CHP, Gül'ün Randevu Talebini Reddetti. İşte gerekçeleri!

En güncel haberler burada....
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Fatma Anne
Forum Annesi
Forum Annesi
Mesajlar: 458
Kayıt: 29 Eyl 2006 [ 13:43 ]

CHP, Gül'ün Randevu Talebini Reddetti. İşte gerekçeleri!

Mesaj gönderen Fatma Anne »

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, AK Parti'nin Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı Seçilmesini Atatürk İlkelerine Dayalı Laik Demokratik Cumhuriyete Karşı Bir Rövanşa Dönüştürdüğünü Belirterek, "CHP, AKP Hükümetinin ve Seçildiği Takdirde Sayın Gül'ün Bütün Uygulamalarını Anayasamızda İfadesini Bulan Atatürk İlkeleri ve Laik Demokratik Cumhuriyet Açısından Dikkatle İzleyecek ve Uyarılarını ...


CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, AK Parti'nin Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini Atatürk ilkelerine dayalı laik demokratik cumhuriyete karşı bir rövanşa dönüştürdüğünü belirterek, "CHP, AKP hükümetinin ve seçildiği takdirde Sayın Gül'ün bütün uygulamalarını Anayasamızda ifadesini bulan Atatürk ilkeleri ve laik demokratik cumhuriyet açısından dikkatle izleyecek ve uyarılarını kararlılıkla sürdürecektir" dedi. Özyürek ayrıca, Cumhuriyet resepsiyonları ve Gül'ün dış


gezilerine de katılmayacaklarını açıkladı.

CHP MYK Toplantısı'nda, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı ve CHP ile görüşmek üzere yaptığı randevu talebiyle ilgili olarak 6 maddelik bir ret gerekçesi hazırladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"1. Başbakan Recep Tayip Erdoğan, seçimlerden sonra yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı adayını belirlerken uzlaşma arayacaklarını ve bu amaçla muhalefet partilerini ziyaret edeceklerini açıklamış, Genel Başkanımız Deniz Baykal'ı telefonla arayarak ziyarete geleceğini söylemişti. Ancak gelinen noktada Sayın Abdullah Gül herhangi bir istişare yapılmadan, uzlaşma aranmadan AK Parti tarafından tek taraflı olarak aday gösterilmiştir.

2. Meclis Başkanlığı seçiminde sergilenen tavır partimizce memnuniyetle karşılanmış ve AK Parti'li Meclis Başkan adayı tarafımızdan desteklenmiştir. Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinde de benzer bir yöntemin izlenmesi kamuoyu tarafından beklenir hale gelmişti.

3. Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin birliğini temsil etmek ve devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözetmekle görevlendirilmiştir. Böylesine önemli görevleri olan bir makama seçilecek kişinin siyasal uzlaşmayla seçilmesi ülkenin huzuru ve demokrasimizin gelişmesi açısından büyük yarar sağlayacaktı.

4. Milli görüş geleneğinden gelen Sayın Abdullah Gül'ün yakın geçmişteki pek çok yazı ve konuşması cumhuriyetin temel değerleriyle mutabık olmadığını açıkça göstermektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: ('Cumhuriyet ilkeleri halka zorlama biçiminde dayatılmıştır.' 'Ne Mutlu Türküm diyene lafını her yere yaza yaza Türkiye ilkel hale dönüşmüştür', 'Tarih boyunca görülmüştür ki en birleştirici unsur dindir', 'Moral değerleri açısından Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit eden ve en ziyade tahribatı vermiş olan

laiklik ilkesidir, laiklik olayıdır', 'Dindar olan bir subaya kendi ordunuzda hayat hakkı vermiyorsunuz ona ajan muamelesi yapıyorsunuz', 'İkinci Cumhuriyet ve yeni Osmanlılık kavramlarını çok sağlıklı buluyorum ve geleceğe ümitle bakıyorum', 'Türkiye'de cumhuriyetin sonu geldi, kesinlikle laik sistemi değiştireceğiz'.) Cumhurbaşkanlığı gibi Anayasal düzeni, laik demokratik cumhuriyeti koruyup işletmekle görevli bir makama seçilecek kimsenin yakın geçmişte yukarıda örnekleri verilen pek çok yazı ve

konuşması varsa, o kişinin cumhurbaşkanı seçilmesi cumhuriyetin temellerini sarsacaktır. Anayasa Mahkemesi üyelerini Hakimler Savcılar Kurulu üyelerini atama ve dolayısıyla hakimlerin tayin ve terfilerini ve rektörlerin atanması yetkisini eline geçiren cumhuriyet karşıtı bir kişi rejimin geleceğini tehlikeye atacaktır.

