ünlülerin garip sözleri ve cümleleri

Bu bölümümüzde gülmekten kırılacaksınız...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
sıfır
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 2292
Kayıt: 23 Kas 2005 [ 20:20 ]

ünlülerin garip sözleri ve cümleleri

Mesaj gönderen sıfır »

Kameramanlar tasidigimiz elbiseyi çekmiyor ki kamerayi alta koyup iç organlarimizi çekmeye çalisiyor..." => Tugba Özay

Seren Serengil: Sevgilin nereli?
Telefonla baglanan seyirci: Kars...
Seren Serengil: Dogu tarafi oluyor degil mi?



"Sanli Tük bayragimiz sadece 1 milyona....." => (Aksam gazetesi reklami)


Ebru Destan: Bana göre 20 yasina kadar herkes teenage'dir...
Zaga'da bir seyirci: Do you speak Turkish?
Ebru Destan: Ayip ayip, önce Türkiye'de Türkçe konusmasini ögren!..


-"Evet tüm bölgelerimizden puan durumunu aldik sadece yurtdisi bölgemiz kaldi.." => (Öykü Serter)


-"Zaten her zaman ya onu bana soruyorlar ya da bana onu soruyorlar..."=>Sibel Turnagöl (Kerem Alisik'la ilgili sorulan birsoruyu cevaplarken)


-"Kafanda onu hirs et..." =>Seren Serengil


-"Seyretmedim, görmedim ama gördügüm kadariyla söylüyorum gol degildi..." => Fatih Terim (Adanaspor-Galatasaray maçi sonrasindaki toplantida)


-"Sizin karsiniza iyi çikabilmek için elimden gelenin en iyisini yaptim, her geleni yaptim..." => Gülben Ergen


-"Sehpaya benziyor ama bunun ayakta durabilitesi yok!.."
Pinar Altug (Eline boyamasi için tutusturulan raftan bahsediyor)


"Istanbul'un 5'de yarisini gezdim.." => Cüneyt Arkin


"Simdiki yarismacimiz dadaslar ülkesi Erzurum'dan !!" => Neco


"Simdi baska bir boyuta geçelim..." RT2 Aksam Haberleri Spikeri (Bir haberden baska bir habere geçerken geçis cümlesi)


-"Tek estetiksiz mankenlerden biriyim ben" => Tugba OZAY

-"Taktiksiz Viken" => BBG'de bir pankart


-"Hazir olduktan sonra 'hazirim' deyin, gong sesini duyduktan sonra yarismaya baslayabilirsiniz..." => "Sans Kapiyi Çalinca" programinin sunucusu Nil Yigitbas (Sagir ve dilsiz yarismaciya söylüyor)


Metin Uca: Yol yapiminda kullanilan 4 tekerlekli araç, D biir, ikii?
Yarismaci: Drayder!..


Metin Uca: Bir örümcek tarafindan isirilip üstün güçleri olan bir kahramana dönüsen çizgi film kahramani, Ö biir, Ö ikii, Ö üüç?
Yarismaci: Örry Potter!..

Neco: Ne is yapiyorsunuz?
Yarismaci: Su an issizim Neco bey...
Neco: Harika... Süper!..("En Büyük Yarisma Bu Yarisma" adli yarismada)

-"Savas ortamlarinda silah ve savas araci ihtiyaci ön plana çıkıyor..." => Tuncay Özkan


-"Son derece ayrilma karari aldik..." => Ebru Gündes


Metin Uca: Akdeniz'de yasayan saldirgan bir köpekbaligi türü,"C"harfi?
Yarismaci: Caws!..



Milletvekili 1: Bakin burada ülkenin geleceginden bahsediyoruz.
Milletvekili 2: O zaman sen kagida resim de çiziyorsundur.
Milletvekili 1: Masaya çizmekten iyidir!.. (Meclis TV'den)


-"Biri beni çagirtip dört saat bekletse, yarim saat sonra giderdim!.." =>Ali Sen


-"Evden ayrilmanin hemen ardindan ev tam bir dengeler silsilesi haline girdi..."=> BBG sunucusu Öykü Serter


-"Sanki Hollywood'daki gibi program oldu yaaa..." => Seren Serengil


-"Suriye'nin PKK'yi Türk turizmine engel olmak için yillardir bombaladigini biliyoruz..." => Gülgün Feyman (Flash Haber)


Bitirim Pokemonlar (Pokemon çizgi filminden, e tabi Türkce dublajla)
*Kiz: Kabutolar Pikaçu'yu öldürdü!..
*Erkek ve ana karakter olmasi muhtemel kisi: Allah belalarini versin,kitapsizlar, namussuzlar!..
*Diken saçli kisi: Haci sen ne diyorsun bu ise yaa, adam kral çikti?
*Ana karakter: O, benim üstat yaa, iyi heriftir...

