Evrim Teorisi Neden Geçersiz Başlıklı Yarışmada Ödül 100.000

En güncel haberler burada....
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ahmetsecer
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 23
Kayıt: 19 Kas 2008 [ 15:28 ]

Evrim Teorisi Neden Geçersiz Başlıklı Yarışmada Ödül 100.000

Mesaj gönderen ahmetsecer »

“EVRİM TEORİSİ NEDEN GEÇERSİZ” BAŞLIKLI BİLİM YARIŞMASINDA
BÜYÜK ÖDÜL 100.000 YTL’YE ÇIKARILDI!


- Bilim Araştırma Vakfı’nın düzenlemekte olduğu “EVRİM TEORİSİ NEDEN GEÇERSİZ” başlıklı bilim yarışması ile ilgili olarak yarışmacı arkadaşlar, Darwinizm’in açmazları çok fazla olduğu için hazırladıkları çalışmaların 15 sayfaya sığmadığı ve vaktin de yetersiz olduğu konusunda haklı taleplerde bulundular.

- Bunun üzerine yarışmanın kurallarında değişiklikler yapılmış ve BÜYÜK ÖDÜL DE ARTIRILMIŞTIR.

- Yarışmacılardan kendi el yazılarıyla çalışmalarını A4 ebadında 30 SAYFADAN AZ OLMAYACAK VE 60 SAYFAYI GEÇMEYECEK şekilde hazırlamaları istenmektedir.

- İki aşamadan oluşan yarışmanın birinci aşamasında verilecek olan ödül, birinci olan yarışmacı için 25.000 YTL, ikinci olan yarışmacı için 15.000 YTL, üçüncü olan yarışmacı için ise 10.000 YTL’ye çıkarılmıştır.

- Yarışmanın ikinci aşamasında verilecek olan ödül ise, birinci olan yarışmacı için 100.000 YTL, ikinci olan yarışmacı için 50.000 YTL, üçüncü olan yarışmacı için ise 25.000 YTL’ye çıkarılmıştır.

- Yarışmanın ilk aşamasında yarışmacılar, aşağıda bazı örnekleri özet olarak verilmiş bulunan evrimin geçersizliğini ispat eden tüm Darwinist açmazlar konusunda, kapsamlı ve doyurucu bilgi içeren çalışmalarını vakfımıza göndereceklerdir. Çalışmalarını gönderen ilk 1000 kişi arasında bir değerlendirme yapılacaktır.

- Yarışmacıların hazırladıkları tezleri posta yoluyla vakıf adresimize ulaştırmaları gerekmektedir. (Çakırağa mah. Katip Müslihittin sok. Sağlam İşhanı No.3 D.12-13 Aksaray/İstanbul) Son gönderim tarihi 18 Ekim 2009 tarihine uzatılmıştır.

- Yarışmanın ikinci aşamasında vakfımıza ulaşan bilimsel metinler konunun uzmanı akademisyenler tarafından değerlendirilerek 100 yarışmacı finalde yarışmaya hak kazanacaktır.

- Final yarışması 6 Aralık 2009 Pazar günü, yeri sonradan duyrulacak bir merkezde, seçilen 100 yarışmacının katılımıyla gerçekleştirilecektir. Yarışmacılardan 80 soruluk bir testi cevaplamaları istenecektir.

- Sınavda dereceye girenler 27 Aralık 2009 tarihinde yapılacak ödül töreniyle çeklerini teslim alacaklardır.

Bu organizasyonun amacı, gençlerimizin, insanlığa büyük zararlar vermiş olan Darwinizm konusunda bilinçlenmesini ve bu büyük bilim sahtekarlığına karşı uyanık olmasını sağlamaktır.

EVRİM TEORİSİNİN BAZI AÇMAZLARI


(1) Canlılık tesadüfen meydana gelemez...
Proteinler hem canlı hücrelerinin yapıtaşlarını oluşturan hem de hücre içinde çok çeşitli görevler üstlenen kompleks moleküllerdir. Ortalama bir protein molekülünün tesadüflerle ortaya çıkma ihtimali hesaplandığında “10 üzeri 950’de 1” gibi insanın hayal gücünün ötesinde bir rakam çıkmaktadır. Bu sayı matematiksel olarak pratikte “0 ihtimal” anlamına gelir.

(2) Tek bir tane bile ara fosil yoktur…
Bugüne kadar 250 bin ayrı türe ait yaklaşık 100 milyon fosil çıkarılmasına rağmen bunlardan biri bile Darwinizm’i desteklememektedir. Bulunan fosillerin her biri tam ve eksiksiz canlılara aittir. Oysa evrimcilerin iddiaları gerçek olsaydı bu denli fazla fosilin çok büyük bir bölümü “ara canlılara” ait olmalıydı, oysa bir tane bile yoktur.

