Command & Conquer Serisinde Yolculuk

Arkadaşlar ister menejerlik, ister frp, ister strateji her tür oyun için buraya yazabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
MaviGitar
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 397
Kayıt: 18 Eyl 2006 [ 19:57 ]

Command & Conquer Serisinde Yolculuk

Mesaj gönderen MaviGitar »

Resim
12 yıllık Command & Conquer serisi: klasiğin ilk oyunundan, serinin en son bombası "Tiberium Wars"a kadar CHIP Online olarak sizi zaman tüneline davet ediyoruz.

Gerçek zamanlı strateji (RTS)olarak karşımıza çıkan Command & Conquer ilk çıktığı zamanda bu alanda piyasada bulunan birçok oyundan biri değildi. Kısacası strateji oyunları alanında eşi benzeri yoktu.

Oyun yapımcısı Westwood 1992'de DUNE II ile ilk gerçek zamanlı strateji oyununu vaftiz etmiş ve bundan biraz sonra da Blizzard, WarCraft planları ile ortaya çıkmıştı. Fakat Command & Conquer asıl odak noktası haline gelmiş ve gerçek zamanlı strateji türünün ölçütlerini belirleyen unsur olmuştu.

Bundan yaklaşık 10 yıl sonra serinin üçüncü bölümü gün ışığına çıktı. Tabii ki bu zaman zarfında benzer türde çok daha fazla oyun görücüye çıktı. Zaman tüneline girmemize neden olan, serinin sadece büyük hayran kitlesi ve buna bağlı olarak onların beklentileri değil, aynı zamanda Command & Conquer tarihinin tozlu sayfalarına da bir göz atmak olduğunu belirtmek istiyoruz.

Resim
C&C: Tiberium Conflict: 1995'teki en iyi grafikler.

Command & Conquer oyunlarının hikâyesini tek parça halinde anlatmak mümkün değil. Bunun en büyük nedeni ise serinin takip eden oyunları Red Alert'in önceki oyunlar ile hiçbir bağı olmaması.

Command & Conquer'ı bu kadar eğlenceli yapan şey oyunun doğal bir ortama sahip olmasıydı. Çoklu oyuncu desteğine sahip, tamamen yenilikçi fikirler ile dolu, tüm bileşenlerin uyum içinde işlediği ve ilginç bir hikâyeye sahip olan oyun, oyuncuları adeta cezp etmişti. İlginçtir, oyunun ilk sürümü sadece DOS altında çalışıyordu ve ancak 1997'de çıkan Gold Edition ile oyun SVGA desteğine kavuşmuştu.

Resim

Hikâyenin temelinde yer alan Tiberium, dünyada bulunmayan bir mineraldi, çok yönlü kullanıma sahipti ve bu yüzden de değeri çok yüksekti. Tabii ki bu esnada, kendinizi iki grubun çatışması ortasında hangi tarafı seçeceğinize karar verirken bulmak hiç de sürpriz değildi. Ya çok uluslu askeri güç GDI'dan (Global Defense Initiative –Küresel Savunma Hareketi), ya da düzenbaz Kane liderliğindeki Nod oluşumdan taraf olacaktınız. Burada bahsi geçen Kane'e, dünyayı ele geçirirken ya yardım edecek ya da karşısına geçip savaşmak zorunda kalacaktınız.

Yaşayacağınız çatışmalarda, ünitelerin ve binaların inşası gibi durumlarda malum element Tiberium'a çok ihtiyacınız oluyordu. Bunların hepsi, oyunun, cepheden cepheye yaptığınız koşuşturma içerisinde sizi yoğun olarak zorlayan, dikkatlice düşünülmüş temellerinin bir parçası idi. Oyunun başarısını ve popülaritesini etkileyen bir başka önemli nokta ise Frank Klepacki'nin, Elektro parçaları oyunun atmosferine çok iyi uydurmasıydı. Bu esnada ilginç olan bir durum vardı ki serinin tüm bölümlerinde insan piyade birlikleri, çocukların ve gençlerin korunması sebebi ile Cyborg'lardan oluşuyordu.
Resim

Command & Conquer'ın piyasaya çıkmasından yaklaşık bir yıl sonra oyunun ilk genişleme paketi olan Command & Conquer: The Covert Operations 30 Nisan 1996'da raflardaki yerini aldı.