-"Uzaya bizim borumuz çikmis!.." => Sinan Aygün (Challanger Uzay Mekiginde bizim bor madenimizin kullanildigini anlatmaya çalisiyor)


-"Müzikte tek eksigim opera..." => Dogus


-"Erdogan kendini ve özünü reddeden bir Brütüs..." => Sevket Kazan


-"Iste eski bir sarki sizler için yepyeni bir sekilde versiyonlandi..."=> Lokum FM'de bir DJ kizimiz


-"Geçen hafta bu taraftakini yaptirdim, bu hafta da öbürsükini yaptiracagim..."=> Özlem Yildiz (Disine yaptirdigi dolgudan bahsediyor)


-"Ben sana bir sey diyeyim de iyice soklan..." => BBG Belma


Sunucu: Hilal hanim, takip mesafesi nedir peki?
Hilal Cebeci: Takip mesafesi sey, simdi mesela ben su an 40 km. hizla gidiyorum ya, önümdeki araçla aramdaki mesafe de 40 km. olmalidir...
Sunucu: Hilal hanim, bu durumda Istanbul Ankara yolunda sadece 13 araç olabilir!

-"Evet sevgili seyirciler, ikinci tura baslamadan önce birinci tura basliyoruz..."=> Ece Erken


****Konusmak ihtiyac olabilir ,ama susmak bir sanattir. ****
Goethe
Birçok arkadaşımın içime girmesine izin verdim ve ben öyle her arkadasimi içime alan biri değilimdir!!!
(Deniz Akkaya)
Kanada gibi denizaşırı ülkelerde çok bulundum...
(Amerika'dan Britney Spears)
Nodalıklar to, todalıklar no...
(Bülent Ecevit)
İlham kaynağım şu gördüğünüz Boğaz. Bu deniz, öküze bile ilham verir...
(Serdar Ortaç)
Teniste en iyi hareketlerden biri, topu fileyi yalayarak atmaktır. Ben yaptığım işlerde bu atış felsefesini benimsedim..
(Hülya Avşar)
Uzun vadede politikada iyi şeyler yapmak istiyorum. Manken arkadaşlarım da bana destek oluyor...
(Tuğba Özay)
Mozart dinlemiyorum ama Türkiye'ye gelirse konserine mutlaka giderim.(Emrah)
Şimdi de Pink Floyd ve arkadaşları söylüyor: The Wall... (TRT 3spikeri)
57. Hükümet 'tekno partilerin' açılmasına yardımcı oldu... (Bülent Ecevit)
Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. İlk iki seti kaybetti. Şimdi kaybedecek daha çok hiç birşeyi yok!..
(Wimbledon erkekler final maçını anlatan TRT spikeri)
Öyle bir sivilce ilacı kullanıyorum ki bir sene içicem bir daha ömür boyu hiç sivilce çıkmayacak. İşte öyle bir sivilce ilacı aldım ben...
(Güzide Duran)
Alpay arka ayağını burktu!..
Türkiye-Brezilya maçından...)
Annem bana 'O. Çocuğu!' diye bağırdığında oluşan ironiyi hiç bir zaman anlamadı...
(Jack Nicholson)
İnsan sevdiğine 'Sana geleceğine bana gelsin' der. Öyle değil midir ya? Herkesin bir bebeği vardır...
(İbrahim Tatlıses)
Bu tokat olayından sonra hayata bakış açım değişti, artık her şeye daha pozitif bakıyorum...
(Hande Ataizi)
Coly, top diye Hasan'a vurdu. Ama Hasan'ın kafası da top gibi baksana. Vurabilir insan...
(Türkiye - Senegal maçı yorumcusu Ömer Üründül)
Sigara öldürür ve eğer ölürseniz hayatınızın önemli bir parçasını kaybedersiniz...
(Brooke Shields)
Chicago'ya gelmek istedim çünkü Chicago 52 eyaletimizden biri...
(Raquel Welch
Not 1: Amerika'daki eyalet sayısı50,
Not 2: Chicago eyalet değil
Ben şimdi parçayı Cengiz'in bana öğrettiği gibi okumadım. Cengiz bana bi nağmeler öğretiyor, çok değişik oluyor. Eğer öyle okursam hakikaten çok güzel oluyor...
(Seren Serengil)
Annem hakikaten çok kaliteli bir sanatçı annesi...
(Seren Serengil)
Belçikalılar sahada 4-4-2 şeklinde dizilmişler...
(İngiltere-Danimarka maçını sunan TRT spikeri)
Hadi len bir kıta okiim...
(İzzet Yıldızhan, Tgrt'deki şovunda seyircilere doğru söyledi)
Gazeteci Sorusu: 'Türkan Hanım, gözlerinizi bağışlamayı düşünür müsünüz?'
Türkan Şoray yanıtı: 'Bugün mü?'
Parlamentodan, 500'ü aşkın başbakan çıkar...
(Osman Durmuş)
'Senin ağzını yerim' toplumda çok sık kullanıldığı için böyle bir şarkı çıkarttım...
(Sinan Özen)
Vücudundan kurtul. Sadece zihnin ve ruhunla yaşa... O zaman toprağın altında nefes alabilirsin...
(Cüneyt Arkın)
Kral TV'nin sarışın, prezentabl vj'lerinden biri (Defne joy)
programında