(3) “Yaşayan fosiller” evrim masallarına cevaptır...
Yaşayan fosiller, evrim teorisinin 'kademeli gelişim iddiası'nı son derece çarpıcı şekilde yalanlayan kanıtlardır. Bu fosillere “yaşayan fosil” ismi verilmesinin sebebi, yüz milyonlarca yıllık yaşlarına karşın, günümüzde yaşayan örnekleriyle tamamen aynı olmalarıdır. Karıncalardan ağaçlara, yarasalardan köpek balıklarına kadar çok çeşitli türlere ait yaşayan fosiller mevcuttur. Bu durum, doğa tarihi boyunca hiçbir evrimleşme yaşanmadığının kesin bir belgesidir.

(4) DNA’daki akılalmaz bilgi…
Bir insanın dış görünümünden iç organlarının yapılarına kadar bütün özelliklerinin bilgisi DNA'nın içinde özel bir şifre sistemiyle kayıtlıdır. Eğer DNA'daki bu genetik bilgiyi kağıda dökmeye kalksak, yaklaşık 500'er sayfalık 900 ciltten oluşan dev bir kütüphane oluşturmamız gerekir. Ama bu akılalmaz hacimdeki bilgi, DNA'nın "gen" adı verilen parçalarında şifrelenmiştir. DNA’nın tesadüflerle ortaya çıkamayacağı kesin bir gerçektir.

(5) İndirgenemez kompleksliğe sahip organlar...
İndirgenemez komplekslik, evrim teorisinin temelindeki kademeli gelişim iddiasını geçersiz kılan bir özelliktir. Örneğin göz ve kanatlarda indirgenemez komplekslik özelliği mevcuttur. Biraraya gelerek gözü oluşturan gözyaşı bezi, retina, iris gibi yapıların aşamalarla teker teker oluşmaları mümkün değildir. Çünkü gözü oluşturan tüm parçalar ancak eksiksiz olduğunda görme gerçekleşecektir. Aynı şey kanatlar için de geçerlidir.

(6) Tüm canlı çeşitliliği 530 milyon yıl önce yeryüzünde aniden belirmiştir…
Canlılardaki ana beden yapılarının (yumuşakçalar, kordalılar vb. kategoriler) neredeyse tamamı, günümüzden yaklaşık 530 milyon yıl önce Kambriyen Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. Kambriyen öncesinde sadece bir-iki ana kategori varken, Kambriyen’de 50’den fazla ana kategori, dünyanın çeşitli bölgelerinde aniden ortaya çıkmıştır. Kambriyen öncesi canlılar sade bir beden yapısındayken, Kambriyen’dekiler bunlarla kıyas edilemeyecek derecede komplekstir. Örneğin bu devirde ortaya çıkmış olan trilobitlerin sahip oldukları gözler ile bugünkü canlıların göz yapıları arasında hiçbir fark yoktur.

(7) Sürüngenler kuşların atası değildir...
Evrimciler artık Archaeopteryx’i sürüngenlerle kuşlar arasında ara form olarak gösterememektedirler. Bu fosil üzerinde yapılan incelemeler, bu canlının bir ara geçiş formu olmadığını, sadece günümüz kuşlarından biraz daha farklı özelliklere sahip, soyu tükenmiş bir kuş türü olduğunu göstermektedir. Güçlü uçuş kaslarının olduğunu kanıtlayan göğüs kemiğinin varlığı ve günümüz kuşlarınınkinden farksız olan asimetrik tüy yapısı, bu canlının mükemmel olarak uçabildiğini göstermektedir.

(8) Balıklar karaya çıkmamışlardır...
Evrimciler bir zamanlar sudan karaya geçiş hikayesine delil olarak Cœlecanth isimli balığın fosillerini delil gösterirlerdi. Coelecanth o dönemde balıklar ve amfibiyenler arasında yaşamış bir ara canlı zannedildi. Ancak 1938’de Hint Okyanusu’nda Coelecanth'ın "canlı" bir örneği bulundu. Ardından günümüze kadar 200’den fazla örneği yakalandı. Canlı Coelecanth’lar üzerindeki incelemeler, bunun kusursuz yapıda bir balık olduğunu, daha önce fosilleri üzerinde yapılan yorumların tamamen hatalı olduğunu ortaya koydu.

