Ilkyardim nedir, nasil yapilir.....

Sağlık ile ilgili tüm bilgileri bu bölümümüzde bulabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
BERFO
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
Mesajlar: 133
Kayıt: 08 Ara 2006 [ 18:58 ]

Ilkyardim nedir, nasil yapilir.....

Mesaj gönderen BERFO »

Başlarken: Unutulmamalıdır ki İlkyardım doğrı yapıldığında hayat kurtarır. Bilen birinden, çok iyi öğrenilmesi gerekir! tavsien eğitimi alınmalıdır. Çünkü yapılacak ufacık bir hatanın bile geri dönüşü olmaz


Kırık-Çıkık-Burkulma


BURKULMA:

Bir eklemin taşıyabileceği yükün üzerinde zorlanması ile eklemi çevreleyen yumuşak dokunun zarar görmesine burkulma diyoruz. Burkulmada bağlar, kaslar, kirişler ve kan damarları gerilmiş veya yırtılmıştır. Burkulan organların başında el ve ayak bilekleri, parmaklar ve dizler gelir.

BELİRTİLERİ:

* Eklem çevresinde şişme.
* Hassasiyet.
* Hareket sırasında sancı.
* Morarma.

NOT: Genellikle kapalı bir kırığın belirtileri ile burkulmanın belirtileri benzerlik gösterir. Ancak röntgen filmine bakılarak ayırdedilebilir.

Ne Yapmalı?

* Burkulan eklemin üzerine soğuk, ıslak bezler koyunuz.
* Eklemi hareket ettirmeyiniz.
* Eklem yerinin altına bir mukavva parçası koyarak sarınız.
* Gerekli tıbbî bakımı sağlaması için doktor çağırınız veya kazazedeyi en yakın hastahaneye götürünüz.

NOT: Eğer burkulan bölge bel kemiği ise; doktor gelinceye kadar hastayı döşeme gibi düz ve sert bir zemin üzerine boylu boyunca yatırınız.

ÇIKIK:

Bir kemik uçcunun aşırı zorlanma sonucu eklem yerinden çıkmasına diyoruz. Çıkıklar genellikle düşme ve sert bir cisimle vurma sonucunda meydana gelir.
Çıkık, en çok parmaklarda (özellikle başparmakta), omuzda ve bileklerde olur.
Çıkığın belirtileri de burkulma ve iç kırığa benzer. Şişme, dokununca hassasiyet, biçim bozukluğu, kımıldatınca sancı ve morarma sayabileceğimiz belirtilerdir.

Ne Yapmalı?

* Çıkık organı kımıldatmaymız.
* Parmak ve bilek çıkıklarının altına bir mukavva parçası koyarak sannız.
* Çıkık omuzda ise bir kol askısı ile hareketsiz duruma getiriniz.
* Doktor çağırınız veya kazazedeyi hastahaneye götürünüz.

Dikkat: Kazaya maruz kalmış bir eklemde kırık olup olmadığını anlamak için kırık organı hareket ettirmeyiniz veya kazazedeyi yürütmeyiniz. Bir boyun veya belkemiği kazasında kazazedenin başını belini asla hareket ettirmeyiniz. Boyun veya bel hareketi sırasında kırık bir kemik parçası omiriliğe batarak felçlere sebebiyet verebilir.

Ne Yapmalı?

* Bel veya boyun kırığına maruz kalmış bir kazazedeyi bulduğunuz duruş biçiminde tutunuz. Hareket ettirmeyiniz.
* Derhal doktor çağırınız.

AÇIK KIRIKLAR

Kaza sırasında kırılan bir kemiğin deriyi yararak dışarı çıkması halinde, bu kırığa "açık kırık" denir. Çoğu durumlarda deriyi yırtıp yara açan ve kanamaya sebeb olan kırık kemik parçası, geriye kayarak yarayı açık bırakır.
Kanama ve doku harabiyeti sebebiyle kazazede soka girebilir. Ayrıca yara temizlenip kanama durdurulmadığı takdirde mikrop kapma (enfeksiyon) tehlikesi vardır.

Dikkat: Kırık kemik ucunu geriye iterek yerine sokmaya çalışmayınız.

Ne Yapmalı?

