MaRDiN MaRDiN MaRDiN ((Yılmayan Tarih))

Gezip gördüğünüz yerleri bizimle paylaşmak veya kendi memleketinizi bize tanıtmak mı isityorsunuz?? Daha ne duruyorsunuz.
Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

MaRDiN MaRDiN MaRDiN ((Yılmayan Tarih))

Mesaj gönderen En[G]in »

Resim

[youtube][/youtube] [youtube][/youtube]
[youtube][/youtube]

Mardin’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, kuruluşu Eski Yakın Doğu tarihine göre Subariler zamanına kadar dayanmaktadır. MÖ.4500’den itibaren yerleşim yeri olan Mardin; Subari, Hurri, Sümer, Akad, Mitani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Makkadonya, Abgar, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlıların egemenliğine girmiştir.

Yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biri olan Mardin, Hurri-Miltanni Krallığı, Eti, Sur, Babil, Pers, Roma, Arap ve Selçuklu egemenliği altında kalmış, daha sonra Artukoğulları Devleti’nin "Tabaka-Ilgaziyye" denilen Mardin kolu kurulmuş ve bu dönemde kent büyük bir imar görmüş, gelişmiştir.

Persler’in "Marde" dedikleri Mardin ilinin adı, Bizanslılar’da "Mardia", Araplar’da "Maridin", Süryaniler’de "Merde-Merdo-Merdi" şeklinde kullanılmıştır. Türkler yöreyi fethettikten sonra ilin ismi Mardin’e dönüşmüştür. Mardin için birçok isim kullanılmıştır. Erdobe, Tidu, Merdin, Merdo, Merdi, Merda, Merde, Kartal Yuvası, Kuşlar Yuvası, Maridin ve Mardin bunlardan bazılarıdır. Çoğu kaynaklarda Mardin’in gerçek adı “Merdin” diye geçmektedir. Nitekim halkın çoğu bugün böyle demektedir. Merdin adı “Kaleler” anlamına gelmektedir. Kentte bir çok kalenin varlığı, bu şekilde isimlendirilmesine neden olmuştur. Mardin’in kale kavramlarıyla adının bu kadar sık geçmesinin en önemli nedeni de birbirini koruyup kollayan doğal savunma ve gözetleme görevini üstlenen korunaklı yapıların varlığındandır.Arkeolog Baron Marvan Oppenheim’in 1911-1929 yılları arasında burada yaptığı kazılardan, Subariler’in Mezopotamya’da (MÖ.4500-3500) yaşadıklarını, bunun nedeni olarak da Sümer ve Babil katları arasında buldukları kiremitleri göstermiştir. Gırnavaz Örenyerinde 1982 yılında başlayıp, 1991 yılına kadar sürdürülen arkeolojik kazı ve araştırmalar sonucunda Gırnavaz’ın MÖ.4000’den MÖ.7 yüzyıla kadar sürekli olarak yerleşme alanı olduğu anlaşılmıştır. MÖ.4000 sonlarına tarihlenen Geç Uruk Devri, Gırnavaz kalıntılarının en alt kültür tabakasını oluşturmaktadır. Bu kültür tabakasının üzerinde yer alan Er Hanedanlar Devri mimarî tabakaları daha çok ölü gömme adetleri açısından araştırılmış ve değerlendirilmiştir. Tespit edilen mezarlara göre ölüler bu devirde eski Mezopotamya geleneklerine göre açılan çukurlara dizleri karınlarına çekik olarak yatırılmakta daha sonra yakılan hafif ateşle manevi temizlik sağlanarak dünyevi ilişkiler kesilip çukurlar kapatılmaktadır. Mezar içinde şahsi eşya olarak metal silahlar, metal süs eşyaları ve mühürler kült ve seramik kap örnekleri çok sayıda tespit edilmiştir. Sümer Kralı Lugarzergiz MÖ.2850 yılında Akdeniz’e kadar yaptığı seferinde Mardin’i de egemenliği altına almıştır. Şehircilik, sulama ve tarım alanında ileri bir düzeye ulaşan Sümerler Mardin’i Akadlar’a bırakmışlardır (MÖ.2820). Akadlar, MÖ.2500 yıllarında Sümerler’le anlaşarak Akad-Sümer Devletini kurmuşlardır.

Mardin, MÖ.2230’lu yıllarda Elam şehri olmuştur. Hammurabi, Sümer topraklarını Babil’in idaresi altına alınca bu kez de Babil Devleti’ni kurmuş, ardından Yukarı Mezopotamya’ya saldırınca Mardin’i de istila ederek topraklarına katmıştır (MÖ.2200-1925) .MÖ.1925 yıllarında Mardin’i işgal eden Hititler, bir süre sonra şehri terk etmişlerdir. İran dolaylarından gelen Ari Irkından Midiller, Mardin ve çevresini ele geçirmiştir. MÖ.1367 yılında Midiller arasında iç savaş çıkınca, Asur Kralı Asurobalit, Mardin ve çevresini topraklarına katmıştır. MÖ.1190’da Anadolu’dan gelen bazı Ari ırk kavimleri Mardin’i almışlardır. 60 yıl sonra I.Tıplatpalasır; Sincar, Nusaybin ve Mardin’den geçerek 20 bin Maşiki kuvvetinin koruduğu Kemecin’e saldırıp onları yendikten sonra Mardin ve çevresini tekrar ele geçirmiştir. MÖ.1060’da I.Asurnasırbal zamanında Hititler birleşerek Gılgamış yakınlarında Asurlular’ı yenmişlerdir. Asurlular’ın tekrardan kuvvetlenmeleri üzerine, Mardin Asur egemenliği altına girmiştir. MÖ.800 yılına kadar Asurlular’ın elinde kalan Mardin, daha sonra Urartu Krallığı egemenliğine geçmiştir. MÖ.612 yılına kadar Sityaniler, MÖ.618 yılında ise İran’dan gelen Midiler buraları ele geçirmiştir.