(9) Mutasyonlar yeni türler oluşturmaz...
Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar ve yer değiştirmelerdir. DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Dolayısıyla bu molekül üzerinde oluşan herhangi rastgele bir etki ona ancak zarar verir. Mutasyonlar çoğu zaman hücrenin tamir edemeyeceği boyutlarda birtakım hasarlara, sakatlıklara ve hatta ölümlere sebep olurlar. Hiroşima, Nagazaki veya Çernobil facialarına maruz kalmış insanlar bunun canlı göstergeleridir. Mutasyonların evrimsel bir mekanizma olduğunun iddia edilmesi evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazın bir kanıtıdır.

(10) Doğal seleksiyon evrime yol açmaz…
Doğal seleksiyon, güçlü ve çevre şartlarına uygun yapıdaki canlıların hayatta kalışını ifade eder. Ancak bu durum yeni türler ortaya çıkarmaz. Örneğin yırtıcı hayvanların tehdidi altında olan bir zebra sürüsü içinde, hızlı kaçabilen zebralar hayatta kalacak, zebra sürüsü zamanla daha hızlı koşabilen zebralardan meydana gelecektir. Ancak bu süreç sınırlıdır ve zebraları bir başka canlı türüne dönüştürmeyecektir. Çünkü zebraların iskelet kas yapısı ve fizyolojisi DNA’larında kayıtlıdır ve yırtıcılarla olan mücadele bu bilgiyi değiştiremez, zebraya yeni genetik bilgi kazandıramaz.

(11) İnsan evrim geçirmemiş, insan olarak yaratılmıştır...
İnsanın soy ağacının sadece evrimcilerin hayalgücü doğrultusunda kurgulanan bir şema olduğu ortaya çıkmıştır. Evrimciler insanın, sırasıyla "Australopithecines > Homo habilis > Homo erectus> Homo sapiens" canlılarından kademeli olarak türediğini öne sürmüşlerdir. Bu sıralamadaki canlıların her birinin, bir sonrakinin atası olduğu izlenimini vermişlerdir. Oysa evrimcilerin birbirlerinin atası olarak gösterdikleri bu canlılar gerçekte yanyana bulunmakta, bu da insanın hayali soyağacını yıkmaktadır. Paleoantropologların son bulguları, Australopithecines, Homo habilis ve Homo Erectus'un dünyanın farklı bölgelerinde aynı dönemlerde yaşadıklarını göstermektedir.

(12) İnsanın hayali evrimi için öne sürülen tüm kafatası fosilleri sahtedir...
Sahte evrime delil olarak öne sürülen fosillerin tümü ya maymuna ya da insana aittir. Bu canlıların hiçbiri ara form özelliği göstermemektedir. Darwinistlerin fosiller üzerinde yaptıkları kategorilendirmeler, soyu tükenmiş maymun ya da insan fosillerini ve bu fosiller üzerinde yapılmış spekülasyonları temel alır. Gerçekte, Australopitecus ve Homo habilis olarak sınıflandırılan canlıların tümü soyu tükenmiş maymun, Homo erectus ve Homo Neandertalensis olarak sınıflandırılan canlıların tümü de soyu tükenmiş insandır.

(13) Evrim tarihi sahtekarlıklarla doludur...
Darwinistler, tek bir tane bile ara fosil olmadığı gerçeğini ilan etmek yerine, çözümü sahte fosiller üretmekte bulmuşlardır. Tüm insanlığı aldatabilmek için bu sahte fosilleri, dünyanın en büyük müzelerinde sergilemişlerdir. İnsan kafatasına orangutan çenesinin yapıştırılmasıyla oluşturulmuş ve British Museum’da 40 yıl sergilenmiş Piltdown Adamı, tek bir domuz dişinden ailesi resmedilen Nebraska adamı, farklı canlıların kemiklerinin birbirine yapıştırılmasıyla oluşturulmuş olan ve National Geographic Müzesinde sergilenen sahte tüylü dinozor Archaeoraptor, Haeckel’in sahte embriyo çizimleri, ağaç kütüğüne tutkalla yapıştırılan sanayi devrimi kelebekleri, farklı dönemlerde farklı yerlerde yaşamış birbiriyle ilgisiz canlıların bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş olan ve hala İngiltere Doğa Tarihi müzesinde sergilenen sahte atın evrimi senaryosu bunlardan en ünlüleridir.

