Gerçek Sevgi

Aşk ve sevgi ile ilgili herşey....
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dream05
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 38
Kayıt: 03 Ara 2006 [ 01:14 ]

Gerçek Sevgi

Mesaj gönderen dream05 »

ÇİÇEKLE SUYUN HİKÂYESİ

Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lazımdır birbirlerini tanımak için. Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz, artık ve anlar ki suya âşık olmuştur. İlk kez âşık olan çiçek, etrafa kokular saçar. “Sırf senin hatırın için ey su” diye… Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe âşıktır ama su da ilk defa âşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek acaba, “Su beni seviyor mu?” diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle… Hâlbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye dayanamaz. Çiçek, suya, “Seni seviyorum” der. Su, “Ben de seni seviyorum” der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine, “Seni seviyorum” der. Su, yine, “Ben de” der. Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler… Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya “Seni seviyorum” der. Su da ona, “Söyledim ya ben de seni seviyorum” der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine… Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki: “Seni ben, gerçekten seviyorum.” Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye… Doktor gelir ve muayene eder sonra şöyle der: “Hastanın durumu ümitsiz, artık elimizden bişey gelmez.” Su, merak eder, sevgilisini ölümüne sebep olan hastalık nedir diye sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki:”Çiçeğin bir hastalığı yok dostum… Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der ve anlamıştır ki artık su, sevgiliye sadece “Seni seviyorum” demek yetmemektedir…



Kullanıcı avatarı
yaren_
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 37
Kayıt: 07 Ara 2006 [ 16:41 ]

Mesaj gönderen yaren_ »

süper çok anlamlı yaa :cry: :cry: :cry: bayıldım çok teşekkürler :cry:

Kullanıcı avatarı
dream05
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 38
Kayıt: 03 Ara 2006 [ 01:14 ]

Mesaj gönderen dream05 »

Teşekkür ederiz yaren

Kullanıcı avatarı
dream05
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 38
Kayıt: 03 Ara 2006 [ 01:14 ]

Mesaj gönderen dream05 »

Eğer beğenirseniz yazmaya devam edeceğim

Kullanıcı avatarı
gunce
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 1297
Kayıt: 01 Eyl 2006 [ 16:28 ]

Mesaj gönderen gunce »

çok güzeldi devamını dilerim ;-)

Kullanıcı avatarı
dream05
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 38
Kayıt: 03 Ara 2006 [ 01:14 ]

Mesaj gönderen dream05 »

Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi... Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı. Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı. Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller... Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemliside özlem ve hasret kokuyordu güller... Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, " Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum " dedi. Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı. Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi yine böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikiside sevgisinden hiç birşey kaybetmemişti.. Onları hiç birşey ayıramazdı... Ne hasret, ne ayrılık, nede ölüm... Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği yine geç kalmıştı, 1 dakika geç kalmıştı. Üstelik o, sevdiğini bekletmemek için dakikalarca önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Oysa o her zaman bunu yapıyordu. Devamlı kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü... Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denize dikti.. Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu...Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi aralarında sözleneceklerdi. Delikanlı öncebunu sevdiğine açmış, sonrada gidip 2 tane yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari, onu bekletmemeliydi.. Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları nedense hala yaşlı idi. Bir türlü anlamıyordu onları. Herşey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki ? İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı...Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı. Genç adam öyle heyecanlıydı ki sevdiğine kavuşmak için can atıyordu... Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara... Ne kadar güzel dansediyorlardı havada. Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi yine geç kalmıştı, hemde çok... Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu. İşte hergün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine söz vermiyorlar mıydı ? O zaman neden gelmemişti yine ??... Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı. Hayır.. hayır..olamazdı. Sevdiğine birşey olamazdı. Onsuz hayat yaşanmazdı ki... O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam. Bunun düşüncesi bile hoş değildi. Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını kimsenin görmesini istemiyordu. Zaten nedense etrafındaki insanlar ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı. Rahatsız olmaya başladı bakışlardan. Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına.. Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu dedi. 7 senedir hergün bu sahildeydi, sevdiğini bekliyordu. Daha fazla dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden bir damla daha yaş güllerin üzerine damladı... Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gidiyim diye mırıldandı...Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu... Genç adam ayağa kalktı.Sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı...

Cevapla