Benjamin Button Olmak! / Ali Çolak

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Veda
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 3335
Kayıt: 11 May 2008 [ 19:04 ]

Benjamin Button Olmak! / Ali Çolak

Mesaj gönderen Veda »




Benjamin Button Olmak!

'Benjamin Button gibi olacağım!..' Otuzunu aşmış bir şarkıcının bu sözünü gazetede okuyunca hayli eğlendiğimi söylemeliyim. Hem eğlendim hem düşündüm. Benjamin Button'ın tuhaf hikâyesini...

Evet, Button doğduğunda 'korkunç bir şey'di. Yaşlı bir adamdı, sıradışıydı, hatta 'sahtekâr'dı, 'tehlikeli bir manyak'tı. Hayatı, yeryüzünde süregelenin aksine işleyecek ve gitgide gençleşecekti. Hakikaten tuhaftı bu ve böyle yaşamak, akla gelmedik aşağılamalara sebep olacak, Bay Button katlanılmaz trajediler, koyu yalnızlıklar ve acılar yaşayacaktı. Fitzgerald, bu tuhaf kahramanını acıdan acıya sürüklerken ne demek istiyordu acaba?

'Benjamin Button gibi olacağım' diyen şarkıcının sözlerini, galiba bu trajik hayatı düşündüğüm için önemsedim. Aklı başında bir adam, bile isteye o tuhaf yaratığa benzemek ister miydi! 'Gitgide gençleşeceğim, hep genç kalacağım, benim yaşlandığımı göremeyeceksiniz!...' demek isteyen bu genç adam, aynı zamanda, 'Ben garip, komik bir adam olacağım.' da demek istemiyor muydu? Benjamin Button olmak, biraz da bir kimlik sahibi olamamak, neredeyse hayali bir kahramana dönüşmek ve bu haliyle insanlar içinde yadırganmak, horlanmak değil miydi?

Çağımız kadınlarının daima genç ve güzel kalma arzusunu ve bu uğurda harcadıkları çabayı artık anlayabilir olmuştuk. Ne var ki erkeklerin aynı arzuyla tutuşmaları ve bu yolda yatırım yapmaları, açıkçası hâlâ ya da henüz garip geliyor. Belki buna da alışacağız. Belki değil, yavaş yavaş alışsak iyi olacak. Modern çağ ve onun hakim anlayışı, kadını ve erkeği, sürekli gençleşme arzusuyla büyülüyor. Bu, bir çeşit 'Benjamin Button sendromu' ve dolayısıyla kimi tuhaflıkları da beraberinde getiriyor.

Nasıl tuhaflıklar bunlar? Mesela şöyle: Nüfus kütüğüne göre 20'sinde olduğu halde elli yaşında görünen Bay Button'ın tam aksine, 50'sini çoktan gerilerde bıraktığı halde giyimi, saç biçimi, hal ve tavırlarıyla 20'li yaşlarda görünmek isteyen tuhaf insanlarla karşılaşıyorsunuz sokakta. Sağlıklı olmak, genç ve dinç görünmek elbette harikulade güzeldir. Ne var ki gövdelerin, yüzlerin ve gözlerin dili yalan söylemiyor. Gövde, bütün uzuvlarıyla, yarım asrın ardından, şöyle görmüş geçirmiş, durulup rahata ermiş dingin bir edayla görünmek isterken, sahibi bunu bütün bütün bastırıp ödünç alınmış giysiler içindeki bir insanın tuhaflığıyla karşımıza dikiliyor. Artık, genç mi, yaşlı mı bilemediğimiz, duygularının hangi dilden konuştuğundan, hangi yaşın itiyatlarını sürdüğünden emin olamadığımız bu insanlara karşı nasıl davranacağımızı, açıkçası bocalıyoruz. Acaba hangi yaşın dilini kullanıyorlar? Oldukları yaşın mı, göstermeye ya da görünmeye çalıştıkları yaşın mı! Bu da bir çeşit ve daha acıklı 'nesiller arası uçurum' yahut 'kuşak çatışması' durumu değil mi?

'Dünya nimetleri' bütün işvesiyle karşımıza dikilip yaşlılığı, hastalığı ve ölümü ebediyen ertelememizi, onları başkalarına bırakmamızı öğütlüyor. Geçici çözümler de göstermiyor değiller bunun için. Spor yap, düzenli beslen, filan otları tüket, şöyle giyin, şu kırışık önleyicileri, sıkılaştırıcıları kullan, bu spor aletlerinden vazgeçme! Sonra ince bir vücut, pürüzsüz bir cilt, parlak ve dolgun saçlar... Daima genç, daima güzel ve sağlıklı görüneceksin... Yalan da olsa güzel!

Benjamin Button'a yahut bir güzellik tanrıçasına benzemek arzusu gitgide yaygınlaşacak, biliyorum. Bu da alışageldiğimiz bir insan tipinin aramızdan yavaşça kaybolup gitmesi demek. Yaşının beden diliyle konuşan, mutmain, bakınca cenneti hatırlatan nur yüzlü adamlar; beyaz yaşmaklı, tombul yanaklı, kınalı saçlı anneanneler eksilecek hayatımızdan. Onların yerine 70'inde kot pantolonlu, tişörtlü, güneş gözlüklü dedeler, nineler göreceğiz. Ne var bunda diyeceksiniz, neresi kötü? Kötü diyen var mı canım! Ben sadece bir 'insan' tipinin yitişinden söz ediyorum. Yüzüne bakıp gönül huzuruyla, içimizden gele gele 'nine, dede' dediğimiz insanları pek göremeyeceğimizden... 'İhtiyarlık' kelimesinin, dupduru, sakin, nur gibi bir yüz, pamuk gibi sakal ve içe işleyen şeker gibi bir gülümseyiş anlamına da geldiğini unutacağımızdan...

İlahi Benjamin Button, neler düşündürdün bana!

Ali ÇOLAK
06 Haziran 2009, Cumartesi



Kullanıcı avatarı
Veda
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 3335
Kayıt: 11 May 2008 [ 19:04 ]

Benjamin Button Olmak! / Ali Çolak

Mesaj gönderen Veda »



Bu bir köşe yazısı, deneme diyemeyebiliriz ama SiyahSandalye'nin paylaşımının ardından ilginç bir tesadüf oldu. Ben de güzel olur diye paylaşmak istedim.

Kullanıcı avatarı
Siyah Sandalye
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 788
Kayıt: 23 Şub 2009 [ 15:16 ]

Benjamin Button Olmak! / Ali Çolak

Mesaj gönderen Siyah Sandalye »

Evet güzel olmuş ;) Paylaşımın için teşekkürler.

Cevapla