Musa Öz Şiirleri
Forum kuralları
NOT: Bu bölümümüze yazılan şiirlerin Telif Hakları şairlere aittir. İzinsiz paylaşılması ve başkasına aitmiş gibi gösterilmesi yasaktır!
Şairin isteği doğrultusunda yasal işlem uygulanabilir...
NOT: Bu bölümümüze yazılan şiirlerin Telif Hakları şairlere aittir. İzinsiz paylaşılması ve başkasına aitmiş gibi gösterilmesi yasaktır!
Şairin isteği doğrultusunda yasal işlem uygulanabilir...
Musa Öz Şiirleri
ARKA BAHÇE
Evin gölgesidir arka bahçe
Bir yatak odasının
Usulca taşan sıcağı
Çocuğun dokunuşu
Annenin durgunluğudur arka bahçe
Dudakta öpücük izi
Bir yaradır kuşun kanadında
Elmaya düşen ala
Çatlayan yüreği narın
Seksek için yollara
Çizilen şekillerdir arka bahçe
Bir gelinin ilk gecede
Yere düşen duvağı
Dul bir kadının
En tenha yeridir arka bahçe
İşveli ve içli sözleri
Ya da yanlış yorumlanan
Pembe gülüşü
Asker mektuplarının
Okunduğu yerdir arka bahçe
Ve üzgün bir sevdanın
O solgun haresi
Şairin haremidir arka bahçe
Musa Öz
Evin gölgesidir arka bahçe
Bir yatak odasının
Usulca taşan sıcağı
Çocuğun dokunuşu
Annenin durgunluğudur arka bahçe
Dudakta öpücük izi
Bir yaradır kuşun kanadında
Elmaya düşen ala
Çatlayan yüreği narın
Seksek için yollara
Çizilen şekillerdir arka bahçe
Bir gelinin ilk gecede
Yere düşen duvağı
Dul bir kadının
En tenha yeridir arka bahçe
İşveli ve içli sözleri
Ya da yanlış yorumlanan
Pembe gülüşü
Asker mektuplarının
Okunduğu yerdir arka bahçe
Ve üzgün bir sevdanın
O solgun haresi
Şairin haremidir arka bahçe
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
ELA
Çocuğun gelince süt dişleri
Büyür annenin sevinci
Su içlerinde çakıl tanesi
Ve mayhoş bir ağartı uçlarında
Eladır bu
Çiy damlası tırnakları
Diş goncasında acı bir kamaşma
Gülerken ağlaması
Deli kız kaptırır gönlünü
Aydede uçurur geceler boyunca
Ve durulur da pembeleri
Avuçlanmış bir su yalnızca
Yürüse sokaklarda denize baksa
Sözler, kokular
Boyuna ince bir düşünce
Eladır bu
Şair yüreği açar dikenleriyle
Konmasa da yorgun kuşlar
Bir kızdır koklayan
Tırnakları kanar, incelir düşleri
Eladır bu
Ah şair çocuk
Köpük toplar kızların koynundan
Sürer gökyüzüne güz günleri
Şu utangaç gökyüzü
Uçsa bulutlarla, kuşlarla konsa
Derelerin gümüş rengi
Çoğalır bir damla gözyaşıyla
Kadınlar ki solgun öykülerde
Kol kanattır çocuklara
Türküler, kederli aşk şiirleri
Eladır bu
Musa Öz
Çocuğun gelince süt dişleri
Büyür annenin sevinci
Su içlerinde çakıl tanesi
Ve mayhoş bir ağartı uçlarında
Eladır bu
Çiy damlası tırnakları
Diş goncasında acı bir kamaşma
Gülerken ağlaması
Deli kız kaptırır gönlünü
Aydede uçurur geceler boyunca
Ve durulur da pembeleri
Avuçlanmış bir su yalnızca
Yürüse sokaklarda denize baksa
Sözler, kokular
Boyuna ince bir düşünce
Eladır bu
Şair yüreği açar dikenleriyle
Konmasa da yorgun kuşlar
Bir kızdır koklayan
Tırnakları kanar, incelir düşleri
Eladır bu
Ah şair çocuk
Köpük toplar kızların koynundan
Sürer gökyüzüne güz günleri
Şu utangaç gökyüzü
Uçsa bulutlarla, kuşlarla konsa
Derelerin gümüş rengi
Çoğalır bir damla gözyaşıyla
Kadınlar ki solgun öykülerde
Kol kanattır çocuklara
Türküler, kederli aşk şiirleri
Eladır bu
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
ÇOCUK
Masamız bir yaz ayı. Sandalye
Gölgesi ağacın
Su damlacıkları düş kırıntılarıdır
Kuşların düşürdüğü
Senin yürüyüşünde
Yorgun bir yazmanın endamı
Sesin ki taçyaprağı
Ya da uçarı bir pembe