- "Bana ne kadar değer biçersiniz?" veya "Benle evlenmek için ne kadar
başlık parası verirsiniz?" gibisinden bir soru soruyor.
Paso "Milyarlarımı, evlerimi, varımı yoğumu, herşeyimi..." filan gibi uçuk
cevaplar yağıyor. Bu sırada orta yaş civarı bir amca arıyor ve
150 - 160 milyon civarı bir rakam telafuz ediyor. Vj bu gözle görülür
değer kaybına şaşırmış bir şekilde nedenini soruyor.
Amca duruma açıklık getiriyor:
-Sen aşağı yukarı 50 - 55 kilo çekersin.
-Eeee...
-Kaşarın kilosu da 3 milyon lira civarında

--------------------------------------------------------------------------

CNN Turk un ilk yayina başladigi zamanlar studyoda
haber sunan zatin yayinin bittiğini ama sesin kesilmediğini boş geçip rejiyle
olan muhabeti
- "Ankaraya mi bağlanıyoruz şimdi? "
- "Siktir et Ankarayı !? Banuyu bulun bana ."..

>--------------------------------------------------------------------------

Mehmet Ali Erbil'in çarkıfelek adlı programda arabayı istiyorum diyen kadına
"arabayı kimin için istiyorsunuz" diye sorması,kadının oğlum için istiyorum
deyince yaka mikrofonu açık olan Mehmet Ali'nin
"oğlunun mına koyayım" demesi...
tabii ardından TV lerde kanal kanal gezip özürler dilemiş bayağı bir
kıvırmaya falan çalışmış ama epey bir tazminatı da aslanlar gibi ödemiştir.

>--------------------------------------------------------------------------

Show TV de yayınlanan çocuklararası bir bilgi yarışmasinda cevabı
yanlış çıkan çocuğun "hassiktir ...." demesi.

>--------------------------------------------------------------------------

Mutluhan Sunerın Barcelona Galatasaray şampiyonlar ligi maçı sonrasında bir
ropörtaj oncesi
"Anıııl!... sıçıyım mi yapıcağınız işin içine ben?" diye bağırması.

>--------------------------------------------------------------------------

Yine bir telegol programında, Ali Sami Alkış; Fatih Terim icin; bu Fatih Terim sahaya ben ciksam benide futbol oynatacak diyor.. programın mahalle kahvesi ortamının etkisine kendini kaptırmış Turgay Şeren de,
"yok ebenin xmı Ali Sami " diyerekten bu konuda tarihe geçmiştir

>--------------------------------------------------------------------------

Bilmeyen yoktur yine de hatırlatalım....Olay Tolga Garipoğlu nun
sunduğu Hugoda geçiyor. Neyse 12-13 yaşlarında bi çocuk tuşlara basıyo
dın dın dınnn.. işlemiyor. "Tolga abi hakkım gitti tuşlara basıyom işlemiyor"
Tolga Abi "Olsun daha 2 can hakkımız var" o güler yüzüyle, neyse oynanıyo
dınn. dınnn. Tolga Abi işlemiyor. O da "iyi basman gerekiyor geç
kalıyosun galiba neye son hakkını iyi kullan", neyse oyuna geçiliyor
dınnnnnnnnnn.

"Tolga Abi yine olmadı.Bastım bastım işlemedi".
"Olsun" diyor Tolga. Bir daha ararsın, hugoyu üzmeyelim dimi" gibi
sözcükler ardından çocuktan şöle bi yanıt geliyor
"Hugonun xmına koyyim...!!! "
Aaa çok ayıp olmuyor mu bak Tolga Abi kızıyor sana diye el işareti
yaparak.

Çocuktan gelen yanıt şu:
"Tolga Abi nin de mına koyyim..".

Muhaha tabiki reklam falan giriyor.Kanal 6 bu yüzden 2-3 gün kapanıyor...

>--------------------------------------------------------------------------

Bir de Erman hocadan bir alıntı...
Steviç yedek kulubesinde bacak bacak üstüne atmış oturuyor.
Erman hoca - bu nasıl futbolcu ya...sanki sadrazamın sol .....
Şansal- hop hoca hop....

>--------------------------------------------------------------------------

Sene 96, Klas FM de canli yayin Mersinden birisi aradı.Selam
filan hoş beş...

Abi ben bugün başımdan geçen bi olayı anlatmak istiyorum...
-Tabi dinliyoruz, paylaş bizimle..
-Bugün okuldan çıktık.. İstiklal caddesi üzerinde karşıdan
karşıya geçiyordum.. Yolun kenarında yaşlı bi teyze karşıya geçmeye
çalışıyordu ama bi türlü geçemiyordu...
Bende yardım etmek için geri döndüm ve teyzenin koluna girdim..
- Eveeet!
- Beraber karşıdan karşıya geçmeye başladık.. Yolun tam ortasına
geldiğimizde yaşlı teyzenin elindeki siyah poşet yere düştü..
gözlerime inanamadım.. Aman Allahım oda nee..???
- Onee???
- Yolun ortasında bir baş!!
- Ne başıııı????
- Y...rr...mın başı...




TRT 1 'in tek televizyon olduğu zamanlarda...

Hava durumu Ali Esin sunuyor.. Soguk bir kış..

Ali esin uyarıyor...

- Balkanlardan gelen soğuk dalgası tüm yurdu saracak ve sıcaklık -3 derecelere kadar düşecek.. Don tehlikesine ve yolların buzlanmasına dikkat edelim...

