Son veda

Aşk ve sevgi ile ilgili herşey....
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dream05
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 38
Kayıt: 03 Ara 2006 [ 01:14 ]

Son veda

Mesaj gönderen dream05 »

Gözlerime inanamadım o an. Tam iki buçuk yıl olmuştu onu görmeyeli. Okulun bittiği gün hayatımın geri kalanını, yaşama sevincimi, her şeyimi alıp gitmişti bir hoşça kal bile demeden ve o gün bitmiştim ben…

Tam üç yıl boyunca yarı ölüydüm o okulda yaşarken ve okul bitti ben tamamen öldüm. İşte böyle iki buçuk yıl geçti anlamsız. Yokluğunu kabul edip yaşamaya devam etmeye çalıştım, tutunmaya çalıştım bir yerlere ve ben yeni bir sayfa açmaya bu kadar yaklaşmışken şimdi kapıdan giren o olamazdı. Olmamalıydı…

O kadar zamandan sonra, benden dünümü, bu günümü, yarınımı, HAYATIMI alan adamı tekrar göreceğim yer İzmir de küçük bir bowling salonu muydu yani!!!

Ben öylece donup kalmışken bize doğru geldiğini anlamam zaman aldı. Kendime geldiğimde çoktan yanımızdaydı.

Gözlerimi alamıyordum yıllarca her baktığımda beni bir kez daha öldüren o gözlerden.

-Arkadaşlar sizi buğra’yla tanıştırayım. Zaten Cenk Arzu ve Esinle tanışıyorsunuz. Bunlar da Eylül ve Mert.

-merhaba Buğra memnun oldum.

-merhaba Mert.

Gülümsemişti mertle el sıkışırken. Söylenenleri duymuyordum bile. Gözlerim ona kilitlenmiş, başka hiçbir şey görmüyordum.

-merhaba Eylül memnun oldum.

Bu sözlerle kendime geldim. ‘merhaba eylül’ mü?? ‘memnun oldum’ mu?? Buz kesilmiştim adeta.nefes alamıyordum. Ne diyeceğimi bilemedim. Ne yani aynı okulda geçirdiğimiz üç seneye yaşadığımız onca şeye rağmen birbirimizi tanımıyor gibi mi yapacaktık. Bunu yaptığına inanamıyordum.

Ama madem böyle istiyordu, madem böyle olması gerekiyordu…

-memnun oldum buğra!

Zorla gülümsedim ama gözlerim doldu.

Katılmaya bir türlü cesaret bulamadığım, gücümü toplayıp bir türlü konuşamadığım muhabbet epey ilerlemişti.

Sarhoş olmak ve hiçbir şey düşünmemek istiyordum. Hiç konuşmadan içmeye devam ettim. Gözlerimden süzülen iki damla yaşın farkına bile varmadım.

-neyin var Eylül iyi misin?

Mert in sözleriyle uzun, derin ama rahatsız bir uykudan uyandım sanki… tüm dikkatler benim üzerimde toplanmıştı.

Bir an göz göze geldik bir suçlu gibi gözlerini kaçırıp yere baktı.

-iyiyim ben Mert. Sadece yorgunum biraz.

Kalktım ve bara oturdum. Ne kadar orda tek başımaydım bilmiyorum. Tıpkı üç sene önce olduğu gibi zaman kavramını yitirmiştim sanki… onun sesiyle sarsıldım.

-üzgünüm…

-ne için üzgünsün Buğra? Tanışmadığımız için mi? Dert etme zaten bende seni tanımama kararı almıştım.

-o yüzden mi ağlıyorsun?

-aaa… dikkat et! Arkadaşların önceden tanışıyor olduğumuzu anlayabilirler… bunu istemeyiz öyle değil mi?

-doğru olanı yapmaya çalışıyorum Eylül!!!

-öyleyse yalnız bırak beni…

Bunu ben mi söylemiştim. Allah’ım bu Buğra’ydı. Benim yanıma gelmişti ve benimle konuşuyordu. Tam beş yıl sonra tekrar BENİMLE konuşuyordu ama öyle sinirliydim ki…

Sarhoş olmasa gelmezdi yanıma dedim kendi kendime!!! Yarın hatırlamayacak bilebu söylediklerini… sakın kaptırma kendini…

-sadece konuşmak istemiştim eylül.

Artık dayanamayıp ağlamaya başladım.

-sarhoşsun Buğra yarın hatırlamayacağın şeyleri söyleyerek beni boşuna ümitlendirme…

-ağlama, ben ne dediğimi biliyorum. Ağlama! Tamam mı?

Tıpkı eskiden olduğu gibi… ‘tamam mı?’…

‘tamam’ dedim sessizce.

İçimde acıyla birlikte büyüyen o büyük sevinci bastıramıyordum ama hakim olmalıydım kendime yelkenleri suya indirmek için çok erkendi.

