Kaptanların Rotası Beşiktaş'ın Başarısı

Bütün Beşiktaşlılar buraya....
Cevapla
Siyah_Beyaz
Kurucu Yetkili
Kurucu Yetkili
Mesajlar: 1424
Kayıt: 22 Kas 2005 [ 12:52 ]

Kaptanların Rotası Beşiktaş'ın Başarısı

Mesaj gönderen Siyah_Beyaz »

Beşiktaşımız’ın üç Kaptanı Beşiktaş Dergisi için bir araya geldi. Dergimizin Eylül 2006 sayısındaki Kaptanlar röportajını keyifle okuyacaksınız...
İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman ve Koray Avcı... Kolej takımı havasına bürünen Beşiktaşımız’ın yeni kaptanları... Her biri, gerek özel hayatlarındaki davranışları gerekse de yeşil sahalardaki performanslarıyla bu onuru fazlasıyla hak ediyorlar. Kaptanlık pazu bandını taşımalarının yanı sıra bir diğer ortak özellikleri ise, en büyük arzularının Beşiktaşımız’ın başarılı olması...

İlk ortaya çıkışından beri futbolda değişmeyen bir gelenek vardır; kaptanlık... Yaşayanlar için özel, yaşamayanlar için ise tatlı bir düştür. Nitekim ilerde futbolcu olmak isteyen herhangi bir çocuğa hayallerini sorduğunuzda; önce yıldız bir futbolcu olmayı, ardından da gönül verdiği renklerin kaptanı olarak futbolu bırakmayı istediğini söyler. Biz de çocukluk hayalleri gerçekleşen üç kaptanımızı sizler için bir araya getirdik ve kaptanlıkla ilgili her şeyi onlardan öğrendik.
Üçü de birbirinden ayrı karakterlere sahip futbolcularımız, bu farklılıkları sayesinde bir bütünün parçalarını oluşturuyorlar. Birinci kaptanımız İbrahim Üzülmez tecrübesi ile takımda ağabeylik görevini üstlenirken, İbrahim Toraman genç yaşında bu sorumluluğu almasıyla diğer genç futbolcularımıza örnek oluyor. Koray Avcı ise saha içinde ve dışındaki soğukkanlılığıyla Takımımız’da sakinleştirici etkisi yapıyor...

Sizce bir futbol takımının kaptanı olmak nedir?
İbrahim Üzülmez: Futbol takımının kaptanı, oyuncuları teknik direktörden sonra maçlara motive eden kişidir. Onların her türlü problemleriyle ilgilenir, bu sorunları takımın menajerine ileterek aradaki köprüyü kurar. Menajer de, teknik direktörümüzün de aralarında bulunduğu toplantılarda bunları dile getirir. Kaptanlar ayrıca karşılaşmalardan önce takımla maç hakkında konuşmalar yapar.
İbrahim Toraman: Kaptan olmak, öncelikle büyük bir sorumluluk demektir. Her hareketinizle diğer oyunculara örnek olmalısınız. Takımın bütünleşmesinde, futbolcular arası iletişimde büyük rol oynayan bir görevdir kaptanlık.
Koray Avcı: Yöneticiler, taraftarlar ve takım arkadaşları arasındaki köprüyü kurabilmek, ortayı bularak onlarla paylaşabilmek ve ortak çözümler üretebilmek adına önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.

Beşiktaş gibi Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinde kaptanlık yapmak neleri gerektirir? Sizce, bu görevi üstlenen futbolcunun ne gibi karakter özellikleri olması gerekir?
İ.Üzülmez: Öncelikle çalışmayı seveceksiniz ve dürüst olacaksınız. Benim Beşiktaş Camiası’nda yedinci yılım. Burada her zaman elimden gelen iyi niyetli çalışmayı gösterdim ve Beşiktaş gibi bir takımda kaptanlığa kadar yükseldim. Bu yüzden çok mutlu ve gururluyum. Bu vesileyle de beni bu göreve getiren Başkanımız Yıldırım Demirören’e ve diğer yönetici ağabeylerime çok teşekkür ediyorum. Tabii ki bu görevin de zorlukları var ama ben sorumluluktan kaçan insanların başarılı olamayacağını düşünenlerdenim. Umuyorum ki, bunun üstesinden geleceğim.
İ.Toraman: Başkaları adına konuşmak istemem ama bu görevin üstesinden gelebilmek için hem saha içinde hem de saha dışında lider oyuncu vasıflarına sahip olmak gerektiğini düşünüyorum. Kendim için konuşursam; her konuda gerçekçi bir insan olduğumu söyleyebilirim. Hiçbir zaman kendimi ve başkalarını kandırmam. Tüm düşüncelerimde samimiyimdir. İnsanlar başarılı da olabilir, başarısız da... Ama her şeye rağmen kişiliğimden ödün vermemeye çalışırım. Çünkü özellikle kaptan olan futbolcunun belli bir duruşu olması gerektiğini düşünüyorum.
K.Avcı: Bu sadece Beşiktaş’la ilgili bir durum değil bana göre. Sonuçta kaptanlık her yerde aynı sorumluluğu gerektirir. Kolay bir iş değil ve bunun üstesinden gelebilmek için kişiliğinizin çok sağlam olması gerekir.

