvik ederek belirleyen bir kaç ödülden biridir.
Basit olarak ifade edilmek istenirse teşvikin basit mantığı şudur:

KÖPEĞİNİZ HOŞUNUZA GİDEN BİR ŞEY YAPTIĞINDA SİZ DE ONUN HOŞUNA GİDEN BİR ŞEY YAPIN.
Yavru dünyamıza girer ve hareket etmeye başlar. Bazı davranışları teşvik edilirken bazılar edilmez. Köpeğiniz bir yaşına geldiğinde sahip olduğu davranışların çoğu kazara ya da kasten teşvik edilmenin sonuçlarıdır. Doğru, köpek davranışının bazıları genetiktir; fakat gün içinde karşılaştığımız davranışları öğrenilmiş ya da teşvik edilmiştir. Genetik davranışlar bile teşvik ile abartılabilir. Pekçok araştırmacı genlerin köpeğe belirli davranışlara sahip olacağı ya da belirli şekilde hareket edeceği bir yatkınlık sağladığı konusunda hem fikirdir.
Teşvik hızlı ve güçlüdür. Ödül bir davranışın tekrar gerçekleşme olasılığını sıfırdan % 80'e çıkarabilir. Düşünün bir kere. Tek bir teşvik bile bir davranışın gelecekte yinelenmesini garanti edebiliyor. Şimdi ödülün köpeğinizin davranışlarını anlamada niçin bu kadar büyük önem taşıdığını ve bu anlayışın köpeğin davranışını değiştirmede ve öğrenmesini sağlamada ne kadar gerekli olduğunu anlayabilir musunuz?
İkinci önemli konu ise ödüllendirmenin zamanlamasıdır. Köpek bir şey yaptıktan sonra en ideal ödüllendirme zamanı 1/2 saniyedir. Çeşitli araştırmalar da bunun doğru olduğunu göstermektedir. Bu, pek çok nedenden dolayı büyük anlam ifade etmektedir. Köpek sürekli hareket halindedir. Ödüllendirmek için bir ya da iki saniye bekleyecek olursanız köpeğinizde başka bir davranışı taşvik ediyor olabilirsiniz. Örneğin: köpeğe oturmayı öğretmeyi alalım. Köpek oturur; fakat siz ödüllendirmek için köpeğin ayağa kalkmasını beklerseniz ayağa kalmasını ödüllendirmiş olursunuz. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik edilen davranış odur.
Pek çok kere köpek sahipleri köpeklerinin üzerlerine çıkmasından şikayet eder. Onlarla konuşurken, doğal olarak teşvikin önemini bilmedikleri için, o sırada köpekleri üzerlerine çıkmaya çalıştıklarında köpeklerini okşadıklarını fark ederim. Köpek sahipleri böylece bilmeden köpeklerinin üzerlerine çıkmasını teşvik ettiklerini fark etmezler.
Köpeğin sahibinden yiyecek dilenmesi bir ikinci sorundur. Köpek sahibi bir şey yerken ondan ısrarla parça ister. Tabiki köpek sahibi yerken oturup ağlayan gözlerle ona bakar ve sonunda da hakkını alır. Sahip bıkacağını umarken sonunda teslim olur ve köpeğin dilenmesini teşvik etmiş olur.
Köpeğin saldırgan yanını teşvik etmek de köpek sahiplerinin genellikle bilinçsizce yaptığı bir davranıştır. Eve yabancı biri gelir. Köpek yabancıya hırlar. İyi niyetle sahibi "Tamam, kimseye bir zarar vermeyecek o" diyerek köpeği sakinleştirmeye çalışır. Tekrar, ne yaptığının farkında olmadan sahip köpeğin saldırgan davranışını ses tonuyla teşvik etmiş olur.
Aşağıdaki örnek kısa süre önce benim şahit olduğum bir olaydır. Alış veriş etmek için bir dükkana girmiştir. Tezgahın arkasından güzel bir Boxer yavrusu çıktı. Bana hırladı.Sahibi tamamen güven verici tatlı bir tonla "Tamam Rambo, tamam" dedi. Dükkan sahibine yaptığının nelere neden olabileceğini açıklamaya çalıştım. Ona köpeğin kelimelerin anlayamayacığını söyledim. Ayrıca davranışının köpeğe daha fazla hırlamaya teşvik ettiğini açıkladım. Dükkan sahibi söylediklerime inanmak şöyle dursun saçmaladığımı bile düşünmüş olabilir. Sonraları köpeğin bir müşteriyi ısırdığını ve uyutulduğunu öğrendim.
Bazen "fırtına" köpeği diye adlandırdığım köpeklerle de çalıştım. Bu köpekler fırtınanın çıkardığı sesten öylesine korkuyorlardı ki kendilerine ve çevrelerindeki eşyalara zarar veriyorlardı. Çoğunlukla sahiplerinin korku ve paniklerini teşvik edecek şekilde bu köpkelerle sakinleştirici bir şekilde konuşup onları okşadıklarını fark ettim. Yine, iyi niyetle de olsa köpeğin tepkileri ödüllendiirlmiş olunuyordu.
Gördüğünüz gibi teşvikin önemi anlaşılmadığı takdirde her hangi bir davranış problemi ya abartılıbiliyor ya da yenisi yaratılabiliyor.
Öyleyse, davranış peoblemleri olan köpeklerle ne yapmalıyız? Başta bu bir muamma gibi gelebilir. Bu davranışların değiştirilmesi biraz deneme-yanılma, ekstra beceri ve adım adım ilerleme gerektirebilir.