Yanında kalırsam kendimi o kapkara bakışlara teslim edeceğimi biliyordum. Hata yapacaktım. İki buçuk yıllık kocaman bir emek boşa gitmek üzereydi. Buna izin veremezdim.

Kalktım ve koşarak kapıya yöneldim. Gecenin karanlığına, yağmurun soğukluğuna…

Yağmur damlaları yüzüme deyince durdum bir an gözlerimi kapattım. Tam oradan uzaklaşıyordum ki birisi elimi tuttu.

-dur!

Arkamı dönüp gözlerine bakmayacaktım.

-bırak beni Buğra. Bir yalanı yaşamak istemiyorum.

Birkaç dakika sessiz kaldı ve beni kendisine çevirip gözlerimin içine baktı.

-sana bu kadar acı çektirdiğimi bilmiyordum. Yani üzüldüğünü görüyordum ama bu kadarı… yeter ağlama artık!

-yarın kendine geldiğinde gene yanımda olacak mısın?

Sesim titreyerek sordum bu soruyu gözlerinin içine bakarken…

Yavaşça yere çevirdi bakışlarını…!

-Anlıyorum Buğra.

-üzgünüm ama biliyorsun. Bazı şeyler olmayınca olmuyor işte. Ağlama artık. Bu kadar zamandan sonra hala bana baktığında böyle canının yandığını görünce…

-acıdın dimi… halime acıdın! Haklısın acınacak haldeyim… Sadece sevdim seni ve seveceğim… Neye mal olursa olsun hep seveceğim.

Tekrar sessizlik oldu. Duyulan tek ses yağmurun o huzur veren sesiydi. Sırılsıklam olmuştuk.

Yavaşça yaklaştı bana, yaklaştı, yaklaştı… kalbim deli gibi çarpıyordu. Allah’ım bir rüya olmalıydı gerçek olamayacak kadar güzel ve aynı zamanda bir o kadar da üzücüydü bu olanlar.

Her şey silinmişti aklımdan ne korku ne gözyaşı ne hüzün…

Beni öpüyordu. O an hissettiğim tek şey huzurdu.

Yaşadıklarıma inanamıyordum beni öptü…

Sonra sarıldı bana. O anın sonsuza dek sürmesini dilerdim.

Ama sürmeyecekti. Çok büyük bir hata yapmak üzereydim. Bunun farkındaydım ama dayanamıyordum. Tek aşkım, uğruna her şeyi ama her şeyi göze alabileceğim tek kişinin kollarındaydım. Ne pahasına olursa olsun bu anı yaşamak istiyordum.

-bitti dimi? Şimdi gideceksin… kendi hayatına seni asla benim kadar sevemeyecek olanlara gideceksin!

Gene sessiz kalmayı seçti… bu sessizlik beni kahrediyordu. Çünkü altında yatan anlam öyle açıktı ki… evet gidecekti.

O seni sevmedi sevmeyecek sana ait değil işte…!

Gözyaşlarım yanağımdan süzülürken gülümsedim. ‘hoşça kal’

Son kez baktım gözlerinin içine ve arkamı dönüp uzaklaşmaya başladım. O kadar çok isterdim ki DUR! Demesini… ama demeyecekti işte bitmişti yarım kalan bu masal…

Korkunç bir acı ve büyük bir mutluluğun çatışmasını yaşıyordum içimde.

Hala inanamıyordum az önce yaşadıklarıma … kabusa dönüşen bir rüyanın gerçek olması gibi.

Son veda.

Hep bunu istememiş miydim zaten? Bir veda bile etmedi. Tek dileğim hoşça kal demesiydi… işte gerçek oldu son dileğim… tek dileğim…

Peki neden mutlu değilim? Mutluyum belki de ama hiçbir şey içimdeki bu büyük acıyı söküp alamaz. O kendi hayatına giderken, başka kollarda nefes almaya, başkalarının olmaya giderken baktı gözlerimin içine. Geride bıraktığı enkaza…

Bende kendi hayatıma giderken, yalnızlığımla beraber karanlığa karışırken hayattan beklediğim hiçbir şey kalmadığını hissettim. İşte SON VEDA… tek dileğim olan ‘son veda’…

Elveda aşkım dünyam her şeyim…

Elveda gelecek…

Elveda zaman… sürem doldu sanırım!

Paramparça kalbim, delik deşik ruhum ama huzurlu bu günümle gidiyorum buralardan…

ELVEDA…


Yazar : Ayben Özünur



Kullanıcı avatarı
yaren_
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 37
Kayıt: 07 Ara 2006 [ 16:41 ]

Mesaj gönderen yaren_ »

:cry: :cry: :cry: :cry: :cry: çok güzelll :cry: :cry:

Cevapla