Buraya kadar herşey normal gibi.. Spikerlerin veda cümlesi takıntısı vardırya.. Ali Esinde katılıyor o silsileye ve şöyle diyor....

-Donsuz geceler türkiye.......

(bunun üzerine Tv de bir daha görünmüyor)....

---------------------------------------

Bir programa can yücel davet ediliyor... (can yücel gelirde olay cıkmazmı??)

Program içinde Can Yücel'in şarap kokulu şiirleri seslendiriliyor vs...
Can Yücel'in koyu bir Nazım Hikmet fanatiği olduğunu bilmeyen yoktur herhalde....
Neyse... Program devam ederken,

Spiker konuk bi bayana soruyor...

-Nazım Hikmet Kimdir ???
Kadın aynen şunu söylüyor...

-Nazım Hikmet artık sadece bir kartpostal şairidir bence...Hiçbir geçerliliği yoktur türk edebiyatında...

Can yücel öyle bi köpürüyoki... spiker olayı anlayıp tam geçiştiricekken can yücel yine her zamanki gibi kendinden beklenen bi cümle kuruyor aniden..

- Kartda sana girsiiiiiinn... Postalda sana girsin.... !!!!!

-----------------------------------------

Bir ingiltere maçı... Eskilerde hani ingiltereden 8 filan yediğimiz zamanlar...

TRT1 de maç canlı yayında...

Türkiye bir atakla bir gol daha yiyor...
Spiker;
evet sayın seyirciler diyor malesef bir gol daha yedik... (sonra herhalde duyulmadığını düşünerek homurdanıyor)
Hay mna kodumun gavurları bi gol daha attılar....
Bunun üzerine sanırım kaderi ali esinle aynı oluyor.....
------------------------------------- TÜRK MEDYA TARİHİNDEN İLGİNÇ ANEKTODLAR...
UNUTULMAZ KOMİK VE ŞAŞKINLIK UYANDIRAN OLAYLAR. LİSTEDE KİM YOKKİ...
* Güner Ümit'in kadın kılığında Turnike sunması...

* Fatma Girik'in Söz Fato'da programında ilk tükürüşü...

* Medyum Memiş'in Medyum Keto'ya giriştiği saniyeler...

* Yildo'nun Süpermen kılığında Turnike sunması...

*Sadettin Teksoy'un kutuplarda kıbleyi arayıp namaz kılması...

* Kaan Yakuphan'in haber sunduğu sırada arkasında bulunan dev panonun kafasına inmesi...

* Tolga Gariboglu'nun Hugo yarışmacısı küçük bir çocuktan küfür yemesi...

* Sevda Demirel'in Hande Ataizi'ne tokatla dalması...

* Kenan Erçetingöz'ün Magazin Forever tanıtımında Cartel üyelerinin arasına dalıp rap yapması...

* Reha Muhtar'ın tavanda yürüyen sirk cambazı ile konuşurken ekranda kendi görüntüsünü ters çevirtmesi ve röportajı bas aşağı yapması...

* Mahsun Kirmizigül ile Seda Sayan'ın Reha Muhtar'la Show Haber'e telefonla bağlanmaları ve yaklaşık 3 saat boyunca "sen beni sevdin, ben seni sevmedim..." geyiklerini tüm Türkiye'ye canlı dinletmeleri...

* Defne Samyeli'nin gece haberlerini sunarken (1998), "oyuncak pandayla uçak kaçırma" olayında telefon bağlantısı yapıp "Panda canlı miydi efendim?" diye sorması...

* Atilla Taş'ın David Copperfield'in "sahneden kaybolma" gösterisine katılıp, Copperfield'e türlü türlü laflar sokması ve oyunun hilelerini nedensiz bir şekilde milyonlara açıklaması...

* Ümit Aktan'ın Japonya'ya gitmediği halde Cunda'daki yazlığından maç anlatması... (Not: Bu bir iddiaydı, olayın içyüzünü bir tek Ümit Aktan bilebilir...)

* Yıllar önce Hülya Avşar'ın Özcan Deniz'e ''Askerde cinsellik ihtiyacınızı nasıl gideriyordunuz?'' diye sorması ve Özcan Deniz'in ''Senin resimlerinle hallediyorduk'' diye cevap vermesi...

* Ece Erken'in sarkıcı Kader'i konuk ettiği bir programda, onu Sezen Aksu'nun "Kader, kahpe kader ağlarını ördün mü..." şarkısıyla çağırması.

Kader'in canlı yayında darmadağın olması, ve uzun bir süre kendini toparlayamaması...

* Zekeriya Beyaz'ın Ceviz Kabuğu'nda otelde porno film izlemesi hadisesine, "ne yaptıklarını anlamaya çalışıyordum" seklindeki cevap vermesi ve akabinde gelişen olaylar zinciri...

* Kumkapı Cinayeti'nde öldürülen adamın karısının (Emine) karate dersinde hocasının, basındaki elma yerine kulağına "lönk!" diye indirdiği tekme

* Sabah Sekerleri programını arayan Mehmet Ali Erbil'in konuk şarkıcıdan "Hani kızımız olacaktı..." adli şarkıyı istemesi ve sunucu Özlem Yıldız'ın duygulanıp hüngür hüngür ağlaması...

