A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Sağlık ile ilgili tüm bilgileri bu bölümümüzde bulabilirsiniz...
Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

Normal bir gebelikte hangi test ne zaman?

İdeal olan bir kişinin gebelik öncesi bir jinekologa
gidip muayene olması ve sonrasında bilinçli
şekilde gebe kalmasıdır.
Ancak maalesef pek az bayan gebelik öncesi
hekimlere gelip muayene olmaktadır.

Normal bir gebelik izlemindeki haftaları ve takiplerde yapılması gereken tetkikleri gebelik haftalarına göre aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

GEBELİK İZLEMİ

İlk vizit: 6-8. hafta
Öncelikle kanda yapılan β-HCG veya idrarda gebelik testlerinin pozitif oluşu ile gebelik tanısı konulur. İlk gebelik vizitinde anne adayları adeta bir check-up’tan geçirilirler.

• Ultrason (tercihen vajen içinden)
• Kan grubu, Rh
• Tam kan sayımı
• Kan biyokimyası
• TORCH taraması
• Tam idrar tahlili, gerekirse idrar kültür- antibiyogramı
• Servikovaginal smear testi (PAP smear testi)
• Kanama profili
• Hepatit B, Hepatit C, AIDS taraması

2. vizit: 10-13. hafta
• Ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT)
• I. Trimester tarama testi

3. vizit: 16-18. hafta
• Ultrason (anomali taraması)
• II. Trimester tarama testi (Üçlü Test, Triple Test)
• Amniyosentez (gerekirse)

4. vizit: 22-24. hafta
• Ultrason (anomali taraması)
• Servikal kültür ve fresh testleri.

5. vizit: 24-28. hafta
• Tam kan sayımı
• Tam idrar tetkiki
• 50 gram glukoz yükleme testi
• 28. haftada İndirekt Coombs Testi (kan uyuşmazlığı olanlarda)

6. vizit: 32. hafta
• Genel ultrason değerlendirmeleri

7. vizit: 34. hafta
• Genel ultrason değerlendirmeleri

8. vizit: 36. hafta
• Genel ultrason değerlendirmeleri

9. vizit: 38. hafta
• Ultrason (gerekirse biyofizik profil)
• NST (Non-Stres Test)
• Doppler ultrasonu (gerekirse)
• Kan biyokimyası, Tam kan sayımı, Tam idrar tahlilleri, Hbs Ag, Anti Hbs, HCV, HIV, gerekirse TORCH testleri tetkikleri tekrarı

39-42. haftalar arası izlem
• Ultrason (gerekirse biyofizik profil)
• NST (38-40. haftalar arası haftada bir, 40.haftadan sonra 3 günde bir)
• Vajinal muayene (tuşe)
• Doğum işaretleri konusunda gebe bilgilendirilir ve günü yaklaşan anne adayına doğumla ilgili detaylı bilgiler verilir.

40. haftadan sonra ise gebenin doğuma kadar haftada iki kez görülerek değerlendirilmesinde yarar vardır.

42. haftaya kadar doğumu başlamayan gebeler ise hastaneye yatırılarak doğum başlatılmalıdır.


GEBELİK İZLEMİ ( DETAYLI ŞEKLİYLE)

İlk vizit: 6-8. hafta

En sık tahlillerin istendiği
dönem ilk vizittir.
Bu dönemde anne adayları,
daha önceden bildikleri veya
bilmedikleri hastalıklar
açısından adeta bir check-
up’tan geçirilirler.



• Ultrason
Ultrasonda düzgün gebelik kesesi içinde kalp atım hızı 100/dk’nın üzerinde olan embriyo ile embriyoyu besleyen keseyi (yolk sac) görmek mümkündür.

Ultrasonda ayrıca rahimde myom, yumurtalıklarda kist türü her hangi bir kitlenin varlığı araştırılır. Cerviksin (rahim ağzının) uzunluğu ve şekli de değerlendirilir.

Bu gebelik haftalarında vajen içinden (transvajinal yolla) yapılan ultrason karından (transabdominal) yapılana göre daha net bilgi verir ve tercih sebebidir.

Transvajinal yolla yapılan ultrasonda son adet tarihine göre 5 hafta 4 günlükken, transabdominal yolla yapılanda ise 6 haftalıkken bir embriyo ile kalp atımlarını görmek mümkündür.

• Kan grubu, Rh
Gebenin kan grubu Rh negatif, eşinin kan grubu Rh pozitif olması durumunda "Kan uyuşmazlığı" (Rh/rh) durumundan bahsedilir.

Anne rahmindeki bebeğin kan uyuşmazlığından etkilenip etkilenmediğini anlamak için ise "İndirect Coombs testi" yapılmalıdır.

İndirect coombs testi negatif olan gebeler, kan uyuşmazlığına bağlı bebekte bir etkilenme durumunun olmadığı anlaşılarak takibe alınırlar. 28.haftada tekrarlanan İndirect coombs testi negatifliğinin devamı durumunda bebeği son aylara kadar kan uyuşmazlığından korumak için "Anti D Immunglobulin" enjeksiyonu yapılır.

Yine, kan uyuşmazlıkları olan gebelerde doğumdan sonra bebeğin kan grubuna bakılır. Kan grubunun Rh pozitif olması durumunda anneye yapılan Anti D Immunglobulin uygulaması tekrarlanır.

Anne adayı kan grubunun Rh negatif, baba adayınınkinin ise Rh pozitif olması dışındaki tüm olasılıklarda kan uyuşmazlığı söz konusu değildir.

• Tam kan sayımı
Tam kan sayımı ile gebeliğin başlangıcında herhangi bir "kan eksikliği (anemi)" durumunun varlığı araştırılır.

Kan eksikliği demir eksikliğine bağlı olabileceği gibi Megaloblastik anemi, Pernisiyöz anemi, Orak hücreli (Sickle cell) anemi, Thalesemi durumları, maligniteler ve bazı sistemik rahatsızlıkların bir belirtisi olarak da karşımıza çıkabilir.

Ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde Thalesemiye (Akdeniz anemisi) bağlı anemiler sıklıkla görülmektedir.

"Anemi" ile ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız >>>

• Kan biyokimyası: Açlık kan şekeri (AKŞ), Üre (BUN), SGOT, SGPT, Kreatinin
Karaciğer ve böbrek hastalıklarının gebeliğin hemen başlangıcında tespiti takip açısından önemlidir. Nitekim gebelikte bu organların yükleri de artacaktır.

İleri derecede böbrek veya karaciğer problemlerinde gebelik sonlandırılabilir. Özellikle şeker hastalığı (diabet), yüksek tansiyon (hipertansiyon) gibi sistemik rahatsızlıkların varlığında bu testlerin önemi artar. Bu durumlarda hekimler ek olarak bazı testler de isteyebilir.

• TORCH taraması: Toksoplasma, Rubella (Kızamıkçık), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2 enfeksiyonları Ig M ve Ig G antikorları taranır.

Bu tür enfeksiyonlar gebelik harici dönemlerde geçirildiğinde her hangi bir problem oluşturmazken gebeliğin özellikle ilk üç ayında geçirildiğinde bebekte bir takım sakatlıklara yol açabilir.

Toksoplasma özellikle kedi ve köpek dışkıları bulaşmış yenilen gıdalardan alınır. Özellikle çiğ et ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzeler Toksoplasma parazitinin geçmesinde rol oynar. Gebeliğin başında yapılan antikor tarama testlerinde Ig M ve Ig G antikorlarının her ikisinin de negatif olması durumu vücudun toksoplasma paraziti ile hiç karşılaşmadığını gösterir. Bu durumda gebeliğin sonuna dek toksoplasmadan korunma şarttır.

Toksoplazmadan korunmak için kedi, köpek cinsi hayvanlardan gebelik süresince uzak durmak, eğer evde besleniyorsa aşılarını yaptırmak, yenilen etleri iyi pişirmek, çiğ et yememek, yemek öncesi elleri iyi yıkamak ve meyve-sebzeleri bolca suyla yıkamak gereklidir.

Ülkemizde çiğ et tüketimi alışkanlığının yaygın olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, toksoplasma enfeksiyonları daha sıklıkla görülmektedir.

Rubella (Kızamıkçık), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2 enfeksiyonları ise daha çok hasta kişilere temas yoluyla bulaşan rahatsızlıklardır. Özellikle Rubella (kızamıkçık) mikrobu ile gebeliğin ilk üç ayında karşılaşıp hastalığı geçiren kişilerde gebelik kesinlikle tahliye edilmelidir.

• Tam idrar tahlili, gerekirse idrar kültür- antibiyogramı
İlk vizitte yapılan idrar tahlilleri böbrek fonksiyonlarının indirekt bir göstergesi olduğu gibi gizli veya aşikar idrar yolu enfeksiyonu varlığını konusunda da bilgi verir.

İlk aylardaki idrar yolu enfeksiyonları gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları arttırır, idrarda yanma ve/veya kasık ağrılarına neden olabilir.

Son aylardaki gizli veya aşikar enfeksiyonlar ise erken doğum sancılarına sebep olabilir.

• Servikovaginal smear testi (PAP smear testi)
Gebelikte salgılanan hormonlar neticesinde rahim ağzı (cervix) kanserlerinde artış meydana gelmektedir. Bu nedenle gebelere ilk aylarında smear testi uygulanarak böyle bir durumun varlığı araştırılmalıdır.

Ülkemizde gebelerin pek çoğu yanlış bir inanışla bebeklerine zarar geleceğini düşündüklerinden bu tür bir işlemi kabul etmezken doktorları da ilk ayında hastalarını muayeneden korkutmak istemedikleri için genelde bu işlemi ihmal ederler.
PAP Smear testi ile ilgili bilgi almak için tıklayınız >>>

• Kanama profili
Kanama profili testleri içinde aPTT, PTT, INR, Fibrinojen, Trombosit sayımı vardır.

Hem normal doğum hem de sezaryen kanamalı bir işlemdir. Gebelerin "kanamaya yatkınlıkları" ilk vizitte belirlenmelidir. Ayrıca hastaların kendi ifadelerinden önceden olan kanamaya yatkın bir durumlarının olup olmadığı sorgulanır.

Özellikle bir takım kalp hastalıklarında bazı hastalar kanamayı engelleyici hap veya iğneleri kullanmak zorunda olabilirler. Bu tür durumların varlığında gebelikteki izlemler arttırılır ve doğum öncesi bazı önlemler önceden alınır.

• Hepatit B, Hepatit C, AIDS taraması
Hepatit B için HbsAg ve Anti Hbs, Hepatit C için Anti HCV, AIDS için ise Anti HIV testleri yapılarak her hangi bir taşıyıcılık durumunun olup olmadığı araştırılır.

Bu tür viral hastalıklar cinsel ilişki, kan veya doğum yoluyla bulaşır ve genelde kişilerde uzun bir süre taşıyıcılığa (portörlük) sebep verebilirler.

Taşıyıcı (portör), "hasta olmadığı halde hastalığı bulaştırabilen" demektir. Bu kişilerin vücutlarında barındırdıkları virüsler gebelik sırasında plasenta yoluyla bebeğe geçmesine rağmen bebekte her hangi bir sakatlığa neden olmazken, yenidoğan bebeklerin immün direnci (bağışıklığı) yetişkinlere göre daha az olduğu için bebeklerde doğumdan sonra bazı problemlere yol açabilirler. Bu problemler bebeklerde hastalığa yakalanma veya hastalığı taşıma şekillerinde olabilir.

Hepatit B taşıyıcı annelerin bebeklerine doğum sonrası aşı ile serum uygulaması yapılır ve belirli aralıklarla aşı tedavisi devam eder. Bu şekilde bebeğin aktif olarak bağışıklanması sağlanır. Ancak maalesef Hepatit C ve AIDS virüsünü taşıyan gebelerin doğan bebekleri için hastalıktan koruyucu etkin bir tedavi günümüzde bulunmamaktadır.

2. vizit: 10-13. hafta
• Ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT)

Bu haftalar arasında fetusun anatomik organları ve büyüklüğü değerlendirilir. Ayrıca ulrasonla ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT) ölçülür (Yandaki resim).

Ense kalınlığının uygun ölçümün yapılabilmesi için fetus son adet tarihine göre 11 ile 13 hafta 6 gün arasında ve baş-popo mesafesi 45-84 mm arasında olmalıdır.

Ense pilisinin kalınlığı; Trizomi 21 (Down sendromu, mongolizm), Trizomi 18 gibi kromozomal bozukluklarda ve bebeğin özellikle kalp gibi bazı organların problemlerinde artar. Bu artışın nedeni bebeğin ense bölgesindeki sıvı birikimidir (ödem) ve bunu ultrasonla yakalamak mümkündür.