Bu problemli davranışların çözümü DOĞRU DAVRANIŞI TEŞVİK EDEREK gerçekleşir.
Doğru davranışları anlamının en kolay yolu köpeğin aynı anda iki zıt davranışı yapamayacağını görmektir. Örneğin: bir köpek aynı anda hem oturup hem üstünüze zıplayamaz; aynı anda hem saldırgan hem de dost canlısı olamaz ya da aynı anda hem korkak hem de dışadönük olamaz.
Burada her köpek ve her köpek için durumlar farklı olduğundan net olmak güç olsa da doğru davranışları teşviki konusunda genel bir örnek vermeye çalışacağım. Sahibine yaklaştığında üzerine çıkmaya çalışan bir köpek düşünün. Burada doğru davranış sahibinin yanına geldiğinde oturması olacaktır. Böylece ilk adım köpek yanınıza geldiğinde önce ona "otur " komutunu vermeniz ve oturduğunda onna bol ödül vermenizdir. Köpeğiniiz size yaklaştığında üzerinize zıplamaktansa oturmayı öğrenmesi uzun zaman almayacaktır. Bu tekniği, köpeğin ayağına basmak, göğsünden dizinizle engellemek ya da kafasına bir şaplak atmak gibi ceza kullanımları dışında pek çok olayda başarıyla kullandım.
Doğru davranışı belirledikten sonra onu teşvik etmeyi öğrenmeniz biraz çalışma gerektirse de uzun vadede teşvikin nasıl çalıştığını anlamanız size ve köpeğinize büyük fayda sağlayacaktır.

DOMİNANT KÖPEĞİN EĞİTİLMESİ
Dominant köpek nedir? Erkek Weimeraner ve Rottweiler'lar akla ilk gelenler. Pek çok insanın eğitim kurslarına katılmalarının ana nedeni evde kontrolü ele geçirmiş bir köpeğe sahip olmalarıdır.
Bu, yukarıda bahsedilen ırklardan biri ya da küçük bir Yorkshire teröristi olabilir. Dominant köpeğin fiziksel olarak güçlü bir köpek olması gerekmez. Tüm o, odaya kimin girip kimin giremeyeceğine karar veren küçücük köpekleri düşünün bir kere. İnsanların expres servisi için üretilmiş ırkların genetik olarak resesif olduğuna da sakın inanmayın. Kesinlikle oldukça dominant olan iki Border Collie'ye sahiptim. Bu ırk her zaman her istediğinizi yapmaya hazır eğitilmiş olarak size gelmez. Aslında dominant köpekler neredeyse her ırktan çıkabilir.
Komşunuzun köpeği tasmasını çekiştirmeden yürüdüğü, çağrıldığında geldiği ve nadiren düzeltmeye gereksinim duyduğu için kendinizi aptal gibi hissedebilirsiniz. Öte yandan, günde saatlerinizi verdiğiniz ve sayfalarca pedigriye sahip şampiyonunuz sokakta sizi hala parmağında oynatabilir.
Üzülmeyin. Haydut köpeğiniz bir evliya olmasa da karakter sahibi bir hayvana dönüşebilir. Belki de bir gün onla gurur duyabilirsiniz.
Herşeyden önce köpek dostunuza onun sürü lideri, kıdemli partneri, tanrısı, idolü, yaşama nedeni ya da ne derseniz deyin olduğunuzu ikna etmeniz gerekmektedir. Bir süredir ipler onun elindeyse tacından feragat etmekte isteksiz davranacaktır. Yine de bu başarılabilinir.
Yıllar içinde dominant köpeğin eğitiminde pek çok yöntem geliştirilmiştir. Niyetinizi zorlayarak kabul ettirebilirsiniz. Köpek çok büyük değilse ve üzerinizde eğitim giysisi varsa bu işe yarayabilir. Pek çok eğitimci köpekleri teslim olmaya zorlayabilir. Fakat biz sıradan, köpeğin kendisini ısırmasından korkan ve Atilla Han'ın köpek versiyonu yerine bir dost isteyen insanlardan bahsediyoruz.
Belli bir süre köpeğin hareket alanı evin belirli bir bölgesiyle sınırlandırılmalıdır. Belki de köpek yatak üzerinde uyumaya alıştırılmıştır. Bu alışkanlığın en baştan itibaren önüne geçilmelidir. Sadece sürü liderinin yani sizin en iyi uyuma noktasını seçmeye hakkı vardır. Köpeğiniz izinsiz sizin bölgenize girmemelidir. Lider olarak yerinizi onun gözünde tam olarak sağlamlaştırmadan evin belli bölgelerine girişini engelleyebilirsiniz. Ancak istediğinizde siz onun bölgesine girebilirsiniz. Bu arada duyarlı olup ona gerekli huzur ve rahatlığı sağlamayı da ihmal etmeyin.
İtaat etmesi gereken belirli kurallar koyun. Her kapıdan sizden önce fırlamak isteyecektir. Beklemesini sağlayın ve sadece hazır olduğunuzda onu yanınıza çağırın. Gerekiyorsa kayışını takıp onu engelleyin. Size yardım edecek birilerini bulun ya da onu güvenli bir yere bağlayabilirisiniz. Bazen yumuşamak isteyebilirsiniz. Unutmayın ki eğitim zaman alır. Bu anlarda kendinize aslında köpeğinizin gerçekten kontrolü ele geçirmek istemediğini hatırlatın. Sabırlı olun. Böylesine değerli bir şey kolay olamaz.