* Ali Sami Alkış'ın, Ahmet Çakar ile sağlam kapışıp bir sonraki programda O'na "Bana, senden köpekler gibi özür diliyorum demedin mi?" diye sorması..

* Milli Takım'ın kaybettiği bir maçtan sonra Amigo Orhan'ın stadın içinde sinsi sinsi bekleyip zamanın teknik direktörü Mustafa Denizli'ye uçarak kafa atması.

* Erman Toroglu'nun "Kale Arkası" programında stüdyoya boylu boyunca kale çizgisi niyetine tuvalet kağıdı serip oluşan o ilginç ortamda dakikalarca yorum yapması...

* TRT Hava Durumu spikeri rahmetli Ersin imer'in "Donsuz Geceler" temennisinden sonra ekranlara veda etmek zorunda kalması...

* Türk-Japon haftasında Habertürk'te program hazırlayan Meriç KöyatasI ve Şener Üşümezsoy'un ekrana çıkardıkları Japonlarla geleneksel Japon halk dansı yapmaları, ardından da hep birlikte tekno müzik eşliğinde trencilik oynamaları...

* Turgut Özal'ın "İcraatın İçinden" programında ilk kez "Tak bir kaset de havamızı bulalım Semra hanım..." demesi...

* İsmail Türüt'ün "Sıkı Dostlar" programında kendini kelebek sanarak cam sehpaya oturmak suretiyle sehpanın bütün yayın hayatına son vermesi...

*Sakıp Sabancı'nın kucağına bir hindi alıp "vak vak vak" seklinde sesler çıkarması...

* Jülide Ateş'in sunduğu "Hop Terelelli" adlı yarışmada, yarışmacının "Bir ülkeyi temsil eden değerli kumaş parçası?" sorusuna "İngiliz kumaşı!" diye cevap vermesi, Jülide Ateş'in bu cevap üstüne gülme krizine girip, 2 reklam arası verilmesine rağmen kendine gelememesi...

* O zamanlar Galatasaray başkanı olan Ali Tanrıyar'ın bir şampiyonluk sonrası İlker Yasin'in uzattığı mikrofona "Galatasaray'ı sevmeyen ölsün!" demesi, İlker Yasin'in durumu idare etmek için "heyecandan dedi yanlış anlamayın" deyip renkten renge girmesi...

* Kompela'nın yarım yamalak Türkçe'siyle canlı yayında "Bana p...venk diyo!" diye bağırması...

* Prof. Mindikoglu'nun cinsiyet değiştirme ameliyatları ile ilgili katıldığı programda TRT stüdyosunu terk etmesi...

* Bir Kral Tv vj'inin canlı telefon bağlantısı yaptığı izleyiciye "Nasılız? Bomba gibiyiz değil mi?" seklinde bir soru sorması, ardından izleyici sahsın "Bomba kıçında patlasın!" lafını yapıştırması, vj'in 5 saniye dilinin tutulması...

* Sevki Yılmaz'ın ele geçirilen kasetlerinde kriz geçirerek kendisine "komple" kurulduğunu iddia etmesi... (Bizim "Komple Teorileri"nin de isim babasidir!)

* Ceviz Kabuğu'ndan görüsü alınmak üzere aranan kişinin Çiçek Pasajı'nda alem yapmaktayken canlı yayına katılması...

* Osman Durmuş'un mektup ile gelen şarbon tehlikesine karşı halkı bilgilendirmesi ve "aha işte bele açarsan bulaşır!.." diyerek mektubu paramparça etmesi...

* Euro96 eleme maçlarında milli takımın İsviçre'ye attığı golden sonra İlker Yasin'in "Şapka çıkartacaksınız sapkaaa!!!" diye bağırması...

* Şahane Pazar'da su altında nefes tutma yarışmasına katılan adamın boğulma tehlikesi geçirmesi ve bu süre boyunca herkesin "vay be adam rekoru ikiye katladı" deyip adama övgüler yağdırması...

* Bülent Karpat'ın "Hop Terelelli Tek Soruda 250" isimli yarışmada "Star öyle verir böyle verir, kazandırır..." diye naralar attıktan sonra elindeki telefonla canlı yayında Noter Nihat yerine bir vatandaşı araması ve vatandasın Karpat'ı bayağı bir dinledikten sonra "ne diyon kardeşim burası ev!" demesi...

* Hakkı Bulut'un acısız arabeski tanıtmak için yaptığı program ve TRT yöneticilerinin girdikleri türlü türlü şekiller...

* Telegol programında Ahmet Çakar'ın "Beşiktaş hakkında birileri bir şeylerin olması için düğmeye basıyor" lafından bir hafta sonra Reha Muhtar'ın programa katılması ve yanında bir buton getirip Ahmet Çakar'la "lütfen düğmeye basar misiniz" diye alay etmesi. Ahmet Çakar'in "soytarılığı bırakın!" diye çıkışması...

* Kibariye'nin annesi ile meşhur "sofeöerrrr-sofeöerrrr" röportaji...

*Levent Kırca'nın açliık grevine başlaması, ertesi gün vazgeçmesi...