Normal olarak bebeğin ense kalınlığı gebelik haftası ilerledikçe artar. Genel olarak 3 milimetrenin üstü patolojik kabul edilir ve bu durumda fetus özellikle "Down sendromu" açısından ileri değerlendirmeye alınır.

Ense kalınlığı ölçümü, son yıllarda gebelik takiplerine girmiş bir yöntemdir. Ayrıca yapılması belirli bir deneyimi gerektirir.
En son kesanlı_aslan tarafından 13 Nis 2011 [ 00:02 ] tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.



Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

• I. Trimester tarama testi (İkili test)
Son on yılda dünyada, son 4-5 yılda da ülkemizde yaygınlaşan ilk trimester tarama testinin amacı Down sendromunun erken gebelik haftalarında yakalanmasıdır.

Son adet tarihine göre 9-13. gebelik haftaları arasında uygulanan testte anne adayından kan alınarak serbest β-HCG ve PAPP-A biyokimyasal değerlerine bakılır.

Down sendromunda anne kanında, serbest β-HCG değerleri normalin iki katı yüksek iken PAPP-A değerleri normalin 2.5 da biri (%40’ı) kadardır. "İkili test" olarak anılan işlemde her iki biyokimyasal değer bilgisayar programında değerlendirilir ve ortaya bir risk oranı çıkar. Risk oranının 1/250’nin üzerinde olması Down sendromu açısından ileri tetkiki gerektirir.

Testin pozitif olması durumunda yapılması gereken ileri aşama, "koryon villüs biyopsisi" adı verilen plasentanın bebeğe ait kısmından küçük bir parça alınarak kromozom açısından analizi ile teşhisin sağlanmasıdır.

Son yıllarda ikili teste eklenen "Nuchal Translucency (NT, ense kalınlığı, ense pilisi kalınlığı)" ölçümleri ile birlikte değerlendirilmesiyle test "üçlü test" adını almıştır.

3. vizit: 16-18. hafta
• Ultrasonda; fetus bir bütün olarak anomali taraması açısından değerlendirilir.

• II. Trimester tarama testi (Üçlü Test, Triple Test)
Üçlü test uygulamasındaki amaç; bebeğe ait özellikle Down sendromu, Trizomi 18 gibi kromozom bozuklukları ile birlikte "Nöral tüp defektleri" adı verilen bir takım anomalileri taranmasıdır.

Üçlü test; gebeliğin 16-19. haftaları arasında anne kanından alınan örnekte β-HCG, alfa feto protein (AFP) ve bağlanmamış estriol (uE3) denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapılır. Bu ölçümler gebelik haftasına göre annenin yaşı, vücut ağırlığı, ırkı, annede diyabet olup olmaması, sigara içip içmediği, öyküde önceki gebeliklerin özellikleri ile birlikte değerlendirilir. Büyümekte olan bebekte olabilecek nöral tüp defekti ve bazı kromozomal anormalliklerle (Down sendromu ve trizomi 18) karşılaşılma riski hesaplanır.

Üçlü test bir tanı testi değil "tarama testi (screening test)" dir. Testin amacı bebek ve anne açısından riskli yöntemleri kullanmadan bebekte olabilecek anomali riskini saptamaktır. Eğer test sonucunda risk belirli bir düzeyin üzerinde çıkarsa (genel olarak 1/270 den fazla olması durumunda) "amniyosentez" adı verilen işlem yapılarak kesin tanı konulur. Yani amniyosentez bir "teşhis testi (diagnostic test)" dir.

Amniyosentez işleminde anne karnından ince ve uzun bir iğne yardımıyla amniyon sıvısı alınır. Tecrübeli ellerle yapıldığında oldukça ağrısız ve bebek için riskleri azdır.

Alınan sıvıda bebeğe ait dökülen canlı hücreler vardır. Bu hücreler özel bir kültür ortamında bekletilerek üretilir. Üretilen hücreler belli bir safhada toplanılarak kromozomları ayrıştırılır ve mikroskop altında görüntülenerek kromozomlar analiz edilir.

Kromozom analizinde görüntülenen hücreler direkt bebeğe ait olduğu için bebeğin kromozom yayılımını gösterir. Bu şekilde bebeğe ait kromozomlarda olan problemler rahatlıkla görülebilir ve aynı zamanda *** (cinsiyet) kromozomlarının incelenmesiyle bebeğin cinsiyeti de ortaya çıkar. Aşağıdaki resimde amniyosentez işleminin yapılışını görmektesiniz.

Karından bir ince iğneyle ultrason eşliğinde amniyon kesesine girilir.

Yaklaşık 20 cc amniyon sıvısı enjektör ile aspire edilerek genetik laboratuara gönderilir.

Nöral tüp defektleri (NTD) bebeklerde görülen anomaliler (bebekteki kusurlar) arasında ilk sıraları almaktadır. Birkaç ayrı türü vardır. Bunlardan biri bebeğin beyin dokusunun bir bütün olarak gelişmemesidir, "anensefali" adı verilen bu en ağır şekli ölümcüldür.

Nöral tüp defektlerinin diğer türleri ise omurilikle ilgilidir. Omurilik gelişirken onu çevreleyen omurga kemiklerinin tam kapanmaması sonucu omurilik dokusu bebeğin sırtındaki bir yarıktan dışarıya çıkar; bu duruma "spina bifida" denilir. Dış etkenlere çok hassas olan bu sinir dokusu zamanla zedelenir ve bebek belli bir seviyenin altında sinirsel fonksiyonlarını yapamaz. Sonuç olarak bebek açısından yine ölümcül olabilecek bir doğumsal anomalidir. Hafif şekildeki spina bifidalarda doğum sonrası bir takım operasyonlarla düzelme şansı vardır.

Bu anomalilerde açıkta kalan dokudan "alfafetoprotein" (AFP) amniyon sıvısına, buradan da anne kanına geçer. Anne kanından yapılan testlerde bu gebelerde normal gebelerden daha yüksek miktarlarda alfafetoprotein saptanır.

Spina bifidalı gebeliklerin % 85'i bu test ile yakalanabilmektedir. Ancak test yapılan gebelerin %3-4'ünde her şey normal olmasına rağmen yüksek sonuç verebilmektedir. Bu nedenle tek başına test sonuçlarıyla tanı konmamaktadır.

Üçlü testte AFP yüksek ise ayrıntılı ultrason ile beyin dokusu ve omurgalar değerlendirilir. Ultrason ile saptanamayan bir durum varlığında amniyosentez yapılarak amniyotik sıvıdaki AFP miktarı ölçülerek kesin tanı konulabilir. Ayrıca amniyon sıvısındaki "asetilkolin esteraz enzimi"nin miktarına da bakılabilir.

AFP değeri yüksek fakat amniyosentezde ve ayrıntılı ultrasonografide anomali saptanmayan gebeliklerde, bebeğin büyüme ve gelişmesinin daha yakın takip edilmesi önerilmektedir.

Anne kanında yapılan üçlü test ile Down sendromu ile birlikte trizomi 18 riski de hesaplanabilmektedir. Down sendromlu bebekte normalde iki tane olması gereken 21. kromozom üç tanedir.

Trizomi 18’de ise aynı problem 18. kromozomdadır. Trizomi 18’li bebekler yaşamla bağdaşmaz ve genel olarak anne karnında veya doğumdan hemen sonra ölürler. Trizomi 18 görülme sıklığı Down sendromuna göre oldukça azdır.

Down sendromu (Trizom 21, mongolizm) yaklaşık olarak 850 doğumda bir görülür. Tedavisi olmayan bu kromozom anomalisinde fiziksel ve zeka geriliği olan bebekler söz konusudur.

Down sendromu görülme şansı yaşa bağımlı olarak artar. Özellikle 35 yaşın üzerinde risk önemli bir boyuta ulaşır. Ancak tüm Down sendromluların %25-35’i yalnızca 35 yaş üzeri gebelik ürünü iken %70-80’e varan oranlarda genç gebeliklerdedir. Üçlü testle Down sendromlu bebeklerin %60'ına yakını (%5 yalancı pozitiflikle) yakalanabilmektedir.

Son yıllarda üçlü testin Down sendromu yakalama şansını daha da arttırmak amacıyla teste kandaki "İnhibin A" adı verilen biyokimyasal değerinin de ölçülüp eklenerek testin "dörtlü test" şekline dönüşmesi için yapılan çalışmalar umut vericidir.

Down sendromu riski yüksek çıkmış gebeliklerde kesin tanıyı koyabilmek için anlatıldığı şekilde genetik amaçlı amniyosentez yapılması gereklidir. Üçlü tarama testinin asıl amacı yaşamla bağdaşabilen ve ömür boyu zeka geriliği ile giden Down sendromlu bebekleri yakalamaktır.
Amniyosentez sonucu yakalanan Down sendromlu bebekler çıkarılan sağlık kurulu kararlarıyla tahliye edilirler.

Üçlü test ile diğer bazı anomalileri de saptamak mümkündür. Bebeğin karın duvarı anomalilerinde (gastroşizis, omfalosel), böbrek anomalilerinde de test sonuçları yüksek çıkabilir. Bu nedenle üçlü testte artmış risk saptanan gebelere amniyosentez yapmadan önce tüm bu anomaliler açısından ayrıntılı ultrasonografik değerlendirme (II. basamak ultrasonografisi) yapılmalıdır.

4. vizit: 22-24. hafta
• Ultrasonda; servikal (rahim ağzı) uzunluk ve şekli ölçülür. Bebek özellikle kalp, beyin ve diğer iç organlar açısından değerlendirilir.

• Servikal kültür ve fresh testleri
Gizli vaginal enfeksiyonları araştırmak için yapılır. Gebelikte özellikle düşen hücresel tip vücut direnci nedeniyle "fırsatçı enfeksiyonlar" olarak tabir edilen bazı vaginal enfeksiyonlar gelişebilir. Bunların başında özellikle mantar enfeksiyonları (candida), yanısıra Trichonomas ve Gardnerella enfeksiyonları da sayılabilir.

Genel olarak tedavi edildikten sonra nüks eden bu rahatsızlıklar ilerleyen gebelik haftalarında tekrar tekrar tedaviye gerek duyabilirler.

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

5. vizit: 24-28. hafta
• Tam kan sayımı
Anne adayının kan sayımı yapılarak gebeliğin bu ilerleyen haftalarında aneminin gelişip gelişmediğine bakılır.

• Tam idrar tetkiki
İdrarda gizli enfeksiyonların varlığı araştırılır. Özellikle gebelerde her hangi bir şikayet oluşturmaksızın yalnızca idrar tahlillerinde bakteri ve lokosit görülmesi ile karakterize gizli idrar yolu enfeksiyonları (asemptomatik bakteriüri) erken doğuma ve böbrek enfeksiyonlarına (pyelonefrit) neden olabilir.

Tam idrar tetkikinde böyle bir durum saptanırsa idrar kültür-antibiyogram testi yapılarak üreyen mikroorganizmanın türüne göre antibiyotik başlanmalıdır.

• 50 gram glukoz yükleme testi
Bu gebelik haftasında kişilere sabah aç karınla 50 gram toz glukoz sulandırılarak içirilir ve bir saat sonrasında tetkik için kan alınır.
Alınan kan örneğinde kan şekeri değerinin 140 mg/dl ve üzerinde olması durumunda test pozitif olarak kabul edilir ve bu gebelerde bir gün sonra 100 gram standart glukoz tarama testine geçilir.

Bazı gebeler bu oldukça tatlı olan bu suyu içmede problem yaşayabilirler, örneğin bulantı ve kusmaları olabilir. Bu durumda laboratuara giderken yanlarında "limon" götürüp tatlı suyun içine sıkmak suretiyle şikayetleri genel olarak giderilecektir.

100 gram standart tarama testinde bu kez gebelerden sabah aç karınla kan alınır ve hemen sonrasında 100 gram toz glukoz sulandırılarak içirilir. İçimden 1 saat, 2 saat ve 3 saat sonra tetkik için kan alınır. Böylece açlık kan şekeri ile birlikte toplam 4 ayrı kan şekeri değeri elde edilmiş olur. Bu 4 değerden 2 veya daha fazlasının standart değerlerin üzerinde olması durumunda gebeler "gestasyonel diabet (gebeliğe bağlı diabet, gizli şeker hastalığı)" teşhisi alarak kalori kısıtlaması amacıyla diyetisyene konsultasyona gönderilirler.

