SanaL Aşk

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Erhanbay
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 06 Şub 2007 [ 13:05 ]

SanaL Aşk

Mesaj gönderen Erhanbay »

VARIM !
Saatlerdir bilgisayarın başında oturuyordu
hala beklediği mail gelmemişti.
Silkindi. Kaç saat olmuştu bilgisayar başına oturalı?
Oooo! İki saatten fazla olmuş koskoca iki saat?
Arkadaşları yemeğe davet etmişti
Sinan sinemaya oda arkadaşları ise fal partisine..
Hiçbirini kabul etmemişti.
Şimdi bu ücra internet cafede gelecek o maili bekliyordu.
Daha ne kadar sürecekti?
Kimbilir belki bugün hesabına bile girmemişti girmeyecekti?
Girse bile yazacağı daha önemli insanlar vardı belki...
Belki de onun ona önem verdiği gibi o
ona önem vermiyordu?
Yok canım!
O da en az Sevgi kadar değer veriyordu Sevgi'ye
yazdığı her mesajın karşılığı ertesi güne geliyor
hadi ertesi gün olmadı birkaç gün içinde gecikmenin özürünü de içeren mail hesabında bekliyordu Sevgi'yi.
Aylar olmuştu yazışmaya başlayalı
bir kez bile aksamamıştı mailler.
Ta ki bu haftaya kadar.
Hafta başından beri tek bir satır gelmemişti ondan.
Tuhaf!
Oysa kendisi yazacak bir şey bulamasa - ki bu da ayda yılda
bir olurdu- forward edilmis mesajlar gönderirdi güzel sözler
fıkralar ya da ufacık bir e-kart.
Üçüncü gün dayanamamış
onu merak ettiğini söylediği bir mail göndermişti:
Heeeey öldün mü kaldın mı? Haber verseneeeee!
diye şakalaşmıştı üstelik.
Ses seda yoktu yine karşı tarafta beşinci gün
iyiden iyiye meraklanır olmuştu hatta bir sapığın onun
hesabına girip gelen mesajları ondan önce okuyup sildiğini
bile düşünmüştü.
İyisi mi oturup bütün gün bekleyecekti
bilgisayar başında hem içinde de bir şüphe
kalmayacaktı böylece.
Bugün sekizinci gün de bitmişti.
Yine en ufak bir yazı bile gelmemişti.
Unuttu beni diye geçirdi içinden.
"Tabii ne bekliyordun ki!" diye kızdı kendi kendine.
Alay etti bir süre bu çocukluğuyla.
Hiç görmediği sadece yazılarıyla
şiirleriyle tanıdığı biriydi karşıdaki ve hep öyle uzakta öyle bilinmez
kalacaktı. Ne bekliyordu ki?
Kendisi de bilmiyordu.
Hayalinde bu yazıları yazan kişiyi bir türlü canlandıramıyordu.
Ne zaman gözlerini kapasa sadece bir çift el görüyordu
klavyenin tuşlarına dokunan güzel parmaklar...

Bu elin kime ait olduğunu görmeye çalışıyor
didiniyor ama hayali bir anda dağılan sis gibi yok oluyordu.
Ertesi gün soluğu yine bilgisayar başında aldı.
Bekledi bekledi.
Birkaç arkadaşından gelen mailleri yanıtladı hemencecik.
Aslında böyle beklemek fena da olmuyordu hani.
Zaten tatildeydi yapacak başka bir işi yoktu
arkadaşlarından çoğu eve dönmüştü
kalanlar ise onu çağırsa da o pek istemiyordu.
Bu düşüncelere dalmışken yeni bir mesaj geldi.
Hayret adres pek yabancıydi ona.
Biraz tereddüt ettikten sonra yüreği korku içinde açtı.
Mail
"merhaba ben Akın'ın yakın arkadaşıyım. Kendisini trafik kazasında
kaybettik telefon defterinin arasında sizin mail adresinizi bulduk ve
haber vermeyi uygun gördük. Başımız sağolsun" diyor ve devam
ediyordu ama mailin devamı onu ilgilendirmiyordu artık.
Okuyacağını okumuştu zaten.
Kaçıncı ölüm haberiydi bu bu kaçıncı değer verdiği
insandı yitip giden?
Bazen bütün uğursuzluğun kendinde olduğunu düşünüyordu.
Sonra saçma geliyordu düşündükleri
ama ne farkederdi ki işte cok sevdiği
her gün yazdıklarıyla onun gününe renk katan o kişi artık yoktu.
Kötü bir şaka olamaz mıydı?
Ne yapacaktı şimdi?
Beklediği mail gelmiş miydi?
Ne yani kalkıp gidecek ve bir daha gelmeyecek miydi?
Bir daha o güzel mesajlari hiç göremeyecek bir daha o elleri hayal edememenin üzüntüsüyle doğruldu.
"Cebinden size henüz yollamadığı
yollamak için doğum gününüzü beklediği bir şiir bulduk.
Tıpkı sahibine ulaşmamış bir mektup gibi
duruyordu oracıkta. Aşağıda onun sizin
için yazdığı son şiiri bulacaksınız.


VAR MISIN ?
Biliyorum şaşıracaksın
Son sözler gibi gelecek kulağına
Yoo yanılmıyorsun.
Son sözler bunlar.
Bu uzaklığı kaldırmak için ortadan
Sadece bir ufacık his'tik sen bana ben sana
İki satır lâf iki mısralık şiirdik
Bir gülücüktük
Bir soru isareti
Oysa daha fazlasını istemek bencillik mi?
Anla artık!
Sözler var ama satırlar yetersiz
Düşünceler var ama sayfalar yetersiz.
Duygular var ama mısralar yetersiz.
Anla artık biliyorum bir sen var bir de ben
Uzak uzak yerlerde ayrı ayrı şehirlerde.
Ama desem ki sana:
Biz demeye var mısın?
Desem ki ne sen olsun ne de ben.
Bir biz olalım.
Var mısın ?

Akın Yıldız



Şaşırmıştı
istemezdi etraftakilerin gözü önünde ağlasın.
Hiç adeti değildi ne de olsa.
Oysa Akın hep nasıl hissediyorsan öyle ol başkalarını boşver derdi. İşte her zamanki gibi yine dinlemişti onun sözünü.
Demek o da aynı şeyleri hissetmiş
o da artık bu uzakığı kaldırmak istemişti.
Doğumgünü geçmişti hem de yine bilgisayar başında.
Yeni bir yaşa daha girmişti işte
yepyeni bir yaş yepyeni umutlar acılar mutluluklar.
Her yaş olgunlaştırırmış biraz daha insanı
belki de en çok bu yaşa girdiğinde olgunlaştığını anlayacaktı yıllar sonra arkasına dönüp baktığında kimbilir...
Akın! Kahretsin seni
şimdiden özledim diyerek hıçkırıklara gömüldü.
Neden sonra eli yanıta gitti.
Akın'a geç kalmış bir yanıttı bu.
Sadece tek bir sözcük yazdı :
VARIM !



Kullanıcı avatarı
Veda
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 3335
Kayıt: 11 May 2008 [ 19:04 ]

SanaL Aşk

Mesaj gönderen Veda »




Beni mi çekiyor bu karamsarlık dolu ayrılık fikirleri?..
Emeğine sağlık Erhanbay.

Cevapla