* Ali Sami Alkış'ın bir futbolcu için "Turgay Seren'i koysan daha iyi oynar" demesi üzerine Turgay Seren'in "yok ebenin.....!" seklinde karşılık vermesi...

* Telegol programında, yorumcu Zekeriya Alp'in reklam arasında fenalaşarak hastaneye kaldırılmasının ardından Güntekin Onay ve Ziya Şengül'ün gülme krizine girmeleri...

* Reha Muhtar'ın efsanevi falcılar programında alkollü olduğuna dair iddialar üzerine 1 hafta sonraki programında canlı yayında alkol kontrolü yaptırması...

* Adının "Fenasi", soyadının "Kerim" olduğunu söyleyen şahsin Yildo'nun canlı yayınına telefonla bağlanması. Yildo'nun olaya, adamın adini ve soyadını birkaç kez söyledikten sonra uyanması...

* Cem Özer'in programında Nara isimli bir kadının şiir okurken soyunması...

* Erman Toroglu'nun masa örtüsü bozması ceket giymesi ve ileride o ceketin moda olacağını iddia etmesi...

* Tarkan'ın kendisi ile röportaj yapan Savaş Ay'a canlı yayında "çisim geldi!" deyip çekip gitmesi...

* Kanal 6'nin Ceviz Kabuğu'nun canlı yayını esnasında "Hulki Cevizoglu'nun kanalımızla artık hiçbir ilgisi bulunmamaktadır!" seklinde altyazı geçmesi...
QUOTE LepregoN, 12 02 2004, 18:05 tarihinde demiş ki:* Atilla Taş'ın David Copperfield'in "sahneden kaybolma" gösterisine katılıp, Copperfield'e türlü türlü laflar sokması ve oyunun hilelerini nedensiz bir şekilde milyonlara açıklaması...
Bu detay, olayın aslında en hafif parçası idi ... Herşey, Copperfield'in Reha Muhtar'ın akşam şovuna (haber diyemiyorum kusura bakmayın) çıkmayı reddetmesi ile başladı ... Bunun üzerine Reha , Mandrake adlı bir sihirbaz sefilini çıkardı canlı yayına ve "Türk Sihirbazlar ve İllüzyonistler Derneği" başkanı olduğunu iddia eden Mandrake, Copperfield'in TV gösterilerini bir bir hileleri ile açıkladı ... Hemde İllüzyonistler arasında, sırların gizliliği ilk kural iken ...

O kadar komikti ki ... TV'de Copperfield uçuyo, mandrake de diyo ki, aslında uçmuyo, ip var ... Hani Türk halkı angut ya, anlamıyoruz biz adamın uçmadığını ... Adam süpermen sanıyoruz filan zannettiler herhalde ...

Sonra Reha hızını alamadı ve sanırım intikam hislerini de tatmin edememiş olsa ki, Zorla DC'nin menajeri ile devreye girerek, Copperfield'i canlı yayına soktu telefonda ... O sıralarda da malum korfez depremi hala taze idi ve Reha, Copperfield'a: "Acaba kazandiginiz parayi depremzedelere neden bagislamayi dusunmuyorsunuz" dedi ...

Boylece koca Turkiyem, Rehanin agzindan bir sihirbazdan dilenir duruma dusmustu ... Cok utanmis ve sinirlenmistim ... Kaldi ki, depremden hemen sonraki gun, Reha 30.000 olunun uzerine Hulya Avsar ile baglanti kurup, "korktunuz mu?" geyikleri yapiyordu ...

Neyse kizdim yine, derin nefes, 1, 2, ,1 ,2 ...
AYDEMİR AKBAŞ

" Gülriz Sururi - Engin Cezzar Tiyatrosunda Haldun Taner'in "Zilli Zarife" adlı oyununu oynuyorduk. Ben rol gereği salonun arkasından gelip sahneye çıkıyordum...

Bir gece Bakırköy Akıl Hastanesi hastalarına oynarken yine arka kapıdan salona girdim. İçerisi tıklım tıklım akıl hastalarıyla doluydu.

Sıram gelince yine her zamanki gibi salondan sahneye çıkmak için yürüdüm. Yürüdüm diyorum ama, yürüyemedim. Yolun kenarındaki koltukta oturan bir hasta ceketime yapışmış bırakmıyordu.

Asıldım, zorlandım, imkansız... Bir türlü kurtaramıyorum. Sonunda eğildim:

- Bırak beni, bırak sahneye çıkıcam, dedim.

Akıl hastası büsbütün belime sarılıp bağırdı:

- Olmaaaz... Buradan seyret! Hemşire Hanım tembih etti, sahneye çıkmak yook!..

O beni deli sanmış bırakmıyor ben de deli gibi kendi kendime gülüyordum.. "
--------------------------------------------------------------------------------
HALİT AKÇATEPE

" Tiyatrocu arkadaşlarla Ankara Gençlik Parkındaki bir çay bahçesinde oturuyorduk. Bir yere telefon etmem gerektiği için ikide bir kalkıp karşıdaki genel telefona gidiyor fakat, telefondan ses gelmediği için tekrar gelip yerime oturuyordum... Gide gele iyice yorulmuş ve sinirlenmiştim... Sonunda garsona seslendim:

- Kardeşim bir de sen baksana, şu telefondan bir ses geliyor mu ?