Bu genişleme paketi ile birlikte yeni görevler, tek ve çoklu oyun moduna yeni haritalar ve oyunun zorluk derecesine büyük bir yükselme geldi. Tabii ki bu sadece ufak bir adımdı. 1996'nın Sonbahar'ında yeni bir bölüm olan Command & Conquer : Red Alert çıktı ortaya.

Resim

Daha önce de dediğimiz gibi tek bir bağlamdan bahsetmek mümkün değil, zira Red Alert ile tamamen farklı bir senaryo belirdi. Oyun 1946'da geçiyor ve soğuk savaş'ı konu alıyordu. Bilim adamları, Einstein önderliğinde zaman makinesi ile ikinci dünya savaşı dönemine gidip Adolf Hitler'i durdurmaya ve böylece savaşı önlemeye çalışıyorlardı fakat başarısız oluyor ve bundan dolayı doğu ve batı arasında bir çatışma çıkıyordu. Daha sonra hikâyelerin konusu arasındaki bağımsızlıktan dolayı akıllarda oluşan soru işaretlerini temizlemek amacı ile Kane yardımcı rolde tekrar belirdi.

Aradan geçen zaman zarfında oyun için Counterstrike ve The Aftermath adında iki genişleme paketi yayınlandı. Tabii ki bu ek paketler yeni görevler, tekli ve çoklu oyun haritalarını da beraberinde getirdi. Toplamda oyunun oynanış biçimi gerçekten makul düzeylere ulaşmıştı fakat bazı içerik zayıflıkları da yok değildi (yanlış dünya haritaları, BM'den bahsedilmesi).Yine oyundaki videoların zayıflığı da eleştirilenler arasındaydı.

Resim

Geçen zaman içinde sadece çevrimiçi oynanabilen Sole Survivor'ın piyasaya çıkmasına rağmen 1999'ların ortasına kadar ortalıkta sessizlik hüküm sürmüştü.


Command & Conquer: Tiberian Sun oyuncuları tekrar GDI ve Nod arasında süre gelen güzel ama bir o kadar da zehirli Tiberium çatışmasının içine sürüklüyordu. Fakat yeni savaşta oyuncu, isimsiz komutan gibi hareket etmeyecek, oyunun tanımına daha iyi uyan bir kahramanın rolünü üstlenecekti.

Açıkça iyileştirilmiş oyun motorunun yanında, güzel grafikler ve yeni teknolojiler ile oyun, bilim kurgu ile fantezi elementini aynı çatı altında topluyordu. Oyunun oynanış kalitesi de günümüzle yarışır niteliğe ulaşmıştı. Birçok oyuncu Tiberian Sun'ı serinin en iyisi olarak görürken, eleştirilen şey ünitelerin dengesizliği olmuştu. Bu hatayı geliştiriciler, kısa bir süre sonra Mart 200'de, Firestorm eklentisini piyasaya sürerek düzelttiler. Paket beraberinde sadece yeni görevler ve üniteler değil çoklu oyuncu moduna gerekli dengelemeyi de getiriyordu.

Resim

Altı ay sonra aynı evrenin takipçisi ve doğu batı arasındaki çatışmanın körükleyicisi Red Alert 2 gün ışığına çıktı. Bu defa oyun, 1972'de kızgın bir Sovyet generalin ABD'ye saldırmasını konu alıyordu. Oyuncular bir kez daha iki taraftan birini seçmeye zorlanıyordu ve bunun farklı bir seri olduğunu düşünen ve Red Alert serisinin sadece bir yan macera olduğunu düşünenler olmak üzere ikiye ayrılmıştı.

