Üstadımız N.F.K

Güzel sözlerinizle başkalarını etkilemek başkalarının sözlerinden etkilenmek isityorsanız buyrun!!!
Kullanıcı avatarı
GiudiZioSo
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1533
Kayıt: 13 Kas 2007 [ 20:55 ]

Üstadımız N.F.K

Mesaj gönderen GiudiZioSo »

Göz kaptırdığım renkten , kula verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten....
__________________________________________

Bir anlık emanetle ne türlü övünelim;
Gel , rahmet kapısında ağlaşıp dövünelim !....
_________________________________________

Bu yük senden Allah 'ım , çekeceğim , naçarım !
Senden sana sığınır, senden sana kaçarım !
__________________________________________

Neye baksam aynı şey , neyi görsem aynı şey...
Olan sensin , heydiki Hakikat Sultanı hey !
__________________________________________

Ölüm güzel şey ; budur perde altından haber ....
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber ?....
__________________________________________
Öleceğiz; müjdeler olsun , müjdeler olsun !
Ölümüde öldüren Rabbe secdeler olsun !
__________________________________________

Kapı kapı bı yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
__________________________________________

O demde ki , perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail'e "hoş geldin !" diyebilmekte hüner...
__________________________________________

Ölürken aynı âhenk , salâ sesinden sızan:
Kulağıma doğduğum günde okunan ezan.
__________________________________________

Bir kalbim varki benim, sevdiğinden burkulur:
Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur.....
___________________________________________

İnsandan murad onlar, ölümü öldürenler;
Ötenin ötesinde sonsoz hayat sürenler...
___________________________________________

Bir ufuk ki, ne Mecnun varabildi , ne ferhad;
Bir ufuk ki , ilahi sırrı bekleyen serhad......
___________________________________________

O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır;
O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır.
___________________________________________

Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
___________________________________________

Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı;
Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı.
___________________________________________

Zıtlar arası ahenk , af ve günah yarışta;
Bütün zıtlar kavgada bütün zıtlar barışta....
__________________________________________

Zonklayan başım benim, an pıhtısı , cerahat;
Ona yastıkla değil, secde yerinde rahat...
__________________________________________

Nur yolunu tıkıyor yüzbir katlı gökdelen.
Bir küçük iğne yok mu şehrin kalbini delen?
__________________________________________

Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü.
Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü...
__________________________________________

Ne varsa nakış nakış, tabiatta, maddede,
Gözlerimdeki nurun aksi, beyaz perdede...
__________________________________________

Yetişir boğuştuğum gece gündüz ecelle ;
Allah Rahim ve Rahman, Allah Azze ve Celle...
*** büyük üstad ;Necip Fazıl Kısakürek



Kullanıcı avatarı
reha37
Asi Üye
Asi Üye
Mesajlar: 671
Kayıt: 04 Nis 2007 [ 20:36 ]

Mesaj gönderen reha37 »

Ölüm güzel şey ; budur perde altından haber ....
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber ?....

Kullanıcı avatarı
Cahit 61
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 114
Kayıt: 09 Tem 2007 [ 08:23 ]

Mesaj gönderen Cahit 61 »

Eline Sağlık

Bu Da Benden katkı olsun .

GENÇLİK BÖYLEDİR İŞTE (14156 Hit)

İçimi titreten bir sestir her gün.
Saat her çalışında tekrar eder:
'Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün.
Gençlik böyledir işte, gelir gider;
Ve kırılır sonra kolun kanadın;
Koşarsın pencereden pencereye.'

Ah o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyunu sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgâr
Gel gör ki, sular batıya meyleder,
Ağaçta bülbülün sesi değişti,
Gölgeler yerleşiyor pencereme;
Çağınız başlıyor ey hâtıralar.

CAHİT SITKI TARANCI

Kullanıcı avatarı
reha37
Asi Üye
Asi Üye
Mesajlar: 671
Kayıt: 04 Nis 2007 [ 20:36 ]

Mesaj gönderen reha37 »

Şiir için teşekkür ederiz, ama keşke NFK başlıklı yazıya koymasaydın...

Saygılar....

Kullanıcı avatarı
MTUĞRUL
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 28 May 2006 [ 12:59 ]

Mesaj gönderen MTUĞRUL »

çok sağol hayatımda en ssevdiğim şairdir..ellerine sağlık
bendende küçük bi ekleme...

[youtube][/youtube]

Kullanıcı avatarı
GiudiZioSo
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1533
Kayıt: 13 Kas 2007 [ 20:55 ]

Mesaj gönderen GiudiZioSo »

katkılarınız için tşk ederim:)..

Kullanıcı avatarı
prensess
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1082
Kayıt: 02 Nis 2007 [ 18:56 ]

Mesaj gönderen prensess »

BEKLEYEN

Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur, beklerim...



BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?


