Bir zamanlar domuz gribi salgını vardı! / Zaman / 12.02.2010

Köeş yazılarını ve makaleleri bu bölümümüzde paylaşabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dikenüstünde
Süper Yetkili
Süper Yetkili
Mesajlar: 2285
Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]

Bir zamanlar domuz gribi salgını vardı! / Zaman / 12.02.2010

Mesaj gönderen dikenüstünde »

Bir zamanlar domuz gribi salgını vardı! / AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA

-Tam bir sene önce, 11 Haziran 2009 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) domuz gribini küresel salgın (pandemi) olarak ilan etmesi tüm dünyayı ayağa kaldırmıştı
. İnsanlar korku ve panik içindeydiler. Nisanda Meksika'da başlayan hastalık hızla tüm dünya ülkelerine yayılıyordu. İnsandan insana kolayca bulaşan yeni bir grip virüsü ile karşı karşıyaydık ve ilk veriler de ölüm oranlarının çok yüksek olduğunu gösteriyordu.

Uzmanlar önümüzdeki aylarda milyonlarca insanın domuz gribine yakalanacağını, yüz binlercesinin öleceğini duyuruyorlardı. Hükümetler de endişe ve telaş içindeydiler. Parası olan ülkeler üretici firmaların kapısında kuyrukta bekleşiyor, domuz gribi aşısı ve Tamiflu alabilmek için âdeta birbirlerini eziyorlardı. Öyle büyük bir panik havası yaratılmıştı ki birçok ülke nüfusundan fazla aşı almak için kontratlar yapıyor; bilinçsizce milyonlarca doz grip ilacı stokluyordu. Dünya korku içinde iken, bu salgından elde edecekleri müthiş paraları hesaplayarak kapalı kapılar ardında sevinenler ve sinsi sinsi gülenler de vardı.

İlerleyen haftalarda yüreklere su serpen gelişmeler olmaya başladı. Domuz gribinin öldürücülüğünün mutad gripten çok düşük olduğu, birçok insanın hastalığı çok hafif belirtilerle hatta farkına bile varmadan atlattığı ortaya çıkıyordu. Ben de bu gerçekleri 17 Haziran 2009 tarihli 'Domuz gribi aşısı korku ticaretinin bir ürünü mü?' ve 11 Ağustos 2009 tarihli 'Domuz gribi salgınında bir domuzluk var' başlıklı makalelerimde açıklamıştım. Ancak WHO ve CDC gibi kuruluşlar tehlikeyi abartmaya devam ediyordu.

Az sayıda bilim adamı domuz gribinin abartılan bir salgın olduğunu, gereksiz bir panik yaratıldığını, korkutarak ve tehdit ederek yapılan aşı kampanyasının yanlış olduğunu, aşı üreticilerinin pazarlama oyunlarına kanılmaması gerektiğini dile getirirken; Sağlık Bakanlığı domuz gribi korkutmasına ve aşı kampanyasına karşı çıkan hekimleri tehdit ediyor, vatandaşa hedef gösteriyordu.

İnsanlar ne WHO'ya ne de Sağlık Bakanlığı'na güvenmediler. Tüm korkutma kampanyalarına, bedava aşı sunulmasına karşılık milyonlarca doz aşı elde kaldı. Üstelik bu sadece bizimle sınırlı değildi. Almanya, Fransa ve İtalya başta olmak üzere birçok ülkede halkın sadece yüzde 5'i aşı oldu. Tüm dünya bu yapılanların bir 'grip aşısı pazarlama kampanyası' olduğunu düşündü ve aşıya Başbakan'ımız gibi 'one minute' dedi. Bu yılın başlarında da WHO'nun domuz gribi ile ilgili tahminlerinin de tıpkı SARS ve kuş gribinde olduğu gibi doğru olmadığı kesinleşmeye başladı. Yüz binlerce insanın öleceği davul zurna ile ilan edilmesine karşılık bir sene içinde ölen insan sayısı 18 bin civarındaydı. Oysa her sene mutad grip hastalığından hayatını kaybeden insan sayısı 250 bin-500 bin kişi idi.

Elbette bu kötü senaryoların gerçekleşmemesi sevindiriciydi, ama WHO bu salgında izlediği yanlış politikalar sebebiyle telafisi çok zor, büyük bir itibar kaybına uğramıştı. Acaba WHO, aşı ve ilaç üreticilerinin oyununa mı gelmişti?