- Peki Halit Ağabey, gidip bakayım.

Garson koştu telefonun yanına gitti, ahizeyi kaldırmadan, evet, hiç elini bile sürmeden telefona kulağını dayadı dinledi, dinledi, sonra oradan bana bağırdı:

- Yoo, hiç ses gelmiyor ! "
--------------------------------------------------------------------------------
MUSTAFA ALABORA

" Müjdat ( Gezen ) ve ben eşlerimizden ayrılmıştık. Müjdat yalnız yaşıyordu. Ben de bir müddet onun evinde kaldım. İşte bu dönemde bir akşam ben mutfakta çoban salatası yaparken telefon çaldı. Müjdat açtı, kısa bir konuşma yapıp kapattı ve yanıma geldi.

- Mustafa, salataya sakın soğan koyma!..

- Niye?..

- Şimdi tanımadığım bir kadın telefon etti, yanında bir kadın daha varmış, bize oturmaya gelmek istiyorlarmış...

İkimiz de bekardık ve iki tane tanımadığımız kadın kendilerinden coşmuş, gelmek istiyorlardı... Eee, Müjdat haklıydı tabi, salataya soğan koymamak gerekirdi...

Neyse, kısa bir süre geçti. Ben diğer yemeklerle ilgileniyorum. Birden kapı çaldı. Ben mutfakta olduğum için Müjdat kapıya gitti... Ve kapıyı açar açmaz, bana ordan seslendi:

- Mustafaa...

- Efendim?..

- Salataya soğan koyabilirsin!..

Haklıydı Müjdat, çünkü gelen kadınlar çok çirkindi!... "



----------------------------


SADRİ ALIŞIK

" Çok eski seneler, fazla çalışılan, peşpeşe film çevrilen günler... Birisi hayli zamandır beni arayıp, mutlaka bir randevu istiyormuş... Ne konuda görüşeceğini de söylemiyormuş. Bayağı merak ettim. Sonunda buluştuk... Orta yaşın üstünde efendiden bir adam. Çay kahve içildi hemen konuya geçildi:

- Sadri Bey, dedi adam, beni sizi çok severim.

- Sağ olun, teşekkür ederim.

- Siz hayatı bilen olgun bir sanatçısınız.

- Eksik olmayın efendim.

- Sizin yardımsever bir insan olduğunuzu da duydum noolr bana yardım edin.

- Nasıl bir yardım istiyorsunuz?

Adam şöyle derin bir soluk alıp anlatmaya başladı :

- Sadri Bey, benim bir oğlum var, 17-18 yaşlarında... Bu çocuğu ancak siz kurtarırsınız.

Ben tabii afallayıp sordum:

- Nerden kurtarıcam nasıl kurtarıcam oğlunuzu ?

Adam yine bir soluk alıp devam etti:

- Sadri Bey, bu benim oğlan ilkokulu zar zor bitirdi. Ortaokuldan belge aldı. Ben de bunu meslek öğrensin diye kunduracının yanına verdim. Bir ay sonra kavga edip ordan ayrıldı. Sonra ben bunu elektrikçinin yanına verdim, orda da durmadı. Kahvede çalıştı, derken içkiye sigaraya başladı. Kahveciyi dövüp işten ayrıldı. Kısacası bir baltaya sap olamadı. Bari artist olsun diye size geldim Sadri Bey... "

--------------------------------------------------------------------------------
ŞEVKET ALTUĞ

(1) " Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında turnedeydik. Oyunun ertesi günü otelden çıkıp biraz hava almak istedim. Eşim Jale de 'Gelirken bana bir naneli ciklet al' dedi...

Bakkala girdim.

- Bir naneli ciklet istiyorum, dedim.

Bakkal, şekerli-çikolatalı acaip bir şeker verdi.

- Naneli yok mu diye sordum. Bakkal şöyle dik dik yüzüme baktı. Sonra da ağır ağır konuştu:

- Ha buni naneli niyetine çiğne daa!

Ben de Karadenizli olduğum için kızamadım tabii. Otele kadar kendi kendime güldüm..."

(2) " 60'lı yıllarda tiyatro ile Anadolu'da geziyoruz. Bir gün bir otele gittik. Ben, gösterilen odaya çıktım. Yastığa baktım, yatılacak gibi değil. Daha önce bir başkasının yattığı belliydi. Yastıkta, çarşafta saçlar kıllar vardı.

Sinirlendim, hemen aşağıya indim.

- Lütfen o yatağın yastığını, çarşafını değiştirin, çünkü benden önce başkası yatmış, dedim.

Otelci şöyle yanıtladı beni:

- Yahu kardeşim, senden önce yatan da Müslüman, ne olacak yani!... "

--------------------------------------------------------------------------------
CÜNEYT ARKIN

" Filmlerdeki tehlikeli sahneleri, özellikle tarihi filmlerdeki sahneleri, bir Kazak sirkinde çalışırken öğrendim. Bu yüzden, filmlerimde düblor kullanmadım. Fakat atlı sahnelerde ordan burdan bulduğumuz araba atlarıyla çekimlerde bir hayli kaza atlattığım için, artık yarıştırılmayan bir İngiliz yarış atı satın aldım.