NECİP FAZIL KISAKÜREK

Bu iki şiirini çok severim hep bana bekleyen mi daha önemlidir,beklenen mi? sorusunu sordurur...beklenen şiirinin,bekleyen şiirine göre daha kısa olması sorumu Necip Fazıl Kısakürek adına yanıtlar gibi ama ben deha cevabnı bulamadım :D Paylaşmın için teşekkürler GiudiZioSo katkıda bulunanlarada teşekkürler

Kullanıcı avatarı
GiudiZioSo
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1533
Kayıt: 13 Kas 2007 [ 20:55 ]

Mesaj gönderen GiudiZioSo »

bende çok severim bu 2 şiirini prensess sanada tşk ederim

Kullanıcı avatarı
MTUĞRUL
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 28 May 2006 [ 12:59 ]

Mesaj gönderen MTUĞRUL »

BEKLEYEN

Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur, beklerim...


BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
bu şiirlerin bi de hikayesi var....onuda ekleyelim yeri gelmişken....


Üniversiteli delikanli Kolejli kiza bir voleybol maçinda rastladi. Okul salonundaydi maç. Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasinda, sahanin çizgisi vardi sadece.. O kadar yakindilar.. Delikanli, bu tatli, bu güzel, bu dünyalar sirini kizi ilk defa görüyordu takimda.. Hoslandigini, fena halde hoslandigini hissetti. Az sonra bir seyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçi degil, o güzel kizi izledigini.. Kiz servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kiz gülümsedi.. Delikanli, çok popülerdi o yillarda.. Kiz onu tanimis olmaliydi. Kim bilir,belki kiz da ondan hoslanmisti.. Belki de delikanli öyle olmasini istedigi için ona öyle gelmisti.. Set degisip, takim karsiya gidince, delikanlida yerini degistirdi, o da karsiya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kizda gidis gelisleri fark etmisti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.. "anladim" der gibi bir gülümseyisti bu.. Delikanli o hafta boyu hep bu dünyalar sirini kizi düsündü..

Pazar günü, sabahin köründe kalkti, erkenden oynanacak maçi, ne maçi canim, o dünyalar sirini kizi görmek için.. Delikanli artik kizin hiçbir maçini kaçirmiyordu.. Dahasi.. Ankara Koleji'nin her dagilis saatinde, okul civarinda oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karsilastiklarinda, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir bas egmesi ile selamlasir olmuslardi.. Bir defasinda, yaptigina sonra kendiside günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüs gibi, okul dagilimi kizin karsisina çikmis, gülümseyerek selamlamis, sonra arka sokaklara dalip, yildirim gibi kosarak, bir blok ötede gene karsisina çikmisti.. kiz bu defa, iyice gülmüstü.. Karsisinda, sözüm ona agir agir yürüyen, ama nefes nefese delikanliyi görünce..

Delikanli, voleybol takiminin kaptanini iyi taniyordu. Arkadastilar. Sonunda bütün cesaretini topladi, kaptana açildi.. O kizdan fena halde hoslaniyordu. Galiba kiz da ona karsi bos degildi. Bir yerde, bir sekilde tanismalari gerekiyordu.. O zamanlar, bu isler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabi" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermistik zaten. Sende gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanisirsiniz.." Mutluluk iste bu olmali" diye düsündü delikanli.. "Mutluluk iste bu.." Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadi..

Konser günü de hiç ama hiç unutmadi.. O ne heyecandi öyle.. Konserin verildigi sinemanin kapisinda tanistilar.. El sikistilar.. O güzel ele dokundugu ani da hiç unutmadi delikanli.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yapti. Delikanli ile dünyalar sirini kiz yan yana düstüler. Inanamiyordu delikanli.. Onunla nihayet yan yana oturduguna, onun sicakligini hissettigine, onun nefesini duyduguna inanamiyordu.. Biraz önce tanisirken tuttugu el, bir karis ötesinde öylesine duruyor, delikanli, sahnede dünyanin en romantik sarkisi söylenirken -o an dünyanin bütün sarkilari dünyanin en romantik sarkisiydi ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamiyordu iste elini.. Her sey böyle iyi giderken, yanlis bir hareketle, onu ürkütebileceginden, incitebileceginden öylesine korkuyorduki.. Sonunda dayanamadi, sanki kolu uyusmus gibi, uzandi.. Kolunu kizin koltugunun arkasina koydu.. Kizin omuzuna degil.. Koltugun üzerine.. Sonra kiz arkaya yaslandi.. Bir kaç saç teli, delikanlinin elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden firlayacak gibi atiyordu artik genç adamin.. Dünyalar sirini kizin saçlari eline dokunuyordu çünkü..