Eğitim köpeğinize sahip olabileceğinden daha fazla özgürlük sağlayacaktır.
Diğer bir dominant köpek numarası da üzerinize atlayıp patisi ile sizi dürtüklemesidir. Çoğu insan bunu arkadaşça bir hareket olarak görür. Gerçekten de öyledir. Fakat sadece siz köpeğinizin ne zaman üzerinize zıplayacağına karar verebildiğinizde. Patilerini üzerinize koyduğunda sizi onun astı olarak görmeye başlayabilir. Sürüsündeki astlarına hakimiyetini göstermesinin yöntemlerinden biri de budur. Bu arada köpeklerimin üzerime çıkıp oyun oynadıklaından bahsetmeliyim; fakat ben sürü lideriyim. İstediğini elde etmeye alışmış bir köpekle iyileştirici önlemler almak şarttır. Ona oturmasını ve komutla üzerinize atlayabileceğini öğretin. İtaat ettiği için onu ödüllendirin. Kısa sürede ondan ne istediğinizi anlayacaktır.
Dominant bir köpeğin insanlara davranış biçimi genellikle oldukça zekicedir. Bahçeye çıkmak isteyip sizi koltuğunuzdan kaldırdıktan sonra dışarı çıkmayı reddedebilir. Dizinize patisini koyarak ilginizi çekmeye çalışabilir ya da burnuyla okuduğunuz gazeteyi itebilir. Bu ve benzeri pek çok davranış, dominant köpeğinizin lider olarak kendisini ilan etme yöntemleridir. Gerektiği zamanlarda itaatkar ve kontrol altındaysa bu tür davranışları şirin bulabilirsiniz. Ama biz burada şirinden başka her şey olabilecek bir asiden bahsediyoruz.
Rölatif olarak faydalıı bir egzersiz de uzun yat ve bekledir. Aslında bu bir "bekle" egzersizi değildir. Komut gerekmemektedir. Tüm yapmanız gereken köpeğinizi yatırıp istediğiniz süre içinde onu o şekilde tutmaktır. Çok dominantsa direnecektir; fakat ısrarcı olmalısınız. Bu egzersizi başta kayışı ile yapabilirsiniz. Başta kısa sürelerle bağlasanız da daha sonra yarım saata kadar bu süreyi uzatabilirsiniz. Bu size biraz sıkıcı geldiyse en sevdiğiniz televizyon programı ile aynı zamana getirebilirsiniz. Belirli bir rutin oluşturun ve çok zaman geçmeden savaşı kazandığınızı göreceksiniz. Fakat bunu ufak bir yavru ile yapmayacak kadar da duyarlı olmalısınız. En baştan itibaren doğru şekilde ele aldıysanız bu tür bir egzersizi sağlamak kolay olacaktır.
Oyun ile eğitime gerçekten inanmama rağmen oyunlar dikkatle kontrol altında tutulmalıdır. Dominant bir köpeğin oyunlarda kazanmasına asla izin verilmemelidir. Eğer köpek aşırı derecede dominant ise tamamiyle bu oyunlardan kaçınılmalıdır. Oyuncağını size geri teslim ettiği sürece arama oyunları eğlencelidir. Eğer geri vermiyorsa uzatmalı bir kayış ile itaat eğitime geri dönmelidir. Özgürlük kazanılmak zorundadır.
Onunla çeşitli itaat egzersizleri yapın. Ondan eğitim için günde en az 10 dakikalık konsantrasyonunu isteyin. Her şey süratle, kayışlı ve kontrol altında şevkle yapılmalıdır. İtaat eğlencelidir; fakat fazla enerji ve konsantrasyon gerektirdiğinden kalabalık bir ortam tavsiye edilmez. 10 dakika sonra yorulmamış ya da hala bir molaya hazır değilseniz ya süper zindesinizdir ya da yeterince sıkı çalışmamışsınız demektir. Almaya haıyr değilseniz size tüm enerji ve bağlılığını vermesini köpeğinizden umamazsınız.
Sıkı eğitim sonucunda saatli bir bombaya dönen köpekler biliyorum. Bu köpeklerden biri bayan sahibinin yanyana hiç bir erkek sokmamasıyla ün salmıştı. Gerçekten iri bir köpekti ve tavrı ciddiye alınmak zorundaydı. Sahibi onu çok sevmesine rağmen hayatını bir felakete çevirmişti. Sahibi bunun üzerine hiyerarşik olarak statüsünü alta çekecek ciddi karalar aldı. Kolay olmasa da onu eğitmeyi başardı ve birlikte yarışmaya katıldılar. Burada başarı bir kez sahibinin liderliğine tamamen boyun eğince daha mutlu bir köpek olmasıydı.
Yoğun eğitim, uzun bir "yat-bekle" ve yatak odanıza girmesini engellemenizin yanı sıra dominant bir köpeği eğitmenin başka yöntemleri de vardır. Bu günden itibaren hiç bir şeyin mülküne sahip olmaması bunlardan biridir. Tüm oyuncakların kontrolü de artık size ait olmalıdır ve oynama zamanlarına siz izin vermelisinizdir. Siz yemek yerken sofraya yaklaşması söz konusu olmamalıdır. Lider her zaman önce yer.
