Insan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı

Aşk ve sevgi ile ilgili herşey....
Cevapla
Kullanıcı avatarı
tarantula
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 85
Kayıt: 02 Ara 2005 [ 18:41 ]

Insan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı

Mesaj gönderen tarantula »

Hiç aşık olamayanlar, aşık olabilenlere göre bir çok şeyi eksik yasarlar.
Ama bence en dokunaklısı, hayati algılama biçiminin değişebileceği

gerçeğini fark etmeden yaşayıp gitmeleridir.
Öncelikler sıralamasının alt üst olabileceğini hiç bilememek bir

eksikliktir.. dehşetli bir korkuyu ve dehşetli bir korkusuzluğu yan yana
hiç yaşamamış olmak da öyledir ama, ölümün bile korkutucu olmayabileceği

gerçeğini farkına varamamak, asil o, epeyce yoksullaştırır hayati...
Aslında aşık olamayanların "eksik yasama" listesi hayli zengindir ama

benim en fazla ilgimi çeken, "bekleme"nin, onların hayatında bütünüyle
farklı bir anlam taşımasıdır. Hiç aşık olmamış biri, 'beklemek' nedir

bilmez çünkü! Kaygı içinde beklemenin büyüsünü hiç tatmamıştır.. en küçük
bir gecikmenin yaratabileceği iç fırtınaların gücünden habersizdir ve

yaklaşmakta olan kederleri hissederek, ama büyülenmiş gibi kıpırdamadan
beklememiştir hiç... Bütün ihtimalleri abartarak beklemenin yarattığı

duygu karmaşasını da bilemez tabii...
En sözüne sadık, en dakik aşığı bile beklerken nasıl endişe

duyulabileceğini, bekleyişin arkasındaki sonsuz haz ihtimalinin,
korkuların, umut ve umutsuzlukların saklı olmasının ne demek olduğunu hiç

anlayamaz, aşık olamayanlar.
Ama, aşık olan bekler... Ve beklerken o da beklemeyen insanları anlamaz

hiç, tıpkı, beklemeyenlerin onun gerginliğini anlamadıkları gibi.
Aşık olan için beklemek, onun gerçeğidir, bekleyişinin dışındaki her şey

onun gerçeğiyle çelişir. Çevresiyle ilişkisi kesilir, sesler usulca
uzaklaşmaya baslar, bekleyişiyle arasına girebilecek her şeyden

kaçınır..bekleyisinin tadını çıkarabilmek için dış dünyayla bütün
ilişkisini koparır.

Peki hangisi daha çekici gelir size?
Bekleme böyle kaygılı ve ağır yasansa bile, ardından, bütün düğümleri

çözebilecek tutkulu bir beden tarafından kurtarılma ihtimali mi daha
çekici, yoksa, hayatin bu cömert bağısını reddederek, aşksız ama kaygısız

ve beklemesiz yasamak mi?
Hiç aşık olmamak; hiç beklememek, hiç aşk acısı çekmemek demek.

*Winnicott'a göre aşk ilişkisinde bekletenler, aşık olmayanlardır. "Ben
bazen beklemeyen kişiyi oynamak isterim" diyor Winnicott. "Başka bir yerde

oyalanmayı, geç gelmeyi denerim; ama her zaman yenilirim bu oyunda; ne
yaparsam yapayım, boşuna.. tam zamanında, hatta saatinden önce, orada

olurum. Aşığın kaçınılmaz kimliği budur".
*"Bekletmek her iktidarın sürekli ayrıcalığı, insanlığın bin yıllık

eğlencesi diyor Evelyne Bachellier.
Ama bekletmenin de bazı riskleri vardır bence, öyle uzun uzun beklerken

neyi ve neden beklediğinizi çözümleyip, kendinizi bu sapmadan kurtarma
ihtimaliniz her zaman mevcuttur, tıpkı su hazin hikayede olduğu gibi.

*"Bir zamanlar yüksek görevli bir bürokrat bir yosmaya tutkunmuş. Kadın,
'yüz gece boyunca bahçemde, penceremin altında bir tabureye oturup beni

beklersen, senin olurum,' demiş. Doksan dokuz gece sessiz sedasız beklemiş
yüksek görevli, ama doksan dokuzuncu gecenin sonunda oturduğu yerden

kalkmış, taburesini koltuğunun altına alıp gitmiş."
Atilla Ilhan'ın dediği gibi, "Insansevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır

insanı
" bazen!
Hem de tam beklerken ve de tam o gelecekken.
Roland Barthes



Kullanıcı avatarı
blackburry
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 17 Eki 2006 [ 23:48 ]

Mesaj gönderen blackburry »

diyorlar ki yenilmisiz
senin benim gibiler.
soyleyenler yazanlar;
canimizdan bezdirenler.
kin tutmuslar,ruhsuz olmuslar
sevmeyi sevilmeyi unutmuslar.

yenildiysek belden asagi vurmadik asla
acitmadik.

diyorlar ki yenilmisz,
ask nedir bilmeyenler
diyorlar ki yenilmisiz..
nefsimizi koreltmisiz..
kir tutmuslar,
kalp kirmislar
gel bizimle yuru diyorlar..


gerçekten çok güzel bir yazıydı ellerine sağlık sabah sabah ii geldi valla ;-)

Cevapla