5. AK Parti'nin Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesini Atatürk ilkelerine dayalı laik demokratik cumhuriyete karşı bir rövanşa dönüştürdüğü görülmektedir.

6. Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Türkiye'nin kültürüyle, ekonomisiyle, medyasıyla ve yaşam tarzıyla bir din devletine dönüştürülmesi süreci hızlanacaktır. Bu dönüşümden yarar uman uluslar arası güçler, bölgeye yönelik çıkarlarıyla bu değişimi ılımlı İslam projesiyle desteklemektedirler.

Uzlaşma aranmadan, AK Parti'nin tek taraflı dayatmasıyla cumhurbaşkanı adayı gösterilen Abdullah Gül ile görüşmenin herhangi bir yararı olmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, ilk adaylığında partimize gelen Gül'e görüşlerimizi bildirmiştik. O günden bugüne hiçbir değişiklik olmadan Sayın Gül yeniden aday olmuştur. Başbakan'ın sözlerine bağlı kalarAK Partimizi ziyaret etmesi gerekirdi. CHP, AK Parti hükümetinin ve seçildiği takdirde sayın Gül'ün bütün uygulamalarını Anayasamızda ifadesini bulan Atatürk

ilkeleri ve laik demokratik cumhuriyet açısından dikkatle izleyecek ve uyarılarını kararlılıkla sürdürecektir. Cumhuriyet birikimini ve değerlerini korumak için görevini yapacaktır."

"GÜL İLE ZORUNLULUK DIŞINDA TEMAS KURMAYACAĞIZ"

Özyürek, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir soru üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında TBMM Genel Kurulu'na girme gereği duymadıklarını kaydeden Özyürek, ilk adaylığı sırasında Gül ile görüştüklerini belirterek, bugün neden görüşmediklerinin sorulması üzerine, "O, zaman o görüşlerini ifade etti, biz görüşlerimizi ifade ettik. Bu görüşmeler bize göre bir istişare, bir uzlaşma için yapılırsa anlamlıdır. Yoksa karar verilmiş, aday ilan edilmiş, bir halkla ilişkiler

kapsamında yapılan bu tip görüşmelerde herhangi bir yarar görmüyoruz" dedi.

Özyürek, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi halinde kendisiyle temas kurup kurmayacaklarına ilişkin bir soru üzerine de, ''Zorunlu ilişkiler dışında kendisiyle bir ilişkimiz olmayacak. Mesela, Cumhuriyet resepsiyonuna katılmamız söz konusu değildir. Sayın Gül'ün dış gezilerine katılmamız söz konusu değildir ama diyelim bir önemli kriz anında, bir lid e dönüşmüştür', 'Tarih boyunca görülmerler toplantısı olursa ona elbette katılmamız gerekir'' şeklinde konuştu.

Özyürek, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırılmasına yönelik bir Anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi halinde tepkilerinin ne olacağının sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Anayasa değişiklikleriyle ilgili bizim görüşümüz belli. AK Parti'nin Anayasa değişikliğinden ne anladığı çeşitli açıklamalarla ortaya çıktı. Önce Anayasa'dan laik, demokratik cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerini çıkararak işe başlayacakları anlaşılıyor. O nedenle AK Parti'den gelecek bütün Anayasa değişikliklerini büyük bir ihtiyatla karşılayacağız. Elbette demokrasinin önünü açan, özgürlükleri genişleten değişiklikler olursa destekleriz. Onun dışında Atatürk ilkelerine dönük, laik, demokratik cumhuriyete

dönük değişiklikler varsa onlara karşı çıkarız."