Gestasyonel diabeti olan gebelere diyetten kalori kısıtlaması yapılmazsa annenin kan şekeri değerlerinin genel olarak yüksek olmasının bir sonucu olarak; bebeğin normalden iri olması, doğumun zor olması, amnios suyunun normalden fazla olması ve buna bağlı erken doğum riskleri gibi durumlar oluşabilecektir. Ayrıca doğan bebeklerde doğum sonrası kan değerlerine bağlı metabolik sorunlar meydana gelebilecektir.

Normale göre iri bebekler (makrozomi) halk arasında "tosuncuk" olarak tabir edilirler.

"Makrozomi ve yarattığı sıkıntılar" ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız >>>

• İndirekt Coombs Testi
Bu haftada yalnızca kan uyuşmazlığı olan gebeler yeniden İndirekt Coombs testine bakılarak değerlendirilir, sonuç negatif ise bebeğin etkilenmediği anlamına gelir. Bu durumda gebeliğin sonuna kadar etkilenmeden (immünizasyon) korumak amacıyla gebeye "Anti D Immunglobulin" iğnesi yapılıır.

6. vizit: 32. hafta
• Ultrasonda; fetusun gelişimi, iç organları ayrıntılı olarak değerlendirilir. Ayrıca amniyon sıvısı, bebeğin duruş şekli, plasentanın yeri ve görüntüsü, bebeğin rahim içindeki aktif hareketleri incelenir.

7. vizit: 34. hafta
• 6. vizitteki işlemler tekrarlanır. Riskli durumların varlığında Doppler ultrasonografi ve NST gibi ek tetkikler istenebilir.

8. vizit: 36. hafta
• Utrasonda özellikle bebeğin duruşu, amnios sıvısı, plasentanın görünümü ve bebeğin aktif hareketleri incelenir.

9. vizit: 38. hafta
Bebeklerin sağlık durumunu tespit etmek için birçok yöntem kullanıyoruz. Hiçbir yöntemin tek başına duyarlılığının %100 olmadığını unutmamak gerekir.

Gebelik izlemlerinde günümüzde yapılan araştırmaların çoğu, anne adaylarının ve fetusun içinde bulunduğu ortamı sağlıklı kılmak veya bu ortamın sağlık düzeyini tespit edebilmek içindir. Teknolojik gelişmelerin ve bilgi çağının sunduğu olanakları tıbbın her alanında olduğu gibi riskli gebeliklerin tespitinde ve takibinde kullanmak bir avantajdır.

Son haftalarda bebeğin iyilik durumunu gösteren standart olarak üç ayrı yöntem vardır. Bunlar:

Ultrasonografik değerlendirmeler
NST
Bebek hareketleridir.

Bunlardan ilk ikisi hekim tarafından incelenirken bebeğin hareketleri anne adayı tarafından değerlendirilmelidir. Bebeğin hareketlerindeki ani azalma durumunda bu bebeğin sıkıntıya girdiğinin bir ifadesi olabilir. Bu durumda gebe hekimini bilgilendirmelidir.

Ayrıca bebeğin "biyofizik profil skorlaması" yapılır. Biyofizik skorlama; ultrasonda rahim içindeki bebeğin aktif bazı hareketleri ve amniyon sıvısının miktarı yanısıra NST bulgularının hep birlikte değerlendirilerek skorlanmasıdır. Bebeğin sağlığını gösteren önemli bir kriterdir.
Özetle, biyofizik profil skorlaması; gebeliğin ultrason görüntülemesi ile NST bulgularının birlikte değerlendirmeleridir. Teşhiste tek bir yöntem yerine kombine olarak düşünülerek karar verilmelidir.

• NST (Non-Stres Test, Kardiyotokografi)
NST, özellikle son yıllarda gebelik takiplerinde vazgeçilmez bir yöntem haline gelmiştir.

Kardiyotokografi (kardiyo=kalp, toko=rahim kasılması) veya kısaca "toko" adı verilen cihazla bebeğin kalp atışlarının seyrini, bebek hareketleriyle ve varsa kasılmalarla olan ilişkisini temel alarak bebeğin iyilik halini değerlendiren bir testtir. Doğum eylemi esnasında da aynı amaçlarla kullanılır.

"Prob" olarak tabir edilen ve gebenin karnı üzerine sabitlenen iki alıcı ucu vardır. Problardan biri rahmin kasılmalarını (uterin kontraksiyon) diğeri ise bebeğin kalp seslerini algılar. Algılanan kasılmalar ve kalp sesleri cihaz tarafından bir grafik kağıt üzerine aktarılır.

Yaklaşık 20 dakika süren bu işlem sırasında gebelerden, bebeklerin her hareketlerini hissettiklerinde ellerine verilen küçük bir butona basmaları istenir. Böylelikle; bebeğin kalp atım hızı ve reaktivitesi (atım hızındaki değişkenlikleri), rahimdeki kasılmalar ve bebeğin kalbinin bu kasılmalara verdiği cevaplar hekim tarafından değerlendirilerek bebeğin sağlığı hakkında dolaylı bir bilgi elde edilmiş olur.
Bebek hareketlerini hisseden gebe elindeki butona basar.
Kalp atımları ve rahim kasılmaları aynı anda
bir grafik kağıt üzerine basılır.
Üst kısım kalp seslerine, alt kısım ise rahim kasılmalarına aittir.

NST özellikle gebeliğin son aylarında bebeğin sağlığını gösterdiği gibi doğum sırasındaki monitörizasyonda (izlemde) da son derece önemlidir.
Riski olmayan gebeliklerde, NST uygulamasına 37. gebelik haftasından sonra haftada bir, 40. gebelik haftasından sonra ise 3 günde bir tekrarlanması önerilir.

NST işlemi öncesi annenin karbonhidrattan zengin diyetle karnını doyurarak tok olması önerilir. Uygulamanın, bebeğe hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

NST özellikle anne adayının bebek hareketlerinde azalma olduğunu ifade ettiği durumlarla, kasılmaların varlığından şüphelenildiği anlarda kullanıldığında oldukça değerli bilgiler sağlar. Bu şekilde doğum eyleminin başlayıp başlamadığı, bebeğin içeride sıkıntıda olup olmadığı indirekt olarak anlaşılabilir.

• Renkli doppler ultrasonu

Renkli doppler ultrasonografi, son yıllarda giderek daha fazla uygulama alanı bulmaktadır.

Özellikle anne adayının risklerinin belirlenmesinde ve bebeğin sağlık durumunun değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.


Doppler ultrasonunda özetle bebeğe giden kan akımına bakılır. Üstteki resimde erken bir gebelikte bebeğe giden kan akımı renki doppler ultrasonu ile izlenmektedir.

Kan akımının bozulması (azalması veya geriye kaçması) durumlarında bebek hayatı riske girer. Damarlardaki direnç artışı kan akımındaki azalmayı ifade eder.

Ayrıca bebekle plasenta arasında göbek kordonu içerisindeki umbilikal arter, umbilikal ven ve bebeğin beyin damarlarındaki dalga şekillerindeki bozukluklar, bebekteki dolaşım bozukluğunu saptayabildiği gibi şiddetini de belirleyebilmektedir.

Doppler ultrasonda dolaşımsal bozukluk tespit edildiğinde daha sonraki dönemlerde bebeğin durumunda kötüleşme riski artmıştır. Özellikle preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) veya bebeğin rahim içi gelişme azlığı (IUGR) gibi durumlarda damarlardaki direnç artışı gidişatın olumsuz yönde olduğunu gösterir.

Gebeliğin 12-14. haftalarında yapılan "Ductus venosus doppler"i bebekte başta kalp anomalileri olmak üzere Down sendromu gibi bir takım kromozom bozukluklarının erken teşhisinde umut vermektedir.

• Kan biyokimyası, Tam kan sayımı, Tam idrar tahlilleri, Hbs Ag, Anti Hbs, HCV, HIV, TORCH tetkikleri tekrarlanır. Doğum öncesi doğuma veya olası sezaryene hazırlık amacıyla bu testler tekrar gözden geçirilir.
Sezaryen planlanıyorsa bu tetkik sonuçları anestezi açısından da önemlidir.

• Doğum konusunda bilgilendirme
Günü yaklaşan anne adayına doğumla ilgili detaylı bilgiler verilir.

39-42. haftalar arası izlem
• Ultrason (gerekirse biyofizik profil)
• NST
38-40. haftalar arası haftada bir, 40.haftadan sonra ise 3 günde bir uygulanması önerilir.

NST’si normal(reaktif) olan 1000 gebenin 997’sinin bebeklerinde ilk üç gün içinde hiçbir problem ortaya çıkmadığı izlenmiştir. Fetal iyilik durumunun izlenmesinde NST oldukça önemli bir yere sahiptir.

• Vajinal muayene (tuşe)
Vajinal (pelvik) muayene "tuşe" adını alır. Amaç kalça kemiğiyle (pelvis) ve rahim ağzının (cervix) değerlendirilmesidir. Bu şekilde pelvis girimi, kemik çıkıntılar, pelvis çatısı ayrıntılıca değerlendirilir. Bunun yanısıra rahim ağzına (cerviks) da bakılır.

Doğum işaretleri konusunda gebe bilgilendirilir.


40. haftadan sonra ise gebenin doğuma kadar haftada iki kez görülerek değerlendirilmesinde yarar vardır.

42. haftaya kadar doğumu başlamayan gebeler ise hastaneye yatırılarak doğurtulmalıdır. Çünkü bu haftadan sonrası "Gün aşımı (Surmaturasyon, posterm)" gebeliği olarak değerlendirilir ve bebeğin içeride sıkıntıya girme riski oldukça artmıştır.

Gebeliklerin risklerine göre bu testler yer değiştirebilir, izlemler daha sıklaştırılabilir veya daha ayrıntılı testler istenebilir.

Bebeğin sağlığı her zaman için tek bir yöntemle değil, sayılan tüm bu testlerin bütününün sonucunda değerlendirilmelidir.

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

Gebeliğin başlaması (0 - 4. Hafta)

Resimde kadının anatomisi ana hatlarıyla gözlenmektedir. Serviks, vajinanın sonunda yer alan uterusa giriş kapısıdır. Bir kanal yapısındadır ve bu kanaldaki salgılar spermi depolamaktan ve vajinanın asit saldırısına karşı korumaktan sorumludurlar. Serviks salgısının nitelikleri siklusun gününe göre oldukça önemli farklılıklar gösterir ve ovulasyon günü geçtikten sonra serviks salgısı uterusa hem mikroorganizmaların hem de spermlerin geçmesini engelleyen bir bariyer görevi yapar.
Uterus esas olarak bir kas dokusudur. Bebeğin gelişimi için gevşeme ve büyüme özelliğine sahiptir. Doğum kasılmaları uterusta başlar ve bu kasılmalarla birlikte serviks yaklaşık 10 cm. açılarak bebeğin doğmasına izin verir. Uterusun iç yüzü endometrium adı verilen bir tabakayla kaplıdır. Östrojen salgısıyla kalınlığı artan endometrium, ovulasyon sonrası salgılanan progesteron etkisiyle embiryonun implantasyonu (yerleşmesi) ve gelişmesi için elverişli bir ortam sağlar. Gebelik oluşmadığında adet kanamasıyla dökülür.

Fallop tüpü, overler (yumurtalıklar) ile uterus arasında bulunan iç cidarı oldukça ince bir kanaldır. Ovulasyon esnasında overin yüzeyini kaplayan saçak şeklindeki yapılar (fimbriyalar) oositi yakalayarak Fallop tüpünün içine alır. Oosit ile sperm arasındaki fertilizasyon (döllenme) Fallop tüpünde olur.

Ovulasyondan blastosist oluşumuna kadar geçen en erken gebelik aşamaları

Yandaki resimde over (yumurtalık) kesitinde folikülün olgunlaşma aşamaları gözlenmektedir. Ovulasyonla folikülden dış ortama atılan oosit fimbriyalar tarafından yakalanmış ve Fallop tüpünün içine alınmıştır. Oosit Fallop tüpünde ilerlerken vajinadan servikse, serviksten endometriuma, buradan da Fallop tüpüne ulaşan spermler oositin etrafını sararlar. En iyi niteliklere sahip olan tek bir sperm oositin içine girmeyi başarır. İçeri giren sperm ile oositin genetik materyalleri birleştikten sonra hücre çoğalmaya başlar. Blastosist aşamasına gelmiş olan embriyo artık implante olmaya hazırdır ve endometriumda en uygun yere yerleşerek gebeliği başlatır.

En iyi niteliklere sahip olan sperm oositin içine girmeyi başarır.

İçeri giren sperm ile oositin genetik materyalleri birleştikten sonra hücre çoğalmaya başlar ve pronukleus adı verilen yapılar ortaya çıkar. Pronukleuslardan biri annenin, diğeri de babanın kromozom materyalini taşıyan yapılardır.

