"Arena'da 32 bin değil 52 bin olalım"

Galatasaraylıların yeri...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
raven111
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 1181
Kayıt: 23 Kas 2008 [ 10:47 ]

"Arena'da 32 bin değil 52 bin olalım"

Mesaj gönderen raven111 »

Galatasaray Televizyonu'na konuşan Galatasaraylı futbolcu Engin Baytar, sorulara içtenlikle yanıt verirken Galatasaray taraftarına da çağrıda bulundu. İşte detaylar...

Resim

Galatasaraylı futbolcu Engin Baytar, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Son Pas programına konuk oldu.

Milli maç arasını çok iyi değerlendirdin diyebiliriz. Çalışmalara aralıksız katıldın, Benfica maçı oynandı. Kendi durumun hakkında neler söylemek istersin?
Şu an itibariyle durumum çok iyi, sakatlık söz konusu değil. Tamamen geçti. Kondisyonla ilgili eksiklerim var. Bu eksikliklerimi de maça kadar tamamlayacağımı düşünüyorum.

Önümüzde bir derbi heyecanı var. Galatasaray bu sezon ilk derbisine çıkacak. Bu karşılaşmayla ilgili ne söylemek istersin?
Hem bizim hem de Beşiktaş için zor bir maç olacak. Bu seneki ilk derbimiz. Tamamen bu maça odaklandık ve konsantre olduk. Kırılma maçlarında bir tanesi. Çünkü bir mağlubiyetle puan farkı daha da yükselebilir. Biz aranın açılmasını hiç istemiyoruz. Umarım bu seneki ilk derbimizi kazanırız.

Bu senin Galatasaray forması altındaki ilk derbin. Senin için daha farklı bir anlamı olmalı?
Tabii ki. Trabzonspor’dayken de derbi oynamıştık ama İstanbul takımları arasındaki derbi maçları daha farklı oluyor. İlk derbimde sahadan gülerek ayrılmak için eğer hocam görev verirse elimden gelenin her şeyi yapacağım.

Engin Baytar’ın Trabzonspor forması altında derbilerde iyi bir performans sergilediğin görüyoruz. Engin Baytar kendini derbilere nasıl motive ediyor, nasıl hazırlıyor?
Büyük maçlar için kendinizi özel olarak hazırlamanıza gerek yoktur. Zaten o maçın atmosferi ve heyecanı sayesinde otomatik olarak motive olursunuz. Derbilerde ilk 5-10 dakika içinde yaptığınız pas hataları yada olumlu paslar sizi maçın devamında etkiler. Eğer futbolcular yüzde 100 konsantre olmuşsa derbi maçlarını daha rahat oynar.

Daha önce senin için sorunlu futbolcu profili çizildi. Ancak bu iddiaların ne kadar asılsız olduğunu görüyoruz. Tedavi sürecinin bitmesine daha varken özveri gösterip sahalara erken dönen, takımı için canını dişine takan bir Engin Baytar var. Bu konuda neler söylemek istersin?

Bu konuşulan konular beni de çok yıprattı. Elbette benim de hatalarım oldu ama bunlar çok abartıldı ve büyütüldü. Belki benim yaşadıklarımı yaşayan birçok isim vardı ama nedense hep Engin Baytar yazıldı, çizildi. Daha fazla abartıldı. Ama önemli değil. Ben buraya ilk geldiğimde de belirtmiştim. İnsanların benim hakkımda kafalarında yer alan soru işaretlerini yok etmek istiyorum. Burada apayrı bir sayfa açıp, burada sadece Galatasaray’ın başarısı, sadece futbola konsantre olup, başarılı olmak istiyorum. Beni buraya çok isteyen hocalarımızı mahcup etmek istemiyorum. Şu ana kadar her şey çok iyi gidiyor. Umarım bundan sonra çok daha iyi olur.

Fatih Terim gibi çok önemli bir teknik adamla çalışıyorsun. Bu senin için ne anlam ifade ediyor?
Fatih Terim değil de başka bir teknik adam olsaydı, ben şu anki başarımı gösteremezdim. Fatih Hoca’yla ilk defa çalışıyorum. Onun bize karşı yaklaşımlarını, dürüstlüğünü, samimiyetini gördükten sonra çalıştığım en iyi hoca diyebilirim. Gerçekten futbolcuyu çok iyi anlıyor, ne zaman ne yapacağını çok iyi biliyor. Futbolcuyu nasıl hazırlayabileceğini çok iyi biliyor. Beni yönlendirmesi, bana yardımcı olması, bana destek olması çok ayrı bir şey. Futbol dışında da çok yardımcı oluyor. Fatih Terim’in burada olması benim için çok büyük bir şans.