MÖ.335 yıllarında Büyük İskender Mısır’ı aldıktan sonra Mezopotamya’ya gelerek İran’a gitmek için Mardin’den geçer. Buraları da istila eden İskender’in ölümünden sonra komutanları arasında devlet pay edilir ve Mardin doğu bölümünde kaldığı için Nikanır denilen General Sleukos’un payına düşer (MÖ.311). Mardin ve çevresi (M.Ö.131) Urfa Krallığı (Abgarlar) topraklarına katıldı. MS.249’da Roma hükümdarı Filibos saltanatının 5.yılında bir isyan başlatıp, IX.Abgar’ı memleketten kovmuştur. Şehrin Valiliğine de Hapsioğlu Uralyonos tayin edilmiştir. Bu arada Mardin’de Urfa’ya bağlı olduğu için Roma egemenliğine girmiştir. MS.250 yılında Dakiyos, Pers ülkesini zaptetmiştir. Bu sırada tahribat gören Nusaybin’i de onarmıştır. 330 yılında ateşe ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral Mardin Kalesinde rahatsızlığı sebebiyle kalır. Kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca kendisine kasır yaptırıp 12 yıl boyunca burada yaşar. Daha sonra Kral, Pers’ten birçok asker ve sivil getirtip, onları Mardin’e yerleştirmiştir. 442 yılında halkı kasıp veba salgını baş göstermiş ve şehri yaşanmaz hale getirir.Yüz yıl kadar sonra Ursiyanos adlı Romalı bir kumandan büyük bir ekiple Mardin’i 47 yılda inşa etmiş ve halkının tekrar buraya gelmesini sağlamıştır. Bu süre içerisinde Persler’in ünlü merkezleri olan Dara yeniden inşa edilmiştir. Mardin’de Bizanslar 640 yılında Hz.Ömer’in kumandanlarından İlyas Bin Ganem’in işgaline kadar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Mardin ve çevresi, 692’de Emeviler’in, 824’te Halife Memnun zamanında Abbasiler’in hakimiyetine girmiştir. Malazgirt savaşı ile de Türklerin eline geçmiştir.

Mardin Kalesi
"Kartal Yuvası"da denilen Mardin Kalesi, Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini yaşamış çok önemli bir kaledir.

MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil’den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirmiştir. M5.442’da veba salgınından dolayı kaledeki halkın bir çoğu ölmüş ve Mardin kalesi MS. 542’e boş kalmıştır.

M.S.975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir. Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu yerlerde ise surlar eklenmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiştir. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar bulunmaktadır. Evliya Çelebi, kale ambarlarının çok miktarda erzak,cephane ile dolu olduğunu yazmıştır. IX.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Bir çok kez kuşatılan kale, saldırılara karşı direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Kalenin altı kapısı bulunuyordu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir. Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir.

Kız Kalesi ( Kal’at ül al Mara-Lorna-Jurekm)
Merkeze bağlıdır. İlin 5 km. doğusunda yayı andıran üç kaleden biridir. Tarihte çok önemli bir koruyuculuk görevi üstlenmiştir. Kalede, kral kızına ait taştan yapılmış bir taht, su sarnıçları, kuyular, mağaralar ve kalıntılar mevcuttur.

Erdemeşt Kalesi
Bülbül Köyü ile Arur Kalesi arasında kalan tepe üzerindeki kaledir.

Anır Kalesi
Mardin’e 5 km uzaklıkta, Deyrulzafaran Manastırının arkasında bulunan tepenin üzerinde bir kaledir.

Dara Kalesi ( Daras Anastasiupolis)
Merkeze bağlı kale, Mardin şehrinin 30 km. doğusunda, meşhur Dara Harabeleri içinde yığma bir tepe üzerinde yükselir. Burası Yukarı Mezopotamya Bölgesinin en ünlü kenti iken bugün bir köy görünümündedir. Oysa ki, tiyatro sahneleri, su sarnıçları, su değirmeni, barajı, köprü, 40 m. derinliğinde yer altındaki zindanı ve üniversitesiyle çok önemli bir medeniyet katmanı olarak tarihte parlak bir dönem yaşamıştır.
Kaleyi meşhur İran hükümdarı Dara Yuvanis yaptırmıştır. Miladın ilk yıllarına kadar İranlılar’la Romalılar arasında el değiştirmiş kale günümüze kadar özeliğini korumuştur.

Rabbat Kalesi
Derik ilçesinin 15 km. batısında, Hisaraltı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Binlerce yıllık bir tarihe sahiptir. Artuklu döneminde onarımdan geçmiş ve bir takım eklemelere maruz kalmıştır. 15 burcu, 4 köşesinde 4 gözetleme kulesi mevcuttur. Burçların yüksekliği 15 metredir. Kalenin doğuda ve batıda iki kapısı bulunmaktadır. Yeraltında yapılan barınaklar üzeri toprak yığılı bir şekilde zamanında önemli bir görev yüklenmiştir. Yeraltında saray kalıntıları bulunduğu sanılmaktadır.

Savur Kalesiv (Sauras)
Kale, Savur ilçesinin sırtını dayadığı yüksek bir tepenin üst düzlüğüne tek beden halinde kurulmuştur. Romalılar tarafından zamanın stratejisi göz önünde bulundurularak inşa edilmiştir. Romalılarla Araplar arasındaki büyük çekişmelere sahne olan Savur Kalesi devamlı el değiştirmiş ve uzun zaman merkezi bir kale olarak kalmıştır.

Haytam Kalesi (Turabdin-Dimitriyus)
Günyurdu-Dibek Köyleri arasındadır. Servis yolunun 500 m doğusunda 1254 rakımlı Bagok (İzlo) dağının doğusunda yer almaktadır. MS.351 yılında Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in oğlu Kustus tarafından yaptırılmıştır. Kaleye bağlı Basibrin Köyü vardır. Kale çok el değiştirmiştir. Deyrulumur Manastırı yakınındadır.

El Nıhman Kalesi
Bülbül Köyünde bulunan kaledir.

Mor İliyo Kilisesi
Mardin Kalesi içerisindedir. III.yüzyılda yapılmıştır.

Mat Behnam (Kırklar)Kilisesi
V.yüzyılda yapılmıştır. Kilise üç giriş kapılı, ince taş işçiliğiyle işlenmiş Mihrapları , dört yüzyıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yer aldığı divanı bulunmaktadır. 1170 yılında Kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bu gün Mardin Metropolitlik Kilisesidir.


