Mars'taki Esrarengiz Kubbeler

Gözlerinize inanamayacağınız "nasıl olur ya?" dedirten garip olaylar bu bölümde...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

Mars'taki Esrarengiz Kubbeler

Mesaj gönderen En[G]in »

Resim

Resim

Mars Gezegeninde 4 Temmuz 1997 tarihinde inen Parthfinder (Kaşif) uzay aracı NASA’ya çektiği resimleri yollamaya başladı. Bu resimleri dünya ajanslarına satan kurumun fotoğraflarındaki “karartılar” dikkat çekmeye başladı. NASA, bu fotoğraflar için link hatlarındaki problemler yüzünden bazı fotoğrafları net alamıyoruz açıklamasını yapıyordu.


NASA NE SAKLIYOR?


Ancak Mars’ı İnternet’ten izleyen bomba gibi bir açıklama ile karşı karşıya kaldılar. Açıklama şöyleydi: “NASA dünya kamuoyundan bir şeyleri gizlemek için fotoğrafları özellikle karartıyor. Bu açıklama ile birlikte NASA’nın İnternet’te net olarak yayınlanan ikinci fotoğrafta, kubbe şeklinde cisimler görülüyor. NASA’nın yayınladığı bu fotoğraflarda ise bu cisimlerin olduğu yer, bant çekilmiş gibi karanlık…”


İsmini gizli tutan bir NASA yetkilisi “Bu temiz fotoğrafı nasıl elde ettiğimi sakın sormayın” diyor ve ekliyor “Temiz fotoğraflarda görülen kubbe şeklindeki cisimler göz yanılması da olabilir. Ancak NASA yetkilileri, kendi gördükleri her şeyi herkesin görmesini istemiyorlar.”


NASA’dan sızan bazı resimler bize Amerikalıların ısrarla başka gezegenlerde hayat olduğu ve temasa geçerek bilgi sahibi olduklarını gösteriyor. Buradaki amacın sebebi elde edilecek bilgi ile teknolojik olarak daha da ileriye gitmek istemeleridir. 1970’lerin başlarında TRT’nin siyah-beyaz ekranlarında yayınlanan UZAY YOLU dizisinin gerçek olmasına az bir sürenin kaldığına inananların sayısı bugün milyonları bulmuştur. Çünkü Uzay Yolu dizisinde kullanılan birçok ürünün mesela küçük telsizlerin, otomatik kapıların kendiliğinden açılması, Gezegene inen mürettebatın cep telefonları aracılığıyla ana gemi ile konuşmaları teknolojik olarak günlük hayatımıza girmiştir.


Tıbbi konularda gerçek olurken, insanların bir yerden bir yerlere ışınlanması yakında gerçek olacaktır. Bunun ile ilgili olay ise meşhur Philadelphia Deneyidir. 1943 yılında 2’nci Dünya Savaşının en kanlı günlerinde yapılan bu deneyde Virginia ile Norfolk limanları arasında bir destroyer ışınlanmıştı. İçindeki mürettebat ile gerçekleşen olay sonucunda tüm mürettebat deney sırasında ve sonrasında ölmüştü. Amerikalıların bu çalışmaları hala sürdürdüğünü görüp, bu deneylerin boş bir uğraş olmadığını anlamak için uzman olmaya gerek yok.


Gerçek şudur: Uzay Gemisi Atılgan gibi bir uzay gemisi yaparak Uzay’daki diğer gezegenlere gitme fikri artık gerçek olma aşamasındadır. Sadece bu teknolojiyi bulmak kaldı. Sorun süre sorunudur.


Biz yine NASA’ya dönelim neden elindeki bilgileri saklıyor. Çünkü kendi bilim adamlarıyla başarıya ulaşmak istiyor. 51’nci Bölge olayında olduğu gibi. Oraya zaten bir uzay gemisinin üştüğü, sağ veya ölü bir çok uzaylı cesedinin bulunduğuna hala inanılıyor. Her ne kadar resmi makamlar yalansa bile. Siz çok üstün bir teknolojiyi çözebilecek bilgiye veya cihazlara sahip misiniz? Dünyanın Kurtuluş Günü adlı filmden hatırlarsanız şöyle bir şey vardı. Dünya’yı istila eden uzaylılara karşı son çare 51’nci bölgedeki Uçan Daire’yi kullanarak savaşı kazanmaktı. Sonuçta filmin kahramanları bu Uçan Daire ile uzaylıların gemisini yok ederek, dünyayı kurtarıyorlar. Bizim de ileri sürdüğümüz gibi bunların gerçek olması hiç kimseyi şaşırtmayacak. 1947 yılından bu yana geçen süreçte Amerikalı bilim adamlarının incelemelerini sürdürdükleri Uçan Daire’yi çalıştırıp, çalıştırmadıkları bilinmiyor. Yasak bölge bugün herkese kapalı, geceleri ise garip cisimler ve ışıklar görülmeye devam ediyor. Belki de UFO’yu çalıştırdılar ya da benzerlerini yaptılar. Sonuçta bugün Amerikalılar Uzay konusunda çok ileri derecede çalışmalar yapıyorlar ve elde ettikleri bilgileri de kesinlikle kimseyle paylaşamıyorlar.



Cevapla