Konserden çikarken, kiz, sakalasti.. "sizi her maçimizda görüyoruz. Alistik nerdeyse.. Yarin Adana'da maçimiz var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." Hayir, aramayacakti.. Delikanli o anda kararini vermisti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek, hatta ögle yemeginde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardi.. Gece yarisi kalkan otobuse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar basi bos dolasti. Salona erkenden girdi, en on siraya tam servis kösesine en yakin yere oturdu.. Takimlar sahaya çikarken, salondaki en heyecanli seyirci oydu. Maç falan degildi sebep tabii.. Ilk sette kiz farkinda bile degildi onun.. Nerden olsundu ki.. Ikinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, üçüncü sette kiz farketti delikanliyi.. Yüzünde çok ama çok saskin bir ifade, biraz mutluluk, birazda gurur vardi sanki.. Ankara'nin hele Kolejde çok popüler bu delikanlisinin onun için ta oralara geldigini bilmenin gururu.. Maç bitti. Kiz soyunma odasina, delikanli garajlara gitti. Tek kelime konusmadan.. Konusmaya gelmemisti ki.. Kiz "keske orada olsaydin" demisti. O da olmustu iste.. Hepsi o.. Ona o kadar çok sey söylemek istiyordu ki aslinda..

Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir siire rastladi. Daha dogrusu bir siirden alinmis bir dörtlüge.. Söylemek istedigi hersey bu dört satirda vardi sanki.. Bembeyaz bir karta yazdi o dört satiri.. Ögleden sonrayi zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kizin karsidan geldigini gördü. Kosarak yanina gitti. "Bu sana" diye karti eline tutusturdu ve kayboldu ortadan.. Kiz, Necip Fazil'in dört satirini okurken..


Ne hasta beklerdi sabahi
Ve ne genç ölüyü mezar
Ne de seytan bir günahi
Seni bekledigim kadar!..


Ertesi gün ögleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kiz karsidan geliyordu.. Bu defa yaninda arkadaslari yoktu. Yanlizdi.. Yaklastiginda isaret etti delikanliya.. Gözlerine inanamadi genç adam.. Onu yanina mi cagiriyordu yoksa.. Evet, çagiriyordu iste.. Kalbinin duracagini sandi yaklasirken..
-"Sana bir seyler söylemek istiyorum" dedi kiz..
Oda heyecanliydi, belli..
-"Bak iyi dinle.. Dünkü satirlar için çok tesekkürler.. Herhalde hissettin, bende senden hoslaniyorum. Ama senden evvel tanidigim birisi daha var. Ondanda hoslaniyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoslandigima.. Ve de su anda, onu terketmem için bir sebep yok.

-"O zaman karar verdiginde ve de eger seçtigin ben olursam, hayatinda baska kimse olmazsa, ara beni" dedi, delikanli ikiletmeden..
Ayrildi kizin yanindan.. Bir daha voleybol maçina gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çikmadan.. Bir daha onu hic görmeden.. Yillarca sonra Levent'in söyleyecegi sarkida ki Sezen'in sözlerini O o zaman biliyordu sanki. Ask onurlu olmaliydi.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tipki, kiza verdigi o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanin sabahi, seytanin günahi bekledigi gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hirsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Baska hiç kimseye bakmadan, baska hiç kimseyi bulmadan bekledi.

Bir gün bir siir antolojisinde siirin tamamini buldu.. Iki dörtlüktu siir.. Ilki kiza verdigi.. Bir ikinci dörtlük daha vardi o kadar.. O dörtlügü de bir kartin arkasina dikkatle yazdi.. Cebine koydu.. Bekleyis sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandi, açildi.. Aylar, aylar gecti..

Birgün delikanli kizi aniden karsisinda gördü..
-"Günlerdir seni ariyorum" dedi. "Günlerdir seni ariyorum. Iste sana haber.. Artik hayatimda hiç kimse yok!.."
-"Yaa" dedi delikanli.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardir ölesiye bekledigi an gelip çatmisken, agzindan sadece bu ses çikmisti.. "Yaaa!.." Cebinde artik iyice eskimis karti uzatti kiza.. "Sana bir siirin ilk dörtlgünü vermistim ya bir gün" dedi.. "Bu da sonu onun.." Sonra yürüdü gitti, arkasina bile bakmadan.. Kiz ikinci dörtlügü oracikta okurken..


Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?


Aradan yillar, çok ama çok uzun yillar geçti. Delikanli bugün hala düsünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyis mi öldürmüstü askini?. Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmisti ki, artik yasayan hiç kimse bu hayali dolduramazdi.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canli tutmak icin mi, canlisini silmisti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir siirin romantizmine mi kapilmis, bir delikanlilik jesti ugruna, mutlulugunun üzerinden öylece yürüyüp gitmisti, acaba? Delikanli bu sorularin yanitini bugün hala bilmiyor.. Bilmedigini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, delikanli, bendim

Kullanıcı avatarı
MTUĞRUL
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 28 May 2006 [ 12:59 ]

Mesaj gönderen MTUĞRUL »

o delikanlı benim 12 eylül günü elime alıp okuduğum ve çok üzüldüğüm bi okdarda bana bişeyler katan bi kitabın küçük bi kuplesiydi ve o adam HINCAL ULUÇ du o 12 eylüle kadar oadamı sevmezdim ama etkilendim ve yazıya aşık oldum tüm önyargımı aldı..

Cevapla