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

Gebelikte 5. Hafta


Artık beklenen adetin gebeliğe bağlı olarak gecikmiş olduğundan ciddi bir şekilde şüphelenmeye başladınız ve gebelik testi yaptırmaya yeni karar verdiniz. Şimdi bu testlerin biraz ayrıntısına gireceğiz:

Eczaneden aldığınız test kitleriyle yapacağınız idrarda gebelik testi negatif geldiğinde sonuç çok güvenilir olmayabilir. Zira bu testler kandan idrara geçen beta HCG hormonu belli bir seviyeye ulaşmadan pozitif sonuç vermeyebilirler. Bu test negatif çıkarsa ve siz gebe olduğunuzdan şüpheleniyorsanız bir kliniğe başvurmanızda fayda var. Burada doktora başvurmayı gerektirmeden gebelik testi yapılmasını talep edebilirsiniz. Kliniklerde kullanılan test kitleri daha hassas olduklarından bir hafta-10 günlük bir gecikme sonunda hatalı şekilde negatif sonuç verme olasılıkları oldukça düşüktür.

Gebeliğinizin bu döneminden itibaren gebelikte salgılanan hormonların etkisiyle memelerde dolgunluk, hassasiyet gibi belirtiler yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. Zira süt bezleri gerekli sinyali almış ve hazırlık yapmaya başlamışlardır bile. Sık sık acıkma, sabah bulantıları da yine artan hormonların etkisine bağlı olarak ortaya çıkan diğer belirtilerdir. Uterusunuz (bebeğinizin yerleştiği organ) büyümeye ve mesanenize baskı yapmaya başladığından mesanenin az miktarda dolması bile idrar yapma ihtiyacının uyanmasına neden olabilir. Bu yüzden daha bu gebelik haftasında bile sık sık idrara çıkma şikayetleriniz başlayabilir.


Bu gebelik haftasında ultrason yapıldığında yandaki görüntü elde edilir: Birkaç milimetrelik bir gebelik kesesi.
Gebelik kesesinde gelişmekte olan bebeğiniz henüz görüntülenecek kadar büyümemiştir.

Her ne kadar ultrasonda gözlenemese de bebeğiniz hızla gelişiyor. Yanda boyu yaklaşık 5 mm. olan 5 haftalık bir embriyo görüyorsunuz (yaklaşık 9. haftaya kadar bebeğinize bu isim verilir). Bebeğinizin bu haftalarda arka kısmı ön kısmına göre daha hızlı geliştiğinden, adeta ters bir C şeklini almış durumda.

Baş kısmından en ucuna kadar gördüğünüz kıvrımlı yapı nöral tüp adı verilen tüp şeklindeki bir boşluk. Bu boşluktan beyin ve omurilik dokusu gelişecek. Bu arada resimde bebeğinizin el ve ayak taslaklarını ve gözünü de görüyorsunuz (dikkatli bakın). Resimde solda gördüğünüz balon şeklindeki yapı ise yol kesesi. Bu yapı gebeliğin erken dönemlerinde bebeğinizin gelişiminden sorumlu ve plasentanın (plasenta bebeği besleyen yapıdır) gelişmesiyle ortadan kalkacak. Kalp daha bu gebelik haftasında çoktan oluşmuş ve damarlara kanı pompalayarak dokuların kanlanmasını sağlamaya başladı bile.
Bu haftada bebeğiniz üç ayrı tabakadan oluşur: En dışta yer alan ektoderm adlı tabakada nöral tüp yapısı var. Ektoderm sinir sisteminin ana elemanları olan beyin ve omurilik dokusu ve ek olarak cilt ve saç gibi yapıların oluşumundan sorumludur. Orta tabaka olan mezoderm kalp ve dolaşım sistemi, kemikler, kaslar, böbrekler ve genital organların oluşumundan sorumludur. Embriyoda ilk gelişen organ sistemi dolaşım sistemidir. Endoderm adı verilen en iç tabaka ise basit bir tüp şeklindedir ve barsaklar, mide, karaciğer, pankreas gibi iç organların oluşmasını sağlar. Kısacası, organ gelişimi bu haftada oldukça aktif olarak devam ediyor.

7. Hafta

Gebe olduğunuzu eşiniz ve en yakınlarınız dışında kimler biliyor? Anne adaylarının çoğu "test doğru değildir.." veya "düşük olur..." gibi kaygılarla gebe olduklarını hemen söylemekten çekinirler. Ancak çalışıyorsanız üstünüzdeki kişiye, yani "patronunuza" gebe olduğunuzu söylemenizde fayda var. Gebeliğin bu erken dönemlerinde çeşitli şikayetler nedeniyle istirahat etme gibi gereklilikler ortaya çıkabilir ve amirinizin sizin yanınızda olması açısından ona gebe olduğunuzu söyleyin. Arkadaşlarınıza ne zaman söyleyeceğiniz ise size kalmış...

Bu gebelik haftasında erken gebelik dönemi belirtileri varlığını sürdürürler. Bulantı ve kusmalarınız şiddetliyse biraz kilo kaybetmiş olabilirsiniz.

Gebeliğin erken döneminde varolan bulantılardan en az etkilenmek için:
Sabah yataktan kalkmadan önce kraker ya da bisküvi gibi gıda maddelerinden birkaç adet atıştırın ve bunları yedikten sonra yataktan kalkın.

Günlük öğününüzü üç öğünde değil, beş ya da altıya bölerek alın.

Sıvıları yemekler arasında alın. Yemekler esnasında fazla sıvı alarak midenizi doldurmayın.

Midenize ve barsaklarınıza dokunan yiyeceklerden uzak durun.

Bu önlemlerle şikayetleriniz geçmiyorsa artık doktor tedavisi gerekiyor demektir:



Bu arada doğru beslenmenin iyi bir gebelik dönemi yaşama üzerindeki olumlu etkilerini ve doğum sonrası hem sizin, hem de bebeğinizin sağlığına olumlu katkılarını tahmin ediyorsunuzdur.

Anne adayları tüm gebelik boyunca beslenme konusunu kafalarına takarlar ve bazı anne adayları kendilerini bu konuda suçlu bile hissedebilirler. Gebelikte beslenme konusunda öncelikle içgüdülerinize güvenin. Bedeniniz size en doğru yolu gösterecektir. Bu konuda sayfalar dolusu kitap okumanıza da gerek yok.

"Gebelikte doğru beslenmek"= tüm besin gruplarından yeterince almak... İşte yalnızca bu kadar.

Bebeğinizin boyu bu haftada 12 milimetre. Kol ve bacak taslakları bu haftada hızlı bir gelişim sürecine girmiş durumda. Dizler, dirsekler, el ve ayak parmakları da taslak halinde gelişimini sürdürüyor. Ayak ve el parmaklarında tırnakların minicik taslakları ortaya çıkmış durumda. Yüzde kulaklar, gözler ve burun kökü gelişimini sürdürüyor.

Yanda 7 haftalık bir bebeğin ultrason görüntüsünü görüyorsunuz. Siyah olan yuvarlak boşluk gebelik kesesi, etrafındaki beyaz "hale" uterus içi tabakası, bu "halenin" dışındaki yapı ise uterus (rahim).

Kese içindeki ince uzun yapı embriyo, hemen sağında yer alan halka şeklindeki yapı ise daha sonra kaybolacak olan yolk kesesi.


8. Hafta


Bu haftada uterusunuz artık bir portakal büyüklüğüne erişmiş durumda. Yandaki resimde uterus ile çevre organlarınız arasındaki komşuluğu görüyorsunuz. Uterusunuz gördüğünüz gibi mesanenin üzerine yatmış durumda ve bu nedenle sık idrar çıkma şikayeti yaşamaya devam ediyorsunuz. İlerleyen haftalarda uterus büyüdükçe mesanenin üzerinden kalkacak, ancak üçüncü trimesterden sonra büyümesiyle yerçekimi yönünde tekrar mesaneniz üzerine "yatacaktır".

Gebelik hormonlarınızın etkisiyle bu haftalarda çeşitli cilt problemleri yaşayabilirsiniz. Bazı anne adayları ergenlik dönemindeki sivilcelerinin geri döndüğünü görüp şaşırabilir. Gebelikte cildin yağ salgısı arttığından cildiniz sivilce oluşumuna elverişli hale gelmiştir. Endişelenmeyin. Bu cilt değişiklikleri sıklıkla birinci trimesterden sonra kaybolur. Çok ender durumlarda ise bu değişiklikler tüm gebelik boyunca devam edebilir.

Bebeğinizin boyu bu haftada yaklaşık 15 mm. İlk hareketler de geçen haftanın ortasına doğru başladı. Hatta bebeğiniz kollarını dirseklerinden bükebiliyor (resim). Gelecek hafta diz eklemi, el ve ayak bilekleri de hareketine başlayacak. Ancak bu hareketleri siz 16.-20. haftalar arasında hissedeceksiniz.

Bebeğinizin dili, dudakları ve diş taslakları bu haftada oluşuyor. Lens (mercek), barsaklar, pankreas ve bronşlar da yavaş yavaş belirgin hale gelmeye başladı. Akciğerler bu hafta içinde gelişimini hızlandıracak.

Bebeğinizin iskelet dokusu taslak olarak çoktan hazır bile. Kıkırdak şeklinde olan bu kemik taslakları gelecek haftalardan itibaren kemikleşmeye başlayacak. El ve ayak parmakları tümüyle oluşmuş olmakla birlikte henüz birbirlerinden ayrılmadılar.

Bebeğiniz bu hafta içinde geçen haftaki büyüklüğünün iki katına ulaşmış olup, yaklaşık 2 gram ağırlığında!

Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda bebeğinizin kalp atışlarını (gördüğünüz gibi oldukça hızlı!) net olarak izleyebilirsiniz. Ayrıca yandaki resimde görüldüğü gibi kol ve bacak taslakları, gözlerin yeri da ultrasonografik olarak gözlenmeye başlamıştır.

Eğer şanslıysanız bu hafta ultrasonda bebeğinizin kol-bacak hareketlerini bile görebilirsiniz

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

9. Hafta

Göğüslerinizdeki dolgunluk ve hassasiyet bu gebelik haftasında biraz daha artmış olabilir. Daha önce de belirtildiği gibi memelerinizi alttan iyi destekleyen bir sutyen kullanmalısınız. Yine artan gebelik hormonlarının etkisiyle mide yanması ve hazımsızlık gibi şikayetler de bu haftada ortaya çıkabilir. Midenizin hiçbir zaman aşırı dolmaması gerekir. Ayrıca mide yanması yapan yiyeceklerden (bu yiyecekler kişiden kişiye değişir) uzak durmalısınız.

Şikayetleriniz şiddetliyse veya aldığınız önlemlere cevap vermiyorsa doktor önerisine göre bazı ilaçlar kullanabilirsiniz.


Bu haftada bebeğinizin yüz yapısında önemli değişiklikler var. Dudaklar ve gözler giderek gelişimini sürdürüyor ve ağız açıp kapama hareketleri de başladı. Gözler önceleri adeta bir balık gibi yüzün yanlarında yer alırlarken, artık giderek orta hatta yaklaşıyorlar.

Barsaklar önceleri kordon içindeyken, karın içinde kendileri için oluşturulan boşluğa doğru ilerlemeye başladılar.

Bebeğinizin bu hafta sonunda boyu 4 santimetre ve ağırlığı tam 4 gram!


10. Hafta

İşiniz masa başı işiyse dikkat etmeniz gereken önemli birkaç nokta var:

Sürekli oturmak dolaşım sisteminizi yavaşlatır. Bu da basur, varis, ayaklarda aşırı şişme gibi istenmeyen durumların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. İki saatte bir ayağa kalkmalı ve en az 10 dakika dolaşmalısınız.

Otururken, sandalyenin kenarının dizinizin arka kısmını "kesmemesine" özen göstermelisiniz. Zira bu bölgeye en ufak bir bası bacağın alt kısmından kalbe dönen damarların yolunun engellenmesine neden olur.

Bu gebelik haftasında artık bulantılarınız hafiflemeye başlar. Bazı anne adaylarında ise bu şikayetler birkaç hafta daha aynı şiddette devam edebilir. Doktorunuza danışarak aldığınız ilaçları kullanmaya devam edebilirsiniz.

Gebelik hormonlarının etkisiyle bazı anne adaylarında kolay sinirlenme, huzursuzluk, ***ifsizlik gibi ruhsal belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar geçici belirtilerdir.