Kaptan olmanın sınırları nelerdir? Lider bir oyuncu olarak nereye kadar karar verme yetkisine sahiptir?
İ.Toraman: Aslında bu liderliği de çok fazla abartmamak lazım. Sonuçta sahadaki 11 kişi de seninle aynı işi yapıyor. Ancak kaptan olarak sen diğer oyunculara oranla daha tecrübeli olduğun için gerektiği yerde ağırlığını da koymalısın. Saha içinde hakemle, rakip oyuncularla ve takım arkadaşlarınla iletişimin iyi olmalı. Ama bunun dışında takım arkadaşının performansını artıramazsın. Özellikle büyük takımlardaki bütün oyuncular çok yetenekli ve kaliteli. Bu nedenle herkes biraz da kendinin kaptanı olmalı. Kaptanın farkı, bu ortam içinde en tecrübeli olarak bütün olaylara hakim olmasıdır.

Peki geçmişten bugüne kaptanlık müessesesinde neler değişti? Örneğin geçmişte Baba Hakkı takımda neredeyse başkanla aynı pozisyondaymış ya da Samet Aybaba ve Rıza Çalımbay daha sert mizaçlı kaptanlar olarak bilinirler..
İ.Üzülmez: Tabii ki, o zamandan bu zamana bir takım değişimler oldu. Mutlaka saha içinde yanlış bir davranış görürsem gidip arkadaşımı uyarırım. Ama ona bağırmak ya da üstüne yürümek gibi şeyler yapmam. Zaten o uyarının yeterli olacağını ve o anda yaşanan sorunun devam etmeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca ben gerçekten şanslı kaptanlardan biriyim. Çünkü yeni gelen arkadaşlarımızın hepsi düzgün karakterli insanlar. Dediğim gibi, hepimiz kolej takımı havasındayız. Öyle bir uyum var ki bana da pek fazla iş düşmüyor. Sadece onları motive etmek için elimden geleni yapıp maçlarda en önde sahaya çıkıyorum. Bunun için de hepsine teker teker teşekkür ediyorum. Ve umuyorum ki bu birlik ve beraberliğimizi bütün sezona yayarız.
İ.Toraman: Sinirli kaptanların zamanı eskide kaldı artık (gülüyor). Bir insanın dediğinizi yapması için öncelikle ona kendinizi sevdirmeniz lazım. Ama sevilmezseniz, yüzünüze gülse bile arkanızdan güzel olmayan şeyler düşünebilir ya da dediğinizi yapmayabilir.

Kaptanlığın zorlukları nelerdir?
İ.Üzülmez: Takımın moralini yüksek tutmaya çalışmak, arkadaşlarının sorunlarını dinlemek, onlara hem saha içinde hem saha dışında yardımcı olmak ve çözüm bulmaya çalışmak gerçekten emek isteyen bir iş. Ayrıca Takımımız’a yeni katılan arkadaşlarımızın Beşiktaş Camiası’na alışmalarını sağlamaya yardımcı olmak da bizim görevimiz. Ben de bu takımın en eskisi olarak onlara hep şunu söylüyorum; Beşiktaş forması altında kazanılan şampiyonluk hiçbir duyguya eş değer değildir. Bu takımda 100. yılda şampiyonluk yaşamış biri olarak da, o sezon yaşadığım bütün güzellikleri onlara anlatmaya çalışıyorum. Bunu başarabiliyorsam ne mutlu bana.
İ.Toraman: Takım içinde bir sorun olduğu zaman ilk olaya müdahale edecek kişi kaptandır. Çünkü bir terslik yaşandığı hocamızın kulağına gittiğinde ilk önce kaptanlara hesap sorulur. Bu konuda bilgileri olup olmadığı öğrenilerek, olayın nasıl geliştiği konusunda kaptanlardan bilgi alınır.
K.Avcı: Açıkçası biz sorunu çözen değil, sorunu ileten ya da iletilmesi gerekenleri seçen insanlarız. Bu anlamda doğru karar verme yeteneğinizin olması gerekiyor. Bu da çok kolay bir iş değil.