Şu andan itibaren dikkatinizi çekmeye yönelik tüm teşebbüslerini görmezden gelmelisiniz. Tüm kontakları başlatan taraf siz olmalısınız. Bu işin belki de en zor kısmıdır. Bu köpeğinizin iyiliği için olduğundan duygularınıza gem vurmak zorundasınız. Yine de ne olursa olsun ilk hareketi siz başlattığınız sürece hiç bir şey köpeğinize sarılmanıza engel olmamalıdır.
Herkes dominant bir köpekle başa çıkamayabilir; fakat kimse bundan zarar görmemelidir. Başarılı olursanız ödülü büyüktür. Tüm yapmanız gereken nerede durması gerektiğini bilen bir köpeğin daha mutlu olacağını kendinize söylemektir.
Barbara Coledge 'in
sayfasından çevrilmiştir.
Dominant köpekler her ırktan çıkabilir. Bu yavrular diğer kardeşlerine göre daha dediğim dedik, kontrolü ele geçirmeye daha hevesli aktif ve patronvari bireylerdir. Kontrol edilmediklerinde yani aile içinde hiyerarşik olarak diğer aile bireylerine göre üst sıralara yükseldiklerini hissettiklerinde problem çıkarabilirler. Aşağıdaki makale bir Colie ya da Pekingese yavrusu için de faydalı olacaktır.

DOMiNANT YAVRULAR iÇiN EGZERSiZLER
Bull Terrierlerin dominant karakterleri, eğitim döneminde potansiyel bir problem olarak ortaya çıkabilir. Aşağıda bir Bull Terrier yavrusuyla düzenli olarak yapabileceğiniz bir kaç egzersiz sıralanmıştır. Faydalı olacağını umuyoruz.
Yanaklarından yakalayıp yavru gözlerini sizden kaçırıncaya kadar direk olarak gözlerinin içine bakın. Yine aynı egzersize dayalı olarak evde aile üyeleri yerde bir daire oluşturup sıra ile yavruyla aynı egzersizi tekrar edin. Böylece yavrunun aile bireylerinin dominant olduğu fikrini kabul etmesi sağlanacaktır. Yavrunun direnmesi durumunda kararlı; fakat canını yakmadan hafifçe yanaklarından yakalayıp ayaklarını yerden keserek ısrarla teslim oluncaya kadar göz kontağınızı üzerinde tutabilirsiniz. Amaç acı vererek sizden korkmasından çok sizin ailedeki yerinizin ondan yukarda olduğunu ona anlatmaktır.
Yavrunun annesi gibi davranın. Yanlış hareketinde ensesinden yakalayıp onu sarsarak sırt üstü yatıp size teslim olması için onu zorlayın. Bu sırada onu yerde tutarak sert bir tonda "Hayır" deyin. Bu, annesi yanında olsaydı yapacağı şeyin aynısıdır. Köpek tamamen teslim olup sakinleşinceye kadar onu serbest bırakmayın. Bu hareketi, bazı bariz hataların üzerine yaptığınızda "Hayır" ile daha kolay ve etkili bir biçimde bağdaştırabilir.
Lider "Alfa" statünüzü pekiştirmek için sürü hiyerarşisini takip etmeniz de bir başka yöntemdir. Köpeğiniz önce sizin yemeğinizi yemenizi beklemeden onu beslemeyin. Kapılardan önce siz girip çıkın. Yatağınızı paylaşmasına izin vermeyin vs. Yine bir sürü hayvanı gibi düşünmeniz gerekiyor. Köpeğiniz aile içinde hiyerarşik olarak yerini tamamen öğrenmediği sürece bu egzersizlere devam edin ve gerektiğinde tekrarlayn.

Yavru canınızı yaktığında yüksek bir sesle , özellikle de çocuklarla oynarken, canınızın yandığını belirten bir ünlemle bunu ona anlatabilirsiniz. Durum dominant karakterinden kaynaklanıyorsa faul yaptığı için hemen oyunu kesin. Yavru sakinleşince tekrar başlayın. Bu ona eğlence ile iyi davranşı arasında bağ kurmasına yardımcı olacaktır.

Erişkin bir köpekle bile yapabileceğiniz bu egzersizin adı "sakinleş" tir. Bacaklarınız V şeklinde açarak yere oturun. Köpeğinizi kafası kucağınızda olmak üzere sırt üstü yatırıp çenesini ellerinizle yumuşakça tutun. Egzersizin önemli tarafı: ayakları ile size dokunmasına izin vermemektir. Patileri ile sizi tutmaya çalıştığında yavaşça itin. Başını yine hafifçe tutarak üzerine eğilip gözlerinin içine bakın. Hafifçe onla konuşup "sakinleş" komutunu tekrarlayın. Derin bir iç geçirip gözlerini sizden kaçırdığında size teslim olmuş demektir. Televizyon seyreder ya da dinlenirken kucağınızda sakince yatmasından daha sonra ikiniz de çok zevk alacaksınız.

"Otur", "Yat" ve " Bekle" komutlarını yavru daha küçükken öğretmeye başlayın. Eğitimi kolaylaştırmak için ödül yiyecekleri kullanın. Bu, çocukların da eğitime katılıp yavrunun üzerinde hakimiyet kurmayı öğrenmesini sağlayabilir. "Yat-Bekle", yaramazlık yaptığında ya da sizin kendinize zaman ayırmanız gerektiğinde faydalanacağınız bir komuttur. Buna bir bull terrieri ikna etmek güç olsa da...