Gebelikte kan hacmi %40-50 oranında artar. Bu yüzden de başta hızlı gelişim gösteren memelerde ve vücut ağırlığınıza maruz kalan ayaklarınızda olmak üzere vücudunuzun çeşitli bölgelerinde toplardamarlar belirginleşmeye başlayabilir. Bacaklarınızdaki damarların belirginleşmesi sizde mutlaka varis oluşacağı anlamına gelmez.

Kilo alımı: Kilo alımı kadından kadına ve aynı anne adayında gebelikten gebeliğe önemli farklılıklar gösterir. Gebelikte alacağınız toplam kilonun en önemli belirleyicisi gebelik öncesi kilo durumunuzdur. Eğer sağlıklı beslenmenize rağmen beklenenden daha fazla kilo alıyorsanız bu daha çok su tutulumuna bağlıdır ve doğum sonrası bu kiloları vermeniz kolaydır. Gebelikte asla diyet yapmayın.
Düşük kilolu anne adayları tüm gebelik boyunca ortalama 15-20 kilo

Normal kilolu anne adayları ortalama 12.5-17.5 kilo

"Kilolu" anne adayları ise ortalama 7.5-12.5 alırlar.

Çoğul gebeliği olanlarda ise kilo alımı daha da fazla olur (gebelik öncesi kilo durumuna göre değişmek üzere ortalama 12.5-25 kilo)

Bebeğinizin genital organları bu haftadan itibaren giderek belirginleşir.

Bu hafta en önemli değişikliklerden biri bebeğinizin böbreklerinin idrar üretmeye başlamış olmasıdır. Üretilen bu idrar amnios kesesi içine boşaltılarak amnios sıvısının sürekliliğini sağlar.

Bu hafta bebeğinizin boyu 5.5 cm. ve ağırlığı tam 6 gram!

Gebelikte kilo alımı konusunu asla bir takıntı haline getirmeyin.Esas olan bebeğin gelişimi ve sizin genel sağlık durumunuzdur. Size düşen görev, doktor kontrollerine düzenli olarak gitmek ve gereksiz kalori sağlayan yiyeceklerden uzak durmaktır.

11. Hafta

Bel ağrısı şikayetleri yaşıyor musunuz? Gebelikte bel ağrısının en önemli nedenlerinden biri belinizi yanlış kullanmanızdır. Büyüyen uterus ile birlikte ağırlık merkeziniz de öne doğru yer değiştirir ve siz gerekli tedbirleri almazsanız bu "yer değiştirme" ağrıya neden olur.

İşte size birkaç öneri: Otururken, belinizin arkasıyla koltuğunuz arasında hiçbir boşluk kalmamalı. İşyerinizde, evinizde, arabanızda oturduğunuz her yerde bu kural geçerlidir. Koltuğunuz buna uygun değilse sürekli yanınızda bulundurduğunuz sert bir yastığı (bu katlanmış bir nevresim de olabilir) belinizle koltuğunuz arasına koyarak bu boşluğu doldurmalısınız.

Bir şey almak için eğilirken bu işlemi belinizi bükerek değil, bacaklarınızı dizlerinizden bükerek yapmalısınız.

Yatağınız ortopedik özellikler taşımıyorsa (ortopedik yatak, nispeten sert olan bir yataktır ve yattığınızda içine gömülmezsiniz) yatağınızı değiştirin.


"Karnınız çıktıkça" bu belirginleşmeye direnmeyin. Karnınızı içeriye çekerek gizlemeye çalışmak yerine bırakın dışarı çıksın ve büyüyen karnınızdan gurur duyun.


Bu haftanın sonunda bebeğinizin organ gelişimi büyük ölçüde tamamlanıyor. Bebeğinizin en hızlı geliştiği hafta bu haftadır.

Bu gebelik haftasında bebeğinizin başı bacaklar hariç tüm vücut uzunluğunun yaklaşık yarısı kadardır. Gözkapakları oluşmuş ve göz rengini belirleyen iris tabakası ortaya çıkmaya başlamıştır. Bebekle plasenta arasındaki alışveriş de bu hafta içinde başlar.

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 7 cm. ve ağırlığı tam 8 gram



12. Hafta

Uterusunuz artık pelvisten (pelvis uterusun ve diğer genital organların bulunduğu kemik çatınızdır), yukarı doğru hareket etmeye başlar. Böylece mesane üzerindeki baskı ortadan kalkar ve sık idrara çıkma şikayetleriniz hafifler.

Bulantılar bu haftadan itibaren artık azalmaya başlarlar ve yorgunluk şikayeti de azalır.

Ancak bu haftalarda kan hacminin artmasına bağlı olarak baş ağrısı şikayetlerinizde artış ortaya çıkabilir.

Bebeğin tüm organları artık oluşmuştur. Bu haftadan itibaren yapısı ve işlevleri belirlenmiş olan organlar artık hacim olarak büyümeye başlarlar. Parmaklarda tırnaklar ortaya çıkmıştır ve saç ve tırnaklar uzamaya başlar. Barsakta peristaltik sindirim hareketleri başlamıştır.

Bebeğiniz bu haftadan itibaren artık parmağını da emmeye başlar.

Bu haftadan itibaren bebeğinizin kalp atışları 120-140/dk. arasındadır ve doğuma kadar da bu hızda atmaya devam eder.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu 7 cm. ve ağırlığı tam 14 gram!

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

13. Hafta

Uterusunuz artık pelvisten (pelvis uterusun ve diğer genital organların bulunduğu kemik çatınızdır), yukarı doğru hareket etmeye başlar. Böylece mesane üzerindeki baskı ortadan kalkar ve sık idrara çıkma şikayetleriniz hafifler.

Bulantılar bu haftadan itibaren artık azalmaya başlarlar ve yorgunluk şikayeti de azalır.

Ancak bu haftalarda kan hacminin artmasına bağlı olarak baş ağrısı şikayetlerinizde artış ortaya çıkabilir.

Bebeğin tüm organları artık oluşmuştur. Bu haftadan itibaren yapısı ve işlevleri belirlenmiş olan organlar artık hacim olarak büyümeye başlarlar. Parmaklarda tırnaklar ortaya çıkmıştır ve saç ve tırnaklar uzamaya başlar. Barsakta peristaltik sindirim hareketleri başlamıştır.

Bebeğiniz bu haftadan itibaren artık parmağını da emmeye başlar.

Bu haftadan itibaren bebeğinizin kalp atışları 120-140/dk. arasındadır ve doğuma kadar da bu hızda atmaya devam eder.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu 7 cm. ve ağırlığı tam 14 gram!


15. Hafta

Uterusunuzu artık dışarıdan elle hissedebilirsiniz. Elinizi karnınıza koyduğunuzda elinize top gibi, yumuşak bir kitle gelecektir. İşte bebeğiniz buradadır. Birkaç hafta içinde varlığını yeterince belli edecektir merak etmeyin. Bu arada "kız mı? ; erkek mi?" soruları ve spekulasyonlar da çoğaldı muhtemelen. Herkes ve özellikle de büyükleriniz farklı şeyler söylüyor.

Bebeğinizin kemik ve kas dokusu bu gebelik haftasından itibaren biraz daha hızlı gelişmeye başlar. Cildi bu haftada çok ince ve şeffaftır, ve cilt yüzeyinde belirgin damar yapıları izlenir. Lanugo adı verilen ipeksi cilt tüyleri de bu haftadan itibaren gelişmeye başlar. Bu tüyler 26. haftaya kadar varlığını sürdürür.

Soldaki ultrasonda bebeğin yüzü ve göz boşluğunun içinde lens (mercek) yapısı görülmektedir.

Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda erkek bebeklerin testis ve penislerinin görülmesiyle %100 doğrulukla cinsiyet belirlenebilir. Ancak elbette gebeliğin daha ileri haftalarına kadar ve hatta bebek doğana kadar cinsiyeti belirlenemeyen bebekler de olabilir. Bu, bir yandan bebeğin pozisyonuyla, öte yandan cinsiyetiyle (kız bebekler daha geç tanınır), ilgilidir.


Su içiyorsunuz değil mi? Su, doku metabolizmasının vazgeçilmez bir öğesidir ve bu özellikleriyle aslında bir besin maddesi olarak görülebilir. Günde en az 8 bardak su içmeye özen gösterin. Bu miktar yaz aylarında artmalıdır.

Pratik olarak söylemek gerekirse: idrar renginizin koyu sarı olması (enfeksiyon gibi bir sorun yoksa) suyu az içtiğinizin en önemli göstergesidir!

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 12 cm. ve ağırlığı tam 74 gram!


16. Hafta

Bu haftalardan itibaren yüzünüzde ve vücudunuzun güneşe maruz kalan bölgelerinde lekelenmeler oluşmaya başlayabilir. Kanda artan östrojen hormonunun cilt rengini sağlayan pigment üretici hücreler üzerindeki etkisi nedeniyle oluşan bu lekelenmeler genellikle kalıcı değildirler. Ancak cildin derin tabakalarında oluşmuşlarsa doğum sonrası giderilmeleri için ileri teknikler kullanılması gerekebilir.

Güneşe çıktığınızda koruyuculuğu yüksek güneş kremleri kullanarak bu lekelerin oluşumunu büyük oranda engelleyebilirsiniz. Bu lekeleri makyajla kapatmanızda bir sakınca yoktur.

Damarlarınızdaki toplam kan miktarı tüm gebelik boyunca, gebelik öncesine göre %40-50 oranında artar. Bu artış gebeliğin en erken dönemlerinde başlar ve 16. haftada hızlanır. Kan miktarının bu kadar artmış olması burun tıkanıklığı ve burun kanaması gibi belirtilere neden olabilir.

Artan kan hacmi büyüyen bebeğinizin ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemlidir. Bu nedenle kalbiniz daha çok çalışır. Kalbi "sağlam" olan anne adaylarında kalbin daha fazla çalışması bir problem yaratmaz.

Bebeğinizde nöral tüp defekti ve Down sendromu risk belirlemesi yapan Üçlü test, ideal olarak 16-18. gebelik haftaları arasında uygulanır.

Bebeklerin bacakları artık kollarından daha uzundur ve uterus içinde bol miktarda yerleri olduğundan bol bol hareket ederler. Bebeğinizin el ve ayak tırnakları da bu gebelik haftasından itibaren daha da uzar.

Bu haftadan itibaren özellikle daha önceden doğum yapmış anne adayları bebeklerinin hareketlerini hissetmeye başlayabilirler. Bebeğin kemikleri geliştikçe ve kasları güçlendikçe bu hareketler daha iyi hissedilecektir.

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 17 cm. ve ağırlığı tam 110 gram!


17. Hafta

Uterusunuz göbek seviyenize ulaşmak üzere ve bunu elinizle hissedebilirsiniz. Bebeğiniz bu haftadan itibaren önceki haftalara göre daha hızlı kilo almaya ve gelişmeye başladığından muhtemelen siz de biraz daha hızlı kilo almaya başlayacaksınız. Bu döneme kadar anne adayları ortalama olarak 2.5-5 kilo alırlar.

Geçen hafta üçlü testinizi yaptırmadıysanız bu hafta ya da en geç 18. haftanın sonuna kadar yaptırmalısınız.

Üçlü testte risk çıkan anne adaylarına, ya da başka nedenlerle Down sendromu ve/veya nöral tüp defekti yüksek olan anne adaylarına 16-18. gebelik haftaları arasında amniosentez önerilir. Bu, bebeğin içinde yüzdüğü sıvıdan bir enjektör yardımıyla bir örnek alınması işlemidir. Bu sıvıda bebeğinize ait olan hücreler ve diğer bazı maddeler incelenerek kesin tanı konur.

Bebeğin cilt altı yağ depoları bu gebelik haftasından itibaren hızla artmaya başlar. Bebek ve plasenta bu haftada yaklaşık aynı boyutlardadır. Ufacık kalp günde 30 litre kan pompalar. Soldaki görüntü 17. gebelik haftasında bir bebeğin ayağını, Sağdaki görüntü ise yüz profilini belirgin olarak göstermektedir.

Bebeğinizin emme, yutma ve göz kırpma refleksleri de bu gebelik haftalarında ortaya çıkar.

Bebeğinizin hareketlerini hissettiniz mi?

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 18 cm. ve ağırlığı tam 150 gram!


18. Hafta

Gebelikte baş dönmesi, bayılma hissi normal kabul edilebilir. Eğer bu şikayetler sık ortaya çıkmıyorsa ve bilinç kaybı gibi ağır bir durumla sonuçlanmıyorsa gebeliğiniz üzerinde olumsuz bir etkisi olması beklenmez. Gebelik döneminde dolaşım sisteminde ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle ani pozisyon değişikliklerine cevap yavaşlar ve bu nedenle ani hareketlerde tansiyon düşebilir. Postural hipotansiyon adı verilen bu durumda ani yapılan ayağa kalkma hareketlerinde tansiyonunuz aniden düşebilir ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkabilir.