Soluğun terli, öfken terli. Sonra
Kilim yere serilir
Isınır taşlar suyun içinde
Kuyuların kumu çoğalır
Derin uykusuna dalar ay
Ya sonra
Sonrası bu işte
Kirinden pasından arınır dünya
Renk gelir dizlerime
Gölgeler ki içidir evrenin
Döker de seslerini
Kaybolur gider sokak içlerinde
Çocuk
Sıkıca kavrayıp resimli ipini
Gökyüzünü uçurur
Bereketli bir tarlanın işmarısın
İşveler içinde
Musa Öz
Masamız bir yaz ayı. Sandalye
Gölgesi ağacın
Su damlacıkları düş kırıntılarıdır
Kuşların düşürdüğü
Senin yürüyüşünde
Yorgun bir yazmanın endamı
Sesin ki taçyaprağı
Ya da uçarı bir pembe
Soluğun terli, öfken terli. Sonra
Kilim yere serilir
Isınır taşlar suyun içinde
Kuyuların kumu çoğalır
Derin uykusuna dalar ay
Ya sonra
Sonrası bu işte
Kirinden pasından arınır dünya
Renk gelir dizlerime
Gölgeler ki içidir evrenin
Döker de seslerini
Kaybolur gider sokak içlerinde
Çocuk
Sıkıca kavrayıp resimli ipini
Gökyüzünü uçurur
Bereketli bir tarlanın işmarısın
İşveler içinde
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
DEĞİŞİM
Okunaklı yol şarkılarına çalıştık
Değişimdi ilk hecemiz
Deniz ki yorgun tavrıyla
O göksel kabuklarını
Yoğun bir çabayla kum üzerine
Değiştirir boyuna
Ve yaşlı balıkçı ömrünü
Kız ise kızlık zarını
Ovalar dağlara değişir. Dağlar
Çalışkan bulutlara
Sözün bekareti çocuğun dişiyle
Bir de gün saplanır güne
Gibi devrilir usulca. Ay
Bir entari düğmesi. Yıldızlar
Ah yıldızlar ise düşünce…
Balıkçı ile deniz, fikrini
Dağlar akbabayı değiştirir
Ve sırmalı kız geceleri
Gül kokusuna çalışır da
Bir ip kopar dantelinden ipince
Ağzında
Kırmızı erik çekirdeği
Okul şarkısıydık biz dokunaklı
Musa Öz
Okunaklı yol şarkılarına çalıştık
Değişimdi ilk hecemiz
Deniz ki yorgun tavrıyla
O göksel kabuklarını
Yoğun bir çabayla kum üzerine
Değiştirir boyuna
Ve yaşlı balıkçı ömrünü
Kız ise kızlık zarını
Ovalar dağlara değişir. Dağlar
Çalışkan bulutlara
Sözün bekareti çocuğun dişiyle
Bir de gün saplanır güne
Gibi devrilir usulca. Ay
Bir entari düğmesi. Yıldızlar
Ah yıldızlar ise düşünce…
Balıkçı ile deniz, fikrini
Dağlar akbabayı değiştirir
Ve sırmalı kız geceleri
Gül kokusuna çalışır da
Bir ip kopar dantelinden ipince
Ağzında
Kırmızı erik çekirdeği
Okul şarkısıydık biz dokunaklı
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
ŞARKI
Yaz annemin mevsimi
İlkyaz kız kardeşimin. Babamın ise
Sonbahar
Ah yorgun babam
Rüzgarlı tepeler gibi konuşan
Mevsimler için böyle güzel
Şarkılar söyleriz
Bir vakit ki kadınlar
Gün dönünce güz aylarında
Koyulaşan sütler gibi güleç
Ve yoğundurlar
Öyle derin ve manalı
Kadınlar için de söyleriz
Bu şarkıları
Bahanedir suların buharlaşıp
Bulutların yoğunlaştığı
Gökyüzünü yıkar aslında yağmur
Yeryüzü de
Faydalanır bu halden
Mor şarkılar söyleriz gökyüzüne
Arada işte böyle
Musa Öz
Yaz annemin mevsimi
İlkyaz kız kardeşimin. Babamın ise
Sonbahar
Ah yorgun babam
Rüzgarlı tepeler gibi konuşan
Mevsimler için böyle güzel
Şarkılar söyleriz
Bir vakit ki kadınlar
Gün dönünce güz aylarında
Koyulaşan sütler gibi güleç
Ve yoğundurlar
Öyle derin ve manalı
Kadınlar için de söyleriz
Bu şarkıları
Bahanedir suların buharlaşıp
Bulutların yoğunlaştığı
Gökyüzünü yıkar aslında yağmur
Yeryüzü de
Faydalanır bu halden
Mor şarkılar söyleriz gökyüzüne
Arada işte böyle
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
BİR ANA
I
Dudaklar yansa da dereler soğudu
II
Şarkılar söylüyor tarlakuşu
