fıkr@lar 08

Fıkraları paylaşma yeri...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

fıkr@lar 08

Mesaj gönderen En[G]in »

SEKSÜEL SAAT
Müdürün sekreteri, masadaki takvim üzerinde "Seksüel saat" notunu okuyunca, soyunmaya başlar. O sırada paltosunu giyerek daireden çıkmaya hazırlanan müdür, soyunmakta olan sekreteri görünce, o notun ne anlama geldiğini açıklar: Biraz sonra teftiş kurulu toplanacak, orada benim anamı belleyecekler de.

ŞOK
Sekreterlik için müracaat eden kızlardan biri, patronun odasından içeri girip, üzerindekileri çıkarıp, sütyen ve kilotla kalınca, patron afallayarak sorar: Bu da ne? Ben sekreter arıyorum, film yıldızı olacak bir kız değil. Kız gayet pişkin: Biliyorum, benden referans istemeyecek misiniz? Evet. İşte ben de, referansımı siz istemeden önce sundum. Patron işi alaya vurur: O zaman sütyenle kilota ne gerek vardı? Kız: Bana kalsa, onları da giymeyecektim, ama sizin şoke olmanızdan korktum.



DÖVME
Hastaneye bir denizci getirirler. Bütün vücudu dövmelerle kaplıdır. Yaşlı hemşire şaşkın bir şekilde söylenmektedir: Hatta orasında bile "Opos" yazılı. Genç bir hemşire düzeltir: O yazı "Opos" değil, "Galigopos".

BAHŞİŞ
Çıplaklar kampında balo verilmektedir. Piyanist hafif müzik çalarken, bir garson da piyanistin içkisini tazelemektedir. Vakit ilerledikçe millet coşmakta, fakat garson gitgide bitkinleşmekte, yürürken tökezlemektedir. Bir ara piyanonun yanına içki tazelemeye geldiğinde, piyanist sorar: Neyin var senin yahu? Yürüyüşün bile değişti? Garson: Merak etmeyin, bir şeyim yok. Ama zor durumdayım. Hayrola? Beyim çıplaklar kampında, size de bu kadar bahşiş verilse siz ne yapardınız?

ÜÇTE İKİ
Düğün gecesi sabahı, kadın kocasını incelemektedir. Birden ağlamaya başlar. Karısının bu halini gören kocası sorar: Ağlama, neden ağlıyorsun? Kadın: Tabi ağlarım. Daha birinci gecede üçte ikisini harcamışız.

GÖRÜYORUM
Adam, çıplaklar kampında sevgilisi olan kadın ile konuşmaktadır: Seni çok seviyorum, hayatım. Kadın: - Görüyorum.

PASAPORT
Genç kız adama: Pasaportun yanında mı? Gecenin bu saatinde aklına böyle bir soru nereden geldi? - Şekerim, sınırı aşmaya başladın da...

HAVUÇ
Delikanlı fiziksel olarak yeterli olduğuna inanmıyordu. Hindistan'da doktorların bu işi çözümlediklerini duymuştu. Atladı uçağa..Hindistan'a bu işin en ünlü operatörüne gitti. Doktor "Bir yavru fil hortumunu organınızın yerine naklediyoruz. Oldukça güç, ama başarılı bir transplantasyon ameliyatı oluyor." dedi. Delikanlı yeterli bir organ için her şeye razıydı. Ameliyat yapıldı, başarıya ulaştı, delikanlı ülkesine döndü ve döndüğü akşam, kız arkadaşını kentin en lüks lokantasına davet etti. Genç kız, sakin sakin yemeğini yerken, birden masanın altından şimşek gibi bir şeyin uzandığını, masanın ortasındaki meyvalıkta duran kocaman bir havucu kaptığını ve aynı hızla kaybolduğunu gördü. Gördükleri onu şaşkına döndürmüş, hadi açık söyleyelim, bayağı da etkilemişti. Delikanlıya döndü: "Bir daha yapabilir misin?" dedi. "Tabi..." dedi,delikanlı. "Bundan kolay ne var..Yalnız arkam bir havuca daha dayanır mı bilemem..."

ECZANE
Pansiyoncu kadının evinde genç bir erkekle genç bir bayan oturuyordu. Pansiyoncu kadın sabaha karşı genç bayanın odasında bir gürültü duydu. Kalkarak bayanın odasına gitti ve orda delikanlıyı yakaladı. Genç adamın üstünde sadece pijamasının üstü bulunuyordu. "Burada ne işin var?" diye sordu. Delikanlı boynunu bükerek yanıt verdi: "Buraya sadece ilaç getirmek için geldim. Bu bayanın başı ağrıyormuş da..." Pansiyoncu kadın yataktaki bayanı ve ayaktaki delikanlıyı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra: "Peki" dedi. "Yalnız sokağa çıkmadan önce eczanenizi kapasanız iyi olur!"

POMPA
Küçük Johnny münasebetsiz bir zamanda anne babasının yatak odasına dalmıştı.. "Baba ne oluyor?" diye sordu. "Karnım acıktı oğlum..Annen bana süt veriyor." "Ya, öbür yaptığın şey ne?" "Sütün tazyiki yetmiyor da, pompalıyorum."

YAKINDAN GÖREYİM
Sarışın bomba partinin en önemli kişisi oluverdi birden. Hemen tüm erkekler etrafına toplanıverdiler. Köşede bir kadın kocasının kulağına fısıldadı: "Anlamıyorum, erkekler onda ne buluyorlar?" "Ben de..." dedi adam. "Gidip bir yakından bakayım."

ÇARE YOK
Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş... Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş: "Ne var? Nedir derdiniz?" "Genç bir kadın var..Çok hasta..Ölüyor..." Doktor: "Bir de ben bakayım." demiş. Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğuk algınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için baygın halde kendinde değil..Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın...Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış. "Yarın sabaha iyileşir." diye de köylüleri telkinde bulunmuş. Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış. Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli. "Ne oldu? Ne var?" "Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor." Doktor hemen "Bir de ben bakayım." demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. "Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyguladık, ama nafile iyileşmiyor."

YÜZ MARK
Üç fahişe, o gün başlarından geçenleri anlatıyorlar. Birincisi, "Mercedes'e bir girip çıktım, üçyüz mark aldım." İkincisi, "Bir Volkswagen'e girip çıktım, yüz mark kazandım." Üçüncüsü, "Beni de motosiklete bindirip yapı yeri barakasına götürdüler. Sırtıma tahta kıymıklar battı. Parayı da perşembeye verecekler."

TAK FİŞİ
Adam iş dönüşü evine geldiğinde karısını yatakta çırılçıplak uyurken gördü. Adamın cinsel arzuları bir anda uyandı. Yanına uzanıp göğüslerinin uçlarıyla oynamaya başladı. Kadın, uykulu bir sesle: "Kocacığım, ne yapıyorsun?" dedi. Adam: "Karıcığım, kısa dalgadan Çukurova radyosunu arıyorum." Kadın: "Kocacığım, fişi takmazsan radyo çalışır mı?"



Cevapla