Bebeğiniz bu haftalarda el ve ayak parmaklarını sık sıkı açıp kapar. Bebeğinizin barsaklarında mekonyum adı verilen ilk dışkı da bu gebelik haftasından itibaren oluşmaya başlar. Erkek bebeklerde prostat gelişimi bu gebelik haftasında başlar ve tamamlanır.

Yandaki ultrason resminde bebeğinizin gözlerini görüyorsunuz. Bu haftada bebeğinizin gözleri nispeten büyüktür ve haftalar ilerledikçe "normale" döner.

Bebek hareketlerini henüz hissedemediyseniz endişeye kapılmayın. Özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarında hareketler 22. haftaya kadar algılanamayabilir. Doktorunuz size ultrasonda bebeğin hareketlerini gösterecektir.

Bebek ilk hareketlerine 8-10. haftada başlar. Oldukça zayıf bu hareketler ultrasonda gözlenebilir. Bağımsız kol ve bacak hareketleri 10. haftada, vücut ve baş hareketleri 16. haftada başlar ve 14. haftada başlayan solunum hareketleri çalışmaları 20-24. haftada hızlanır. Daha önce doğum yapmış olan anne adayları ilk hareketleri 16 hafta kadar erken bir dönemde hissedebilirken ilk doğumunu yapacak olan anne adayları hareketleri 22. haftaya kadar hissedemeyebilirler.

Hissedilen hareket baş ya da kol-bacakların "gerilmesi" şeklinde, vücudun "dönmesi" şeklinde, ya da "tekmeleme" şeklinde olabilir. Uyku-uyanıklık durumuna göre bebek saatte 8-40 arasında hareket yapar. Bunların yalnızca bir saniyeden uzun süren ve güçlü olanları anne tarafından hissedilir. Her bebek baştan itibaren kendine özgü bir hareket etme alışkanlığı geliştirir. "Bebek hareketlerinin azalması" anne tarafından "bebeğin hareket etme alışkanlıklarının" değişmesidir. Bebeğin uyuması 20 dakika kadar kısa 2 saat kadar uzun olabilir ve bu dönemde hareketler oldukça azalır. Ancak önceden oldukça iyi oynayan bir bebeğin bir saat boyunca hiç oynamaması anormal kabul edilmeli ve anne adayı sakin bir köşeye çekilerek bebeğinin hareketlerini tekrar değerlendirmeli, gerekli durumlarda doktoruna danışmalıdır.

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 20 cm. ve ağırlığı tam 210 gram!


19. Hafta

Bu gebelik haftasından itibaren cildinizdeki değişiklikler belirginleşebilir. Bu değişiklikler gebelik hormonları ve gebeliğin mekanik etkileri (uterusun büyümesi) sonucu oluşurlar. Kloazma (gebelik maskesi) adı verilen alın, yanak, burun ve çenede yama tarzında kızarıklıklar özellikle güneşe aşırı maruz kalmanız durumunda belirginleşebilir. Bu lekeler genellikle kalıcı değildirler.

Karnınızın, memelerinizin ve bazı anne adaylarında kalçaların büyümesine bağlı olarak bu bölgelerde çatlaklar oluşmaya başlayabilir. Çatlak olan cilt alanlarında kaşıntılar da sıktır. Cildinizin kuru olması kaşıntı şikayetini artırır. Çatlaklar sıklıkla kalıtsal özelliklere bağlı olarak anne adaylarının %50'sinde oluşurlar. Estetik görüntü bozukluğu yaratacak çatlaklar oldukça enderdir. Badem yağı ya da diğer özel bazı kozmetik ürünlerle çatlak oluşan bölgelerde cildinizin kurumasını ve kaşınmasını önleyebilirsiniz.

Bol sıvı almanız ve sağlıklı beslenmeniz de cilt kuruluğunu önlemede yardımcı olur.

"Çatlak kremleri" cildi nemlendirerek ve esnekliğine katkıda bulunarak çatlakların şiddetini azaltabilirler. Ancak eğer çatlak oluşturmaya eğiliminiz varsa hiç bir ilaç bunu tam olarak önleyemez. Çatlaklar doğum sonrasında kısa zamanda gümüş bir renk alırlar ve kalıcıdırlar.

Bebeğinizin cildi lanugo adı verilen ipeksi tüylerle kaplı. Bu haftadan itibaren vernix caseosa (verniks kazeoza okunur) adlı madde de üretilmeye başlandı. Bu madde beyaz renkli, krem kıvamında ve bebeğinizin cildini kaplayarak koruyan bir maddedir. Bebeğiniz doğduğunda bu maddenin nasıl bir şey olduğunu göreceksiniz. Vernix'in amacı bebeğinizin cildini sürekli olarak maruz kaldığı sıvı ortamdan korumaktır. 9 ay boyunca bir su dolu bir küvette kalsanız cildinizin alacağı şekli düşünebiliyor musunuz?

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 22 cm. ve ağırlığı tam 280 gram!

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

20. Hafta

Gebeliğin ilk yarısını geride bıraktınız bile. Artık "karnınız" da yavaş yavaş çıkmaya başladı. Uterusunuzu şu anda tam göbek deliğiniz hizasında hissedebilirsiniz. Bundan sonra da her hafta yaklaşık bir santimetre yukarı çıkmaya devam edecek.

Gebeliğin en ilginç yönlerinden biri de 20. gebelik haftasından itibaren normal tekil bir gebelikte fundus-pubis mesafesinin (uterusunuzun üst noktası ile kasıklarınızın ortasında yer alan pubis kemiği arasındaki mesafe) santimetre cinsinden ölçümünün yaklaşık olarak gebelik haftasına tekabül etmesidir.

İsterseniz bir deneme yapabilirsiniz, ancak bunu asla bir takıntı haline getirip ufak-tefek oynamalar için (örneğin 23. haftada yaptığınız ölçümün 22 çıkması gibi) kendinizi üzmeyin.
Bu gebelik haftasından itibaren göbeğinizle pubis arasında kalan orta hat çizgisi de (linea nigra) koyulaşmaya başlar, endişelenmeyin, bu çizgi doğum sonrasında tamamen kaybolacaktır.

Bebeğiniz bu haftalarda aynen yeni doğmuş bir bebek gibi uyku ve uyanıklık dönemlerinden geçer. Bebeğiniz kız ise uterusu bu haftada gelişmeye başlar.



Yukarıdaki resim kalp ve karaciğer seviyesinden alınmış bir ultrason görüntüsüdür. Bebeğinizin safra kesesi üstte ufak siyah boşluk, midesi ise hemen altında daha büyük siyah boşluk şeklinde gözleniyor.

Doktorunuzun size önerdiği demir (ve vitamin) ilacını düzenli olarak almayı unutmayın. Sizin ve bebeğinizin ihtiyacı olan demiri hiç bir gıdayla yeterince alamazsınız.

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 25 cm. ve ağırlığı tam 320 gram!



21. Hafta

Gebeliğin bu aşamasına kadar anne adayları ortalama 5-7.5 kilogram alırlar. Eğer sağlıklı beslendiğinizden ve gereksiz kalori almadığınızdan eminseniz kiloları ve kalorileri ince bir şekilde hesaplamanıza gerek yok. Esas olan bebeğinizin gelişimi ve sizin sağlık durumunuzdur.

Bu gebelik haftasından itibaren özellikle akşamları ayak ve ayak bileklerinizde şişmeler hissedebilirsiniz. Bu şişmelerin nedeni büyüyen uterusun kanı bacaklarınızdan kalbe geri götüren toplardamarlara bası yapmasıdır. Doktor kontrollerinizde bir anormallik saptanmadığı sürece bu şişliklerin klinik açıdan hiçbir önemi yoktur. İstirahat etmeye özen gösterin ve istirahat ederken ayaklarınızı yükseltin.

Ayak şişliklerinin aksine ellerde ve yüzdeki şişlikler ise gebeliğin normal bir bulgusu olarak kabul edilmez ve ileri inceleme gerektiren durumlardır.

Bebeğinizin büyüme hızı bu hafta biraz yavaşlar. Bebeğinizin kalp kası bu haftadan itibaren giderek güçlenmeye ve daha güçlü bir şekilde kan pompalamaya başlar.
Solda miadında bir bebekte plasentanın bulunduğu pozisyonu bebeğin sırtının hemen arkasında, kordon çıkışıyla birlikte görüyorsunuz.


Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu 28 cm. ve ağırlığı yaklaşık 400 gram


22. Hafta

Uterusunuzu artık göbeğinizin iki parmak üstünde rahatlıkla hissedebilirsiniz.

Gebelikte vücudunuzun ağırlık merkezi sürekli olarak değişir ve bu yüzden bel kemikleri de buna uyum sağlamak için biraz zorlanırlar. Kamburunuzu çıkarmadan karnınızı rahatça taşıyabileceğiniz en iyi duruş pozisyonunu belirlemelisiniz.

Bel ağrısı çekiyorsanız daha önce 11. haftada bahsedilen önlemlere ek olarak almanız gereken önlemler şunlardır: Alçak topuklu ayakkabılar tercih edin. Yüksek topuklu ayakkabılar gibi hiç topuğu olmayan düz ayakkabılar da belinizin zorlanmasına neden olabilir.

Günlük yürüyüşler yapmayı ihmal etmeyin.

Oturduğunuzda dizlerinizin kalça seviyenizden yüksek olması için bir tabure kullanın.

Bebeğiniz yaklaşık 500 gram oldu ve sanki gerçek bir insanın ufak bir modeli.:-)). Artık kaşları ve gözkapakları da var ve bu yapıları hareket ettirebiliyor.

Beyinde bu haftadan itibaren gelişme biraz hızlanacak. Bebeğiniz erkekse testisler karın içinden skrotuma inmeye başladı (skrotum testisleri barındıran torbamsı dış genital organdır). Bu süreç 32. haftanın sonuna doğru tamamlanmış olacak.

Bu gebelik haftasında yapılan ayrıntılı bir ultrason bebeğiniz ve diğer gebelik yapılarının durumu hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler verebilir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu 29 cm. ve ağırlığı yaklaşık 470 gram!



23. Hafta

Bebeğinizin henüz alanı bol olduğundan tekmeleme, yumruklama, omuz atma gibi değişik hareketleri birbirinden ayırt edebilirsiniz. Hatta karnınızdan da hareketleri takip edebilirsiniz.

Bu dönemde çeşitli duygusal dalgalanmalar yaşıyorsanız bunun normal olduğunu kabul edin ve üzerinde durmayın.

Bebeğinizin vücudunda oransal ilişkiler giderek normale dönüyor, ancak baş hala vücuda göre nispeten biraz daha büyük.

Bebeğinizin orta kulak kemikleri de gelişimini tamamlıyor ve sesleri bebeğinizin işitme merkezine iletmeye başlıyorlar.

Bebeğinizle konuşuyor musunuz?

Doktorunuz size son yaptığı kontrolde "bebeğinizin ters durduğunu" söylemiş olabilir. Bu gebelik haftasında bebeklerin yaklaşık yarısı "ters" dururlar. Yani normal fetus duruş pozisyonu olan baş aşağı durmak yerine uterus içinde otururlar. Makat geliş adı verilen durum, bebeğin doğum kanalına makatıyla gireceğini, yani bebeğin ilk doğan kısmının baş değil makat olacağını tarif etmek için kullanılan bir terimdir. Endişelenmeyin, bebeğiniz yeri bol olduğundan sık sık "karar değiştirir".

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu 31 cm. ve ağırlığı yaklaşık 550 gram!


24. Hafta

Doktorunuz size bu haftalarda "şeker yükleme ya da şeker tarama testi" şeklinde bir test yapılmasını önerebilir. Hiçbir belirti vermeden de gelişebilen gestasyonel diabet (gebelikte görülen şeker hastalığı) 24-28. gebelik haftaları arasında yapılan iki farklı testle ortaya çıkarılabilir: Diabet açısından daha yüksek risk altında olanlara 100 gram glikoz yüklemesi ile OGTT adı verilen test, hiçbir riski olmayan anne adaylarına ise 50 gram glikoz ile PPG adı verilen test uygulanır. OGTT'de birer saat aralıklarla toplam dört kez kan şekeri ölçümü yapılırken PPG'de 1. saat tokluk kan şekeri ölçülür.