Yavru henüz çok küçükken onu kucağınıza alın. Diğer elinizle yeterince baskı uygulayarak patilerine ve tırnaklarına tek tek dokunun. Ardından yavrunun dudaklarını kaldırın, ağzını açın; hafifçe gözlerinin etrafında parmaklarınızı dolaştırın sonra kulaklarını elleyin. Bu gezintiyi sonra sırtından kuyruğunda bitirin. Yavrunun bunu sevmek değilde bir çeşit muayene olarak görmesi önemlidir. Amaç kontrolün tamamen sizde olduğunu ve tüyleri taranıp, tırnakları kesilirken uslu durmayı en baştan öğrenmeye başlamasıdır.
Çocuklar dahil evdeki herkes bu egzersizleri uygulamalıdır. Evdeki erişkinlere kaşı resesif davranan; fakat çocukları domine etmeye çalışan bir erkek bull terrier kısırlaştırıldıktan sonra sorunu sona ermiştir.
Unutulmaması gereken şey, çocuğun bu egzersizleri iyi anlayıp uygulayabileceğinden emin olmaktır.
Çocukların beden dili köpeklerin onların liderliğini kabul etmelerini sağlayacak mesajdan çoğunlukla yoksundur.

ERİŞKİN KONTROLÜ OLMADAN HİÇ BİR ÇOCUK BU EGZERSİZLERİ UYGULAMAMALIDIR.
Umarız bu tavsiyeler size de faydalı olur.
Kontrol edemeyeceğinize inandığınız problemlerde bir uzmana başvurmaktan kaçınmayın.
"GEL"in Öğretilmesi
Şimdiye kadar köpek sahiplerinin karşılaştıkları en büyük problem köpeklerinin çağırdıkları zaman gelmemesidir.
İşler aslında kesinlikle böyle başlamaz. İyi bakılmış bir batındaki yavruları gözünüzün önüne getirin. Üretici içeri girip onları çağırdığında ne olur? İlk ilgiyi elde etmek için birbirlerinin üzerinden yuvarlanırcasına ona koşarlar. Hata iyi üreticiler eğer yavrunun ismi yeni sahiplerince belirlenmişse onu bu isimle çağırarak bu sese alışmasını kolaylaştırır. Öyleyse bu umut verici başlangıç nasıl olur da genellikle etkisini kaybeder?
Sanırım cevap köpeğin sahibinin tutumunda yatıyor. Kardeşleriyle iken içeri bir insanın girmesinin yiyecek ya da oyun anlamına geldiğini öğrenirler. Böylece yavru iyi birşeyin gerçekleşeceğini bildiğinden her çağırıldığında gelir. Saatlerce evde yanlız bırakılan, sıkıntıdan mobilyaları kemiren ve belkide halının üzerine tuvaletini yapan bir yavruya ne demeli? Sahibi eve gelir ve kızgın bir şekilde köpeğini yaptığı yaramazlıklar yüzünden cezalandırarak disipline etmeye karar verir. Halbuki köpekler anı yaşarlar ve çağrışımsal hafızaları yoktur.
Köpeğin yüzündeki suçlu ifadeye dikkat çekerek kendini bir de haklı çıkarır. Aslında gördüğü korkudur. Kısa süre içinde yavru insanların yanına gitmenin halıda ne olduğunu bile hatırlamadığı bir noktaya sürüklenerek azarlandığı sonra da bir odaya kapatıldığı anlamına geldiğini öğrenir.
Bir kaç hafta sonra yavru bu sefer parka götürülmüştür. Serbestçe koşturmaya ve oynayacak yeni arkadaşlar bulmasına izin verilmiştir. Sahibi bir arkadaşıyla dün akşamki tv dizisini tartışıyordur. Parkın çıkış kapısına gelirler ve yavru çağrılır. Başlarda yavru gelir ve akabinde bağlanıp eve götürülür. Kısa sürede yavru çağırılmanın oyun sonu anlamına geldiğini öğrenir. Bir dahaki sefere parkta köşe bucak sahibinden kaçmaya başlar. Yavru bunun harika bir oyun olduğunu düşünür. Hızla büyüyordur ve uzayan bacakları sahibini geride bırakacak hızı ona artık sağlamaya başlamıştır. Önce yoldan geçenlerce yakalanırsa da zamanla insanların hiç birine güvenilmeyeceğini anlar.
Tamam. Bu senaryoların en kötüsü biliyorum. Günümüzde kaç köpek sahibi bu örnekte bahsettiğim gibi köpeklerinin kendilerinden korkmasını sağlayacak kadar aptal ki? Yine de kaç köpek sahibi köpeklerinin çağırılınca gelmeye gerçekten eğitecek fırsatı kendine tanıyor? Tüm bunlaran sonra bir köpek sizi seviyorsa otomatik olarak gelecektir,değil mi? Belki. Aynı zamanda eline daha iyi bir fırsat geçerse gelmemeyi de seçebilir. Bu tamamen size kalmış. Sahibi olarak ona gelmenin isteğe bağlı değil her zaman eğlenceli olduğunu öğretebilirsiniz.