Geçerken hüzünlü gül sandıkları
Üşüyor anaların gözyaşıyla
Güleç göller, utangaç gökyüzü
Ve reçine kokuyor üzümler
Taneleri iri yar gülümsemesi
Güzdür şimdi anıları okşayan
III
Uçarken mavi gönül kelebeği
Evlendi, çoğalsın diye çocuklar
Ve bitti sevda, savruldu goncası
Ölü güller taşıyor koynunda
Ellerinde boş bir kuş yuvası
Güzel olsun diye meyveleri
Yaşlanan frenkincirleri, boz alıçlar
Gibi soldu her gebe kalışında
Ah hangi üzgün cephede şimdi
Uykusuz geceleri, can yongası
IV
Bir Yemen türküsü güz bahçesinde
V
Ve o bitmeyen kalp ağrısı
Musa Öz
I
Dudaklar yansa da dereler soğudu
II
Şarkılar söylüyor tarlakuşu
Geçerken hüzünlü gül sandıkları
Üşüyor anaların gözyaşıyla
Güleç göller, utangaç gökyüzü
Ve reçine kokuyor üzümler
Taneleri iri yar gülümsemesi
Güzdür şimdi anıları okşayan
III
Uçarken mavi gönül kelebeği
Evlendi, çoğalsın diye çocuklar
Ve bitti sevda, savruldu goncası
Ölü güller taşıyor koynunda
Ellerinde boş bir kuş yuvası
Güzel olsun diye meyveleri
Yaşlanan frenkincirleri, boz alıçlar
Gibi soldu her gebe kalışında
Ah hangi üzgün cephede şimdi
Uykusuz geceleri, can yongası
IV
Bir Yemen türküsü güz bahçesinde
V
Ve o bitmeyen kalp ağrısı
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
YAZ
Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Susuverdi ağustosböcekleri
Kemençelerini, şarkılarını
Vurup sırtlarına çekip gittiler
Nereden mi biliyorum yazın bittiğini
Arıkuşları daha bir kilim renginde
Taşa, toprağa
Daha bir yakın uçuyorlar
Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Bir beyaza çalışıyorum ben
Gurbete ve ölüme gidiyorum akşamüzeri
Bir giz ile bütünleşiyorum
Oturup yazacağım bunları bir güz
Havada yeleğimin terli resimleri
Nerden mi biliyorum yazın bittiğini
Şu kızın göğüsleri
Uçmaya hazırlanan yaz sonu havası
Ergenliğini alıp götürüyor rüzgar
Sızıyor edası turuncu yollardan
Yazın bittiğini kimse bilmiyor
Musa Öz
Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Susuverdi ağustosböcekleri
Kemençelerini, şarkılarını
Vurup sırtlarına çekip gittiler
Nereden mi biliyorum yazın bittiğini
Arıkuşları daha bir kilim renginde
Taşa, toprağa
Daha bir yakın uçuyorlar
Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Bir beyaza çalışıyorum ben
Gurbete ve ölüme gidiyorum akşamüzeri
Bir giz ile bütünleşiyorum
Oturup yazacağım bunları bir güz
Havada yeleğimin terli resimleri
Nerden mi biliyorum yazın bittiğini
Şu kızın göğüsleri
Uçmaya hazırlanan yaz sonu havası
Ergenliğini alıp götürüyor rüzgar
Sızıyor edası turuncu yollardan
Yazın bittiğini kimse bilmiyor
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
ELMANIN KOKUSU
Duyulmuyor dudağın derine yansıması
El ele duruşun yoğunluğu
Ve her yerde aynı ekmeğin kokusu
Elmanın ve öpüşmenin de
Ergenliğin tendeki esrimesi
Duyulmuyor kalbin dolaylı yorumları
Diz dize tutuşmanın Türkçesi
Savaşın acısı aynı her yerde
Bir çocuğun bilincimizi kamaştıran bakışı
Ah, aynı yoksulluğun sözcükleri
Duyulmuyor tenin tene ince sorusu
Terin tere sıvanan gülümsemesi
Kış ortasında bir ateşi
Ortasına alan insanların aynı devinimleri
Üzümü tane tane yemenin ustalığı
Ve aynı güle yürümenin edası
Duyulmuyor düşlerin uzun yolculuğu
İmgenin imgeye takılan halleri
Her yerde aynı sözün örgütlenişi
Ve ezgileri usulca savurmanın coşkusu
Ah, aynı taşın taş ile öpüşmesi
Aynı her yerde çocuğun duruşu
Musa Öz
Duyulmuyor dudağın derine yansıması
