Hasan Şaş "Rakipleri kendileri" HT
Hasan Şaş "Rakipleri kendileri" HT
Rakipleri kendileri
11 Mart 2010 Perşembe, 20:05:12
Beşiktaş bu galibiyetle tekrar potaya girdi... Siyah- beyazlı takımın inatla sürdürdüğü şampiyonluk mücadelesi ve Galatasaray ile Fenerbahçe'nin istikrarsız sonuçları, tablonun bu duruma gelmesine neden oldu.
Bu maçları oynamak ve geriden gelmek, karşınızdaki rakip kim olursa olsun, maçlarınızın zor geçmesine sebep olur. İstanbul BŞB maçı da Beşiktaşlı oyuncular ve camia için kırılma noktası olabilecek bir maçtı. 5 puan geride olmak ve bu maçta alınacak olası bir beraberlikle morallerin bozulması, tekrar toparlanmak için kalan sürenin azalması nedeniyle oldukça zor olacaktı. Siyah- beyazlı oyuncular çok üstün becerili olmamalarına rağmen, mücadele gücü yüksek bir görüntü çizerek maçı lehlerine çevirmeyi başardılar.
Beşiktaş'ta fark yaratan futbolcu Tello'ydu... 2 haftadan beri iyi futbolu ve istekli oyunu, takımı için artı bir kazanç oldu. Ancak, nasıl Fenerbahçe Emre ile tek başına gidemezse, Beşiktaş'ta sadece Tello'nun iyi oyunu ile bundan sonraki maçları kazanamayabilir.
İstanbul BŞB, İtalya'da mücadele eden orta sınıf takımlara benziyor. Savunmada ve orta sahada çok sert, kaptıkları topla üç veya dört kişiyle hücuma hızlı çıkıp gol bulmaya çalışan bir takım görüntüsündeler. Ama bu maçta, hücum olarak pek etkin gözükmediler.
Beşiktaş'ta şunu çok merak ediyorum... Acaba 5 puan önde olsalar, yine böyle telaşlı bir futbol mu oynayacaklardı? Sanki maçın 5. dakikasındayken, 85. dakikasındaymışcasına büyük bir panikle oynuyorlar. Ama ben puan olarak önde olsalardı, böyle olacağını zannetmiyorum. Çünkü Beşiktaş'ın sezon başından beri hep geriden gelmesi sebebiyle böyle bir oyun düzeni ve formatı, ister istemez futbolcular üzerinde de kabul görüyor.
Beşiktaş'ın bu maçta devre biterken golü bulması en büyük şansıydı. O ana kadar pozisyon bulmak, İstanbul Büyükşehir Belediye'nin kalabalık defansı arasında çok zordu. O gol İstanbul BŞB'nin daha fazla açılmasına ve geride boş alan bırakmasına neden oldu. Beşiktaş bu açıktan yararlanıp ikinci golü de bulunca, belki de sezon başından beri taraftarının da derin bir 'oh' çektiği ve son 30 dakikayı kabuslar yaşamadan bitirmelerine neden oldu.
Beşiktaş bundan sonra içeride oynayacağı maçlarda mutlaka kanat organizasyonlarına önem vermeli. Ekrem Dağ, Necip ve Fink ile üçlü orta saha oynandığı için kanatlardan akın yapmakta güçlük çekiyor. Bu nedenle özellikle İnönü'deki maçlarda bu konuya dikkat etmeleri gerekir.
Bundan sonra en çok merak edilen soru ligde kimin şampiyon olacağı...
Galatasaray, Fenerbahçe, Bursaspor ve Beşiktaş... Hiçbiri birbirinin rakibi değil!
Bursaspor'u biraz daha ayırt ederek söylemeliyim ki, hepsi istikrarsız bir sezon geçiriyorlar. Demek ki en büyük rakipleri, artık kendileri...
Kim daha az puan kaybederse ve kim daha az hata yaparsa, şampiyonluk şansı daha fazla olacak. Bundan önceki yıllarda, ligde mutlaka şampiyonluğu hak eden ve herkesin beğenisini kazanan bir takım vardı. Bu sene ki yarış için, 'Bu takım şampiyonluğu kesinlikle hak ediyor' diyebileceğim bir takım, henüz yok.
