300 Kadar TÜrÜ Olan Bİr Aİle Geko'lar

Hayvan dostlarımız hakkında herşey bu bölümümüzde.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Uyus
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 1029
Kayıt: 15 Eyl 2007 [ 10:09 ]

300 Kadar TÜrÜ Olan Bİr Aİle Geko'lar

Mesaj gönderen Uyus »

GEKO» lar, kertenkelelerin kalabalık ailelerinden bibini, (Geckonidae) meydana getirirler. Agama'lar ve iguana'lar gibi kalın dilli kertenkelelerdendirler. Büyük, kalın ve etli olan bu dilin hemen bütün yüzeyi ağzın tabanına yapışıktır. Sadece ön ucu serbest olup, geko'nun, avını yakalayabilmesi için ağızdan dışarı çıkabilir.
Geko'lar, göz kapaklarının yılanlardaki gibi gözün önünde birleşmiş olması dolayısıyle agama'larla iguana' lardan ayrılırlar. Gözleri, saat camına benzemiş olan gözkapaklarının arkasından görür. Bundan ötürü de gekoların agama'larla iguana'larda rastlanmayan sabit ve donuk bir bakışı vardır.
Geko'ların üç yüz kadar türleri arzın bütün sıcak kısımlarına ve özellikle Hindistan ve Avustralya çevrelerine dağılmıştır. Tüm uzunlukları 20-35 santimi geçmez. Çöl bölgelerinin bazı geko'larının dışındakiler, parmaklarının, genişleyerek yapışkan ve yastıklı birer organ halini almış olmasından tanınırlar. Bu sayede en pürüzsüz yüzeylerde ve tavanlarda bile şaşılacak bir rahatlıkla koşabilir.
Geko'ların bir başka özelliği pullarının karın yüzeylerinde toplu bulunması, sırtlarının ise, aralarında yumuşak deri bırakan boynuzumsu kabarcıklarla kaplı bulunmasıdır. Bu özellik ve dişlerinin zayıflığı sebebiyle geko'lar âciz ve müdafaasız hayvanlardır. Çoğunlukla göndüzleri gizlenir ve geceleri faaliyet gösterirler. Yakalandıkları takdirde, öbür kertenkelelerin bazılarında gördüğümüz bir usulle kuyruklarını kırarlar.
Bütün geko'lar küçük avlarla ve özellikle böceklerle beslenir. Birçok türleri evcilleşmiştir. Bunlar evlerde sinek avına girişirler. Gekoların sesi «klik», «klok» a benzer bir dil şaklatmağıdır. Bunu defalarca duyururlar. Bazı türleri ise sanki «geko», kelimesini üst üste birkaç kere tekrarlarlar.
Geko'ların çoğu yumurtlar ve yumurtalarını rastgele bir siperli yerde bakımsız olarak terkederler.
«Duvar gekosu» (Tarentola nıauritanica) Akdeniz bölgesinde en yaygın türlerden biridir. Atlantikteki Kanarya adalarından başlayarak Akdeniz adaları üzerinden Mısırca ve Suriye'ye kadar uzanır. En sıcak saatlerde deniz kıyısındaki eski duvarların ve kayaların üzerinde uzun zaman hareketsiz durduğu görülür. Yakalanmak isteyince derhal yer değiştirir ve birden hareketsiz kesilerek rengini, üzerinde bulunduğu yüzeye uydurup gözden kaçmaya çalışır. Geceleri sinek, sivrisinek, gece kelebeği ve örümcek avına girişir. Evlerin tavanlarında koştuğu görülen ve balyalar ve muz hevenkleriyle nakliye gemileri vasıtasıyle limandan limana taşınan geko çoğunlukla odur.
Bu tür, bundan sonraki iki türden, parmaklarının, dibinden itibaren genişlemiş olmasıyle ve her lemis parmaklarının hepsi pençeyle son bulmasıyle ayrılır. Tüm uzunluğu genel olarak 15 santimi geçmez