Altyapı eğitimini Almanya’da aldın. Bu sana neler kattı?
Türkiye’de şu anda altyapı çok önem verilmeye başlandı. Almanya’da A Takım’da ne idman yapıyorlarsa, altyapıda da aynısını yapıyorlar. Ayrıca futboldan daha çok okula önem veriliyor. İdmandan eve giderken çocuklara okuması için futbolla ilgili taktik ve sistemler veriliyor. Öbür gün o konularla ilgili teste tabi tutuluyorlar. Küçük yaşta taktik ve sistemleri öğretiyorlar.

Şu anda tesisleşme konusunda kulüplerimiz önemli adımlar atıyor fakat o dönemde Almanya tesisleşme bakımından da herhalde bizden daha öndeydi.
Almanya tesisleşme bakımında çok daha ileride bizden. Gerçekten çok daha ileride ama şu an baktığınızda Türkiye'de de büyük bir ilerleme var. İnşallah çok daha fazla ilerler. Şimdi bakıyorsunuz 6-7 milyon Dolar veriyorsunuz yabancı futbolcu transfer etmek için, niye? Onlar eğitimini yurt dışında aldıkları için. Yetenek açısından biz daha yetenekliyiz ama alt yapımız, eğitimimiz fazla iyi olmadığı için sistemi ve taktiği küçük yaşlarda öğrenmiyoruz. O yüzden bizde böyle geriden geliyoruz futbol olarak. Baktığınız zaman futbolumuz ilerlemeye başladı ama daha önce bir kişiye çalım attığınızda 20 metre sonra öbürü geliyordu. Şimdi öyle değil, futbol daha da çabuklaşmaya başladı. Bakıyorsunuz bir Semih var alıp oynatabiliyorsunuz, en son Benfica maçında Mertan vardı daha genç. O da mesela oynayabildiğini gösteriyor.Altyapıya çok daha fazla önem vermek hem kulüp için hem Türkiye için faydalı bir şey.

Hazır değinmişken sana Mertan'ı soralım. Benfica maçında önemli bir performans sergiledi. Yetenekli bir oyuncu. Kanatta önemli işlere imza atabilir. Neler söylemek, ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersin?
Kendisi çok efendi bir arkadaşımız, daha genç ama hırslı ve istekli. Bu hırsını ilerleyen zamanlarda ön planda tutmalı. Başarılı olmak için hırsı ön planda tutmak gerekli. Ve bu hırs onda var. İnşallah böyle devam eder. Biliyorsunuz genç futbolcular bir iki kere A takımına çıktılar mı bir rahatlık geliyor, ben başardım diyorlar. Burasının son nokta olduğunu düşünüyorlar. Gördüğüm çoğu genç yetenek şu an oynamıyor bile. 2. Ligde bile zor takım buluyorlar. Önemli olan A Takım’a çıkıp bir iki maç oynamak değil, orada kendini ispat edip daha da yüksek yerlere gitmektir. Futbolcu oldum demek için önce 1. Lig ya da 2. Lig’de yıllarca oynamaları lazım.

Peki senin kariyerine dönecek olursak, Almanya'dan buraya ilk olarak Maltepespor'a geldin. Daha sonra Gençlerbirliği var kariyerinde. En önemli çıkış yaptığın dönem diyebiliriz, önemli gollere imza attın. O dönemden bize biraz bahseder misin?
Maltepe dönemi biraz sıkıntılı geçmişti. İlk geldiğimde lisansımı halledemediler. Yetiştirme bedeli bir miktar para vardı ama ödeyemediler. 6 ay boşta kaldım ben. Devre arasında sayın Tuncay Suak hocamızın katkılarıyla bu lisans sorunu çözüldü. Bir sene Maltepespor'da oynadım, güzeldi gerçekten. Ondan sonra Gençlerbirliği'ne gittim. 3 - 3,5 sene orda oynadım. İyi bir çıkış yakalamıştım orda. Sonrasında bir 6 ay Eskişehir'de oynadım. Sonrasında Trabzonspor ve şimdi de Galatasaray. Baktığınız zaman herkes sorunlu diyor, şöyleydi böyleydi diyor ama nedense hiç aşağı değil hep yukarı doğru gittim. Nasıl sorunluyum ben de onu anlamıyorum.