* Biçimi bozulmuş organı doğrultmak için kırığın altına bir elinizi, üstüne de diğer elinizi yerleştiriniz.
* Organın uçcunu yanınızdaki birine sımsıkı tutturunuz.
* Şok bakımı uygulayınız.
* Siz kırık bağlama mukavvalarını veya tahtalarını kırık bölgenin üzerine yerleştirirken organın ucunu tutan kişi de kemiklerin biçimi düzelinceye kadar çekmeye devam etsin.
* Kırık bağlama mukavvaları yerine oturunca temiz bir bezle sarıp bağlayınız.


Ezilmeler


Vücudun herhangi bir yerine yara açmayacak şekilde bir darbe geldiğinde doku altındaki ince damarlar (kılcal damar ağları) koparak kanarlar. Kanama, kopan damarların sayısına bağlı olarak bir yer kaplar. Kanamadan sonra, darbe yerinde ağrı ve yanma hissedilir. Kanayan bölge şişer. Şişlik önce morarır; sonra mavileşir. iyileştikçe rengi değişerek yeşile ve iyileşmek üzere iken de sarıya dönüşür. Bu arada şişlik iner ve ağrı da kendiliğinden kaybolur.

Ne Yapmalı?

* Vücudunuzun herhangi bir yerine darbe gelip ezilme olursa, vakit geçirmeden soğuk su kompresi yapınız (soğuk suya batırılmış bez koyunuz).
* Birkaç defa kompres uyguladıktan sonra, soğuk suya batırılmış bezi ezik yerin üzerine koyup sarınız.
* Bu işlemi ne kadar erken yaparsanız ezik yer morarmadan ve şişlik yapmadan kısa zamanda iyileşecektir. Soğuk su kompresinden sonra, ağrı da fazla hissedilmez.
* Ezik, göz çevresin de olursa, soğuk suya batırdığınız bir bezi göz çukuruna yerleştirip üzerinden sarınız. Ezik, morluk yapmadan iyileşecektir.


Yaralanmalar


BAŞ YARALANMALARI

Yüksek bir yerden düşüldüğünde veya trafik kazasına maruz kalındığında; ölüm ile neticelenen vakaların çoğunu kafa yaralanmaları teşkil etmektedir.
Kafa yaralanmalarının belirtileri şunlardır:
* Kafada şişlik, yara veya kanama.
* Başağrısı.
* Başdönmesi
* Yarım saat içinde veya daha sonra bayılma.
* Ağızda, burunda veya kulaklarda kanama.
* Kol veya bacakların birinde felç.
* Göz bebeklerinin büyüklüğünde farklılık.

Dikkat: Kafasından yaralanmış bir kazazede, ister baygın ister kendinde olsun, ona uyarıcı içecekler vermeyiniz. Ayaklarını havaya kaldırmayınız.

Ne Yapmalı?

* Hastayı, düz bir yere, boylu boyunca yatırınız.
* Ağzında salgı veya kanama varsa, başını yana çeviriniz. Böylece, salgının nefes borusuna kaçmasını engellemiş olursunuz.
* Derhal doktor çağırınz. Bu mümkün değil ise hastayı düz yatmış olarak, hırpalamadan en yakın hastahaneye götürünüz.
* Hasta bayılmış ise, nefes alıp almadığını kontrol ediniz.
* Solunumu durmuş ise yapay solunum uygulayınız.
* Nefes borusunun salgı veya geriye kaçmış dili tarafından tıkanıp tıkanmadığını kontrol ediniz. Böyle bir tehlike mevzubahis ise ve boynunda kırık yok ise başının altına küçük bir yastık koyarak başını yana çeviriniz.

NOT: Diğer tedbirler "yapay solunum" bahsinde anlatılmış olduğundan oraya müracaat ediniz.

VÜCUT YARALANMALARI

Dikkat: Kanama ile sonuçlanan her türlü yarayı -önemli veya önemsiz olduğuna bakmaksızın- mutlaka temizleyiniz. Zira tetanozu önlemenin birinci yolu budur. Eğer kanama faslı, sivri bir cismin batması sonunda meydana gelmiş ise; yarayı güzelce temizlemekle beraber tetanoz aşısı olmayı ihmal etmeyiniz.
Mikrop bulaşmasının belirtileri yaralanmadan hemen sonra görülmez. Mikropların gelişip çoğalması ve zehirli madde salgılaması zaman ister. Belirtiler, genellikle, iki ila yedi gün sonra ortaya çıkar. Bazı durumlarda -mikrobun cinsine bağlı olarak- daha geç ortaya çıkar.

