Pixar macerası

Hayatımızın eğlenceleri Sinema ve Televizyon ilgili aradıklarınız...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Pixar macerası

Mesaj gönderen summer »

Pixar macerası
Resim

Bayılarak izlediğimiz onlarca animasyon filminin arkasındaki ekip, animasyon devi Pixar’ın çok ilginç bir öyküsü var. “Nemo”yu izlememiz aslında bir mucize. Bol videolu Pixar macerasına buyurun.

Dick Shoup, Xerox’ta çalışan ve çevresine hareketleriyle sıklıkla “n’apıyo bu ya” dedirten, işteki zamanının çoğunu çalışmak yerine evden iş yerindeki masasına bisikletten hiç inmeden gitmenin yolunu arayarak geçiren bir adamdı. 10 Nisan 1973’te siyah beyaz bir kamerayı Xerox Alyo model prototip bir bilgisayara bağladı ve tarihin ilk dijital videosunu çekti.

Ancak yüz binlerce dolarlık bilgisayarın bu işler için kullanılması Xerox’un hoşuna gitmiyordu. Dick, yalan yanlış faturalar ile araştırmaları için şirketten para sızdırmaya başladı ve ilk görüntü yönetim programını yazdı: SuperPaint. Kimse programla ilgilenmedi.
Resim
Dick, hareketli görüntülerin arkasına efektler eklemeye, bir cismi başka bir cisme dönüştürme numaraları yapmaya başlamıştı. Xerox, Dick’in çevirdiği işleri farketti ancak artık çok geçti. Dick, “Star Trek” için yaptığı bir efektle Emmy ödülü kazanmıştı.

Dick, New Yorklu bir milyarderin, bilgisayar grafikleri ile ilgili bir çalışma yaptığını öğrendi. Görünüşe göre bu milyarder, Alex Schure, bilgisayarda yapılan ilk filmi çekmek istiyordu. Bunun için ne kadar para gerekiyorsa harcamaya hazırdı ve konunun uzmanı bilimadamlarından bir ekip oluşturuyordu. Alex Schure, bir sonraki Walt Disney olmak istiyordu. Ancak devamlı talepleri ekibi yormaya başlamıştı.

Bilim adamları, 25 Mayıs 1977’de hep birlikte “Star Wars”ı izlemeye gittiler. Çok etkilenmişlerdi ama efektlerin daha iyi olabileceğini düşünüyorlardı. Bütün o ışın kılıçları kare kare negatifin üzerine elle çiziliyor, uzayda geçen savaş sahnelerinin birkaç dakikasının çekimi maketlerle birkaç ay sürüyordu. Dick’in ekibi, Lucas’a bir teklif yapmayı düşündü. Aslında Lucas, zaten bir bilgisayar firmasıyla anlaşmış, fakat tasarımların köşeleri çok pikselli olduğu için filmde kullanmamıştı. Ancak daha iyi sonuçlar görürse filmlerinde bilgisayar grafikleri kullanmaya sıcak bakıyordu. Bizim Dick ve ekibi 1980’de, “Return of the Jedi”ın çekimleri için çalışıyorlardı! Artık George Lucas’ın efsanevi özel efekt firması ILM (Industrial Light and Magic) idiler.
Resim
ILM, “Star Wars” ve “Star Trek” filmleri için yaptığı işlerle Disney’in dikkatini çekti ve onlar için 6 milyon dolar karşılığında CAPS adlı bir yazılım hazırladı. Elle tek tek renklenen kareler, Disney yıllarca inkâr etse de 1982’den itibaren bilgisayarla renklendirilmeye başladı. Bilgisayar grafiği işi yavaş yavaş tatlı karlar sağlamaya başlamıştı. 1984’te, “Tron”a 30 dakikalık ve sadece bilgisayarda üretilmiş bir bölüm koyarak devrim yarattılar. Gerçi izlediyseniz, şimdi acaip retro, oldukça da kötü görünen sahneler bunlar. Aynı yıl “The Adventures of Wally and Andre B” adlı bir kısa film çektiler. Bir arının maceralarını konu alan filmin özelliği, arka plandaki ağaçların yapraklarının hareketlerini bilgisayarın kendi başına tasarlamasıydı. Bugünkü serbestçe dalgalanan hayvan kürklerinin, okyanus dalgalarının, inandırıcı alevlerin başlangıcıydı yani.