Peki bu devamlı yukarı doğru giden kariyerde sen en önemli adımı hangisi olarak ifade edersin?
Trabzonspor'a gitmek önemli bir adımdı ama şuanda Galatasaray'a çok önemli bir adım attım. Trabzonspor'da oynarken Milli Takım’a gittim, sakatlıklardan dolayı çok fazla şans bulamadım orada. Ama şu an her şey çok iyi. Milli Takım’ın elenmesi gerçekten çok kötü oldu bizim için. Dünya Kupası elemelerinde ben de elimden gelenin en iyisini yapacağım. Yeni gelecek hocamızda uygun görürse elimden gelen her şeyi yapmaya çalışacağım.

Galatasaray'a geldikten sonra çok kısa sürede uyum sağladığını gözlemledik. Bunda seninde ifade ettiğin gibi teknik direktör Fatih Terim'in de büyük etkisi var. Ama hiç şüphesiz ki geçtiğimiz sezon Trabzonspor'da beraber forma giydiğin Selçuk İnan ve Ceyhun Gülselam'ında bunda büyük bir payı olmuştur herhalde.
Evet, onların da gerçekten büyük payı oldu. Onlar benden daha önce gelmişlerdi buraya. Zaten çok iyi bir arkadaşlığımız vardı önceden. Adapte olmada hiç sıkıntı çekmedim. Çekingenlik yaşamadım hiç. Bunda Selçuk ve Ceyhun'un da çok büyük payı vardır. Çok yardımcı oldular sağ olsunlar.

Galatasaray'da şu anda dışarıdan gözlemlediğimizde çok iyi bir arkadaşlığın, birlik ve beraberliğin olduğunu görebiliyoruz. Bunda tabii ki yardımcı antrenörler Hasan Şaş, Ümit Davala ve Claudio Taffarel'in büyük etkisi var şüphesiz. Sen nasıl değerlendiriyorsun bu birlik ve beraberlik ortamını?

Dediğiniz gibi, hocaların da sıcak kanlı olması ve futbolculara gerçekten bir arkadaş gibi yaklaşması bu arkadaşlık ortamını en kısa zamanda en üst seviyeye taşıdı. Onların katkısı büyük, daha otoriter davransalardı herkeste bir çekingenlik olurdu. Herkes birbirine karşı dürüst ve açık. Bunun çok büyük bir faktör olduğunu düşünüyorum takım arkadaşlığı kurmakta. İyi ve kötü günde umarım bu arkadaşlık hiç bozulmaz.

Trabzonsporda oynadığında genellikle sol kanatta görev yapıyordun. Burda çok farklı bir bölgede, farklı bir rolde, iyi performans veren bir Engin Baytar izliyoruz. Sen nasıl değerlendirirsin? Hangi bölgede daha verimli buluyorsun kendini?
Ben aslen şu an ki mevkiimde oynuyorum. Yıllardır orta sahanın göbeğinde oynadım ben. İkili arkası ya da ön libero önünde. Gençlerbirliği'nde sol açık oynadım, Eskişehir'de sol açık oynadım. Trabzonspor'da Şenol hoca düşünüyordu beni orta sahada oynatmayı ama bu sefer sol tarafta çok büyük sıkıntısı oluyordu. Alternatifinin olmadığını, sol tarafta en tecrübeli oyuncunun ben olduğumu sıklıkla dile getiriyordu. Sol tarafta oynayabilecek bir futbolcum olsa seni hemen göbeğe alacağım diyordu. Kısmet olmadı ama burada en verimli olduğum yerde oynuyorum ve çokta mutluyum. Kanatta oynadığınız zaman sadece tek bir mevkiiniz var ama orta sahada tüm serbestlikler sizde. Her yöne açık olduğu için daha çok zevk alıyorum orta sahada oynadığım zaman.