Kırmızı (Surp Kevork) Kilise
420 yılında yapılmıştır. 10 taş sütun üzerinde inşa edilen kilisede, mihrabın farklı geometrik taş süslemeleriyle ayrı bir özelliği vardır.

Protestan Kilisesi
Geniş bir alan üzerinde inşa edilen kilise 569 yılında yapılmıştır.

Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane
1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafindan yaptırılan kilisede; kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yer alırmaktadır. Patriğin oturma yeri ile İncil vaiz yeri, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliğiyle bambaşka bir görünüm sergilemektedir. İçi 21 sütun üzerinde ’’Vermadun, Baharan’’ Koro balkonu akustiktir.
1895 yılında Antakya Patriği İğnatuos Benham Banni tarafından inşa edilen Patrikhane bugün müze olarak hizmet vermektedir.

Mar Hırmıs Kilisesi
M.S.430’da yapılmıştır. 1552 yılına kadar Nasturilerin kullanımında olan bu kilisede iki Metropolit Mezarı mevcuttur.

Mar Yusuf Kilisesi
Meclis-i Mebusan Üyesi Hovsep Kazasyan’ın öncülüğünde ve Mardin Ermeni Katolik Cemeati katkılarıyla Patrik VIII. Grigoryus tarafından Mardin Metropolitliğine getirilen Melkun Nazaryan’ın görevi sırasında Mardin Surp Hovsep Kilisesinin inşaatına 1864’te başlanmış, 1894 yılında ibadete açılmıştır. Kilisenin yan tarafından Ruhbanların yeri vardır. Mimarı nam-ı değer Mimar Lole’dir. Rutubeti önlemek için kilisenin inşaatı sırasında temele tonlarca tuz dökülmüştür. Bu usul antik çağdan gelmektedir. Tepesinde Çan Kulesi olup, mimarisi düz damlıdır. İçi 21 sütun üzerinde “Vernadun, Baharan” Koro Balkonu akustiktir. Altı kutsal mihrabı olup, kuzeyde Horan, taşkoro, güneyde Kavit, batıda Mıgırdaran, doğuda Adyan şeklinde yapılmıştır.

Mor Şmuni Kilisesi
Eski Kale Köyünün güneybatısında yer almaktadır. 793 yılında yapılmıştır.

Mor Yakup Manastırı (Arur)
Arur Kalesi üzerinde I ve II. Asır arasında kale içinde kayaların oyularak 2 katlı olarak yapılan manastırın, üst katında birçok küçük oda ve küçük kilise, alt katında ise büyük kilise bulunmaktadır.

Mor İvennis Kilisesi
Eski kale köyünün güneydoğusunda yer alan kilise 793 yılında yapılmıştır.

Mor Circis Kilisesi
Eski kale köyünün kuzeybatısında yer alan kilise 793 yılında yapılmıştır.

Mor İliye Klisesi
Hangi tarihte yapıldığı bilinmeyen kilise Çiftlik Köyündedir. Kilise içerisinde yan bölümünde iki oda bulunmaktadır. Bu odalara geçiş çok alçak tavanlı kapıdan yapılmaktadır. Orta kısımda şifalı (ruh, sinir ve sara hastaları) taka denen bölüm bulunmaktadır.

Mor Yuhannın Kilisesi
370 yılında yapılan kilise Dereiçi (Kıllıt) Köyündedir.

Mor Babi Kilisesi
Nusaybin Günyurdu Köyünün kuzeybatısında ve tepenin başında bulunmaktadır. Kayalar yontularak kilise inşa edilmiştir. Buraya Mağara veya Yer altı Kilisesi de denilmektedir.

Mor Aho Kilisesi
Günyurdu Köyünün kuzeyinde tepe üzerinde bulunan kiliseye Patrik III. Yakup döneminde bazı eklemeler yapılmıştır.

Mor Şemun Kilisesi
Günyurdu Köyünün kuzeyinde yer almaktadır. Çok eski bir tarihe sahiptir.


Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı
185 yılında yapılmıştır. MÖ.ye ait bölümleri mevcuttur. Yeni yol Caddesinin alt tarafındadır.

Hammara Manastırı
M.S.326 yılında yapılmıştır. Diyarbakır Kapı Mahallesi Kırkız mevkiindedir.

Mar Barbara Manastırı
17. Yüzyılda yapılmıştır. Yeni şehirde harebe şeklindedir.

Mor Efram Manastırı
1884 yılında Patrik Cercis Şelhet tarafından yapılmıştır.

Meryem Ana Manastırı
Midyat Anıtlı (Hah) Köyündedir. Yöre Süryanilerinin genel kanısına göre üç mecusinin gelip Meryem Ana Manastırını kurduğu şehir olduğu söylenmektedir.

Mor Dimet Manastırı
Savur İlçesi Dereiçi Köyündedir. Manastıra gelen Romatizma hastalarının iyileşmesi sebebiyle buraya Romatizma Manastırı da denilmektedir.

Mor Cırcıs Manastırı
Derik İlçe Merkezindedir. Yüksek Tavanı ve Mihraba bakan U şeklindeki kilise içinden görülmeyen koro balkonuyla ayrı bir mimarisi vardır.

Deyrulumur Manastırı
Midyat’ın 18 km. doğusunda olup, Savurlu Mor Samuel ile Kartminli Mor Şemun tarafından M.S. 397’de yapılmıştır. 615 ve 1049’da Metropolitlik merkeziydi. Manastırda Kral Arkedeus zamanında Mor Şemun tarafından barınma ve dua yerleri, Kral Teodosyus çağında lahitlerin konacağı abide evi Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırk şehit Kilisesi, Mor Şamuel Mabedi, Kral kızı Teodara’nın Mor Şamuel tarafından iyileştirilmesi sebebiyle Teodara Kubbesi, Mor Şemun Mabedi, Mısırlılar tarafından yaptırılan Kubbeye MS.512 yılında Kral Anastas tarafından yaptırılan büyük Mabet ile çok güzel mimari örnekleriyle bir abide niteliği taşımaktadır.