(14) Darwinistler çözümü tek bir ara fosil elde edemedikleri fosil kayıtlarını saklamakta bulmuşlardır...
Darwinistler fosilleri saklarlar. Bunun nedeni, milyonlarca örneğin bulunduğu fosil kayıtlarında evrimi destekleyen TEK BİR TANE BİLE fosil bulunmayışıdır. Tüm canlı çeşitliliğinin, hiçbir evrimsel ataları olmaksızın yaklaşık 530 milyon yıl önce aniden ortaya çıktığını ilan eden Kambriyen fosilleri, evrimci bir bilim adamı tarafından tam 70 yıl saklanmıştır. 65 yıllık en eski papağan fosili, günümüz papağanlarından farksız olduğu ve evrimi reddettiği için 40 yıl saklanmıştır. Şu an halen, yeraltından çıkarılmış bulunan ve canlıların mükemmel kompleks görünümleriyle yaratıldıklarını ve değişmediklerini gösteren 100 milyon fosil Darwinistler tarafından saklanmaktadır.

(15) Hücrenin Kompleksliği Darwin’in Evrim Teorisine Büyük Bir Darbedir...
Hücre, Darwin’in yaşadığı dönemde hayal edemeyeceği kadar kompleks ve mükemmel yapıda bir mucizedir. Hücrenin içinde enerji üreten santrallerden, protein üreten fabrikalara, hammaddeleri taşıyan kargo sisteminden DNA'yı tercüme eden şifre çözücülere, haberleşme sistemine kadar birçok yapı, kusursuz bir organizasyon içinde sürekli faaliyet halindedir ve henüz bunların çok az bir kısmı anlaşılabilmiştir. Tek bir hücreyi oluşturan yüzlerce proteinden tek bir tanesinin bile tesadüfen oluşamayacağı gerçeği dikkate alındığında, Darwinistlerin hayali ilk hücre iddialarının bir aldatmacadan oluştuğu daha iyi anlaşılmaktadır.

(16) Darwinistlerin Körelmiş Organlar İddiası Bir Aldatmacadır...
Darwinist kaynaklar, canlılardaki bazı organların işlevsiz olduğunu ileri sürmüşler ve bu organların o canlıların hayali atalarından miras kalmış olduğunu iddia etmişlerdir. Örneğin insan vücudundaki apendiks veya kuyruk sokumu gibi bölümler yıllarca Darwinistler tarafından körelmiş organ sayılmıştır. Fakat gelişen bilim, bu çürük Darwinist iddiayı tamamen ortadan kaldırmış durumdadır. Körelmiş organ olarak nitelendirilen yapıların tümünün bugün işlevlerinin olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde, evrimcilerin öne sürdükleri "hurda DNA" kavramı, yani DNA'nın büyük bölümünün işe yaramaz olduğu iddiası da yapılan yeni keşiflerle çürütülmüştür. DNA’nın söz konusu parçalarının vücutta önemli işlevlerinin olduğu ortaya çıkmıştır.

(17) Maddenin yalnızca görüntüsü ile muhatap olduğumuz gerçeği Darwinist felsefeyi ortadan kaldırır...
Yüzyılımızda bilimsel olarak da kanıtlanmış olan gerçek, maddenin dışarıdaki aslı ile hiçbir zaman muhatap olmadığımız gerçeğidir. Bize yalnızca duyularımız vesilesiyle elektrik sinyalleri ulaşır ve beynimizde bizim için oluşan görüntü bu elektrik sinyallerinden ibarettir. Fakat bizler, son derece renkli, hareketli, canlı, üç boyutlu ve kusursuz netlikte olan görüntüler görür, mükemmel netlikte sesler duyar, kusursuz bir dış dünya algılarız. Fakat bunlar yalnızca birer algıdan ibarettir. Bütün bunları algılayan, gören, düşünen, anlayan, idrak eden, sevinen, neşelenen, özleyen ise Allah’ın insana bahşettiği ruhtur. Bu büyük gerçek, her şeyin maddeden ibaret olduğu iddiasında olan materyalist ve Darwinist mantığı tümüyle ortadan kaldırmıştır.

LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Kullanıcı avatarı
dikenüstünde
Süper Yetkili
Süper Yetkili
Mesajlar: 2285
Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]

Re: Evrim Teorisi Neden Geçersiz Başlıklı Yarışmada Ödül 100.000

Mesaj gönderen dikenüstünde »

Arkadaşımın birisi hazırlanıyor katılmak için. İyi bir organizasyon olmuş bence. Ödül de hiç fena değil... Hatta çok iyi...

Kullanıcı avatarı
caretta
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 23
Kayıt: 01 Kas 2008 [ 00:26 ]

Re: Evrim Teorisi Neden Geçersiz Başlıklı Yarışmada Ödül 100.000

Mesaj gönderen caretta »

bence çok akıllı ve mantıklı bir yarışma çünkü birileri bunun farkında olması gerekiyodu ve yapan kişide iyi hesaplamış ve düşünmüş yaratılışın delilleri ortaya bir bir çıkmış olucak inşaAllah ve evrimcilerede büyük bir cevap olsun bu yarışma :oley:

Cevapla