Delgado
-
Siyah_Beyaz
- Kurucu Yetkili
- Mesajlar: 1424
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 12:52 ]
Delgado
Basel’in planları, bir menacerin oyunları ve mutlu sona varılıncaya dek dönen onlarca kumpas... İlk temas Bosque döneminde kuruldu. Çalımbay’ın yardımcısının raporu şuydu: “Boşuna izledik.” Tigana, “İlk tercihim” dedi ve yönetim, bir geceyarısı kamptan kaçırarak bir otel lobisinde işi bitirdi.
Vicente Del Bosque zamanı... Başkan Yıldırım Demirören’in özel danışmanı olarak çalışan Sinan Engin, Avrupa’da hayli ağırlığı olan menacer Ceylan Çalışkan ile birlikte maç izlemeye gidiyor. İlk durakları Fransa... Önce Franck Ribery, sonra Pascal Feindouno takip ediliyor. Ardından sınırın öte yakasına, İsviçre’ye geçiliyor. Buradaki hedef Basel, mercek altına alınacak isim Matias Emilio Delgado...
‘Uçak parasına yazık!’
Raporlar hazırlanıyor ve yönetime iletiliyor. Bu arada Bosque gidiyor ve Rıza Çalımbay işbaşı yapıyor. Yönetim, raporları Atom Karınca’ya veriyor. “Sağ kanatta çok birikim var” diyerek Ribery’ye sıcak bakmayan Çalımbay, Delgado’yu ise yardımcısı Bülent Albayrak’a emanet ediyor. Albayrak, çıplak gözle izlediği maç sonrasında, Çalımbay’a şu yorumu yapıyor: “Buraya boşuna gelmişim. Kulübün uçak parasına yazık!”
Hepsi izledi, onay verdi
Çalımbay döneminde kapanan Delgado dosyası, Tigana’nın gelişiyle yeniden açılıyor. Önce yardımcıları Guy Stephan ve John Charles Troubal’ı gönderen Fransız hoca, sonra bizzat kendisi iki maçta Delgado’yu izliyor ve yönetime çıkıyor: “Yabancıdaki ilk tercihim...” Beşiktaş ile Basel arasındaki pazarlıklar başlıyor.
‘İstanbul bir cehennem’
Basel; Delgado’yu İspanya, İtalya ve Alman kulüplerinden birine satmak ve sözleşmeye, bir sonraki transferinden yüzde 30-40’lık pay alma hakkını koydurmak peşindedir. Bu nedenle Beşiktaş’ın teklifi, ilk etapta rağbet görmez. Basel teknik heyeti de Delgado’nun aklını karıştırmaktadır: “İşte Ortega, Ailton... Yaşadıkları ortada. İstanbul bir cehennem. Kariyerini bitirme...” Aklı karışan Delgado için sürprizler devam eder. Arjantin’den haber gelir, eşi doğum yapmak üzeredir. Hemen atlar uçağa ve Güney Amerika’ya gider.
Arjantin’e gider ve...
Beşiktaş, Delgado ile yıllık 1 milyon Euro’ya anlaşmıştır. Fakat bir Türk menacer işi karıştırır. Arjantin’e giden bu menacer (adı bizde saklı), Delgado’nun babasıyla buluşarak şu teklifi yapıyor: “Türkiye’de paralar kolay kolay ödenmez. Ancak ben size, bir banka gibi garanti veriyorum. Hem de 1 değil, 2 milyon Euro’luk...” Babasıyla konuşan Delgado, Beşiktaş Yönetimi’ni arayarak fiyat artırıyor.
Aksu&Arpacı harekâtı
Gelişmelerle çılgına dönen İkinci Başkan Murat Aksu, Sportif Direktör Erdil Arpacı’yı da yanına alarak Basel’e gidiyor. Burada Delgado ile o menacer yüzleştiriliyor ve kriz aşılıyor. Ancak parasal anlaşmazlık nedeniyle Delgado, Basel’in Zürih yakınlarındaki kampına gidiyor. Beşiktaş, Basel’i 5 milyon Euro’ya ikna ediyor ve kampa bir geceyarısı baskını düzenliyor. Gizlice kamptan çıkartılan Arjantinli yıldız, kampın biraz uzağındaki bir otelin lobisinde alelacele sözleşmeyi imzalıyor ve kriz dolu günler ‘mutlu son’la noktalanıyor.