Deyr'ül Zafaran Manastırı:
Mardin ilinin 3 km. doğusunda bulunan Deyrulzafaran Manastırı Yukarı Mezopotamya’ya bakan yamaçlarda yer almaktadır. Manastırın güney kısmı dışında diğer tarafları dağlarla çevrilidir. Süryanilerin tarihi ve dini değerleri arasında bugüne kadar ayakta kalabilmiş bir abide olan manastır 639 yıl boyunca Dünya Süryanilerinin Patrik merkezliğini yapmıştır.
Manastırın M.Ö.’ye ait kısımlarının kuruluş tarihi bilinmemekle beraber Mardin ilinin kuruluşuna kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Milattan öncesine ait yapı IX. Yüzyılda bulunmuştur. Bu yapıda göze çarpan en önemli özellik tavan yapısıdır. Tavanı oluşturan taşlar 20x0.5 m. ebatlar l3 sıra halinde ve aralarında herhangi bir harç olmaksızın birbirine kenetlenmiş halde duran geometrik yapıdadır. Bir diğer özellik ise mabedin her iki tarafında kurban sunulan yeri olan kemerli kısımların bulunmasıdır. Manastırın milattan sonrasına ait dönemlerde yapılan eklentiler Hıristiyanlık döneminin başlamasıyla birlikte ( M.S. 493)
Gerçekleştirilmiştir.

Seyde ( Meryem Ana) Manastırı
M.S.326 yılında kayaların içine oyularak yapılmıştır.

Mar Yakup Manastırı
İlk adını Marislium adlı bir rahipten alan manastır, daha sonra Marevgan Manastırı diye anılmıştır. Söylentiye göre doğunun müjdecilerinden Marevge rahiplerinden Marbinyamin’in en yaşlı şagirtinin kemikleri bu manastıra gömülmüştür. Manastır bir süre Marhonesya adıyla da tanınmıştır.

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
En son Anonymous tarafından 12 Oca 2007 [ 17:40 ] tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.



Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

AHANDA BU DA benim takımım we oynadığım stadyumum

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
En son Anonymous tarafından 12 Oca 2007 [ 00:01 ] tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

MARDİNLİ ÜNLÜLER

Dr.Masum Türker - Eski Ekonomi Bakanı


Ekonomiden Sorumlu Eski Bakan Sayın Dr.Masum Türker'e sitemize verdiği manevi destekten dolayı teşekkür ediyoruz...

1951 yılında Mardin'de doğdu. 1969 yılında Pertevniyal Lisesi'ni, 1973 yılında İ. Ü. İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Öğrenci iken, 1967 yılında muhasebe mesleğine başladı. 1971 yılından itibaren mali müşavir olarak çalışmaya başladı. 1999 yılına kadar Türkerler Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttü. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde doktorasını verdi. 1970 yılında muhasebeciliğin yanı sıra gazetecilik yapmaya başladı. Güneş Gazetesinde Murahhas üye, Nokta ve Ekonomik Trend Dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni, Yeni Yüzyıl Gazetesinde yazar olarak çalıştı. 1978-1982 yılları arasında Gazi Üniversitesinde Bolu İdari Bilimler Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Banka yönetim kurulu üyeliği ve murakıplığı, şirket genel müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1975-1999 yılları arasında Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneğinde Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Başkanlık; TÜRMOB'da Genel Başkan Yardımcılığı ve Temel Eğitim ve Staj Merkezi'nde Başkanlık, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu Eğitim Komitesi üyeliği görevlerinde bulundu. Muhasebe ve vergi konularında yayınlanmış kitapları ve araştırmaları vardır. Yeminli Mali Müşavir olan Masum Türker, halen İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim görevlisi, Türkiye Denetim Standartları Kurulu Başkanı ve merkezi Roma'da olan Akdeniz Ülkeleri Muhasebeciler Federasyonu Başkan vekilidir. 1999-2002 döneminde İstanbul Milletvekili olarak TBMM'de görev almış, 2002 yılında ise Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenmiştir. Sayın Dr. Masum Türker, DSP Genel Başkan Yardımcısı olarak aktif siyaset hayatına devam etmektedir.


Muammer Güler - İstanbul Valisi

1949 Yılında Mardin’de doğdu.İlk,Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamlayarak 1972 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ nden mezun oldu. İlk Kamu görevine 14.03.1973 tarihinde Balıkesir Maiyet Memuru ( Kaymakam Adayı ) olarak başladı. Sırasıyla Çal İlçesi Kaymakam Vekilliği, Pehlivanköy, Horasan Kaymakamlıklarında bulunduktan sonra İçişleri Bakanlığı Personel Şube Müdürlüğü’ne atandı.İçişleri Bakanlığı’ nda Şube Müdürü, Daire Başkanı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı ve Personel Genel Müdürlüğü’ nde bulundu. Personel Genel Müdürü iken 29.01.1992 tarihinde Niğde Valiliği’ ne atandı. Daha sonra 27.09.1993 tarihinde Kayseri Valiliği’ne ve 06.07.1994 tarihinde Gaziantep Valiliği’ne atandı. Bu görevini sürdürürken 28.07.2000 tarihinde Samsun Valiliği’ne atandı. 30.01.2003 tarihinde İstanbul Valiliği’ne atanarak 17.02.2003 tarihinde görevine başladı. Matematik Öğretmeni Neval Hanımla 1977 yılında evlenmiştir. Güler çiftinin Barış ve Burcu adlarında iki çocuğu bulunmaktadır.

Murathan Mungan - Şair ve Yazar

Murathan Mungan, 2l Nisan 1955’te Istanbul’da doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin’de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Aynı bölümde “master”ını tamamladı. Ankara’da Devlet Tiyatroları’nda ve Istanbul’da Şehir Tiyatroları’nda “Dramaturg” olarak çalıştı. 1987’de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde,“Kültür-Sanat Sayfası” editörlüğü yaptı. 1988’ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve halen Istanbul’da yaşamaktadır.

Murathan Mungan'ın Antik Kent Şiirini Okumak İçin Tıklayın...