Peki ya avantajı?
İ.Üzülmez: Avantajı çok açık; Beşiktaş gibi 100 yılı devirmiş bir takımın kaptanlığını yapıyorsunuz. Bundan büyük bir gurur olabilir mi? Bunu kelimelerle tarif etmek çok zor. Bu Camia’ya ve buralara gelmek için çok çalıştım. Beşiktaş’ı da çok seviyorum. Bu görev benim için çalışmalarımın karşılığındaki bir ödül gibi. Böyle bir takımın önünde kaptan olarak sahaya çıkarken yaşadığım duygu, bütün zorlukları silerek büyük bir avantaja dönüşüyor.
İ.Toraman: Öncelikle çok güzel bir duygu. Beşiktaş gibi bir Camia’da bu mertebeye erişmek onurdur.
K.Avcı: Tabii ki Beşiktaş’ın kaptanı olmak çok özel bir şey.

Karakter yapısı olarak buna uygun olduğunuzu düşünüyor musunuz?
İ.Üzülmez: Ben kendimi uygun görüyorum ama her insan bu konuda farklı bir yorum yapabilir. Ama her zaman savunduğum bir şey var; bir takım içerisinde bütün futbolcular sorumluluğunu bilirse ve üzerine düşen görevi yaparsa kaptana çok da iş düşmez. Sadece sorun olduğu zaman kaptana danışılabilir.
Yoksa herkes kendi çalışmasını yapıyor ve Beşiktaş’a katkı sağlaması gerektiğini biliyor.
İ.Toraman: Kimse bu görevi verirken bize danışmadı. Yöneticilerimiz ve Başkanımız, sürekli bizim içimizde olan insanlar olarak karakterimizin buna uygun olduğunu düşündüler ki, bunu üstlenmemizi istediler. Ben de kendimi bu konuda güçlü buluyorum. Şu anda yaşım genç ama ilerleyen yıllarda hem iyi futbolcu hem de iyi insan olmak adına daha da gelişeceğime inanıyorum.
K.Avcı: Ben kendimle ilgili yorum yapmaktan hoşlanmıyorum. Bu işi iyi yapıp yapmadığıma takım arkadaşlarım ve yöneticilerimiz karar verirler. Bu konuyla ilgili takdir hakkı onların. Zaten işinizde yeterli değilseniz kimse bu konuda ısrarcı olmaz. İyiyseniz de devam edersiniz.

Kaptanlık görevini üstlenmeden önceki zamanla şimdiki zamanı karşılaştırırsak, takım arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde bir farklılık oldu mu?
İ.Üzülmez: Aslında daha önceki arkadaşlarımın çoğu gitti. Bu nedenle pek bir farktan söz edemeyeceğim (gülüyor). Onlar gidince doğal olarak takımın en tecrübelisi ben oldum. Hepsi yeni ve genç olduğu için aynı çizgimizde devam ediyoruz. Çünkü benim buraya geldiğim zamanki davranışlarım nasılsa kaptan
olduktan sonraki davranışlarımın da aynı olması gerekiyor. Kaptan olsam dahi bu çizgimi devam ettirmeliyim. Sadece sorun olduğunda uyarılar yapıyorum.
İ.Toraman: Daha önce de herkesle diyaloğum vardı ama bütün arkadaşlarımla doğal olarak çok samimi değildim. Ama şimdi herhangi bir sorun olduğunda orada olmak zorundayız. Bu yüzden herkesle konuşmaya, problemi olan varsa halletmeye ve herkese eşit yaklaşmaya çalışıyoruz. Açıkçası biraz daha sosyal olmak zorundayız.
K.Avcı: Benim ilişkilerimde pek bir farklılık yok. Zaten hepsi saygılı çocuklar. Ben de onları aynı şekilde seviyorum. Bizden önce Tayfur Ağabey vardı ve bizim için çok özel, önemli biriydi. Bizimle olan ilişkisinde ve kurduğu köprüde çok başarılıydı. Biz de ondan gördüklerimizi uygulamaya çalışıyoruz. Sonuç olarak, hepimizin sıfatı aynı; Beşiktaş’ın futbolcularıyız.