El ele duruşun yoğunluğu
Ve her yerde aynı ekmeğin kokusu
Elmanın ve öpüşmenin de
Ergenliğin tendeki esrimesi
Duyulmuyor kalbin dolaylı yorumları
Diz dize tutuşmanın Türkçesi
Savaşın acısı aynı her yerde
Bir çocuğun bilincimizi kamaştıran bakışı
Ah, aynı yoksulluğun sözcükleri
Duyulmuyor tenin tene ince sorusu
Terin tere sıvanan gülümsemesi
Kış ortasında bir ateşi
Ortasına alan insanların aynı devinimleri
Üzümü tane tane yemenin ustalığı
Ve aynı güle yürümenin edası
Duyulmuyor düşlerin uzun yolculuğu
İmgenin imgeye takılan halleri
Her yerde aynı sözün örgütlenişi
Ve ezgileri usulca savurmanın coşkusu
Ah, aynı taşın taş ile öpüşmesi
Aynı her yerde çocuğun duruşu
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
DİZİ SIYRIK ÇOCUK
Kızların intizarı çektiklerin
Dedi ablam usulca
Kimse silemez bu sihiri
Yazı solduruyor güz
Sıyrılıp geliyor, yerleşiyor avlusuna
Ama benim yüreğime
Gelmiyor gümüş rüzgar
Gelmiyor yüreğime ay yeli
Dolayıp da gün ışığını saçlarıma
Sürüyorum göğe
Gözlerimdeki kırık gamzeyi
Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Ki ölürsem gizlice
Bilin ki bu yaradan ölürüm
Bir meneviş kuşuydum oysa
Uzak bir resim çizerdim
Gökyüzünün koynuna
Ne düşlerimdeki sıyrıklar iyileşir
Ne dişlerimdeki çizikler
Benim yüreğime
Gelmiyor gümüş dizeler
Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Kanıyor her gece
Ah, bu yüzden çektiğim intizarlar
Gül, yastıklara değince
Kızların uykusu çektiklerim
Musa Öz
Kızların intizarı çektiklerin
Dedi ablam usulca
Kimse silemez bu sihiri
Yazı solduruyor güz
Sıyrılıp geliyor, yerleşiyor avlusuna
Ama benim yüreğime
Gelmiyor gümüş rüzgar
Gelmiyor yüreğime ay yeli
Dolayıp da gün ışığını saçlarıma
Sürüyorum göğe
Gözlerimdeki kırık gamzeyi
Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Ki ölürsem gizlice
Bilin ki bu yaradan ölürüm
Bir meneviş kuşuydum oysa
Uzak bir resim çizerdim
Gökyüzünün koynuna
Ne düşlerimdeki sıyrıklar iyileşir
Ne dişlerimdeki çizikler
Benim yüreğime
Gelmiyor gümüş dizeler
Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Kanıyor her gece
Ah, bu yüzden çektiğim intizarlar
Gül, yastıklara değince
Kızların uykusu çektiklerim
Musa Öz
Re: Musa Öz Şiirleri
GÜZ GEÇMİŞ
I
Nisan geçmiş buralardan
Yeşil izler, kekre kokular bırakarak
Ala kınalı topuklarıyla
Mayıs geçmiş buralardan
Dişi şarkılarıyla kadirne kuşları
Dağ elmaları yanık tadıyla
Ah gelmiyor koçak gönüllü yar
II
Kopuz gibi çalan yayını ve aşkını
Uzun ince mızrağını kuşanan
Asuman boyu, gök rengi gülüşlerini
III
Gül kokusudur Aslı ile Arzu
Hoyrat bir rüzgardan düşmüş de, usulca
Yurt edinmiş çoban ıslığını
Koca bir yalandır ilk başta masallar
Tanrılar ise bir avuç kum
IV
Tarih sahnesinden silindi
Gibi bir hüzün
V
Ölüme mi özendirdi tanrıça sevgilisini
Güz geçmiş buralardan
Musa Öz
I
Nisan geçmiş buralardan
Yeşil izler, kekre kokular bırakarak
Ala kınalı topuklarıyla
Mayıs geçmiş buralardan
Dişi şarkılarıyla kadirne kuşları
Dağ elmaları yanık tadıyla
Ah gelmiyor koçak gönüllü yar
II
Kopuz gibi çalan yayını ve aşkını
Uzun ince mızrağını kuşanan
Asuman boyu, gök rengi gülüşlerini
III
Gül kokusudur Aslı ile Arzu
Hoyrat bir rüzgardan düşmüş de, usulca
Yurt edinmiş çoban ıslığını
Koca bir yalandır ilk başta masallar
Tanrılar ise bir avuç kum
IV
Tarih sahnesinden silindi
Gibi bir hüzün
V
Ölüme mi özendirdi tanrıça sevgilisini
Güz geçmiş buralardan
Musa Öz