Bir sevda hikayesi

Aşk ve sevgi ile ilgili herşey....
Cevapla
Siyah_Beyaz
Kurucu Yetkili
Kurucu Yetkili
Mesajlar: 1424
Kayıt: 22 Kas 2005 [ 12:52 ]

Bir sevda hikayesi

Mesaj gönderen Siyah_Beyaz »

Semaya özgü mutluluğu yaşadık dedi" kadın adama. Adam durdu
" Masallara özgü yaşadık tadında "
Deniz kenarında tahta banka oturmuşlar, güneşin son solgun ışıklarını seyrediyorlardı.
" Elli Yıl oldu be Koca " dedi kadın. "
İyi ki evlenmişiz. İyi ki hiç vazgeçmemişiz birbirimizden. Ve iyi ki seninle birlikte yağdı bu karlar saçlarıma."
Sıkıca sarıldı adam kadına. "
İyi ki karımsın, iyi iki kadınımsın, iyi ki hayat arkadaşım,yoldaşım ve sırdaşımsın "

" Hatırlıyorsun di mi canım o Paris seyahatini ? "
" Nasıl unuturum dedi " adam.
" Sen hayattaki tek birikimini, sırf ben beş parasız, ele çalışmaya gidiyorum diye, gizlice koymuştun bavuluma. Halbuki o senin, ben yokken ki geçim parandı. Nasıl kızmıştım sana. Nasıl bağırmıştım ? Sonra sen küsmüştün bana. 1 ay hiç görüşmemiştik. Ben o paraya dokunamadım o yad ellerde. Sonra dayanamadım döndüm sana. Bir baktım ki sen çok zayıflamışsın. Dolabı bir açtım ki bomboş.Üç beş zeytin vardı. İki tane de domates. Sonra sen bana baktın. Kızgın ve hasret dolu gözlerle :
"Ne kadar zayıflamışsın dedin " Gülümsedi kadın
" Sonra birbirimize bakmış, kahkahalarla gülmeye başlamıştık. Hadi o zaman paramızı bir güzel yiyelim demiştim..
Apar topar hayalimizdeki tek yere gitmiştik "

" Hey gidi günler dedi adam. Dün gibi sanki. Peki sen doğurduğun günü hatırlıyor musun?
" Elbette dedi" Kadın
" Nasıl unuturum ikizlerin doğumunu. Sabaha karşı kalk hadi vakit geldi demiştim sana. Sen nasıl paniklemiştin.Ve ebenin evini tam 45 dakika aramıştın. Oysa kaç kere göstermiştim sana ebenin evini. Doğduklarında nasıl ağlamıştın hıçkıra hıçkıra "

" Ve ne zorluklarla okuttuk onları dedi " adam.
" Sen dikiş diktin gece yarılarına kadar. Bense ikinci işte çalıştım yıllarca. Yine de ay sonunu getiremezdik.
" İkiside gülümsedi.
" Evet dedi kadın.
" Bir ara nasıl nefret ettik kurufasulye ve bulgur pilavından. Hele sabahları çocuklar peynir yesin diye biz nasıl özlemiştik beyaz peynirin tadını"

Adam atıldı hemen
" Ya Hanım o ayda bir kere yaptığın köftelerin tadını hala unutamadım. Kişi başı dört tane köftemiz vardı. Yarın akşam yapsana yine. hem torunlarda pek bayılıyor senin köftelerine " Güldü kadın
" Sen istersinde yapmaz mıyım ?" dedi sıcacık, şefkat dolu ses tonuyla. Boğazın serin sularından geçen gemilere baktılar sesizce. Hala elleri kenetlenmişti birbirlerinin eline.