Kullanıcı avatarı
Uyus
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 1029
Kayıt: 15 Eyl 2007 [ 10:09 ]

Mesaj gönderen Uyus »

Yassı - parmaklı geko» (Hemidactylus turcicus) duvar gekosu'nun yurdunu ve davranışlarım paylaşan daha ufak bir geko'dur. Az genişlemiş parmaklarının hepsi pençeyle son bulur. Vapurlarla kazaen Amerika'ya, Küba'ya ve Hindistan'a kadar gitmiştir.
Gene Akdeniz bölgesinin üçüncü türü «Phyllodactylus europaeus», 7 santimi geçmeyen uzunluğuyla en küçük geko'lardan biridir. Parmakları sadece ucunda genişlemiştir ve her biri içeri çekilebilen bir pençeyle son bulur.
35 santim uzunluğundaki «Tokay» (Gekko gekko), Bengal'de, Güney Çin'de ve Malezya'da en yaygın türlerden biridir. Çengel ormanının ağaçlarının üzerinde ve böcekleriyle sıçanları yediği evlerde yaşar. Yuvadaki yavru kuşları, kertenkeleleri ve küçük yılanları da yiyecek olarak pek sevdiği söylenir.
«Tokay» adı, bu geko'nun, yüz metre uzaktan duyulabilecek kadar gürültüyle tekrarladığı «tokay, tokay» çağrısından alınmadır. Rahatsız edildiği veya yakalanılmak istendiği zaman ısırmaktan çekinmeyen saldırgan bir hayvandır. Fakat aynı zamanda evcildir. Bir Kolombo (Seylân) garnizonunda vazifeli bir subayın sofrasına tam tatlı yenildiği zaman gelmeye alışmıştı. Ev sahipleri, birkaç aylık bir ayrılıktan sonra evlerine döndükleri vakit, onun, bu âdetini unutmadığını gördüler
Madagaskar, görünüşü ve üzerinde yaşadığı ağaçların kabuğunu taklit etmesine imkân veren renk değiştirmeleri sebebiyle «yassı -kuyruklu geko» veya «ağaç-kabuğu geko» (Uroplatus fimbriatus) denilen bir türün yurdudur. Olağanüstü genişlemiş parmakları, üzerinde bulundukları yüzeye öylesine bir kuvvetle yapışırlar ki, bu geko ancak bir jiletin yardımıyle bu yüzeyden koparılabilir. Uzunluğu 30 santimi bulur. Madagaskar folkloruna kadar girmiş olan bu geko'dan, ağzını ardına kadar açarak düşmanlarının üzerine yürüdüğü ve insanların göğsüne sıçradığı için çok korkulur. Fakat zehirli olduğu inanışı doğru değildir.
Bir de «uçar - geko» veya öbür adiyle «paraşüt - geko» (Ptychozoon homalocephalum) vardır. Güney Doğu Asya ile Malezya adalarının bu ağaç gekosu, bütün vücudunu çeviren, hayvan istirahat halindeyken katlanarak göze çarpmayan, fakat geko harekete geçer geçmez paraşüt gibi açılan bir deri sayesinde agîaçtlan ağaca sıçrar. Uçar-geko, bir ağacm üzerine konduğu vakit, morumsu kahverengi ile koyu kahverengi karışımı tonunun çevreye uyması sebebiyle göze gözükmez. Tüm uzunluğu yaklaşık olarak 20 santimdir.
Avustralya çöllerindeki «çıplak -parmaklı geko» nun (Gymnodactylus miluisi), genişlemiş - parmaklı geko'lardan farklı olarak uzun, ince ve sivri parmakları vardır. Vücudu ile kafası beyaz lekelerle süslü bir siyahtır. Tıka basa yediği zaman şişen kuyruğu, depo ettiği yağlı besinler zamanla tükendikçe yavaş yavaş zayıflar.

Cevapla