!!..mars'ın gizemi..!!

Gözlerinize inanamayacağınız "nasıl olur ya?" dedirten garip olaylar bu bölümde...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
En[G]in
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1740
Kayıt: 19 May 2018 [ 23:12 ]

!!..mars'ın gizemi..!!

Mesaj gönderen En[G]in »

Iki yil öncesine dek her sey oldukça güzel yürüyordu denebilir. Son derece kurnazca bir zamanlamayla ABD'nin Bagimsizlik Günü olan 4 Temmuz'a denk getirilen Pathfinder seferi, beklenenin de üzerinde basarili olmus, NASA dünya çapinda büyük bir basari elde etmisti. Dokuz aylik bir yolculuktan sonra Mars'in yüzeyine bir uzay arci indirmek, onun içinden çikan ve bir paten büyüklügünü biraz geçen ikinci bir araç yardimiyla hem yüzey incelemeleri yapmak hem de dünyaya bu ilginç gezegenden fotograflar yollamak az sey degildi elbette. 1997 temmuzunun ilk iki haftasi herkes, NASA'nin görkemli Pathfinder seferinden söz etti. Internet üzerindeki "Mars Misyonu" sayfalari, görülmemis ziyaretçe rekorlari kirarken Pathfinder da araliksiz olarak bir sürü fotograf iletti dünyaya. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Mars da gündemden indi, Pathfinder da. Ama NASA'nin basarisi belleklerden silinmedi.


Bugün, NASA yine Mars misyonuyla gündemde. Ama durum bu kez oldukça farkli. Iki yil önce, el kadar Sojourner aracini Pathfinder'in içinden gezegene indirip etkileyici yüzey incelemeleri yapan ve mükemmel fotograflarla dünyayi heyecanlandiran NASA, bugün "skandal" boyutuna erisen basarisizliklariyla sorgulaniyor. Elestiriler, 3 ay arayla ikinci kez Mars yörüngesinde uzay araci yitirilince bir anda doruga çikti. Neler oluyordu? Mars'ta mi olaganüstü bir seyler dönüyordu, yoksa NASA aradan geçen 2 yil içinde o müthis organizasyon ve proje yönetimi yeteneklerini yitirip beceriksiz bir kurulus haline mi gelmisti?


Ilk büyük düs kirikligi, geçtigimiz eylül ayinda gerçeklesti. Mars'in atmosferinde incelemeler yapmak ve ardindan gelen araca yol gösterici islev yapmak üzere 1998 sonlarinda Kizil Gezegen'e dogru yola çikan Mars Climate Orbiter, 1999 eylülünün son haftasinda yörüngeye yerlesecek ve görevini yapmaya baslayacakti. Bu araçtan beklenilen, gezegenin atmosfer bilesimini ve iklim degisikliklerini incelemek, bu degisimlerin gezegen yüzeyi üzerindeki etkisini ölçmek ve herhangi bir biçimde yasam barindirma ihtimali olup olmadigini sorgulamakti. Diger yandan Mars Climate Orbiter, ayni zamanda üç ay sonra gezegene varip yüzeye inis gerçeklestirmesi beklenen Mars Polar Lander'a da rehberlik edecekti bir yaniyla. islevi oldukça önemliydi.


Mars'la ilgili gözlemler, hesaplar, yörünge ayrintilari aylar önce oldukça hassas biçimde gerçeklestirilmis, bütün is Climate Orbiter'i istenen konuma yerlestirmeye gelmisti. NASA'nin web sitesinde, Pathfinder'dan sonra atilacak bu yeni dev adimla nerelere varilacagi anlatiliyor; operasyon saat saat duyuruluyordu. Ancak, Climate Orbiter tam gezegenin dünyadan görülemeyen yanina dogru süzülerek geçti ki, bütün baglantilar bir anda koptu! Merkez üsteki yogun çalismalara karsin araçtan bir daha hiç haber alinamadi. 135 milyon dolarin "çöpe gittigini" açiklamak hiç hos degildi dogrusu NASA'nin prestijli yöneticileri için. Ne var ki, bir seyler söylemek durumundaydilar. Sonunda, iki haftalik bir arastirma sonrasinda NASA'nin iki ayri birimi ve proje yönetimine yardim eden kurulus arasinda veri isleme sürecini sasirtacak son derece "siradan" ama "vahim" bir hata yapildigi söylendi: Ekiplerden biri metrik ölçü birimlerini kullanirken, bir digeri ingiliz ölçüleri olarak bunlari degerlendirmis; dolayisiyla "metre" ile "feet" arasindaki farkin yarattigi sapmayla Climate Orbiter gezegene olmasi gerekenden çok daha fazla yaklasarak atmosferde yanmisti. Aslinda araca ne oldugu bilinmiyordu ama, "Herhalde" ifadesiyle birlikte "yok oldugundan" söz ediliyordu. Yine NASA yetkililerinin bildirdigine göre Climate Orbiter'in basina gelen sanssizlik, aralik ayinda gezegen yüzeyine inis yapacak olan Polar Lander'i hiçbir biçimde etkilemeyecekti.