Ancak George Lucas boşanmaya, eşi de mal varlığının yarısını almaya karar verince ILM’nin yapacak işi kalmadı. Tam burada devreye Steve Jobs girdi. Apple’ın kurucusu Jobs, ILM’nin yaptığı inanılmaz işleri görünce Apple hisselerinin hepsini sattı, kurucu ekibi 10 milyon dolara transfer edip Pixar’ı kurdu. Ancak işler iyi başlamadı, hatta ellerindeki bilgisayarların yüz tanesini MR cihazı olarak hastanelere sattılar.
Resim
Derken ekibin lideri John Lasseter’ın yaptığı “Luxo Jr” isimli film inanılmaz bir ilgi gördü. Hani bugün bile Pixar logosunda gördüğümüz şu anneli çocuklu lambalar… Film, en basit animasyonlarla bile insani duyguların verilebileceğini gösterdi ve Oscar’a aday oldu. Ancak Pixar’ın işleri hala açılmıyordu, reklam çektiler, daha fazla bilgisayar sattılar, bilgisayarları azaldıkça iş göremez oldular. Hatta yaptıkları kısa film “Tin Toy” Oscar kazanmasına rağmen…

Bu arada yıllardan 1989’du ve Disney, Pixar’cıların yazdığı CAPS ile yaptığı çizgi filmlerle çok iyi iş yapıyordu. Lasseter, Disney’in film kısmının başkanı Jeffrey Katzenberg’i aradı ve “iş var mı abi” diye sordu. Cevap, “bize üç film yapın” idi. Pixar’cıların çeneleri yere vurmuştu. Bu arada Steve Jobs 60 milyon dolar kaybetmiş ve bunalıma girmişti. Pixar’ı Microsoft’a satmaya bile hazırdı.

Disney, ilk komple bilgisayarla hazırlanmış animasyonu çekmek istiyordu. “Toy Story”nin 30 saniyelik bir demosu hazırlandı. Disney yöneticileri, bu görüntüler için şimdi “O güne dek gördüğümüz en inanılmaz şeydi” diyorlar. Bu 30 saniyeyi gören Tom Hanks, seslendirme yapmak için ikinci kez düşünmedi bile. Tek karenin oluşturulması için 117 bilgisayar bir saat çalışıyordu, üstelik bir saniyede 24 kare vardı! Disney’de sekreterlerin bilgisayarları bile geceleri bu işe ayrılıyordu!
Resim
Bitmiş film ancak 1000 CD-ROM’a sığıyordu. Buna rağmen o sıralarda elle çizilen “Pocahontas”tan ucuza gelmişti. Üstelik “Pocahontas” için 75, “Toy Story” için 27 animatör çalışmıştı. “Toy Story”, ilk haftasında 39 milyon dolar hâsılat yaparak masrafını çıkarmıştı bile. Sinemalardan çekildiğinde 200 milyon dolar gişe yapmıştı ve bunu kimse beklemiyordu. Bilgisayar animasyonuyla yapılan filmlerin sadece mümkün değil, karlı da olabileceğini herkese kanıtladılar. Pixar’ın hisse fiyatları 22 dolardan 50 dolara fırlayıp Steve Jobs’u milyarder yaptı.

2004’te Disney, 7.4 milyar dolarlık bir anlaşma ile Pixar’ı bünyesine kattı. Pixar’ın bir hissesine karşı Disney 2.4 hisse vermişti. Steve Jobs, şu an Disney’in en büyük hissedarlarından biri!



Cevapla