Yandaki ultrason resminde Doppler analizi sonucunda elde edilen damar şekillerini renkli olarak görüyorsunuz. Doppler, sıklıkla yüksek riskli gebelere uygulanan bir ileri inceleme yöntemidir. Amacı anomali taramak değil, damar akımlarını ölçmektir. Normal seyreden gebeliklerde kullanımı gerek arz etmez. Bebeğinizin kemik ve kas dokusu hızla gelişmeye devam ediyor. Bu da hareketlerin giderek güçleneceği anlamına gelir.

Düşünüyorum, öyleyse varım!

25. hafta gebelik seyri açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Amerika, bu haftadan itibaren kanunen bebeği kendi hak ve özgürlüklerine sahip ayrı bir birey olarak görür . Türkiye'de ise aynı durum 26. haftadan itibaren söz konusudur.

Neden 24. hafta? Bilimsel veriler bebeğin bu haftadan itibaren algılarının önemli bir kısmının geliştiğini ve bebeğin uyaranlara refleks değil, bilinçli cevap verdiğini göstermektedir. Yani bebek artık öğrenmeye, bilgileri hafızasında depolamaya ve "düşünerek mantıklı tepkiler vermeye" başlamıştır.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 32 cm. ve ağırlığı yaklaşık 640 gram!

Bazı bebekler bu gebelik haftasında doğduklarında, çok iyi şartlarda yoğun bakım görmeleri şartıyla yaşayabilirler.

Gebelikte şeker hastalığı tanı testi (Şeker yükleme testi) (OGTT):

Yine 12 saatlik bir açlık süresi sonunda açlık kan şekeri ve suda çözünmüş 50-100 gram glikozun içilmesinden bir, iki ve üç saat sonra damardan kan alınarak tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu dört ölçümden iki ya da daha fazlasının yüksek çıkması durumunda gestasyonel diabet tanısı kesinleşir. Ölçümlerden yalızca biri patolojik çıkan anne adayları yakın takibe alınır. Bu anne adaylarında belli bir süre sonra OGTT tekrarlanır. Gestasyonel diabet gelişme riski yüksek olan anne adaylarında tanı için şeker tarama testi (PPG) değil, direkt olarak şeker yükleme testi (OGTT) yapılır. Gebelerin ancak %15'lik kısmında gestasyonel diabet saptanır.




25. Hafta

Uterusunuz şu anda yaklaşık olarak bir futbol topu büyüklüğünde. Büyüme hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu büyüme sürecinde uterusunuz belinizde bulunan sinirlere hafifçe baskı yaptığında bile bel ve bacaklarınızda zonklama tarzında ağrılar hissedebilirsiniz. Dinlenin, sık sık pozisyon değiştirin, ağrı oluştuğunda ılık bir duş alın ya da ağrıyan bölgeye buz tatbik edin. Ağrılarınız çok şiddetli olduğunda doktorunuzun önereceği ağrı kesicileri kullanabilirsiniz.

Üç boyutlu ultrason hakkında bilginiz var mı? Henüz çok yaygın olmayan bu teknoloji bebeğinizin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesine olanak sağlıyor. Çalışma prensibi basit: bebeğinizin çeşitli açılardan kesitlerini alıyor ve aldığı kesitlerin arasını önceden yüklü bir program yardımıyla kendisi dolduruyor ve ortaya yandakilere benzer görüntüler çıkıyor. Ancak gerçeğe yakın bir görüntü daha çok kesit alınması demek, bu da inceleme süresini belirgin şekilde artırabiliyor. Kesit sayısı az olduğunda ise ortaya çıkan görüntü gerçeğinden farklı olabilir. Şu an için gebelik takibinde üç boyutlu ultrasonografinin çok önemli bir yeri olmadığını söyleyebiliriz.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 33 cm. ve ağırlığı yaklaşık 800 gram!


26. Hafta

Uterusunuzda ani kasılma ve gevşemeler hissederseniz korkmayın. Bunlar Braxton-Hicks kasılmaları adı verilen ağrısız, adet krampları gibi ve düzensiz aralıklarla gelen kasılmalardır. Uterusunuz gerçek doğum sancıları için antrenman yapmaktadır.

Öte yandan her anne adayı gibi siz de erken doğum belirtilerine duyarlı olmalı ve gerekli durumlarda doktorunuza haber vermelisiniz:

Erken doğum tehdidinin en önemli belirtisi uterusta düzenli aralıklarla ortaya çıkan kasılmalardır. Bu kasılmalar ağrısız da olabilirler.

Kasılmalarınızın olup olmadığını anlamak için avucunuzun içini karnınıza hafifçe dokundurun. Avucunuzun altında uterusun "toplanıyor" hissi yaratması kasılma belirtisidir. Bu esnada ağrı duyulması şart değildir. Bu kasılmaların sıklığını ve süresini ölçün. Saatte dört kez ya da daha sık ortaya çıkan kasılmalarda mutlaka doktorunuza haber verin.

Erken doğum tehdidinin diğer önemli belirtileri arasında pelviste dolgunluk hissi, adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar, pozisyon değiştirmekle geçmeyen bel ağrıları, vajinal akıntının artması ya da niteliklerinin değişmesi (daha müköz, daha sulu ya da kanlı akıntı ortaya çıkması), ishalle beraber olan ya da tek başına ortaya çıkan barsak krampları yer alır. Bu durumda yine kasılmalarınızı elle kontrol ediniz. Bu belirtiler kasılma olmadan tek başlarına erken doğum tehdidi açısından bir anlam taşımazlar. Ancak bu belirtilerden biri varsa ve kasılmalarınızın olup olmadığından emin değilseniz yine doktorunuza başvurmalısınız.

Bu hafta bebeğinizin akciğerlerinde bir yandan damar yapıları öte yandan hava kesecikleri hızlı bir şekilde oluşmaya başladı. Bu hava keseciklerinin içini döşeyen surfaktan adlı madde de üretilmeye başlandı. Surfaktan üretimi akciğerdeki hava keseciklerinin sönmeden şişmiş vaziyette durabilmeleri için çok önemli.

Bu hafta bebeğinizin diğer tüm bireylerden ayırt edilmesini sağlayan el ve ayak izleri oluşmaya başlayacak. Yandaki görüntüyü şimdiden kaydedin. Doğum yaptığınızda doğum dosyanızın bir sayfasında böyle bir iz göreceksiniz. Bebeğiniz doğduktan sonra doğum hanede bebeğin size ait olduğunun bir belgesi olarak bu ayak izi alınacak. Bu nedenle bebeğinizin ayak tabanını mürekkep boyalı bulursanız şaşırmayın...:-))

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 34 cm. ve ağırlığı yaklaşık 820 (550-1330) gram!




27. Hafta

Tebrikler! Artık son trimesterdesiniz.

Uterusunuz göğüs kafesinize yakınlaştıkça diyafragma da (karın boşluğu ile göğüs kafesini ayıran kas yapısı) yukarıya doğru yer değiştireceğinden, özellikle derin nefes alma esnasında zorluk çekebilirsiniz. Bu, akciğerlerinizin tam olarak şişememesinden kaynaklanan bir durumdur. Başınızın altına bir yastık daha koyarak uyumayı deneyin. Merak etmeyin, gebelik hormonlarınız sizin dakikalık nefes alma sayınızı artırdığından bebeğinize yeterince oksijen veriyorsunuz.

Bu hafta içinde de beyin hızı gelişimini sürdürüyor ve akciğerler de gelişimlerine devam ediyor.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 950 gram olacak. Ancak sizin ve eşinizin yapısal özelliklerine göre bu 650 gram kadar düşük olabileceği gibi, 1500 gram kadar yüksek olabilir.

İri bebek, ya da düşük kilolu bebek tanısı genellikle seri ölçümlerle konur.Bu seri ölçümlerde bebeğin belli bir zaman dilimi içerisinde ne kadar kilo aldığı belirlenir. Yandaki ultrason resminde bebeğin karın çevresi kesitini görüyorsunuz. Hemen kalbin altından yapılan ve karaciğerin büyük kısmını içine alan bu kesit, gelişme geriliği tanısının konmasında çok önemlidir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 35 cm. ve ağırlığı yaklaşık 950 (650-1500) gram!

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

28. Hafta


Üçüncü trimesterde ikinci trimesterde olduğunuz kadar rahat olmayabilirsiniz. Bacak krampları, basur, varisler, kaşıntılı cilt çatlakları, bel ağrıları, ayağınızda şişmeler, mide yanması, hazımsızlık bu trimesterde nispeten daha sıktır. Bu belirtilerin hemen tümü çeşitli şekillerde tedavi edilebilir.


Bu haftalarda eşinizin masaj yapması sizi oldukça rahatlatabilir.


Bebeğiniz inanılmaz bir hızla büyümeye devam ediyor. Kaşları ve kirpikleri çoktan oluştu, saçı uzamaya devam ediyor. Gözler tümüyle işler durumda. Bebeğiniz yağ depolarını oluşturmaya başladı ve ağırlığının %2-3'ü yağ dokusu depolarından oluşuyor.

Akciğerler solunum yapabilme özelliklerini kazandılar ancak bu gebelik haftasında doğan bebeklerde surfaktan adlı maddenin yetersiz olması nedeniyle solunum problemleri oluşabilir.
Onunla konuşun çünkü sesinizi tanıyor artık.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 36 cm. ve ağırlığı 1050 (750-1680) gram


29. Hafta

Kendinizi sonsuza kadar gebe kalacakmış gibi mi hissetmeye başladınız? Karın cildiniz kaşınıyor, nefes darlığı şikayetiniz var, hemoroid (basur), bacak krampları, mide yanması, hazımsızlık, kas ağrıları. Bunların önemli bir kısmı tedavi edilebilir.

Gebelikte egzersiz yapıyor musunuz? Daha önceden alışkın değilseniz asla kendinizi yoracak egzersizler yapmayın. Yürüme, yüzme ya da jogging, gebelik için en iyi egzersizlerdir. Eğer önceden egzersiz yapma alışkınlığınız varsa belli kurallara uyarak gebelik döneminde de bu egzersizlere devam edebilirsiniz.

Bu gebelik haftalarında doğan bebeklerin sayısı arttıkça prematüre bebekler ile ilgili bilgiler de artıyor. Bilimsel çalışmalar bu haftada doğmuş bir bebeğin ışık, ses, tat ve koku gibi algılarının tümüyle gelişmiş olduğunu gösteriyor.

Yandaki resimde bebeğinizle plasentanız arasındaki alışverişi şematik olarak görebilirsiniz. Plasentanın size ait olan yüzünde (resimde kırmızı alan) bebeğin kordon kanıyla gelen artık maddeler temizlenmekte, bebeğinize besin ve enerji maddeleri gönderilmekte, bebekten gelen oksijenden fakir kan, oksijenden zengin hale getirilmektedir. Yani plasentanız "bebeğinizin hem akciğeri, hem karaciğer ve böbreği, hem de sindirim sistemidir". Doğumda kordon kesilir kesilmez, o ana kadar nispeten atıl durumda olan organlar hemen çalışmaya başlar ve ilk ağlamayla bebeğinizin akciğerleri ilk kez havayla dolar. Plasentanızın da işlevi böylece son bulur.

Bu hafta bir gelişme de bebeğinizin bağışıklık sistemi ile ilgili. Bu haftaya kadar tümüyle sizden gelen yardımla yürüyen "beden savunması"na bebeğin kendi gelişen savunma sisteminin yardımı da eklenmeye başlandı. Ancak her ne kadar bebeğiniz doğduğunda nispeten gelişmiş bir bağışıklık sistemine sahip olsa da özellikle sütünüzle ona geçen antikorlar (yabancı hücreleri vücuttan uzaklaştıran "silahlar") onu birçok enfeksiyondan koruyacak.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 38 cm. ve ağırlığı 1300 (900-1900) gram!

30. Hafta

Bir anne adayı için en iyi yatış pozisyonu sol yandır. Aorta ve vena cava adlı ana damar yapıları vücutta hafifçe sağda yer aldıklarından bu yatış pozisyonu bu yapılara en az bası olmasını ve böylece organlara kan gidişi ve kan dönüşünün en az şekilde engellenmesini sağlar. Bu şekilde uyumakta zorlanırsanız karnınızın altına veya bacaklarınızın arasına yastık koyun. Arkaya eğilen bir koltuk da faydalı olabilir.

Özellikle mide yanması olan anne adaylarında vücudun üst kısmının alt kısma göre hafifçe yüksekte tutulması (başın altına konan ek yastıklarla) mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engellemede faydalı olabilir.


Bebeğinizin cildinde erken dönemlerde ortaya çıkan ve lanugo adı verilen ipeksi tüyler yavaş yavaş kayboluyor. Bebeğiniz göz kapaklarını düzenli olarak açıp kapatıyor.