Vicente Del Bosque zamanı... Başkan Yıldırım Demirören’in özel danışmanı olarak çalışan Sinan Engin, Avrupa’da hayli ağırlığı olan menacer Ceylan Çalışkan ile birlikte maç izlemeye gidiyor. İlk durakları Fransa... Önce Franck Ribery, sonra Pascal Feindouno takip ediliyor. Ardından sınırın öte yakasına, İsviçre’ye geçiliyor. Buradaki hedef Basel, mercek altına alınacak isim Matias Emilio Delgado...
‘Uçak parasına yazık!’
Raporlar hazırlanıyor ve yönetime iletiliyor. Bu arada Bosque gidiyor ve Rıza Çalımbay işbaşı yapıyor. Yönetim, raporları Atom Karınca’ya veriyor. “Sağ kanatta çok birikim var” diyerek Ribery’ye sıcak bakmayan Çalımbay, Delgado’yu ise yardımcısı Bülent Albayrak’a emanet ediyor. Albayrak, çıplak gözle izlediği maç sonrasında, Çalımbay’a şu yorumu yapıyor: “Buraya boşuna gelmişim. Kulübün uçak parasına yazık!”
Hepsi izledi, onay verdi
Çalımbay döneminde kapanan Delgado dosyası, Tigana’nın gelişiyle yeniden açılıyor. Önce yardımcıları Guy Stephan ve John Charles Troubal’ı gönderen Fransız hoca, sonra bizzat kendisi iki maçta Delgado’yu izliyor ve yönetime çıkıyor: “Yabancıdaki ilk tercihim...” Beşiktaş ile Basel arasındaki pazarlıklar başlıyor.
‘İstanbul bir cehennem’
Basel; Delgado’yu İspanya, İtalya ve Alman kulüplerinden birine satmak ve sözleşmeye, bir sonraki transferinden yüzde 30-40’lık pay alma hakkını koydurmak peşindedir. Bu nedenle Beşiktaş’ın teklifi, ilk etapta rağbet görmez. Basel teknik heyeti de Delgado’nun aklını karıştırmaktadır: “İşte Ortega, Ailton... Yaşadıkları ortada. İstanbul bir cehennem. Kariyerini bitirme...” Aklı karışan Delgado için sürprizler devam eder. Arjantin’den haber gelir, eşi doğum yapmak üzeredir. Hemen atlar uçağa ve Güney Amerika’ya gider.
Arjantin’e gider ve...
Beşiktaş, Delgado ile yıllık 1 milyon Euro’ya anlaşmıştır. Fakat bir Türk menacer işi karıştırır. Arjantin’e giden bu menacer (adı bizde saklı), Delgado’nun babasıyla buluşarak şu teklifi yapıyor: “Türkiye’de paralar kolay kolay ödenmez. Ancak ben size, bir banka gibi garanti veriyorum. Hem de 1 değil, 2 milyon Euro’luk...” Babasıyla konuşan Delgado, Beşiktaş Yönetimi’ni arayarak fiyat artırıyor.
Aksu&Arpacı harekâtı
Gelişmelerle çılgına dönen İkinci Başkan Murat Aksu, Sportif Direktör Erdil Arpacı’yı da yanına alarak Basel’e gidiyor. Burada Delgado ile o menacer yüzleştiriliyor ve kriz aşılıyor. Ancak parasal anlaşmazlık nedeniyle Delgado, Basel’in Zürih yakınlarındaki kampına gidiyor. Beşiktaş, Basel’i 5 milyon Euro’ya ikna ediyor ve kampa bir geceyarısı baskını düzenliyor. Gizlice kamptan çıkartılan Arjantinli yıldız, kampın biraz uzağındaki bir otelin lobisinde alelacele sözleşmeyi imzalıyor ve kriz dolu günler ‘mutlu son’la noktalanıyor.