Sezon öncesi aranızda bir iş bölümü yaptınız mı ya da bu konuyla ilgili konuştunuz mu?
İ.Üzülmez: Takım arkadaşlarımızın sorunlarında ve prim konusunda bir araya gelip toplantılar yaptık. Bundan sonra da devam edeceğiz ve hep beraber bu işin üstesinden geleceğiz.
İ.Toraman: İş bölümü yapmadık. Çünkü üç tane kaptan bir arada olamaz. Birinci kaptan vardır, onun olmadığı yerde diğerleri gelir. Ancak herhangi bir problem olduğunda, hocaya veya yönetime iletilecek şeylere üçümüz karar veriyoruz ve onu uyguluyoruz.
K.Avcı: Zaten en tecrübelimiz İbrahim (Üzülmez) Ağabey olduğu için onun fikirleri öncelikli oluyor. Ben de üçüncü kaptan olduğum için daha çok diğerlerinin dediklerine dikkat
etmeye çalışıyorum. Çünkü öncelikli söz hakkı onlara ait. Zaten takım içinde de sürekli bir iletişim var. Çok ekstra durumlarda özel toplantılar yaparız.

Bu sezon hem genç hem de çok yetenekli futbolculardan kurulu bir takım oluşturuldu. Ancak bu takımın bir özelliği daha var; o da oyuncular arasındaki uyum ve arkadaşlık ortamı. Tam bir kolej takımı havasındasınız. Bu durum kaptanlara nasıl kolaylıklar sağlar?
İ.Üzülmez: Şu anda Beşiktaş’ın çok güzel bir görüntüsü var. Ben de arkadaşlarımla çok rahat iletişime geçebiliyorum. Gerçekten de kolej takımı gibiyiz. Benim şu ana kadar yaptığım şey, bu takımın başarısına katkıda bulunmaları gerektiğini söylemek. Yoksa hiçbir zaman kaptanlığımı ön plana çıkarmıyorum, herkesle aynı çerçevede olmaya özen gösteriyorum. Zaten arkadaşlarım da ellerinden geleni yapmak için çalışıyorlar.
İ.Toraman: Ben yeni gelenlere şunları söylüyorum; “İkinci lig ve diğer Anadolu takımlarından Türkiye’nin en büyük kulübüne geliyorsunuz. Çok rahatsınız, sizi sıkacak hiçbir şey yok. Teknik direktörümüz sizi seçmiş ve herkes tarafından çok iyi karşılanıyorsunuz. Mesela Anadolu takımlarında sizden yaşça büyük, orada kalıplaşmış isimler vardır. Bu nedenle yeni gelen gençler alışmakta epey zorluk çekerler. Ama burada herkesin yaşları birbirine yakın. O yüzden çok şanslısınız.”
K.Avcı: Sorun olması için sorun çıkartacak futbolcu olması lazım. Şu anda takımımızda, ne büyüklerine ne de yönetime huzursuzluk çıkaracak bir oyuncu yok. O yüzden sıkıntı olacağını tahmin etmiyorum. Her şey iyi gidiyor.

Takımımızda yer alan futbolcuların yaş ortalaması oldukça genç. Kaptanlığın da bir nevi “ağabey” konumu olduğunu düşünürsek, yaş ortalamasının genç olması görevinizi yapma konusunda size rahatlık sağlar mı?
İ.Üzülmez: Şimdiye kadar takımda hiçbir sorun yaşamadık ve bunun en büyük sebebi de arkadaşlarımızın genç olması. Çünkü takımdaki herkes çalışmayı seviyor ve birbirine karşı saygı ve sevgi çerçevesinde davranıyor.
K.Avcı: Arkadaşlarımızın genç olmaları daha çok onlar için bir avantaj. Çünkü hatalarını düzeltme şansları var. Sonuçta herkes kendi doğrularını ve yanlışlarını görebilecek olgunlukta olmalı. Bu hem saha içi hem de özel yaşantıları için geçerli.