Domuzluklar ortaya çıkıyor

British Medical Journal (BMJ) ve Araştırmacı Gazetecilik Bürosu (BIJ) tarafından geçen hafta yayımlanan bir raporda, WHO'nun grip politikaları ve tavsiyelerini belirleyen bilim adamlarından bazılarının aşı ve grip ilacı üreten firmalarla çıkar ilişkileri olduğu açıklandı. BMJ ve BIJ'a göre WHO kendi kurallarını ihlal ederek bu ilişkileri kamuoyuna duyurmadığı gibi domuz gribi salgını konusunda tüm dünyayı ilgilendiren kritik kararlar alan danışmanların adlarını da gizledi. Örgüt Başkanı Chan "danışmanların isimlerinin aşı ve ilaç endüstrisinin baskısından korunmaları'' amacıyla gizlendiğini bildirdi. Şeffaflık politikasına göre bu uzmanların isimlerinin ve bunların endüstri ile olan ilişkilerinin kamuoyuna açıklanmasının zorunlu olması bir tarafa, ilaç endüstrisinin bu danışmanların kimler olduğunu bilmediklerini sanmak da herhalde büyük bir safdillik olur.

Aşı üreticilerinin oyunu mu var?

Domuz gribinde en ziyade aşı üreticileri çok kârlı çıktı; gereğinden fazla aşıyı üstelik de fahiş fiyatla sattılar. Birçok ülkenin, nüfusunun üzerinde aşı ısmarlamasının sebebi başlangıçta 'iki doz aşının gerekeceği' bilgisiydi. Oysa daha sonra tek doz hatta yarım doz aşının yeterli olduğu anlaşıldı. Burada aşı üreticilerinin bir oyunundan ciddi şekilde şüphe ediyorum. WHO'nun kendini hiç değilse bir parça temize çıkarabilmesi için üretici firmalar tarafından yapılan ve iki doz gerektiğini ortaya koyan araştırmaların 'özgür ve bağımsız' bilim adamları tarafından denetlenmesini sağlaması şart! Çünkü benzer bir durum grip ilacı Tamiflu'da yaşandı. Bağımsız araştırmacılar, üretici firmanın sponsorluğunda yapılan araştırmalar hesaba katılmadığında ilacın sağlıklı erişkinlerde gribin zatürree ve diğer komplikasyonlarını önlemediğini gösterdiler. Üretici firma tüm ısrarlara rağmen yaptığı araştırmanın ham dokümanlarını bağımsız araştırma kurumuna vermeyi kabul etmedi. İlaç üreticilerinin 'bilim dünyasını açıkça aldatmak ve bilimsel gerçekleri gizlemek' gibi taammüden adam öldürmekten farksız suçlamalar ile açılan davalarda cezalandırıldıkları bir dünyada aşı üreticilerinin araştırmaları maniple etmiş olmasından ciddi şekilde şüpheleniyorum.

Gelelim neticeye: WHO'nun ilaç endüstrisi tarafından yönlendirilen bir kurum olduğunu, her kararına gözü kapalı uymanın doğru olmadığını savunanlar bir kere daha haklı çıktı. Korkum o ki önümüzdeki senelerde gerçek bir pandemi olduğunda kimse yalancı çoban durumuna düşen WHO'yu da, onun uyarı ve tavsiyelerini de takmayacak.



Kullanıcı avatarı
dikenüstünde
Süper Yetkili
Süper Yetkili
Mesajlar: 2285
Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]

Bir zamanlar domuz gribi salgını vardı! / Zaman / 12.02.2010

Mesaj gönderen dikenüstünde »

Bence yazar biraz abartmış ama bazı söylediklerine hak verdim.
Sonuçta tahminleri yapanlar da insan hata yapabilirler.
Yalnız hastalığın olduğu zamanlarda sabahtan akşama kadar gündemimiz o hastalık olmuştu.
Ölmekten mi korktuk nedir anlamadım.
Kendileri hakkında ölüm yazılanlar öldü ve yaşamaya devam edecek olanlar yaşamaya devam ediyor.
Ve bu durumda kimileri de paraları ceplerine indirdiler.
Benim ise bu hastalık çıktığında aklıma "V For Vendetta" filmi gelmişti.
İzlemeyen varsa tavsiye ederim ;)

Cevapla