Eskiye nazaran oynanış olarak büyük bir değişiklik barındırmayan fakat Tiberium çatışmalarına içerik olarak çok benzemesinden dolayı Red Alert 2, oyuncular arasında tartışmalar başlatmıştı. Bu defa kullanıcılar ek paketin çıkması için bir yıl boyunca sabretmek zorundaydı ve sonunda Ekim 2001'de Yuri's Revenge ile oyunun içeriği yenilenmişti. Üçüncü bir tarafı (Yuri) oyuna katmasının yanında Yuris's Revenge; Mısır, Avustralya ve hatta Ay'ın mekânlarını da oyunun atmosferine dâhil etmişti.

Resim

2002'nin Şubat ayında piyasaya çıkan Command & Conquer: Renegade ile yapımcılar tamamen yeni bir yola girmiştiler. Böylece seri, ilk defa bir strateji oyunu yerine First Person Shooter oyununa ev sahipliği yapmıştı.

GDI'ın komando askerleri görevindeki Nick "Havoc" Parker, oyuncuyu C&C evrenine sürüklerken bu işi canlı canlı çatışarak gerçekleştiriyordu. Ayrıca oyunun çoklu oyuncu modu da gerçekten beğeni ile karşılanmıştı ve kendi türüne de çok şey katmıştı.

Stratejicileri beslemek gerektiğini düşünen Westwood aradan bir yıl sonra Şubat 2003'de Command & Conquer: Generals ile tekrar strateji sahnesindeki yerini almıştı. Fakat oyunu satın alanlar aradan 2 ay geçtikten sonra şunu fark etmişlerdi; satın aldıkları şey Irak savaşı idi. Serinin ilk oyunlarında insanlar yerine robotlar kullanılırken şimdi ise sahnede intihar bombacıları ve boyanmış sivil halk bulunuyordu.

Resim

İçerik olarak oyun, serinin eski oyunlarından tamamen ayrılmış ve Tiberium çatışmalarından ve eski günlerden hiçbir şey barındırmıyordu. Daha doğrusu artık ABD, Çin ve Teröristler arasında geçen bir çatışma söz konusu idi ve ilk defa senaryo geçmiş bir hikâyeye sahip değildi.

Teknolojik olarak oyun seride ilk kez özgür harekete, yakınlaştırılabilir 3B grafiğe ve o ana kadar ki görsel olarak en detaylı birimlere sahipti. Fakat kusursuz oyun olmayacağı gibi Generals'in de eksik hikâyesinin yanında oyunun Soundtrack'lerini artık Frank Klepacki'nin yapmıyor olması ve oyunun bir parça uyum kaybı olması eleştirilmişti. Buna rağmen Generals, bazı oyun çevreleri tarafından o ana kadar serinin çıkardığı en iyi oyunlardan biri olarak değerlendirildi. 2003'ün Eylül ayında ise yeni taktik olanaklarının, yeni haritaların ve yeni oyun modlarının yanında başka hiçbir yenilik sunmayan eklenti paketi Zero Hour belirdi.

Resim

Serinin 10 yılı kutlanırken nihayet 2006'da, içinde o zamana kadar çıkmış olan (neredeyse) bütün Command & Conquer oyunlarını barındıran First Decade yayınlandı.

First Decade ile serinin hayranlarına, bir DVD'de(DVD9), serinin Windows XP gibi güncel işletim sistemlerinde çalışabilen tamı tamına 12 oyununa birden sahip olma fırsatı sunuldu. Açıkçası birçok eski oyunun, özellikle ağ problemleri yaşamaları (daha sonra yamalandı) ve görüntü kalitelerinin piyasadaki benzerlerine oranla görece düşük olması onların artık çağa ayak uyduramayacaklarının kanıtı gibiydi.

Paket, özellikle nostalji severler için çok hoş bir Bonus DVD'si barındırıyordu. Fakat şimdi, 2007'de, nihayet tam zamanında, Command & Conquer serisinin yeni takipçisinin tadını çıkarabiliriz. Bu defa serinin hayranları tekrar GDI, Nod ve özellikle de Bay Düzenbazötesi Kane ile tanışacaklar. PC için yapılan uyarlamanın yanında oyunun bir de XBOX360 sürümü bulunuyor. Eğlenmek hepimizin hakkı!

Resim

inceleme kaynak: chip.com.tr



Cevapla