Takımdaki yabancı oyuncularla iletişiminiz nasıl? Bu konuda zorluk yaşıyor musunuz?
İ.Toraman: Benim İngilizcem pek iyi değil ama ufak tefek futbol terimlerini biliyorum. Ayrıca sahadaki futbol dili bir olduğu için anlatacağım şeyler için fazla zorluk çekmiyorum. Saha dışında konuşmak istediğimiz zaman da tercüman arkadaşlarımız yardımcı oluyorlar.
K.Avcı: Ben takımımızda çözülmeyecek bir şey olduğuna inanmıyorum. Sonuçta yaptığımız iş İngiltere’de de aynı Brezilya’da da... Futboldaki sorunlar hep ortak. O nedenle istediğimizi anlatmak çok zor değil.

Dileriz böyle bir şey olmaz ama antrenmanda iki arkadaşınızın tartıştığını gördüğünüzde ne yaparsınız?
İ.Üzülmez: Kaptan olarak tabi ki biz de uyarırız ama öncelikle hocamız var. Hocamızın önüne geçmemek gerekiyor. Herkesin kendi sorumluğunu bilmesi lazım. Tabii ki geçmiş dönemlerde de bu tip sorunlar yaşadık. Ancak bu sezon öyle bir durumla karşılaşacağımızı zannetmiyorum. Çünkü Takımımız’da o yapıda bir futbolcu yok şu anda. Olsa da ondan sonraki gidişatta arkadaşlarımızı barıştırmak bizim görevimiz.
İ.Toraman: Umarım öyle bir olayla karşılaşmayız ama olursa da ilk olarak durumu yatıştırmaya çalışan biz olacağız.
K.Avcı: Müdahale etmem, gerekiyorsa ederim. Ama benden önce antrenmanın sorumlusu hocadır. Tabii ki hocanın olmadığı bir yerde sorumluluk benimdir. Ayrıca bu sadece kaptan olmamla ilgili değil. Kaptan olmasam da arkadaşlarımın arasını bulmaya çalışırım.

Saha içinde kaptanın hakemle diyaloğu nasıl olmalıdır?
İ.Üzülmez: Bence sahada hakemlere en çok yardımcı olması gereken kişiler kaptanlardır. Zaten gerek Başkanımız, gerekse Teknik Direktörümüz bizi hakemlere aşırı tepki vermememiz konusunda uyarıyorlar. Bu sezon hakemlerle tartışmayan, sadece futbol oynayan bir Beşiktaş olacak.
İ.Toraman: Sonuçta hakemlerin her verdiği karar doğru değil. Maç içinde de arkadaşlarımıza hakeme itiraz etmemeleri için engel olmak bazen kolay olmuyor. Çünkü o atmosferde hepimizin sinirleri geriliyor. Hatta bazen kaptan olsanız bile siz de aynı şeyi yapabiliyorsunuz. Ama kendinizi frenleyip kibar bir dille hakeme yaptığı yanlışı söylemelisiniz.
K.Avcı: Bence yanlış bir kararda kaptanın da diğer futbolcuların da hakeme itiraz etmesinin bir anlamı yok. Çünkü o kararın bir dönüşü olmuyor. Ama futbolcu psikolojisiyle bazen yanlış hareketler içine girilebiliyor. Böyle durumlarda kaptanların makul davranıp arkadaşlarını yatıştırması gerekiyor.

Diğer iki kaptanla ilgili görüşleriniz neler?
İ.Üzülmez: Koray’ı da, İbrahim’i de çok iyi tanıyorum. İkisi de bu takımın başarılı olması için yüreğini ortaya koyan ve bunun için savaşan futbolcular. Bu nedenle bu görevi hak ettiklerini düşünüyorum. Gelecekte de hem futbolcu hem de kaptan olarak Beşiktaş’a büyük faydaları dokunacağına inanıyorum. Umuyorum ki, uzun yıllar Beşiktaş forması altında mücadelelerini sürdürürler.
İ.Toraman: İbrahim Ağabey de, Koray da ellerinden gelenin en iyisini yapmak için uğraşıyorlar. Hem karakter hem de futbolcu olarak örnek alınacak kişiler. İkisi de bu olgunluğa sahip, büyük kaptanlar.
K.Avcı: İnsan olarak kaliteli ve bu sorumluluğu sonuna kadar taşıyabilecek oyuncular. İbrahim Ağabey, uzun yıllardır büyük bir takımda oynadığı için bütün gereklilikleri biliyor. İbrahim Toraman da Türk futbolu açısından önemli bir oyuncu. Bu kadar genç yaşta bu göreve getirilmesi İbrahim için futbol olgunluğu kazanmak adına, Beşiktaş için ise böyle kaliteli bir futbolcu ve insan kazanmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Hepinize teşekkür eder, başarılar dilerim.



Cevapla