Bunda yanında oynayan oyuncularında önemli etkisi olduğunu söyleyebiliriz. İyi tanıdığın bir Selçuk İnan ve dünya yıldızı Felipe Melo ile birlikte oynamakta sana büyük avantaj sağlıyordur.
Tabii ki. Onların olması çok büyük avantaj. Selçuk’la zaten Trabzon'da iken de çok iyi anlaşıyorduk, Melo'yu önceden bilmiyordum ama gerçekten çok iyi bir futbolcu, çok iyi bir arkadaş, çok iyi bir insan diyebilirim onun için. Selçuk ile her şeyi biliyordum ama onunla ilk defa oynayacaktım. Ama Melo ile çok çabuk kaynaştık ve futbolumuzu birbirimize uydurduk. İyi oldu yani.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena gibi çok önemli bir statta ve çok önemli bir atmosferde oynuyorsunuz. Bu senin için ne ifade ediyor?
Orada oynamak herkese nasip olmaz diye düşünüyorum. Böyle bir stadı tamamen dolu görmemek üzücü. Futbolcu tamamen dolu görmek istiyor. Kötü oynarken takımı ileri doğru itsin. 12. Adam rolünü çok iyi oynasın. Şu ana kadar gelen taraftarımıza da çok teşekkür ediyorum. Onlar da geldiğinde her türlü desteği bize gösteriyorlar. Kötü oynadığımızda bizi ileriye doğru itmeye çalışıyor ama stat dolu olunca o Arena çok daha farklı olur diye düşünüyorum.

Engin Baytar, maça çıkmadan önce kendini nasıl motive eder, nasıl hazırlar ve herhangi bir uğuru var mıdır?
Maça çıkmadan önce sakatlık olmaması çok dua ederim. Sadece kendim değil, takım arkadaşlarım ve diğer rakip oyuncular için de dua ederim. Sonuçta hepimiz insanız ve ekmek parası için orada oynuyoruz. Bunun dışında sahanın zeminine sağ ayağımla basarak giriyorum. Motive konusunu gelince zaten hırslı bir futbolcu olduğum için çok fazla zorlanmıyorum. Her maçta ayrı bir heyecan yaşıyorum. Maç başladığında da elimden ne geliyorsa, onu vermeye çalışıyorum.

Forma numaran 50. Bunun senin için özel bir anlamı var mı?
5 numara benim uğurlu rakamımdır. Dövmelerimde de çoğu yerde 5 numara var. 5 ve 55 numara dolu olunca ben de 50’yi istedim.

Engin Baytar, boş zamanlarında nelerle uğraşmaktan zevk alır?
Arkadaşlarımla dışarıda yarım saat-1 saat oturur yemek yerim. Evde film izlerim. Kendim de kitap okurum ama yanımda okunduğu zaman zevkle dinlerim. Çoğunlukla evdeyim, dışarıda gezen bir insan değilim.

Dünya liglerini takip edebiliyor musun. En beğendiğin futbolcu kim?
Messi ve Ronaldo futbol için çok fazla diyebilirim. İnanılmaz yeteneklere ve özelliklere sahip 2 futbolcu. Dünya futbolu onların üzerine kurulmuş. Bunların dışında Manchester United’tan Nani ve Rooney de çok yetenekli oyuncular.

Futbola başlarken kendine idol olarak seçtiğin bir isim var mıydı?
Zidane’ı büyük bir hayranlıkla izliyordum. Evde hala videolarını izliyorum. Futbolu büyüleyiciydi. Bana göre Zidane gibi bir yetenek daha gelmedi. İnsan sıkılmadan sabahtan akşama kadar onu izleyebilir.

Galatasaray ve Milli Takım bazındaki hedeflerin nelerdir?
Öncelikle Galatasaray’da başarılı olmak istiyorum. Daha doğrusu Galatasaray’ın başarılarında katkıda bulunmak istiyorum. Türkiye’de ve Avrupa’da Galatasaray formasıyla başarılı olmak istiyorum. Bu zaman zarfı içinde Milli Takım’da da başarılı olmak istiyorum. Milli Takım’ın Euro 2012 gitmeyecek olması çok üzüntü verici. Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’yi göremeyeceğiz. Önümüzdeki Dünya Kupası için Galatasaray’da başarılı olup, buradaki performansımı Milli Takım’a taşımak istiyorum.

Son olarak Galatasaray taraftarına nasıl bir mesaj göndermek istersin?
Her maçta bize destek olsunlar. Statta 32 bin değil 52 bin kişi olsun istiyoruz. Biz onları mutlu etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu saha içinde de belli oluyor. Mağlup olduğumuzda taraftarımızı bizi alkışlıyorsa bu onları mutlu ettiğimizi gösterir. Bizi desteklesinler. Biz de onları şampiyonlukla, Türkiye Kupası’yla, Avrupa Kupalarına katılıp oradaki başarılarımızla mutlu etmek istiyoruz.



Cevapla