YARANIN MİKROP ALDIĞI NASIL ANLAŞILIR?

* Yaralı bölge kızarır.
* Dokunduğunuz zaman acır.
* Yanma ve şişlik görülür.
* Bazan yaralı bölgeden yukarıya doğru (kol ve bacaklarda) kırmızı renkte çizgiler belirir.
* Koltuk altında veya kasıkta hassas şişler ortaya çıkar.
Bütün bu belirtiler, yaranın mikrop kaptığını ve mikropların vücuda yayıldığını gösteren kesin delillerdir.

Dikkat: Bulaşma (enfeksiyon) belirtilerini görünce yarayı sıkmayınız ve açmayınız; derhal bir doktora gidiniz.


Kanamalar

Vücuda yayılmış üç tip kan damarı vardır:

1- Atardamarlar
2- Toplardamarlar
3- Kılcal damarlar

Atardamarlar vasıtasıyla akciğerde temizlenen oksijenli kan vücuda yayılır. Toplar damarlar ise organlardaki kirli kanı kalbe geri getirir. Kılcal damarlara gelince: Bunlar da dokularla temas halinde olup onlara oksijen ve gıda maddeleri verir ve onlardan zararlı maddeleri alarak toplar damarlara taşırlar.
Derideki bir yara veya kesik sonucu bu damarlar açılarak dışarıya kan sızması olur. Çıplak gözle görülen bu tür kanamaya "dış kanama" diyoruz.

DIŞ KANAMALAR

Kılcal damar kanamaları dezenfekte edildikten sonra, kanın kendiliğinden pıhtılaşması sonucu, problem çıkarmadan kısa zamanda iyileşirler. Ancak atar ve toplar damar kanamaları -hele açılan yara derin ve geniş ise- bizim müdahalemiz olmadan, kendiliğinden durmazlar. Atar (temizkan) damar kanamalarını toplar (kirli kan) damar kanamalarından kolayca ayırdedebiliriz. Atar-damarlarda kalp basıncı, 120 mm (kasılma anında) ila 80 mm (gevşeme anında) civa basıncı arasındadır. Eğer bir atardamar kesilmiş ise, kanama bu basınç farkına uyarak aralıklı fışkırmalar şeklinde olacaktır. Toplardamar kanamalarında fışkırma olmaz.

Ne Yapmalı?

* İster atar ister toplardamar kanaması olsun ilk önce elinizin ayasını yara üzerine sıkıca bastırınız ve on dakika kadar böylece bekletiniz.
* Kanamaların çoğu bu şekilde duracaktır. Eğer hala devam ederse; "sargı kompresyonu" dediğimiz metodu uygulayınız. Temiz bir sargı bezini veya mendili dörde katladıktan sonra yara üzerine koyup avuç içi ile üzerinden bastırınız. Bu şekilde onbeş-yirmi dakika bekleyiniz.
* Kanama bu müddetin sonunda yine devam edecek olursa, kompresyonda kullandığınız bezin üzerine bir sargı sarınız.
* Kanamanın kol veya bacakta olduğunu farzedelim. Bir yardımcı kişi kompresyona devam ederken, siz de beş santim eninde bir metre boyunda bir bez parçası temin ediniz. Bulduğunuz bezi iki ucundan (ortalı olarak) makasla yaranın üzerine gelecek olan orta kısmı sağlam kalacak şekilde kesiniz.
* Bezin kesilmeyen orta kısmını yaranın üzerine gelecek şekilde -kompresyon için kullandığınız katlanmış bezin üstüne- koyunuz. Kestiğiniz parçaları bandaj gibi kullanarak, karşılıklı bağlayınız. Parçaları yaranın iki yanına sararken ve bağlarken fazla sıkmayınız. Fazla sıktığınız takdirde kan dolaşımını boğar; kol veya bacakların alt bölgelerine kanın gitmesini engellemiş olursunuz.