Kemik iliği artık kan yapma işini yavaş yavaş karaciğerden devralmaya başladı.

"Bebeğinizi emzirmeyi düşünüyor musunuz?" gibi bir soru sormanın (ve bunun cevabını düşünmenin) ne kadar anlamsız olduğunu doğum yaptığınızda göreceksiniz. Anneler bebeklerine ilk gördüklerinde aşık olurlar (babalar da öyle) ve acıkmış bir şekilde meme arayan bebeklerini içgüdüsel olarak hemen emzirmeye başlarlar. Evet, emzirmek içgüdüseldir, ancak siz yine de emzirme sorunları yaşamamak için hazırlıklara şimdiden başlayın. Emzirme eğitimi

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 39 cm. ve ağırlığı 1400 (1000-2080) gram!


31. Hafta


Rüyalarınızın değiştiğini fark ettiniz mi? Anne adayları bu gebelik haftalarında garip rüyalar görebilirler. Kısa bir uykuya dalsanız bile hemen rüya görmeye başlayabilirsiniz. Belki de gebelik dönemi yaşamınız boyunca en sık rüya gördüğünüz dönem olacak. Bunları eşinizle ve arkadaşlarınızla paylaşın.

Rüyaları hatırlamanın en etkili yolu, yatağınızın başucunda bir not defteri bulundurmaktır. Kalkar kalkmaz hemen gördüğünüz rüyayı not edin, yoksa saniyeler içinde unutursunuz.

Bebeğinizin önceki haftalardaki hızlı büyümesi bu haftadan itibaren nispeten azmış durumda. Beyin dokusu işlevsel gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Akciğerde surfaktan yapımı bu gebelik haftasından itibaren daha da hızlanacak.

Bebeğiniz özellikle 30-32. haftalar arasında diğer haftalara göre daha hareketlidir. Bunun en muhtemel nedeni amnios sıvısının bu haftalarda nispeten daha fazla olması ve bebeğin yerinin nispeten daha fazla olmasıdır. 32. haftadan itibaren bebeğinizin içerideki yeri giderek azalacağından hareketlerin nitelikleri de değişecek.

Bebek hareketleri ile bebek sağlığı arasındaki önemli bağlantıyı unutmuyorsunuz değil mi? Doktorunuz bu nedenle size her muayenede ilk olarak "Bebek hareketleri nasıl?" diye soruyor.

Bebek hareketlerinizde bir azalma hissediyorsanız ilk olarak sakin bir odada istirahata çekilin. Karnınız açsa, bir şeyler yiyin.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 40 cm. ve ağırlığı 1650 (1180-2350) gram!



32. Hafta

Bu haftadan itibaren artık doktorunuza iki haftada bir gitmelisiniz.

Bebeğiniz uterus içinde ne şekilde duruyor?

Özellikle üçüncü trimesterden itibaren uterus içinde yer daralmaya başlar. Bu nedenle bebeğiniz varolan alanı en iyi şekilde kullanmak durumundadır. İçgüdüleriyle, deneme yanılma yoluyla ve uterusunuzun mekanik etkileriyle yukarıdaki resimlerde gördüğünüz şekli alır: Bacaklar kalçadan ve dizlerden tam bükülmüş, ayaklar çaprazlanmış, kollar omuzlardan ve dirseklerden tam bükülmüş, eller çaprazlanmış ve her el karşı taraf dirseği kavramış, sırt sıklıkla (%90) sol yana yaslanmış, boyun öne doğru bükülmüş ve çene göğüs kafesine değmiş durumda. Kordonu basıya uğramaktan korumak ve doğum kanalına en iyi şekilde girmek açısından da önemli olan bu pozisyon ayrıca vücudun ve kol ve bacakların da nispeten dar bir alanda en iyi şekilde hareketine izin verir.

Bebeğinizle daha yakın bir bağ kurmak ve onu daha iyi anlamak için hemen şimdi bedeninize bu pozisyonu verin. Ayrıca eşinizin yatakta uyurken yatış pozisyonunu bu gece bir gözden geçirin ve eşinize de sizin hangi pozisyonda uyuduğunuzu sorun. İlginç sonuçlar çıkabilir...

Yandaki resimde ise 13 haftalık bir fetusa ait bir bebeğin duruş pozisyonunu görüyorsunuz. Pek bir farklılık yok, ancak kas dokusu nispeten az gelişmiş olduğundan kendi bedenini kavrama özelliği henüz gelişmemiş, bu nedenle kollar gevşek bir şekilde adeta yüzünü gizlemek istercesine parmaklar gözlerin önüne gelmiş. Bir farklılık da, parmak kaslarının henüz gelişmemiş olması nedeniyle tüm parmakların açık ve birbirinden ayrılmış olarak görülmesi.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 41 cm. ve ağırlığı 1780 (1300-2500) gra


33. Hafta

Bazı anne adaylarının ileri gebelik haftalarına kadar "karınları çıkmayabilir". Bu, doktorunuz ultrasonda bebeğinizin ölçülerini normal bulmuş olmak şartıyla bebeğin gelişmesinde bir problem olmasından değil, anne adayının yapısal özelliklerinden kaynaklanan bir durumdur.

Daha önceki haftalarda öğrendiğiniz gibi, ayak bileklerinde şişmeler normal gebelik bulguları olarak kabul edilir. Ancak elde ve yüzde şişme, şiddetli baş ağrısı, sinek uçuşması, şimşek çakması, şişmelerin 2-3 gün gibi bir süre içinde aniden artması, karın ağrısı, bulantı-kusma, kendinizi hasta hissetme gibi durumlarda preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) söz konusu olabileceğinden doktorunuza başvurmalısınız. Tansiyon yükselmesi, idrarda protein ve vücutta şişmeyle seyreden bu hastalık ciddi bir durumdur.

Bu gebelik haftasından önceki iki hafta boyunca bebeğinizin amnios sıvısı miktar olarak en yüksek aşamadaydı. Doğuma kadar da miktarı (nispeten) sabit kalır. Amnios sıvısı bebeğinizi dış ortama karşı koruyan steril bir sıvıdır. Bebeğiniz bu sıvıyı yutar, akciğerlerinden ve cildinden de emilerek kana geçer. Eksilen sıvı bebeğinizin idrar yapmasıyla yeniden tamamlanmış olur. Sıvının içinde bebeğinizin vücut biyokimyasını yansıtan maddeler dışında, cildinden dökülen hücreler, verniks, lanugo ("tüy") gibi maddeler de bulunur.

Bebeğin sıvısının azalması kordona baskı oluşması riskini artırması nedeniyle ciddi bir durumdur. Her ultrason değerlendirmesinde doktorunuz bebeğinizin gelişmesi yanında mutlaka amnios sıvısı miktarını da değerlendirmektedir.

Bebeğinizin beyin dokusunun hızlı bir şekilde büyümesi nedeniyle bu hafta içinde baş ölçüleri de nispeten hızlı bir şekilde büyür. Yandaki ultrason resminde BPD (Biparietal diameter=bebeğinizin enlemesine baş çapı) ölçümünü görüyorsunuz.

Cilt altında yağ dokusu depolanmaya devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye dönmeye başlar. Testisler artık tümüyle karın boşluğundan normal yerleri olan skrotuma inmişlerdir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 42 cm. ve ağırlığı 2000 (1480-2750) gram!

Kullanıcı avatarı
kesanlı_aslan
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 400
Kayıt: 26 Eki 2006 [ 20:40 ]

A'dan Z'ye Gebelik İzlenimi Ve Laboratuar Testleri

Mesaj gönderen kesanlı_aslan »

34. Hafta

Braxton-Hicks kasılmaları (hazırlayıcı kasılmalar) bu haftadan itibaren biraz sıklaşabilir.

Yanda bebeğinizin ultrasonda hemen göğüs kafesinin altından alınmış bir kesitini görüyorsunuz. Bu kesitte karaciğer ve içindeki damar yapıları gözleniyor. Bu haftadan itibaren bebeğinizin solunum hareketleri giderek artan sıklıkta bu kesitte gözlenebilir. Bebeğiniz tarafından bu solunum hareketleri dış dünyadaki gerçek solunuma hazırlık olarak sıklıkla uygulanır. Bu hareketlerin varlığı bebeğinizin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardan biridir.

Doktorunuzdan size bu hareketleri göstermesini mutlaka talep edin, zira içinizdeki canlının marifetlerine bu hareketleri görerek daha yakından tanık olabilirsiniz. :-))

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 43 cm. ve ağırlığı 2200 (1680-2930) gram!



35. Hafta

Ne kadar vurgulansa az: "Bebek hareketlerine dikkat..." Bebek hareketleri bebeğinizin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardan biridir. Sağlıklı bebek, fazla enerjisini hareket ederek harcar.

Bu hareketler bebeğinizin kaslarının gelişmesi açısından önemlidir. Bebeğiniz ayrıca yaptığı solunum hareketleriyle solunum kaslarını da güçlendirerek dış dünyaya hazırlanır. Çeşitli nedenlerle (sizin uzun süredir aç olmanız, yorgun olmanız, uykusuz olmanız gibi) bebeğiniz belli zamanlarda nispeten daha az oynayabilir. Hareket azalmasının tanımını her anne adayı kendisi yapmalıdır. Düzenli olarak hareket etmekteyken, hareket etme alışkanlıkları aniden değişen bir bebekte mutlaka problem olması gerekmez, ancak ileri inceleme amacıyla NST (nonstres test) yapılması gerekebilir.

Yandaki ultrason kesitinde ince uzun çizgiler bebeğinizin uyluk kemikleridir. Uyluk kemiği insan vücudunun en uzun kemiğidir ve bu kemiğin uzunluk ölçümü üçüncü trimesterde yapılan gebelik haftası tayininde hata payı en düşük olan incelemedir. Her ultrason incelemesinde doktorunuz bu kemiğin uzunluğunu da mutlaka ölçmektedir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 44 cm. ve ağırlığı 2490 (1850-3200) gram!

36. Hafta

Bu haftadan itibaren artık doktorunuza haftalık gitmelisiniz.

Artık gebelik sürenizin tamamlanması için yaklaşık dört hafta kaldı ve içinizi bir heyecan kaplamaya başladı bile. İlk gebeliğinizse sürekli olarak aklınızda "nasıl olacak acaba?" düşüncesi olabilir. Doğum yapacağınız yeri ve yatacağınız odayı görmek rahatlamak açısından oldukça faydalı olabilir. Doktorunuz size bu imkanı muhtemelen tanıyacaktır.

Bebeğinizin artık yağ dokusu giderek artıyor ve buna bağlı olarak kolları ve parmakları boğum boğum ortaya çıkmaya başladı :-) Bu haftanın sonundan itibaren doğsa bile "erken doğuma" bağlı bir problem yaşama riski çok düşük. Miadında bir gebelik 38-42 haftalar arasında olmasına karşın biz doktorlar 36. haftadan itibaren doğan bebekleri preterm (prematüre) olarak tanımlamayız.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 46 cm. ve ağırlığı 2700 (2080-3330) gram!

37. Hafta

Bu haftadan itibaren ev işlerinden de izne ayrılın. Eşiniz ve yakınlarınız tüm evi işi görevlerini seve seve sizin yerinize yaparlar. Ne de olsa ailenin odak noktası sizsiniz.

Çocuklar yeni gelecek bir kardeş için hem sevinirler, hem de onlara olan yoğun ilginin azalmasından korkarlar. Şimdiden "yeni gelecek bebeğin yeri ayrı, senin yerin ayrı" mesajını vermeye başlamanızda fayda var.

Ağırlaştınız mı? "Ağırlaşmak" ne anlama geliyor? Bebek yavaş yavaş "aşağıya inmeye başladı" mı? Yoksa bebek hareketleri mi ağırlaştı? Her ikisi de doğru.

Bebeğiniz artık her geçen gün yaklaşık 25-30 gram ağırlaşıyor ve yeri de giderek daraldığından hareketlerini daha farklı hissetmeye başladınız. Ayrıca bebeğiniz başını yavaş yavaş doğum kanalının girişine doğru yönlendirmeye başladı. Buna bağlı olarak karnınızın en üst seviyesi biraz aşağıya inmiş olabilir. Bu gebelik haftasında sıklıkla yaşanan bir durumdur bu.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 47 cm. ve ağırlığı 2850 (2250-3500) gram!

Unutmayın: Miadında bir bebek 2500 gram ile 4000 gram arasında doğar. Yani normal doğum kilosu spektrumu oldukça geniştir.

Bu hafta biraz doğum olayına ısınmaya başlayın

Cevapla