Yavru bir köpekle bu çok kolaydır. Sadece üreticinin bıraktığı yerden devam edersiniz. Yavru köpekler genelde günde bir kaç defa beslenir. Bu gün içindeki harcanmaması gereken bir kaç eğitim fırsatıdır da. Fido adını öğrenir öğrenmez işin içinde yiyecek varsa koşarak gelecektir. Bu arada en sevdiği oyuncakla oynamak ya da çevrede olası bir dikkat dağıtıcı unsur varsa küçük bir ödül bisküvisi ile kandırılarak çağırılabilir.Genellikle yavru köpeklerimi diğer köpeklerimle birlikte çağırırım. Dikkatinin kolaylıkla dağılabileceği bu ortam kaçırılmayacak kadar iyi bir fırsattır.
Ancak, eşyaları kemirdiğinde ya da halıyı ıslattığında azarlanmalıdır da değil mi? Bana göre hayır.
Yavru bir köpek daha sonra yapmasını öğrenmesini istemeyeceğiniz hiç durumda bırakılmamalıdır.
Ben yavrularımı diş değiştirme dönemleri bitinceye kadar ev içindeki büyük bir oyun alanında bırakırım. Burada istediklerini yaparlar ve onlara tam ilgi göstermediğim anlarda güvendedirler. Onlarla konuşarak, oynayarak, çağırdığımda geldiklerinde ve daha sonra yapmalarını isteyeceğim bir şeyi yaptıklarında ödüllendirerek bol vakit geçiririrm. Olumlu şeyler için ödüllendirilirken olumsuz olanlardan kaçınılmış olur. Yavru bir köpeği istenmeyecek bir şey yapabileceği bir durumda asla bırakmam. Böylece en baştan çağırıldığında gelmenin her zaman iyi birşey olduğunu öğrenir.
İkinci adım olarak yavruyu tek başına dışarı çıkarırım. Etrafı koklamaya başlamasını bekler ardından bir ağacın arkasına saklanıveririm. Yavru bir süre sonra nerede olduğumu merak edip panikleyecektir. Sonra ortaya çıkıp onu tatlı bir ses tonuyla yanıma çağırıp ödüllendiririm. Bir iki tekrar genellikle yavrunun dikkatini her durum içinde sürü liderinde tutması gerektiğini ona öğretecektir. Bu yöntem, yavru daha sonra daha bağımsız olduğu dönemlerde güvenlir çağırmalar için faydalı olacaktır.
Dışardayken erişkinler dahil sık sık köpeklerimi yanıma çağırırım. Bazen yürüyüş sona erdiğinden, bazen eğitim bazen ise canım istediği için. Sonra oyunlarına yiine geri dönebilirler. Burada anahtar, köpeği sadece bağlayıp eve götürmek için değil farklı zamanlarda çağırma alışkanlığıdır. Kontrolü bir ortamda diğer köpeklerle sosyalleştirme iyi çağırma alışkanlığının oluşturulmasında etkili bir araçtır. İyi bir eğitim klubü ağırlığınca altın edecektir.
Tasmayla çağırmadan henüz bahsetmedim. Tüm pratik amaçlar için yarışmalar dışında yavru iyi şekilde sosyalleştirilmişse gerekli değildir; fakat bu ideal dünya için geçerlidir. Ne yazık ki her yavru iyi bakılıp sosyalleştirilmemiştir. Zayıf bir başlangıcı düzeltmek için çok çalışmanız gerekebilir. Bekli de doğru şekilde eğitilmemiş erişkin bir köpek almış olabilirsiniz. Bu durumlarda uzatmalı tasmadan yararlanarak güvenilir çağırmalar elde edebilirsiniz.
Köpeğiniz çağırıldığında güvenilir bir şekilde gelmiyorsa onu dışarda salmak pek akıllıca değildir. Başlangıç için diğer insanların üzerine haylaz köpeğinizi salmanın da bir anmalı yoktur. Bu durumlarda uzun bir ip ya da uzatmalı tasma kullanarak köpeğiniz 10'da 10 çağırıldığında gelinceye kadar egzersiz yapabilirsiniz. Bağlı olursa kaçamayacak ve davranışları da kontrol altında olacaktır.
Unutulmamalıdır ki başladığınız andan itibaren elde ettiğiniz her olumlu adım için onu ödüllendirmeniz gerekmektedir. Sonunda yeterince sabırlıysanız başarı sizin olacaktır. Köpeğiniz bu hakkı kazanmadıkça onun özgürce koşmasına izin vermeyerek ona haksızlık etmiş olmazsınız. Köpeğinizin serbest dolaşarak bir araba altında kalmasına izin vermeniz ya da engelleyebileceğiniz bir nedenden dolayı bir başkasının ölümüne neden olmanız çok daha büyük bir düşüncesizliktir.
Evinizdeki sürünün lideriyseniz ("Dominant Köpek " makalesine bakın) ve köpeğinizle iyi bir bağ kurduysanız "gel" komutuyla fazla bir problem yaşamamnız gerekir.
Her zaman davet edici ses tonunuzu ve köpeğin size gelmesinin değeceği bir kişi olmayı aklınızdan çıkarmayın.
Daima adil olun ve ne kadar güç olsa da yaptığı hiç bir şey için size geldiğinde onu cezalandırmayın.
Size gelmenin eğlenceli ve ödüllendirici olduğunu anlaması gerekmektedir.
Böylece çağırıldığında güvenlir bir şekilde gelen bir köpeğe sahip olmanız çok kolaydır.