Dikkat: Eğer kompresyon ve sargı işi de netice vermez yani kanama kesilmezse; ciddi bir atardamar kanaması ile karşı karşıyasınız demektir. Bu durumda hastayı doktora yetiştirmekten başka çare yoktur. Ancak aşırı kan kaybından dolayı hastanın şoka girmemesi için yarayı üst tarafından kravat veya esnemeyen bir bez parçası ile boğdurabilirsiniz. Düğümü yara üzerine gelmeyecek şekilde bağlayınız. Vakit kaybetmeden hastayı bir acil servise yetiştiriniz. Boğdurulmuş bir yarayı uzun zaman bekletmek ve kanamanın durmasını gözlemek çok tehlikeli ve hatalı bir yoldur. Zira bir saatten fazla kan almayan bölgenin hücreleri ölecek ve boğdurulan uzuv kangren olacak; kesilmek zorunda kalınacaktır. Bu sebeple kompresyon ve sargı işlemini denemeden sakın yarayı boğdurmayınız.

AĞIR KANAMALAR

Bilhassa kol ve bacaklarda meydana gelen ağır yaralanmalarda atardamarlarda büyük delikler açılır. Bu deliklerden fışkıran kanı basit usullerle durdurmak mümkün değildir. Müdahale edilmediği yani kan akışı durdurulmadığı takdirde hasta kan kaybından dolayı önce şoka sonra da komaya girerek hayatını kaybeder.

Dikkat: Burada tarif edeceğimiz kan durdurma usulü, kazazedeyi doktora yetiştirinceye kadar meydana gelecek olan kan kaybını önlemeyi hedef almaktadır. Kan durdurucu bandajı veya turnikeyi uzun zaman yerinde tutmak çok tehlikelidir. Yarım saati geçen durumlarda kan alamayan bölgedeki dokuların ölmesi ve kangren olması ihtimali vardır. Bu sebeble kazazedenin doktora yetiştirilmesi geciktiği takdirde her yarım saatte bir bandajın açılarak bir iki dakika müddetle yaralı organa kan akışı sağlanmalıdır. Sonra bandaj tekrar sıkılarak fazla kan kaybı önlenmelidir.

Nasıl Yapılacak?

* Kol ve bacaklarda kan durdurucu bandaj tek kemik olan yere uygulanmalıdır. Kollarda dirsek île omuz arası; bacaklarda diz île kasık arası tek kemik olan yerlerdir.
* Buna göre bandajı yaranın üzerine değil; yarasız olan yukarı kısmına uygulamış oluyoruz.
* Bandaj olarak bir lastik hortum veya elastiki bir kablo parçası kullanabiliriz. Her ikisinin de çapı bir santim civarında olmalıdır. Daha kalın ve daha incesi kanamayı durdurmakla beraber dokulara zarar verecektir. Bunların bulunmadığı durumlarda bel kayışı, rulo haline getirilmiş bir mendil veya gaz bezi de aynı işi görebilir.
* Bandaj kullanmayı bilmeyenler yani bu işte tecrübesi olmayanlar ya korku ile gevşek tutacak veya garanti olsun diye gereğinden fazla sıkabileceklerdir.
* Eğer bandaj olarak kullanacağınız malzeme el altında değilse yani bulunması zaman alacak ise; bir kişi bandaj temin etmeye çalışırken bir diğeri iki elini halka şeklinde tek kemikli yerin üzerine geçirip sıkmalıdır.
* Bandaj malzemesi temin edilince, malzeme tek kemikli bölge üzerine bir defa dolanıp tek düğüm atıldıktan sonra yavaş yavaş sıkılır. Kan akışının durduğu yerde sıkmaya son verilerek ikinci düğüm atılır. Eğer kan akışı tekrar başlarsa; ikinci düğüm atılırken farkında olmadan bandaj gevşetilmiş demektir, ikinci düğüm açılmalı ve kan akışı duracak kadar sıkıldıktan sonra (gevşemesine izin vermeden) tekrar düğüm atılmalıdır.

TURNİKE USULÜ

Ağır atardamar kanamalarını durdurmanın bir diğer yolu, turnike uygulamaktır. Bunun için genişçe (8-10 santim) ve organı iki defa dolandıktan sonra bağlanabilecek uzunlukta bir sargı bezi kullanılmaktadır. Buna "kravat sargı" adı verilmektedir.

Nasıl Yapılacak?

* Kanayan yara üzerine birkaç defa katlanmış bir gaz bezi veya iki-üç defa katlanmış temiz bir mendil koyunuz.
* Kravat sargıyı gaz bezinin üzerinde iki defa doladıktan sonra zıt istikametinde bir düğüm atınız.
* Düğümün üzerine oklava veya benzeri bir sopanın ucunu koyup sıkıca düğümleyiniz.
* Sopanın boşta kalan ucundan tutup çeviriniz. Kanama duruncaya kadar çevirmeye devam ediniz. Gereğinden fazla çevirmeyiniz.
* Bundan sonra sopanın serbest ucunu (sopa organa paralel duracak şekilde) herhangi bir sargı ile organın üzerine tutturunuz.

