Dipten gelen dalga / Mustafa Kutlu / Yeni Şafak / 30.06.2010

Köeş yazılarını ve makaleleri bu bölümümüzde paylaşabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dikenüstünde
Süper Yetkili
Süper Yetkili
Mesajlar: 2285
Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]

Dipten gelen dalga / Mustafa Kutlu / Yeni Şafak / 30.06.2010

Mesaj gönderen dikenüstünde »

Dipten gelen dalga


Ben dahil pek çok kişi yaşadığımız günlerden, memleketin halinden, dünyadan şikayet ediyor; (Her nesil yaşadığı zamandan şikayet eder. Bu başka bir yazının konusudur) her şeyin bozulduğundan, yarına ve insanlara güven kalmadığından, ahlakın geleneklerin yozlaştığından ve bir sürü şeyden şikayet edip duruyoruz.

Doğrusu bu sızlanıp durmayı, hiç bir şeyi beğenmemeyi, sürekli muhalefeti hiç sevmiyorum. Serinkanlı düşününce insanımıza güveniyor, gençlere baktıkça yarınların daha güzel olacağını umut ediyorum.

Bakın size bir şey anlatayım.

Geçtiğimiz sezon Türkiye Kupası (Ben hâlâ öyle diyorum, ismi bir iki kez değişti) finali Urfa'da oynandı.

Kanal 7'den bazı arkadaşlar maç için Urfa'ya gittiler. Çok sıcak olmasına rağmen Urfa dolup taşmış, otellerde yer kalmamış.

Dışarıda kalan arkadaşlar gece yarısı arabayla sokaklarda dolaşıp kalacak bir otel arıyorlarmış.

Bu sırada otuz dört plakalı arabayı gören Urfalılar onları durdurup, evlerine misafir olmalarını istiyormuş. Defalarca olmuş bu.

Ve o gece otellerde yer bulamayan beş bin kişiyi Urfalılar evlerine misafir etmiş. Bu ne masal, ne hikâye. Daha dün olmuş bir olay. Neyi gösteriyor?

İnsanımızın mürüvvetini, konukseverliğini, yardımseverliğini, kısacası Urfalılar "adam gibi adam" yani. Onlar öyle de memleketin başka köşeleri, şehirleri, beldeleri farklı mı?

Değil.

Anadolu'yu dolaşırken bazı kötü hatıralarla dönersiniz. İnsanımıza yakışmayan manzaralara şahit olursunuz. Bunlara aldanmayın. Artık nüfusumuz yetmiş milyon oldu, bu nüfus içinde her tür insan bulunuyor. Bunların bazılarının yaptığı "kötü işler"i topluma malederek "öldük, bittik, bu memlekette yaşanmaz" demeyelim.

Türkiye 1950'den bu yana bir çalkantı yaşıyor. 27 Mayıs Darbesi ile kurulan düzen günümüze ulaştı. Ama bu düzen artık Türkiye'yi taşımıyor. Dipten gelen dalga değişim istiyor.

Geçen süre içinde şehirlere göç bütün ülkeyi ayağa kaldırdı. Mahalle yok oldu. Çarpık sanayi, çarpık şehirleri doğurdu. Nüfus arttı, işsizlik had safhaya çıktı. Yani kısacası problemler fazlalaştı, halkın sıkıntısı arttı, dönem içinde memleketi yönetenler uygun ve verimli usulleri, kaideleri bulamadılar, uygulayamadılar. Darbeler oldu. Ülke iki ileri bir geri gidip geldi. Krizler yüzünden halk ızdırap çekti, üstüne üstlük bir de terör belasına kurban verdi; vermeye de devam ediyor.

Bütün bunlara karşı yine de ben şunu söylüyorum: Aynı süreç içinde halkın inançları, gelenekleri, asırlardır taşıdığı ahlakî melekeleri kaybolmamış, bilakis gelişerek geri dönmüştür. Gariptir Türkiye bir yandan modernleşiyor, öte yandan dindarlaşıyor.

Bilim adamları tarafsız bir göz ile toplumdaki bu değişime (oluşuma) eğilip "Türkiye Nereye Gidiyor?" sorusuna doğru düzgün cevap veremiyor, bir analiz yapamıyorlar.

Gündem hep sun'idir.

Terör hariç.

Her meseleyi siyasî rant ile görmek yanlıştır. Önümüzde birkaç problem var temcit pilavı gibi dönüp dolaşıp onu konuşuyoruz. Aydınların, medyanın, siyasilerin yüzünden ülkenin "gerçek gündemi" bir türlü tartışılamıyor.

Türk insanı devletine bağlı, dürüst, fedakar, çileye katlanan, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyen bir halktan oluşuyor. Böyle vatandaşı nerede bulacaksınız?

Lütfen ona, onun değerlerine saygı gösterin. Lütfen Urfalıların cömertliğini, adamlığını hatırlayın. Halk isyan etmiyor, bağırıp-çağırmıyor, hatta şikayetçi olmuyor. Sesi çıkanlar bir avuç adamdır. Niyetleri başkadır. Bunlar hep vardır ve olacaktır. Ama ülke genelinde sayıları sıfıra yakındır. Bunlara aldırmayalım.

Vatandaş başta terör olmak üzere, iş-aş-konut-sağlık-eğitim-ulaşım gibi temel meselelerinin çözümünü bekliyor. Yolsuzluğa, haksızlığa inanç ve geleneklerine saldırıya tahammül edemiyor. Şu "Darbe Anayasası"ndan kurtulup, "Yeni ve Sivil bir Anayasa" istiyor. Bu Anayasa bütün güç odaklarını, STK'ları, partileri, Kürtleri aynı masa etrafında toplanıp rızaya dayalı bir anlaşmayı sağlayacağı için zaten "demokratik" olacak ve bütün "açılımları" içinde barındırdığı için barışın teminatı sayılacaktır.

Dipten gelen dalga (Yeni nesiller) inançlı, vicdanlı, merhametli, fedakar, cefakar babaların çocuklarıdır. Onlar da aynı mayayı taşıyor. Yeter ki başlarında "âdil bir hükumet" olsun. Gerisi kolay. Urfa şahittir.




LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Cevapla