Polenez köy'de rahmetli Süreyya Duru ile Malkoçoğlu'nu çekiyoruz. Atın bir huyu vardı, ne kadar eğitilse de boş kaldığı anda ahıra doğru koşuyordu.

Süreyya Beye rica ettim ahırın aksi yönüne doğru koşturayım diye, ama görüntünün önemini kastederek ahır istikametine koşmamı istedi. Çekim başladı benim at deliler gibi koşuyor. Dizginlere asılmama rağmen fırtına gibi gidiyor. Kamera açısından çıktığımız halde ben atı durduramıyorum. 120 ile giden bir araba gibi gidiyoruz. Çekim durdu ama, bizim durmamız mümkün değil. Derken tam kavşağı dönüyorduk, baktım karşı istikametten bir araba hızla üzerimize geliyor. Araba da çok süratli biz de. Bir an şöför mahalinde oturan yaşlı adamın dehşetle açılmış gözlerini gördüm. Vee. biz o sıçrayışla arabanın üzerinden aştık. Araba bizim altımızdan geçti. Altımdaki yarış atı olduğu için kolaylıkla engel aşan bir at. Tam anlamıyla filmlerdeki gibi bir sahne! At hızını kesemeden doğru ahıra gitti. Ve telaşla aynı yere geri dönüyoruz. Ben merak içindeyim acaba bir kaza oldu mu diye, ne oldu diye. Olay yerine geldik, baktım araba durmuş içinden yaşlıca bir bey ve hanımı inmişler yol kenarında oturuyorlar. Adam bembeyaz olmuş tirtir titriyor. Ve söyleniyor :

- Bundan sonra bir daha içki içmiycem! Artık hayal görmeye başladım! "
Normal yaşamında gayet normal iletişim kurabilen insanlar nedense televizyon programlarında, özellikle canlı yayınlarda bu yetilerini kaybedebiliyorlar. Örnekler bir araya geldiğinde ortaya çok komik bir manzara çıkıyor...

Ömer Çavuşoğlu: Elini vicdanına koy!..
İhsan Kalkavan: Tamam koydum...

Şansa Dansa'da Seray Sever, Fatih'e ipucu verir)
Seray Sever: Möööö!..
Fatih Ürek: Geyik?
Seray Sever: Ya mööööö!..
Fatih Ürek: Tamam buldum... Ceylan?


Şansal Abi: Ne kazanan memnun hakemden ne deee... Tabii kazanan yok kazanan Türk futbolu... (2-2 biten FB-BJK maçı sonrası toparlamaya çalışıyor.)

Güntekin Onay: İtalyan yönetmen bu maçı şimdilik iyi yönetiyor... (2.Yarıda) Alman hakem iyi yönetiyor, yaptığımız hiçbir faulü görmüyor!.. (Lazio-Beşiktaş maçında)
Show Radyo Sunucusu: Zago`nun kel kafasından kayan top hız kazanıyor... (Gençlerbirliği-Beşiktaş maçında)

Güven Sazak: Ne söylentisi? Aziz Yıldırım`ın başkan adayı olacağını kör sultan bile duydu. (Aziz Yıldırım`ın tekrar aday olacağı yönündeki söylentiler hakkında fikri sorulunca)

Erman Hoca: Ben sana yandan gelir Şansal bi korum, seni kaleye sokarım!..
Şansal Abi: Aman hocam!


Ahmet Çakar: Beşiktaş, Chelse`yi yarım-sıfır bile yense tur atlayacak... (Lazio-Besiktaş maçı sonrası)
Ermanla şansalın her konuşması zati koparıyo bi tane de ben yazıyım

Erman : Baksana adam isteyerek elini kaldırmış topu kesmek için kesinlikle penaltı
Şansal: Aman abi ceza sahasında değil ki adam
Erman: canım işte ceza sahasında olsa



Kullanıcı avatarı
VSaBaH
Tasarımcı Yönetici
Tasarımcı Yönetici
Mesajlar: 6135
Kayıt: 21 Kas 2005 [ 23:54 ]

Mesaj gönderen VSaBaH »

Özellikle de Reha Muhtar televizyona ayrı bir renk katıyor bence o büyük bir anchorman...

Ve yeri doldurulamaz çünkü kendine özgü bir stili var onun ... :)
 !
REKLAMLARA YAPILAN TIKLAMA BİZİM TEK GELİR KAPIMIZDIR. LÜTFEN ADBLOCK TARZI EKLENTİLERLE REKLAMLARI ENGELLEMEYELİM. BİZE EN GÜZEL TEŞEKKÜRÜ BU ŞEKİLDE YAPABİLİRSİNİZ. TEŞEKKÜRLER...


Resim

Kullanıcı avatarı
sıfır
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 2292
Kayıt: 23 Kas 2005 [ 20:20 ]

Mesaj gönderen sıfır »

bir az uzun oldu ama oumuşundur artık

Kullanıcı avatarı
Gökl-l@N
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 1329
Kayıt: 25 Kas 2005 [ 10:17 ]

Mesaj gönderen Gökl-l@N »

kardeş
cok uzun
yaw

ben okumakta zorlandım ki başkası ne yapar
böyle şeyleri taksit taksit yaz olur mu ;-)

Cevapla