Madem ki Aşk-ı Memnû, olur mu seyri meşrû? / Gökhan Özcan

Köeş yazılarını ve makaleleri bu bölümümüzde paylaşabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dikenüstünde
Süper Yetkili
Süper Yetkili
Mesajlar: 2285
Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]

Madem ki Aşk-ı Memnû, olur mu seyri meşrû? / Gökhan Özcan

Mesaj gönderen dikenüstünde »

Madem ki Aşk-ı Memnû, olur mu seyri meşrû?

Bir rivayete göre Aşk-ı Memnu dizisinin son bölümünün yayınlandığı gece, açık olan televizyonların yüzde 58'inde bu dizi izlenmiş. Bunun Türkiye'nin reyting rekoru olduğunu söyleyenler de var. Kimilerine abartılı geliyor, bana hiç öyle gelmiyor. Buna şaşırmıyorum, asıl şaşıranlara şaşırıyorum. Türkiye çoluk çocuk ekran önlerinde toplanıp nefesini tutarak yasak aşk seyredebilecek kıvama çoktan gelmiştir. Ne seyredecekti ki başka?

Evimizin çok yakınında bir park var, her gün okulu kıran nice çift gelip orada etrafa yerli klip pozları vererek takılıyorlar. Önemli bir kısmı tevellüt olarak lise bile değil, ortaokul alt sınıf seviyesinde... Oğlanların saçları alt tarafı çim makinesine yakalanmış kirpi tarzında... Kızlarsa epeyce minileşmiş etekleri, o yaşta acayip ötesi duran fönlü saçları, abartılı makyajları ile genç gürbüzü turfanda barbie vaziyetinde... İstatistiğe vursak yüzde sekseni bu tarife uyuyor. Hem laflayıp hem telefonlarıyla oynuyorlar. Arada bir tartışıyorlar. Romantik deseniz değil manzara, duygusal deseniz değil! Yapay ve demode görünüyor her şey... Az takılıp gidiyorlar parkta, yerlerine az sonra yeni klip başlıyor.

Bakınız insanların duygularıyla, duygusal gelişimleriyle filan ilgili değilim. Aksine, burada yaşanan tiyatronun duygulardan ne kadar uzakta olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Her şey bir televizyon dizisi iğretiliğinde yaşanmaya başladı bu ülkede. Kulak verin o iğretiliği, o yapaylığı, o naylonluğu yakalayacaksınız siz de. Aralarındaki şeyi "ilişki", takıldığı kişileri de "insan" diye isimlendiriyorlar. Böyle olması doğal, çünkü insanlar arası kontörlü ilişkiler bunlar... Kontör bitiyor, ilişki de bitiyor. Yeni kontör alınıyor sonra, yeni bir insanla yeni bir ilişki başlıyor. Peki ahlak diye sormayın sakın! Bu fazla safdillik olur! Kendi mantığı içinde bile bir ahlakı yok bu hormonal verkaçların!

Eskilerin deyimiyle pek "asrî" denebilecek bir semtte oturmuyorum. Dolaştığım yerler de pek sosyetik değil... Sizin bizim gibi ortalama insanlar, mazbut denebilecek aileler yaşıyor bizim mahallede de... Bu çocuklar onların çocukları... Hadise Bodrum barlarında, Ortaköy ortamlarında falan geçmiyor yani! Bizim yanımızda, yöremizde geçiyor. Çözülme bu toplumun en sağlam sandığımız yerinde, dokusunda yaşanıyor. Çürüme tam da ayağımızı bastığımız zeminde ortaya çıkıyor. Çatırtıyı duyuyor musunuz peki?

"Sen hiç genç olmadın mı, hiç böyle şeyler yapmadın mı?" filan diye sormayın rica ederim. Kastettiğim iki gencecik insanın bir parkta birlikte üç beş dakika geçirmesi değil; bunu iğdiş edilmiş bir popüler algıyla, kendilerine giydirilmiş özenti kişiliklerle yapmaları... Her ağacın altında ortaokula yeni başlamış bir Behlül ve Bihter görüyorum sanki ben... Abarttığımı düşünüyorsanız o çırpıştırma romantizme yakından bakın. O çırpıştırma çiftlerden herhangi birine yaklaşıp "Ayıp değil mi çocuklar bu yaşta bu haliniz!" diye uyaracak olun. Garanti veriyorum bunun ne kadar aşk-ı memnu kıvamında bir durum olduğunu anında kavrarsınız, ayağınız suya erer.

Ben diyorum ki yüzde 58 reyting az bile... BBG'lerden buralara gelmeyip de nerelere gelecektik. Bizim değerler dünyamızı medya marifetiyle ellerine alıp yoğurdular, böyle mide bulandırıcı bir bulamaç imal edip soframıza koydular. Eskiden olsa midemiz almazdı, şimdi alıyor. Bakınız iyimser tahminle her yüz evden 58'inde bu rezillik aşk-ı meşrû sayılıyor.

Ne diyeyim, Allah sonumuzu hayretsin!

Gökhan Özcan / Yeni Şafak / 01.07.2010



LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Cevapla