Kemal Nehrozoğlu - Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

1940'ta doğdu. Kemal Nehrozoğlu ilkokula Urfa'da başladı, babasının memleketi Midyat'ta bitirdi. Ortaokula da Midyat'ta başladı, liseyi Ankara'da tamamladı. Ankara Gazi Lisesi'nin fen bölümünden iyi dereceyle mezun oldu. Gülnar ve Erdemli ilçelerinde kaymakam vekilliği yaptı. 1964'te kaymakamlık kursunu bitirdikten sonra Sivas'ın İmranlı ilçesi kaymakamlığına geçti. Ardından Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi kaymakamlığına atandı. Daha sonra Konya Vali Yardımcılığı'na atandı. 12 Eylül yönetimi onu Muğla Valiliği'ne getirdi. Valilik görevi üç yıl kadar sürdü, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Nehrozoğlu 2 çocuk babasıdır.



Aydın Ayaydın - Eski Bakan ve Yazar

Mardin Derik-1951, Mehmet, Bedia-İstanbul İTİA, Marmara Üniv. Sosyal Bilimler Enst.İktisat Master ve Doktora -İngilizce-Ekonometri Profesör Dr., Öğretim Üyesi-Bankalar Birliği Başkanı, Emlakbank Gn.Md. ve Yön.Kur.Başkanı, Vakıfbank Genel Müdürü, Şekerbank Genel Müdürü, İş Bankası, Sınai Kalkınma Bankası ve Sınai Yatırım Bankası Yön.Kur.Üyesi, İKV , İAV Yönetim Kurulu Üyesi, M.Ü. Öğretim Üyesi, Hür Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı, Eski BJK Asbaşkanı ve Basın Sözcüsü, Rekabet Kurulu Başkanı, -Evli, 3 Çocuk.



Süleyman Bölünmez - Milletvekili ve İş Adamı


1956'da Mardin'de doğdu. Ortaokul mezunu olan Bölünmez, serbest ticaret ile uğraşmaktadır. Bölünmez Petrolcülük A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı olan Bölünmez, aşığı olduğu Mardinspor'un kulüp başkanlığını sürdürmektedir. Bekar ve 3 çocuk babası olan Bölünmez, Mardin Bağımsız Milletvekilidir.

[email protected]



Betül Mardin - Halkla İlişkiler Uzmanı

Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve BBC Televizyon kursu mezunudur. 1956 yılından itibaren basın, tiyatro, sinema ve televizyonda çalışan Betül Mardin, 1968 yılında çalışmaya başladığı halkla ilişkiler dalında yerel ve uluslararası alanda birçok ödül kazandı.
Uzun yıllar beş yıldızlı otellerin halkla ilişkiler danışmanlığını yapan Betül Mardin, turizm sektöründe halkla ilişkilerin yerleşmesine önemli katkıda bulundu. 1987 yılında Nilgün Pirinççioğlu, Canan Bengisarp, Cemal Noyan ve Cemal Karman ile İ.M.A.G.E Halkla İlişkileri, kuran Mardin bu şirketin başkanlık görevini halen devam ettiriyor. İngilizce ve Fransızca bilen Betül Mardin'in Haldun Dormen'den Ömer adında bir oğlu var.

Berdan Mardini - Sanatçı

Anne ve babası Mardin'in Yaylabaşı köyünden olan Mardini, 5 Kasım 1978'de Diyarbakır'da doğdu. Yedi kardeş'in 6. sı olan olan Mardini'nin babası T.Z.D. Kurumunda çalışan bir devlet memuruydu. Babasının mesleği nedeniyle eğitimini değişik illerde sürdürmek zorunda kaldı. İlkokul ikinci sınıfa kadar Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde okudu. Daha sonra babasının tayini çıkınca, ailesiyle birlikte Isparta’nın Gelendost taşındı. İlkokul üçüncü sınıfa Gelendost'ta devam etti. O yıllarda yeteneği ön plana çıkmaya başlıyordu. Okulda oynadığı piyes, tiyatro gibi sanat alanlarında sesinin güzelliği çevresi tarafından fark edildi. Aslında sahne anlamında müzik hayatına başlaması tamamen bir tesadüftü. Bu dönem içerisinde sabahtan akşama kadar işyerinde,işten sonra da ailesinden gizli olarak sahne hayatına başladı. Çevresi çok başarılı olduğuna inanıyordu. İstanbul'un değişik semtlerinden teklifler gelmeye başlamıştı. Bu arada profesyonel anlamda müziğe merak sarmaya başlamış ve teklifleri değerlendirme kararı almıştı. Ama konfeksiyon hayatı devam ediyordu. İkisinin de bir arada gitmeyeceğini düşünerek ailesine gece sahne aldığını ve artık müzikle uğraşmak istediğini söyledi. Ailesinden de olumlu yanıt aldı. Bir iki yıl Bakırköy’de sahne aldıktan sonra Etiler Zorba Taverna haftanın bir günü türkü gecesi yapmasını istemişti. Pazar günleri orada çıkmaya başladı. Bir dönem sonra şu sıralar da sahne aldığı yer olan Taksim Mektup Bar’da çıkmaya başladı. Sahne yıllarına başladıktan sonra kendisinden iki yaş büyük olan ağabeğide gitar çalmaya başlayarak Berdan'a sahnede eşlik etmeye başladı. Nihayet profesyonel çalışması 2000 yılının kasım ayında piyasaya çıktı. Albümü Canan Prodüksiyon tarafından yapılmıştı. Ama gerek yapım hatası gerekse tanıtım hatası kitlelere onu ulaştıramamıştı. Bu albüm kendisi için iyi bir tecrübe oldu. 2000 yılından 2002 yılına kadar bu anlamda mücadele verdi ve sonunda istediği albümü yaptı.