Bütün yogunluk, Aralik ayindaki projeye yöneltildi izleyen haftalarda. Mars Polar Lander, gezegenin bugüne dek hiç incelenmemis olan güney kutbuna inis yapacak ve iki yardimci modülüyle birlikte yüzey incelemesi sürdürüp Mars'ta buz ve su olup olmadigina netlik getirecekti. Bu arastirmanin sonucu, yakin gelecekte planlanan insanli yolculuklar için büyük önem tasiyordu, çünkü su oldugu taktirde her sey daha kolay yürüyecekti "üs kurma" çalismalarinda. Diger yandan, Polar Lander'dan inis sirasinda ayrilip farkli yönlere dogru inecek olan iki farkli modül de yasam belirtilerini inceleyecek; su anda ya da geçmisin herhangi bir döneminde Mars'ta yasam olup olmadigina iliskin belirtileri sorgulayacakti.


Derken, ikinci büyük sok geldi: NASA'nin web sitesinde bütün dünya haber ajanslarinin bagli oldugu bir bilgi akisi sayfasi yaratilmisti. Bu sayfadan NASA, Polar Lander'in bütün insini naklen yayimlayacakti dünyaya. Ne var ki, inise geçmek üzere dünyayla baglantisini geçici olarak kesen Polar Lander'dan bir daha hiç haber alinamadi. Uzay yarilmis, Polar Lander içine girmisti!


Basarisizligin üzerinden bir ay geçtikten sonra NASA "Polar Lander'la bir daha baglanti kurma umutlarinin bittigini" itiraf etti. Ancak neyin yanlis gittigi, bu sefer nerede hata yapildigi ve aracin basina ne geldigiyle ilgili bir tek sey söylenemedi. üç ay arayla, ikinci büyük projesini de Mars'in kizil isiklari arasinda yitirmisti NASA.


Iki basarisiz projenin yankilari su günlerde giderek artmaya basliyor. Degisik kesimlerden farkli bakislara göre yapilmis elestiriler yükselmeye basladi bile. Gelenekçi ve muhafazakar siyasi kuruluslar, "Amerikan halkinin parasini bir hiç yüzünden mi sokaga attiniz?" diyerek isin mali boyutuyla ilgileniyor daha çok. Sözü edilen para 300 milyon dolari buldugu için, NASA yetkilerinin basinin iyice agriyacagini söyleyebiliriz. Ama bizim için asil ilginç olan tepki, esoteriklerden, bagimsiz bilim arastirma kuruluslarindan ve çesitli bilim adamlarindan geliyor: "Mars'ta neler oluyor ve siz orada ne yapiyorsunuz?"


Sözünü ettigimiz kesimde yaygin görüs, Climate Orbiter'in "metrik sistem hatasi" dahil, son iki Mars misyonuyla ilgili olarak NASA'nin yaptigi açiklamalarin hiç inandirici olmadigi yolunda. Yaz aylarinda bizzat NASA bilim adamlarinca "Mars gezegenindeki dogal kosullar bir milyar yil önce ayni dünyadaki gibiydi, yasamin dünyaya Mars'tan tasinmis olmasi yabana atilacak ihtimal degil" biçiminde açiklamalar yapilmasi ve bu iki Mars aracinin sirlari çözmekte çok yardimci olacaginin vurgulanmasi, siradisi teorilere ilgi gösterenleri heyecanlandirmis durumda. "Mars yakinlarinda neler oluyor?" sorusunun dayanaklari, bir yaniyla "dünyadisi uygarliklar" sorununa gönderme yapiyor, diger yaniyla da 2000 yili dolaylari için binyillardan bu yana yapilan kehanetlerin yeniden isitilmasina neden oluyor. Sorular, çok fazla:


Bundan 24 yil önce Viking 1 uzay aracinin çektigi Mars fotograflarinda, gezegen yüzeyinde bir "insan yüzü"nü andiran tümsek görülmüs, az ilerisinde de Misir piramitlerini çagristiran ve yari yariya kumlar altina gömülmüs olusumlar dikkati çekmisti. NASA yetkilileri bunlarin "isik oyununa bagli algi hatasi" oldugunu ileri sürmüs ve "Mars'ta degil piramit ya da Sfenks, en ilkel halinde bile yasam izi yok" demislerdi. Ama 1996 yilinda, Antarktika'daki çok eski bir Mars meteoritinin üzerinde yapilan incelemelerde bakteri fosillerine rastlanmasi, bu gezegende yüz milyonlarca yil önce yasam olduguna dair reddedilmesi güç veriler koyuyordu ortaya.
Graham Hancock ve onunla ayni kulvarda yürüyen esoterik yazarlar, Mars gezegeni ile dünyanin geçmisi arasinda siki bir bag bulundugunu, ancak buna iliskin izlerin neredeyse bütünüyle silinmis olmasi nedeniyle giz perdesinin aralanamadigini yaziyorlardi yillardir. Hancock'in "Mars Gizemi" adli best-seller yapiti, su Cydonia bölgesindeki "insan yüzü" ile Misir'in Sfenks'i arasindaki sasirtici bagintilara dikkat çekiyordu.
Nostradamus'un dizeleri degil belki ama, i.ö 1200 yillarina dek dayanan eski yazitlardaki ilginç iddia ve kehanetler, belli bir tarihte ortaya çikacak "olaganüstü kosullar"dan söz ediyorlardi israrla. Bunlar arasinda büyük dinlerin kutsal kitaplari da vardi. Sözü edilen dönemin yildiz döngülerine göre tarihlenmesiyse, asagi yukari içinde bulundugumuz yillara, yani 2000 - 2004 arasina rastliyordu. Acaba, birkaç bin yilda bir yasanan olagandisi bir seyler mi vardi ufukta ve biz bilgilendirilmiyorduk?
Zecharia Sitchin'in "Dünya Günceleri" dizisindeki 8 kitapta çerçevesi çizilen teorisine göre binlerce yil önce dünyaya inip Eski sümer uygarligini kuran Nibiru gezegeninin güçlü sakinleri, gezegenlerinin yörüngesi yaklastikça dünyaya iniyorlardi ve bir hesaba göre en son i.ö 1600 dolaylarinda dünyadan ayrilmislar, 3600 yillik yörünge sürecinin tamamlanacagi 2000 yilinda döneceklerini söylemislerdi. ABD, NASA ve çok küçük bir azinlik bunu biliyor ve herkesten gizliyor muydu?
Agustos ayinin ortalarinda, NASA'nin Cassini adli uzay araci, dünya yörüngesinden aldigi hizla Satürn'e dogru yola çikti. Resmi açiklamaya göre Cassini Satürn'ün uydularini, atmosferini ve su ünlü "halkalari"ni inceleyecek. Ancak uzay aracinin 30 kilo plutonyumla yüklü olmasi bilim çevrelerinde saskinlik yaratti: Bu, müthis bir nükleer gücün uzaya dogru yola çikarilmasi demekti. Yüzyilin son günes tutulmasiyla gözü boyanan medyanin dikkatinden kaçti ama ayni günlerde dünyanin degisik ülkelerinden bilim adamlari "Cassini'yi durdurun" sloganiyla protesto gösterileri yaptilar.söyle soruyorlardi: "Uzayda birilerini mi bekliyorsunuz? Niçin bu denli etkili bir nükleer maddeyi uzay aracina yüklediniz?" Ayni günlerde ayni soru, ABD Savunma Bakanligi'na da yöneltiliyordu, çünkü ünlü "Yildiz Savaslari" projesine yeniden start verilmis, üstelik bütçesi çok daha yükseltilmisti. "Bu ilginç silahlari uzaya yerlestirerek kiminle savasmaya hazirlaniyorsunuz?" diye soruyordu bilim adamlari, "Beklediginiz birileri varsa, bunu biz de bilelim!"
Dünya tarihinin oldukça kritik ve siradisi bir dönemine giriyoruz. Bu arada, teknolojinin çok daha geri oldugu dönemlerde bile insansiz uzay araçlarini basariyla yöneten NASA, son üç ay içinde iki gelismis aracini art arda Mars dolaylarinda yitirdi. Hiçbir açiklama yok, sorulara verilen ele tutulur yanitlar yok. Bu araçlara ne oldu? Hiç kimse bilmiyor. Ancak, eger Mayis ayi dolaylarinda Mars yakinlarindan geçip Satürn'e dogru yola devam edecek olan, plutonyum yüklü Cassini'nin de basina bir sey gelirse, isler iyice ilginçlesecege benziyor



Cevapla