Özyürek, bir gazetecinin, 'Başbakan Erdoğan daha önce milli görüş gömleğini çıkardığını ve değiştiğini söylemişti. Sayın Gül'ün de buna benzer bir açıklama yapması sizin tavrınızda bir yumuşama sağlar mı?' sorusuna da, "Bu, gömlek çıkarmakla, giymekle görüşler değişmiyor. AK Parti'nin geçtiğimiz 4 yıl içindeki uygulamaları ortada. Pek çok yerde seçim kampanyasında Cumhuriyet Halk Partisi'ne dönük, laik kesime dönük, 'Bunlar dinsizdir' şeklinde kampanyalar yürütmektedirler. O nedenle, Türkiye'de toplumu

'laik olanlar', 'olmayanlar' şeklinde bölmeye çalışan bir hükümetin başbakan yardımcısıdır sayın Gül ve AK Parti'nin pek çok, diyelim kuran kurslarının yaptırımının ortadan kaldırılması, zina konusu gibi konularda farklı düşündüğüne tanık olmadık. Ben geçmişteki söylemleri ki, bunlar çok eskiye dayanmıyor, Sayın Gül'ün 40 yaşından sonra yaptığı görüşlerdir. 40 yaşından sonra da insanların böyle kolay kolay gömlek değiştirir gibi fikir değiştiremediklerini hep beraber biliyoruz" şeklinde yanıt verdi.

MHP'nin, Gül'ün adaylığının açıklanmasından önce cumhurbaşkanı seçiminde Genel Kurul'a katılacağını açıkladığının, 367 sorununun bu şekilde ortadan kalktığının hatırlatılması üzerine Özyürek, şunları kaydetti:

"Sayın Bahçeli, bu konudaki görüşünü net olarak daha önce açıkladı. Bize göre yanlış olmuştur. Çünkü 367'nin amacı zorluk çıkarmak değil, uzlaşmayı sağlamaktır. Eğer MHP 367'yi hemen bulmalarına yardımcı olacağını açıklamamış olsaydı sayın Başbakan, daha önce söylediği, '3-4 isimle muhalefet partilerini ziyaret edeceğim' anlayışı doğrultusunda kesinlikle bir uzlaşma arayışına girecekti. Ama MHP'nin baştan böylesine bir karar vermiş olması işlerini kolaylaştırmıştır ve onların artık muhalefet partileriyle

herhangi bir uzlaşma arayışını gereksiz hale getirmiştir. MHP bugünkü görüşmeden sonra da Meclis'e gireceğini söylemiştir. O nedenle bizim tavrımız çok net. Başka partilerle bu açıdan bir uzlaşma, anlaşma zemini olmadığı anlaşılmaktadır. CHP, laik, demokratik cumhuriyetin inançlı savunucusudur. Atatürk ilkelerinin inançlı savunucusudur. Bu noktada her türlü çalışmayı yapmaktadır ve bizim dışımızda başka partilerde başka anl e dönüşmüştür', 'Tarih boyunca görülmayışla çalışma yapabilirler. Onlara söyleyecek

bir şeyimiz yoktur."

Özyürek, bir başka soru üzerine, açıklamada yer alan tüm kararların oybirliğiyle verildiğini belirtti. Bir gazetecinin, ''DSP ile temasınız oldu mu?'' sorusuna ise Özyürek, "DSP tarafından Genel Sekreterimizle bir temas sağlanmıştır, bizim tavrımız öğrenilmiştir. Bugün basından izlediğimiz kadarıyla Sayın Gül Sayın Sezer ile görüşmüştür" cevabını verdi.



Kullanıcı avatarı
reha37
Asi Üye
Asi Üye
Mesajlar: 671
Kayıt: 04 Nis 2007 [ 20:36 ]

Mesaj gönderen reha37 »

Ben onların reddetmesinin gerçek nedenlerini yazardım ama sonra bu kadar çok şeyi nerden biliyon diye sormasınlar diye yazmıyorum....


Teşekkürler Fatma Anne...

Cevapla