Zeynel Abidin Erdem - İş Adamı

1944 Yılında Mardin, Savur'da doğdu.İlk,Orta ve Lise öğrenimini Mardin’de tamamladı. 1970 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun oldu. 1972-1974 yılları arasında İstanbul Kimya Mühendisleri Odası başkanlığı, 1973-1976 yılları arasında da Sınai Anorganik Kimya Kürsüsü'nde asistanlık, 1973'te Kimsan İş ve İşçi sendikası genel başkanlığı ve Milliyetçi Demokrasi Partisi'nde (MDP) İstanbul il başkanlığı görevlerinde bulundu. Türkiye'deki Amerikan Ticaret Odası olan Türk Amerikan İşadamları Derneği Genel Başkanı, DEIK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türk İspanyol İş Konseyi Başkanı, Türk Fransız İş Konseyi Başkan Yardımcısı görevlerini sürdürmektedir. 1999 yılında Sudan Devlet Onur Nişanına layık görülmüş aynı zamanda Sudan Fahri Konsolosu görevini de sürdürmektedir. 13 Aralık 2002 tarihinde Dr. Zeynel Abidin ERDEM 'e İspanya Kralı Juan Carlos I Türk İspanyol ilişkilerine yapmış olduğu katkılar sebebiyle layık gördüğü Commander of the Order of Spanish Civil Merit Kraliyet Onur Nişanı İspanya Büyükelçisi Manuel de la Camara tarafından takdim edilmiştir. Avukat olan Emine Hanım ile 1982 yılında evlenmiştir. Erdem çiftinin Mehmet Rıza ve

Zeynep Berrin adlarında oğlu ve bir kızı bulunmaktadır.

Fehim Adak - Devlet Eski Bakanı



MARDİN - 1931, Abdürrezzak, Muhdiye - İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi - Arapça - İnşaat Yüksek Mühendisi - Mardin İI Bayındırlık Müdürü, DSİ Diyarbakır Bölge Müdürü, DSİ Ankara Murakabe Müşavere Kurulu Üyesi - IV, V ve XX nci Dönem Mardin Milletvekili - Ticaret, Bayındırlık, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Devlet Eski Bakanı - Evli, 6 Çocuk.






M.Asım Hacımustafaoğlu - Nevşehir Valisi

1945 yılında Mardin’de doğdu. 1963 yılında Rize Lisesinden mezun oldu. 1967 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şubeyi BİRİNCİLİKLE bitirdi.Koç Topluluğunun 1963 yılında ilk kez SBF’ne tahsis ettiği burstan 4 yıl müddetle yararlanmasına ve iş teklifine rağmen 1967 yılında İDARE mesleğini seçti.1969 yılında 48. Dönem Kaymakamlık kursunu BİRİNCILİKLE bitirdi. KONYA Vali Yardımcılığı ve Vali Vekilliği görevlerinde bulundu.1992 yılında, İstanbul’da Bağcılar İlçesinin kurulması üzerine, Bağcılar’ın ilk Kaymakamı olarak atandı ve Ekim 1997 tarihine kadar 5 yıl süre ile bu görevi sürdürdü. Bağcılar’da başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok sorunun çözümü için çalıştı. Bağcılar İlçesi Hizmet Vakfının kurucu başkanlığını yaptı.Ekim 1997’de Samsun Vali Yardımcılığına atandı.Bakan ve Valiler tarafından verilmiş çok sayıda TAKDİR BELGESİ bulunmaktadır.

Adnan Avuka - Gazeteci ve Fotoğraf Sanatçısı



Mardin Savurkapı Mahallesi'nde 1950 yılında doğdu. İlk, orta ve Ticaret Lisesi öğrenimini Mardin'de tamamladı. Okul yıllarında atletizm sporuna olan ilgisi, 1966–1973 yılları arasında Türkiye genelinde oldukça iyi dereceler almasını sağladı. 1966 yılında gazeteciliğe amatör olarak başladı. Türk Haberler Ajansı, Yeni İstanbul Gazetesi, Tercüman Gazetesi, TRT ve Hürriyet Haber Ajansı'nda görev yaptı. Gazetecilikteki başarısından dolayı 5 kez değişik yıllarda "Yılın Gazetecisi" seçilirken, çektiği fotoğraflar "Yılın Fotoğrafları" kategorisinde dereceler aldı. Adnan AVUKA sadece Türkiye'de değil, uluslararası sergilere de imza attı. Mardin eski Valisi Temel KOÇAKLAR'ın eşi Sabahat KOÇAKLAR'ın yardımları ile Suriye'nin Halep şehrinde, okul arkadaşı Kemal Akın'ın katkıları ile Avusturya'nın başkenti Viyana'da, Mardinli işadamı Hacı Münir ÇAĞLAR'ın katkıları ile Mısır'ın başkenti Kahire'de uluslararası sergilerini gerçekleştirdi. Adnan AVUKA, 3 yıl başkanlık yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği Mardin Şubesi kurucusu ve Türk Spor Yazarları Mardin temsilcisidir. 1976 yılından bu yana atletizm milli hakemliği yapmaktadır. Halen Doğan Haber Ajansı ve Cumhuriyet Gazetesi Mardin il temsilciliği ile Güney Hâkimiyet ve Mardin'de yayınlanan mahalli gazetelerin haber ve foto muhabirliğini yapmaktadır. Adnan AVUKA, evli, üç çocuk ve üç torun sahibidir.

Mümtaz Tahincioğlu - TOMSFED Başkan

1952'de Mardin'de doğdu. 1968'de İngiltere'ye gitti ve İngiltere'de kaldığı süre içerisinde "Fomula 4" kursuna katılarak bu sporla tanıştı. Türkiye'ye döndükten sonra 1989'dan itibaren "karting" sporunun gelişmesi için çalıştı. İstanbul'un ikinci Otomobil Spor Kulübü'nü (İMK) kurdu. 1989-1992 yılları arasında 3 kez Türkiye Karting Şampiyonu oldu ve Dünya Karting Şampiyonası'nda da Türkiye'yi ilk kez temsil etti. 1997'de Otomobil Fed. Başkanlığı'na seçildi.




Ercan Yazgan - Oyuncu

1946'da Mardin'de doğdu. 1971 yılından beri birçok filmde rol almıştır. 1999 yılında 36.Antalya Film Şenliği'nde 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ödülünü aldı. Akıllarda kalan en önemli iki filmi 'Bizimkiler' dizisinde Kapıcı Cafer ve 'Kaygısızlar' dizisinde ise Memnun Kaygısız rolüdür. Toplam 20 film ve dizide rol alan Yazgan, yapımcı olarak Bir Milyara Bir Çocuk filmini çekmiştir.