Dikkat: Turnike de bandaj usulünde olduğu gibi uzun zaman bekletilmemelidir. Her 20 dakikada bir, yara üzerindeki gaz bezine elle bastırarak, turnike açılmalı ve yaralı organa kan deveranı sağlanmalı; eğer kanama devam ediyorsa aynı şekilde tekrar bağlanmalıdır. Kanama durmuş ise, turnike çıkarılmamalı fakat gevşek bir şekilde sarılmalıdır. Eğer gevşek sargı altında kanama tekrar baslarsa, sopayı kanama duruncaya kadar çevirip yerini tesbit etmelidir.

NOT: Turnike ve bandaj uyguladığınız saati kaydedip bunu doktora söyleyiniz.

DİĞER KANAMALAR

Kol ve bacakların dışındaki organlarınızda meydana gelebilecek kanamaları durdurmak için, kanama şiddetli olmadığı takdirde, yaranın üzerine steril bir gaz bezi konarak fazla sıkmadan sarılır.
Sargı usulü ile kanama durdurulamaz ise, bu sefer kanamayı besleyen damar üzerine parmakla bastırmak gerekecektir. Kanama duruncaya kadar bastırma işine devam edilmelidir.

BASTIRMA NOKTALARI

1- Alında, göz hizasının üzerinde, olan kanamalarda parmakla bastırılacak nokta kulağın ön kısmıdır.
2- Eğer kanama göz hizasının altında yani yanakta ise, alt çene kemiğinin köşesinden 2-3 cm ileriye parmakla bastırılmalıdır.
3- Boyun ve gırtlak civarındaki kanamalarda, baş parmak enseye, geri kalan dört parmak da boyun önündeki şah damara basacak şekilde tazyik uygulanmalıdır.
4- Omuz, koltuk altı ve kolun omuza yakın yerinde meydana gelebilecek kanamaları durdurmak için, baş parmak arkadan destek verecek şekilde, diğer dört parmakla köprücük kemiğinin çukur kısmına (boyuna yakın yerine) bastırılmalıdır.
5- Kalça kanamalarında, el ayası kazazedenin kasığına sıkıca bastırıldığı takdirde kanamayı durdurmak mümkün olacaktır.

BURUN KANAMASI

Çocuklar oyun oynarken düşünmeksizin tehlikeli hareketler yapar; bunun neticesi olarak sık sık kaza geçirirler. Burun kanaması da bunlardan biridir. Eğer çocuk başını sert bir yere çarpmamış ise fazla telaşlanmaya lüzum yoktur. Eğer kusma, baş ağrısı ve alışkanlık dışı bir uyku hali görülürse beyin kanamasından şüphelenmeli ve çocuğu en kısa zamanda doktora götürmelidir.
Yaşlı kimselerde, kendiliğinden ortaya çıkan burun kanamaları ekseriya "tansiyon yüksekliğine işaret eder. Böyle durumlarda mutlaka doktora görünmeli ve gerekli kontrollar yaptırılmalıdır.
Bir darbe sonucu meydana gelen hafif burun kanamaları ekseriya kendiliğinden (kanın pıhtılaşması sonucu) durur. Bir-iki dakika içinde durmayan burun kanamalarında aşağıda tarif edeceğimiz şekilde kanamayı durdurmaya çalışınız.

Nasıl Yapılacak?

* Baş ve işaret parmağınızla burun kanatlarını 4-5 dakika müddetle sıkınız.
* Bu şekilde netice alamadığınız takdirde, bir pamuk parçasını parmak kalınlığında yuvarlayıp rulo haline getirdikten sonra üst dudağın altına yerleştiriniz. Üst dudaktan buruna doğru yaptığınız bu tazyik, kanamada önemli rol oynayan ana damarı sıkıştıracağından ekseriya iyi netice verecektir.
* Yukarıdaki tetdbirler de bir fayda vermeyecek olursa; kazazedeyi bir sandalyeye oturtunuz. Burnunun üzerine soğuk suda ıslatılmış temiz bir bez koyunuz. Biz buna "soğuk kompres uygulama" diyoruz. Kanama duruncaya kadar birkaç dakika ara ile bezi değiştiriniz. (Yeniden soğuk suda ıslatıp tekrar burun üzerine koyunuz). Kanama durduktan sonra kazazedeye bir-iki saat için burundan nefes almamasını tavsiye ediniz. Bu şekilde, teşekkül eden pıhtı yerinden oynamamış ve kanama da yeniden başlamamış olur.
* Kanama bütün bu tedbirleri çaresiz kılacak derecede şiddetli ise, doktor gelinceye veya doktora yetişinceye kadar kazazedenin kanayan burun deliğine steril bir gaz bezi (tampon) tıkayınız. Bezin bir ucunu dışarıda (açıkta) bırakınız. Tampon burun deliğini tıkadıktan sonra, zorla ileri itmeye çalışmayınız.