KÖPEK ADINDAKİ DOSTUMUZ
İster dikkatle planlanmış bir üretim ya da şans eseri doğmuş olsun bir köpek - köpeğiniz- kürklü bir insan değildir. Köpeklerin insana eşit koşulan pek çok özelliği vardır. Güçlü duygusal bağlar geliştirirler; sosyal bir sistem içinde yaşamlarını sürdürürler; neşe, acı, keder, öfke ve korkularını belli ederler; zeki; duyguları okuyabilen ve eğitilebilirdirler. Genel olarak bahsettiğimiz özellikleri bizle paylaştıkları için onlara bir insan gibi davranırız ve ne yazık ki köpekler umduğumuz gibi karşılık vermediğinde hayal kırıklığına uğrarız. Buna karşılık köpeğiniz de sizi sanki onun kendi türündenmişsiniz gibi görür. Sizi ya lider "alfa" olarak görür ve saygıyla itaat eder ya da kendi düzeyinde bir grup üyesi olarak kabul edip size ne saygı duyar ne de itaatkar davranır.
Köpeğinizi bir insana çevirmezsiniz; fakat sizi bir başka köpek olarak görmesinden faydalanıp gözünde pozisyonunuzu bir "alfa" olarak yükseltebilirsiniz.
Köpeğinizin eğitimi ona vermek istediğiniz mesajı anlamasını sağlayamadığınız sürece başarısız olacaktır. Tüm yapmanız gereken köpeğinizin anlayacağı onun için doğal dili kullanmanızdır. En basit yöntemiyle ister ilk kez eğitin isterseniz baştan başlayın iyi davranışlarını ödüllendirip yanlışları doğru şekilde düzeltirseniz sonucu çabanıza değecektir.
Köpekler, neyin doğru neyin yanlış olduğunu davranışlarının avantajlı ya da avantajsız sonuçlarını tecrübe ederek öğrenir. Bir köpeği eğitmek ona kendisi için neyin faydalı olup neyin olmadığını göstermekten başka bir şey değildir.
Köpeğinizin üzerinde kontrolü sağlamanın en etkili yöntemi ortak bir dil kullanmaktır.
İşe yarmayan bir disiplini sürdürmek köpeğinizin gözünde sadece sizin etkisiz olduğunuzu kanıtlar. Uygulatamayacağınız hiç bir komutu vermeyin. Bu, onu istediğinde sizi duymazdan gelebileceği fikrine alıştırır. Hiçbir komut uygulanmadan geçilmemelidir.
Problemli bir davranışı düzeltirken bu davranışı durdurmanın en doğru zamanı köpeğiniz henüz bunu düşündüğü andır. Olay sırası ve sonrasında bunu düzeltmek daha az etkilidir. Yine de istenmeyen davranışın tam gerçekleştiği sırada hata doğru yöntemle düzeltilmelidir.
Disiplinin zamanlaması disiplinin tipinden daha önemlidir.
Pekiştirmek amacıyla disiplin için tehdit etmek sadece köpeğinizin sizi görmezden gelmeyi öğrenmesini sağlar.
Köpekler suçluluk duymaz. Yaramazlık yaptıktan sonra köpeğinizin suçlu suçlu ortalarda kıvranması olayın kendisine değil sahibinin olayı fark ettiğindeki davranışına tepkidir.
Pazarlık yapmak ve yalvarmak ( Lütfen, eğer koltuğu bir daha kemirmezsen eve döndüğümde seni dışarı çıkaracağım) sadece zaman ve duyguların harcanmasıdır. Bunu yapmayın.
Rutin olarak Otur/Yat/Bekle gibi temel itaat eğitimini evde sık sık pratik yaparak pekiştirirseniz problemli davranışların çözümünü hızlandırabilirsiniz. Bu egzersizler kontrolün sizin elinizde olduğunu köpeğinize anlatmanın en doğal ve etkili yoludur.

LİDER "ALFA"
"Alfa" olmak demek köpeğinizle askeri bir disiplin altında yaşamak değildir. Bu sadece ilişkinizde kendinizi lider pozisyonunda kabul edip o şekilde davranmanız anlamına gelir. Böylece gerçekçi ana kurallar koyarsınız, bunları öğretir ve uygulatırsınız. Köpeğiniz bir kez bu kuralları öğrendiğinde tüm yapmanız gereken kural dışına çıktığında hemen doğru yöntemlerle müdahale etmenizdir.
"Alfa" pozisyonunun varlığı, köpeğinizin zihinsel ve duygusal sağlığı için önemlidir. Ya siz alfa olursunuz ya da köpeğiniz. Bir "alfa" köpeği tanımlamak çok kolaydır: itaat etmez, sürekli havlama, eşyaları kemirme ve evden kaçma gibi istenmeyen davranışlarda düzeltme kabul etmez ve rahatsız edilmeye, zorlanmaya gelmez. Diğer insanlara ve köpeklere göz dağı verir ve genelde tuvalet eğitiminde pek güvenilir değildir. Bu onların hatası değildir. Tüm bu davranışlar doğada hayatta kalmalarına yardımcı olan içgüdüsel davranışlardır. Birileri patron olmak zorundadır. Eğer siz değilseniz bu mutlaka o'dur.
Kendinizi "Alfa" olarak kabul ettirmek sadece ona karşı genel tavrınız ile gerçekleşir. Ona sinirlenip inatlaşmak ve canını yakmak bir liderin yapacağı şey değildir.

TAVIR
Alfa önce yer. Mümkün olduğu anlarda köpeğinizi siz yedikten sonra besleyin. Asla serbest besleme yapmayın ve siz izin verinceye kadar yemeğe başlamasını engelleyin.