Ali Bulaç - Gazeteci

1951 yılında Mardin’de dünyaya geldi. 1975 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden, 1980 yılında ise İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümünden mezun oldu.1984 yılında Düşünce Yayınları’nın, 1984 yılında ise İnsan Yayınları’nın kuruluşuna öncülük etti. 1988 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Fikir Ödülü”ne layık görüldü. Halen Zaman Gazetesinde köşe yazıları yazıyor.

Kullanıcı avatarı
AsilKan
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 807
Kayıt: 02 Eyl 2006 [ 18:22 ]

Mesaj gönderen AsilKan »

gerçekten hoş bir tanıtım...

ellerine saglık, MARDİN gerçekten güzelmiş.

her yer tarih...

bizim oraya benziyor bu açıdan.bi fırsat bulsam ben de konya yı tanıtacam ama lanet olsun okuldan nefes alamıyoruz...

özellikle o tepenin akşam görüntüsü çok hoş...

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

rica ederim dostum

gerçekten MARDİN güzel heryer tarih gez bak tarihler içinde yaşıyoruz

ewt bende konyayı çok sevdim volkan abiye söz verdim muhakkak 1 gün gidecem bu 1 yıl sonrada olsa 10 yıl hatta 100 yıl :D sonrada olsa ben gene gidecem

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

MARDİN YEMEKLERİ

Mardin'in kendine has yemekleri muhtelif gıda maddelerinin severek olusturdugu bir lezzet yumagıdır.Sanki bu yemekler,agza layık harikalar olusum sürecindeyken,gizli bir el tarafından işlenmiş,dünyanın en güzel tatlarına bezenmiş hissini verir meraklılarına....Yemek bir kültür olayıdır.Kültür,bir yöre halkının,belirli bir toplumun yarattığı maddi ve manevi değerlerin toplamıdır.Bu değerler tarihi kalıntılarda olabileceği gibi,yasamın en önemli halkalarından biri olan yemeklerde de yer bulabilir.Yöremizde yetişen bitkilerin yardımıyla,hava sartlarının ve yaşam tarzının belirleyiciliğiyle,yemekler geleneksel bir boyut kazanır.Mardin mutfağının zenginliği,gelmiş geçmiş milletlerin kültür birikimlerinden Mardinli'lerin medeniyetteki tekamül sürecinde kendilerini yenilemedeki yetenekleri ve sosyal açıdan sahip oldukları açılımla ilgilidir.Çeşitli dinlerin dinsel törenleri için hazırlanan yemekler,dogum ve ölüm sonrası geleneksel günler ve ayinler için özel olarak oluşturulan hayratlar...

Mardin yemeklerini şu şekilde bölümlemek mümkündür :

1.Corbalar: Lebeniye,Un Corbası,Mercimek Corbası,Kelle Paca,Nohut Corbası,Corten,Ginedir Corbası,Domates Corbası.....

2.Kebablar: Soğan Kebabı, Patates Kebabı......

3.Et Yemekleri: Malzum,Kibbe,Mardin Çiğköftesi,Kelle Paca,Dobo,Firkiye,Güvec,Havuc Türlüsü......

4.Tavalar-Kızartmalar-Kavurmalar: Semizotu Tavası,Patates,Patlıcan,Biber,Kabak,Havuc Kızartması....

5.Köfteler: İçli Köfte (İkbebet), Aya Köfte (Irok), Çiğköfte, Mercimekli Köfte (Bello) ,Cevizli İçli Köfte ,Kitel Raha....

6.Dolmalar-Sarmalar: Patlıcan Dolması,Biber Dolması,İşkembe Dolması,Kaburga Dolması,Kabak Dolması,Hindi Dolması,

Kuzu Dolması,Güvercin Dolması,Domates Dolması,Tavuk Dolması.....

7.Pilavlar: Sehriyeli Bulgur Pilavı,Kınepleli Pilav,Mercimekli Pilav,Gasore,Ihşene,Coban Pilavı....

8.Hamur İşleri: Sembusek,Cevizli Börek,Susamlı Patates Böreği,Lor Böreği.....

9.Zeytinyağlı Yemekler: Zeytinyağlı Yaprak Sarması,Kıneble,Melemen,Nohut Meftunesi....

10.Piyazlar-Salatalar: Patates Salatası,Çoban Salatası,Beyin Salatası,Acur Salatası....

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

MARDİN'DE NELER VAR?

Taşın insan yaşamındaki yerini, insan emeğinin taşı nasıl şekillendirdiğini görmek için dinlerin, mezheplerin harman olduğu Mardine gitmeli. İklimi sert karasal iklimdir. Yazlar oldukça kurak ve sıcak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Bu sebeple tercihiniz, yaz sezonunda Mardin güzelliklerini yaşamak olsun.

Mardin, mimarisi, sosyal yaşamı, kültürel dokusu ve şehrin kendisi ile gerçekten her göreni büyüleyen bir şehirdir. Mardin yalnız şehir merkezi ile değil, çevresi ile de kültürel bir gezi için ideal bir yerdir.

Mardin gerçek anlamda bir müze şehridir. Bir kalenin üzerine oturtulmuş olan şehir, eski ve yeni olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Mardin in 1960'lı yılların sonunda şehrin tamamının SİT alanı ilan edilmesiyle şehir içine yeni inşaat yapımı yasaklanmıştır.



Mardin de baştan sona yürüyerek 15-20 dakika sürebilecek bir zamanda gezebilirsiniz. Araçların tek yönlü çalıştığı yalnız bir cadde vardır. Kendinizi 16.yy da hissedeceğiniz Mardin anlatılmaz yaşanır...

Önce Mardin kent merkezi içindeki önemli noktaları, evleri, medreseleri, kiliseleri, daha sonra ilçeleri Deyrulzafaran Manastırı başta olmak üzere Dara, Midyat ve Hasankeyf’i içine alan geniş bir alanı gezilmeli. Dünya Süryaniliğinin merkezi olan Deyrulzafaran, su sarnıçları ile Dara ve yine dünyadaki yaşayan arkeolojik birkaç şehirden biri olan Hasankeyf'i de kattığınızda Mardin gezmeye doyulmaz bir şehir olarak karşınıza çıkar.

Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mesaj gönderen En[G]in »

MARDİN'DEKİ KİLİSELER

Mar Petıus ve Pavlus Kilisesi: 1914'te Patrik 2. Abdullah döneminde Papaz Abdulmesih'in gayretleriyle Petrus ve Pavlus adına yapılmıştır. Kök boyalarla el işi baskı perdeleri mevcuttur. Bu kilisenin taş işlemeleri sadedir. Merkez Gül Mahallesindedir.

Mor İliyo Kilisesi: Mardin Kalesindedir. 3.yüzyılda yapılmıştır.

Mat Behnam (Kırklar)Kilisesi: 5.yüzyılda yapılmıştır. Şar Mahallesindedir. Kilise üç giriş kapılı, ince taş işçiliğiyle işlenmiş Mihrapları , dört yüzyıllık ahşap Mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yeraldığı divan mevcuttur. 1170 yılında Kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bu gün Mardin Metropolitlik Kilisesidir. Meryem Ana Kilisesi: Savur kapı mahallesinde 1857'te ibadete açılmıştır. Yıkık yettedir. Kırmızı (Surp Kevork) Kilise: 420 yılında yapılmıştır. 10 taş sütun üzerinde inşa edilen sede, mihrabın farklı geometrik taş süslemeleriyle ayrı bir özelliği vardır. Protestan Kilisesi: Geniş bir alan üzerinde inşa edilen kilise 569 yılında yapılmıştır.

Meryem Ana Kilisesi: Patrikhane 1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafindan yaptırılan kilisede; kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yeralır. Patriğin oturma yeri ile İncil vaiz yeri, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliğiyle bambaşka bir görünüm sergilemektedir. İçi 21 sütun üzerinde''Vermadun, Baharan'' Koro balkonu akustiktir.
1895 yılında Antakya Patriği İğnatuos Benham Banni tarafından inşa edilen Patrikhane bugün müze olarak hizmet vermektedir.
Eski Patrikhane binasının bir kısmı, İlde ana caddenin 1914-1915 yıllarında Almanların demirden yapılmış tekerlekli arabaların geçebilmesi için yapılan genişletme çalışmalarında yıkılmıştır. 1958 yılında ana cadde genişletilip Cumhuriyet Alanı ve yol bugünkü haline getirilmiştir.

Mar Hırmıs Kilisesi: M.S.430'da yapılmıştır. 1552 yılına kadar Nasturilerin kullanımındaydı. Bu kilisede iki Metropolit Mezarı mevcuttur.

Mar Yusuf Kilisesi: Meclis-i Mebusan Üyesi Hovsep Kazasyan'ın öncülüğünde ve Mardin Ermeni Katolik Cemeati katkılarıyla Patrik VIII. Grigoryus tarafından Mardin Metropolitliğine getirilen Melkun Nazaryan’ın görevi sırasında Mardin Surp Hovsep Kilisesinin inşaatına 1864’te başlanmış, 1894 yılında ibadete açılmıştır. Kilisenin yan tarafından Ruhbanların yeri vardır. Mimarı nam-ı değer Mimar Lole’dir. Rutubeti önlemek için kilisenin inşaatı sırasında temele tonlarca tuz dökülmüştür. Bu usul antik çağdan gelmektedir. Tepesinde Çan Kulesi olup, mimarisi düz damlıdır. İçi 21 sütun üzerinde “Vernadun, Baharan” Koro Balkonu akustiktir. Altı kutsal mihrabı olup, kuzeyde Horan, taşkoro, güneyde Kavit,batıda Mıgırdaran, doğuda Adyan şeklinde yapılmıştır.

Mor Şimuni Kilisesi: Eski Kale Köyünün güneybatısında yeralır. 793 yılında inşa edilmiştir.

Mor İvennis Kilisesi: Eski kale köyünün güneydoğusunda yeralan kilise 793 yılında inşa edilmiştir.

Mor Circis Kilisesi: Eski kale köyünün kuzeybatısında yeralan kilise 793 yılında yapılmıştır.

Mor İliye Klisesi: Yapım tarihi bilinmeyen kilise Çiftlik Köyündedir. Kilise içerisinde yan bölümünde iki oda mevcuttur. Bu odalara geçiş çok alçak tavanlı kapıdan yapılmaktadır. Orta kısımda şifalı (ruh, sinir ve sara hastaları) taka denen bölümü sık sık ziyaret edilmektedir.

Mor Yakup-Mor Kuryakus Kilesesi: Kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber 3.yüzyıla tarihlenen kilise Bülbül Köyündendir.

Meryem Ana Kilisesi: Göllü Köyünde bulunan kilise yıkık haldedir.

Mor Yuhannın Kilisesi: 370 yılında inşa edilen kilise Dereiçi (Kıllıt) Köyündedir.

Mor Babi Kilisesi: Nusaybin Günyurdu Köyünün kuzeybatısında ve tepenin başında bulunmaktadır. Kayanın yontularak kilise inşa edilmiştir. Buralara Mağara veya Yer altı Kilisesi de denilmektedir.

Mor Aho Kilisesi: Günyurdu Köyünün kuzeyinde tepe üzerinde bulunan kiliseye Patrik III. Yakup döneminde bazı eklemeler yapılmıştır.

Mor Şemun Kilisesi: Günyurdu Köyünün kuzeyinde yer almaktadır.Çok eski bir tarihe sahiptir.

Mor Yuhanna Kilisesi: Turabdin Dağının kayalık bir yamacındadır. Birçok yapıdan oluşmaktadır. Mor Evgin Manastırına 5 km. uzaklıkta olup, yaya olarak gidilebilmektedir.


Merkez İlçeye bağlı Bülbül Köyünde Mor Stefanos, Teodoros Kilisesi ve Meryem Ana Kilisesi,

Midyat Merkezinde: Protestan, Mar Şumune, Mor Barsavmo, Mor Ahısnoyo,Mor Şarbe, Meryem Ana Kiliseleri
Ömerli Merkezinde: ise Mor Cırcıs Kilisesi, Savur Merkezinde Mor Yuhanın Kilisesi(370 yılında) vardır.

Cevapla