Yanıklar


Genelde üç çeşit yanık vardır:

* Isı yanıkları.
* Güneş yanıkları.
* Kimyasal maddelerin sebep olduğu yanıklar.

Yanıklar şiddetine göre ise yine üç grupta incelenir:

* Birinci derece yanıklar.
* İkinci derece yanıklar.
* Üçüncü derece yanıklar.

Birinci derece yanıklarda deri kızarmıştır, ikinci derece yanıklarda kabarcıklar ortaya çıkar. Üçüncü derece yanıklar ki en tehlikelisidir; doku harabiyeti yapar:

Üçüncü ve ikinci derece yanıklarda iki büyük tehlike vardır:
* Yanık bölge çabuk mikrop kapar.
* Derin yanıklarda hasta soka girer.

BİR YANIK KAZASINDA

Ne Yapmalı?

Birinci Derece Yanıklarda:

* Yanık bölgeyi (genellikle el, ayak, kol ve bacakları) bir saat müddetle soğuk su içine daldırınız.
* Üstüne soğuk bir sargı koyunuz.
* Yanık bölgesin hava ile temasını kesmek için kalın bir sargı bezi ile (soğuk su ve soğuk pansuman uyguladıktan sonra) sıkıca sarınız.

NOT: Eğer yanık geniş bir bölgeye yayılmış ise, üzerini temiz bir çarşaf veya havlu ile kapatmak sureti ile havayla temasını kesiniz.

İkinci ve Üçüncü Derece Ağır Yanıklarda:

Ağır yanıklar tıbbi bakım gerektiren yanıklardır. Hasta en kısa zamanda yakınınızda bulunan bir hastahanenin acil servisine götürülmelidir.

Dikkat;

* Ortaya kabarcıklar çıkmış ise sakın patlatmaya kalkışmayıyız. Yanık bölgenin üzerini temiz ve soğuk bir pansumanla örttükten sonra temiz ve kalın bir sargı bezi ile dikkatlice sarınız.
Eğer yanık derine işlemiş ise; hastanın şoka girmemesi için ona tuz ve karbonat eriyiği içiriniz.
NOT: Bir su bardağı içine 1/4 çay kaşığı tuz, 1/8 çay kaşığı sodyum karbonat (pasta karbonatı) koyduktan sonra su ile doldurup karıştırınız ve bunu hastaya içiriniz. Aynı ölçülerle hazırlanmış bu eriyikten her 15 dakika ara ile yarım bardak içiriniz.

Kimyasal Yanıklarda:

Deriye yakıcı özelliği olan kimyasal bir maddenin temas etmesi halinde ilk iş; vakit geçirmeden kimyasal maddeyi bol su ile yıkayarak temizlemektir. Ondan sonra yanık bölgenin üzerine temiz bir pansuman koyup dikkatlice sarınız ve kazazedeyi hastahaneye götürünüz.
Eğer göze asidik bir madde bulaşmış ise; bir bardak suya bir çay kaşığı karbonat karıştırarak bu eriyik ile gözü yıkayınız. Tek göz kazaya uğramış ise, kazazedenin başını -gözü aşağı gelecek şekilde- yana çeviriniz. Böylece diğer gözü kimyasal madde ile bulaşmaktan korumuş olursunuz. Eriyiği iç kenardan dışa doğru dökerek gözü asitten temizleyiniz. Yıkama sırasında hastaya göz kapaklarını açık tutmasını söyleyiniz. Yıkama işi bitince göz kapaklarının üzerine bir pansuman yerleştirip sarınız ve kazazedeyi derhal doktora götürünüz.



Cevapla