Alfa kapılardan önce geçer. Giriş ve çıkışları kontrol edin. İçeri girerken ya da dışarı çıkarken köpeğinizin sizi itip önünüze geçmesine izin vermeyin.
Alfa istediği yerde istediği şekilde serbestçe dolaşır. Köpeğiniz yolunuzun üzerinde yatıyorsa üzerinden atlamayın. Kalkıp sizin için yolu açmasını sağlayın.
Alfa en iyi uyunacak yeri kendi için seçer. Köpeğinizi yatağınızdan indirin.
Alfa "ne zaman" ve " nereye" sorularının cevaplarını kendi verir. Köpeğinizi mobilyaların üzerine çıkmasına izin veriyorsanız sadece siz istediğiniz için onu arasıra aşağı indirin. Daha sonra belirli zaman dilimleri için tekrar yanınıza çağıra bilirsiniz.
Arabada oturacak yeri köpeğinizin seçmesine izin vermeyin.
Merdivenlerden inip çıkarken sizi takip etmesini sağlayın.
Yemekte sizden yiyecek dilenmesine kulak asmayın.
İlgi çekmek için havlamasını duymazdan gelin.
İstenmeyen her davranışına hemen müdahele edin.
Yemek zamanı mamasına başlamadan önce onu bekletin. "Bekle" komutunu verirken tasmasından gerekirse onu engelleyerek sizi anlamasını sağlayın. Sakinleşince onaylayıp tasmasını bırakın.
Köpeğiniz hakketmediği sürece onu sevip ödüllendirmeyin. Bırakın en basit şeyler için bile sizin için çalışsın. Bisküvisini yemeden önce ya da çılgınca üzerinize atlamaktansa sakince oturup ne kadar uslu bir köpek olabileceğini size kanıtlasın.
Doğada sadece hiyerarşik olarak alttaki üyeler liderlerini görünce onun çene altını yalayarak bunu onaylar. Köpeğinizi çene altından daha çok kafasının üzerinden sevin.
Aile içindeki resesif davranışlarını ödüllendirin. Örneğin sizi yalamasına izin verin.
Bu liderlik egzersizlerini günlük rutininizin bir parçası haline getirin.
O gün aklınızın nerede olduğunu kendinize
sorup dururken köpeğinizi belirsiz bir
yolculuğa göndermeden önce dikkatlice
cevaplamanız gereken iki soru var.

"NİÇİN" ve "NASIL" BİR KÖPEK
İSTİYORUZ?
Keşke bir köpeğin sahibinin yanında olma nedenlerinden emin olduğu kadar biz de niçin bir köpek istediğimizden emin olabilsek. Genellikle içimizde daha çok sezgisel nedenler vardır. Samimi olduğu sürece bunların en haklı nedenlerin başında geldiğine inanıyorum. Köpeğini belli bir görevi yürütmesi ya da sadık bir arkadaşa sahip olmak için isteyenlerin de doğru köpek sahibi olabileceğini var sayabiliriz.
Gerçekte hayatımızı bir köpekle paylaşmaya karar verdiğimizde onla sağlıklı bir ilişki kurmanın yolu şu iki soruyu cevaplamaktan geçiyor bana göre. Bir köpeği "niçin" ve "nasıl" istiyoruz ? Niçin istediğimize dair soruların cevapları ikincisine göre daha net doğal olarak. Bir bekçi ya da av köpeği gereksinimlerden sadece ikisi. Daha derine inelim. Bir bekçi köpeği istiyorsunuz; ama daha çok saldırganlık göstermeden yabancıyı havlayarak haber vermesi yeterli sizin için. Bir Doberman ya da Rottweiler değil belki; ama dükkanda arkada çalışırken gelen müşteriyi kovalamdan sadece havlayarak haber verecek bir Pomeranian bu göreve gönülden talip olabilir. Ya av köpekleri? Sizce Cocker Spaniel ile İngiliz Pointer aynı avın köpekleri mi? Pek avcılıktan anlamam; ama kulüplerine göre ırk özellikleri tam örtüşmüyor. Çocuklarınıza oyun arkadaşı olarak Minyatür Pinscher yerine Standart Schanzuer'a ne dersiniz?
Gelelim "nasıl" sorusuna. Köpekleri istediğimiz zaman düğmesine basıp kapatarak ayak altından kaldırabileceğimiz bir çeşit eşya olarak mı görüyoruz yoksa asla büyümeyecek üç yaşında bir çocuğumuz olduğunun en başından itibaren farkında mıyız? Ailemizin bu yeni dostunun onun yaşamı boyunca davranışlarını etkileyecek zorlu geçecek bir eğitim ve olgunlaşma dönemi olduğunu, yaşamının son gününe kadar sürecek düzenli veteriner seyahatlarına ihtiyaç duyduğunu, gerek halınızın üzerinde gerekse henüz üzerindeyken düzenli tüy bakımının göreviniz olacağını şimdiden kendinize anlatmanız gerekiyor. Bu konuda kendinizin yanı sıra ev ahalisinin de işbirliğine gereksiniminiz var. Diğer bir önemli konu ise her ay kira, elektrik/su faturalarının yanı sıra onun mama ve olası diğer masrafları için de bütçe ayırmanız gerekmesi. Özellikle bunu hiç de hafife almayın. Oğlunuzun okul gezisi ile köpeğinizin sağlık sorunu arasında karar vermeniz bazen güç olabilir. Bu liste daha bilinçli bir incelemeyle daha da uzatılabilir.



Cevapla