11 Mart 2010 Perşembe, 20:05:12
Beşiktaş bu galibiyetle tekrar potaya girdi... Siyah- beyazlı takımın inatla sürdürdüğü şampiyonluk mücadelesi ve Galatasaray ile Fenerbahçe'nin istikrarsız sonuçları, tablonun bu duruma gelmesine neden oldu.
Bu maçları oynamak ve geriden gelmek, karşınızdaki rakip kim olursa olsun, maçlarınızın zor geçmesine sebep olur. İstanbul BŞB maçı da Beşiktaşlı oyuncular ve camia için kırılma noktası olabilecek bir maçtı. 5 puan geride olmak ve bu maçta alınacak olası bir beraberlikle morallerin bozulması, tekrar toparlanmak için kalan sürenin azalması nedeniyle oldukça zor olacaktı. Siyah- beyazlı oyuncular çok üstün becerili olmamalarına rağmen, mücadele gücü yüksek bir görüntü çizerek maçı lehlerine çevirmeyi başardılar.
Beşiktaş'ta fark yaratan futbolcu Tello'ydu... 2 haftadan beri iyi futbolu ve istekli oyunu, takımı için artı bir kazanç oldu. Ancak, nasıl Fenerbahçe Emre ile tek başına gidemezse, Beşiktaş'ta sadece Tello'nun iyi oyunu ile bundan sonraki maçları kazanamayabilir.
İstanbul BŞB, İtalya'da mücadele eden orta sınıf takımlara benziyor. Savunmada ve orta sahada çok sert, kaptıkları topla üç veya dört kişiyle hücuma hızlı çıkıp gol bulmaya çalışan bir takım görüntüsündeler. Ama bu maçta, hücum olarak pek etkin gözükmediler.
Beşiktaş'ta şunu çok merak ediyorum... Acaba 5 puan önde olsalar, yine böyle telaşlı bir futbol mu oynayacaklardı? Sanki maçın 5. dakikasındayken, 85. dakikasındaymışcasına büyük bir panikle oynuyorlar. Ama ben puan olarak önde olsalardı, böyle olacağını zannetmiyorum. Çünkü Beşiktaş'ın sezon başından beri hep geriden gelmesi sebebiyle böyle bir oyun düzeni ve formatı, ister istemez futbolcular üzerinde de kabul görüyor.
Beşiktaş'ın bu maçta devre biterken golü bulması en büyük şansıydı. O ana kadar pozisyon bulmak, İstanbul Büyükşehir Belediye'nin kalabalık defansı arasında çok zordu. O gol İstanbul BŞB'nin daha fazla açılmasına ve geride boş alan bırakmasına neden oldu. Beşiktaş bu açıktan yararlanıp ikinci golü de bulunca, belki de sezon başından beri taraftarının da derin bir 'oh' çektiği ve son 30 dakikayı kabuslar yaşamadan bitirmelerine neden oldu.
Beşiktaş bundan sonra içeride oynayacağı maçlarda mutlaka kanat organizasyonlarına önem vermeli. Ekrem Dağ, Necip ve Fink ile üçlü orta saha oynandığı için kanatlardan akın yapmakta güçlük çekiyor. Bu nedenle özellikle İnönü'deki maçlarda bu konuya dikkat etmeleri gerekir.
Bundan sonra en çok merak edilen soru ligde kimin şampiyon olacağı...
Galatasaray, Fenerbahçe, Bursaspor ve Beşiktaş... Hiçbiri birbirinin rakibi değil!
Bursaspor'u biraz daha ayırt ederek söylemeliyim ki, hepsi istikrarsız bir sezon geçiriyorlar. Demek ki en büyük rakipleri, artık kendileri...
Kim daha az puan kaybederse ve kim daha az hata yaparsa, şampiyonluk şansı daha fazla olacak. Bundan önceki yıllarda, ligde mutlaka şampiyonluğu hak eden ve herkesin beğenisini kazanan bir takım vardı. Bu sene ki yarış için, 'Bu takım şampiyonluğu kesinlikle hak ediyor' diyebileceğim bir takım, henüz yok.