" Sana yıllardan beri sormak istediğim bir soru vardı hanımcığım. Sorayım mı" dedi.
Merakla sor dedi hayat arkadaşına
" Yıllarca iki ayrı tencerede yemek yapmak zor gelmedi mi sana? "
Şevkatle sıktı kocasının elini yaşlı kadın
" Sen soğandan nefret ettiğin için ve ben soğanı çok sevdiğim için yaptım bunu yıllarca. Hiç de yüksünmeden. Ne sen mutsuz ol istedim. Ne de ben.Biz hayatı paylaştık seninle. O zaman neden yüksüneyim ki . Çünkü ben seni seviyorum.
" Peki dedi adam.
" Ben sana gençken hiç süslü esvaplar alamadım.
Çay bahçeleri dışında seni hiç bir yere götüremedim. Hiç mi
mutsuzluk duymadın ? "
Yaşlı kadın yine sıkıca tuttu ellerini hayat arkadaşının." Hayır hiç dedi. Çünkü sen bizim için çalıştın yıllarca,bizim için .Bizim için çabaladın durdun ama asla haram lokma getirmedin evimize.
Her zaman nazik her zaman sevgi doluydun, her zaman anlayışlı ve hoşgörülüydün. Benim sinirli olduğum günlerde hiç gelmezdin mesala üstüme.
Çocukları alır. Hadi biz bir parka gidiyoruz hanım derdin. Bazen söylenir dururdum yemeğn suyundan, çocukların
yaramazlıklarından, diktiğim esvabın beğenilmemesinden. Sen ise sabırla dinlerdin beni. Sonra sıkıca sarılır bana. Ben yanındayım ama ve seni çok seviyorum derdin.. Sen, beni ve çocuklarını seviyordun. Akşamları bize mandolin çalıp, şarkı söylemeni, bayramlarda elinde bir demet çicekle gelmeni, çocuklara bayramlık almak için daha çok çalışmanı, geceleri
seninle nohut kahvelerimizi içip, balkonda oturup umutlarımızdan bahsetmemizi, Nazım Hikmetin şiirlerini Ömer Seyfettinin hikayelerini okumamızı nasıl unuturum, Biz birbirimizi gerçekten sevdik bey"

" Öyle dedi yaşlı adam.
" Hayatımda 4 sebebten ağladım ben biliyorsun dedi.
ilki çocuklarımızın doğumu, ikincisi çocuklarımızın okuma bayramı, üçüncüsü anne ve babamızın ölümleri, dördüncüsü çocuklarımızın üniversiteden mezuniyet günleri ve beşincisi torunların doğumu ile oldu. onun haricinde hiç ağlamadım hanım. Senin sayende oldu bu. Bana olan sevgin, fedakarlığın,
anlayışın, hoşgörün, o eşsiz sezgin ve her zaman bana umut aşılamandan oldubu. "

" Çünkü "dedi yaşlı kadın gerçek sevgi asla sevdiğini zor zamanlarında yalnız bırakmamaktır. Ona umut vermektir. Tüketmemektir. Yormamaktır.Anlayışlı olmaktır. Yorulmamaktır. Mücadele etmektir. Ona saygı göstermektir.
" Güvenmektir" Ne olursa olsun
" vazgeçmemektir." Sıkıca sarmaktır sevgi. Sıcak bir dokunuştur. Her zaman iki kişilik düşünmektir
" Sevgide" bencillik " yoktur. Kolayca yıkılmaz sevgi. Nedensiz bitmez. Zamana yenilmez. Beynimizdeki çıkmazlarla, kaygılarla tükenmez. Çünkü sevgi karşılıklı güvendir. Savaşlara dayanıklıdır sevgi. Kale gibi sağlamdır. Sevgi, vermektir. Sevgi
" konuşabilmektir. " Koşulsuzca çözüm arayabilmektir sorunlarda. Çıkmaz sokak yoluna girildiğinde yalnız başına geri dönmemektir. Her koşulda elini tutup sevdiğinin
" hadi beraber çıkalım bu çıkmaz yoldan diyebilmektir. Sevgi fedakarlıktır aslında. Ruhunu diğer kişiyle koşulsuz, her şartta paylaşmaktır. Gerçek sevgi yenilmezdir, asla mücadeleden kaçmayandır. Sevgi, huzurdur Bey, Huzur ise karşılıklıdır. Alınır ve verilir.Sevgi, Kuru kuru söylenen iki çift kelime değildir. Aslında özü nedir biliyor musun sevginin
" Hayatın içinde başka Adem ve Havvanın olmadığını " düşündüğün zamanların toplamıdır.

Bu gerçekten yaşanmış 60 yıllık hayat öyküsünden kısacık bir alıntıdır.

Hepimizin böyle sevgiler yaşaması dileğimle...



Cevapla