İkinci Dünya Savaşı

Ödevler için artık tek bir adres var aktuelbilgi.net...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
General_Harrington
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 12
Kayıt: 11 Haz 2006 [ 14:05 ]

İkinci Dünya Savaşı

Mesaj gönderen General_Harrington »

GİRİŞ & SAVAŞIN NEDENLERİ
Kapsadığı alan itibarıyla Amerikan ana karası dışında,hemen hemen Dünya’nın her tarafının yakılıp yıkıldığı ,Savaşa katılan Ülkelerin tüm kaynakları ve insan gücünün kullanıldığı, Savasan askerlerin yanı sıra Milyonlarca Sivil İnsanın kanıyla sulanan II.Dünya Savaşı;Birinci Dünya Savaşının çözümsüz bıraktığı anlaşmazlıklarla gecen yirmi yıllık gergin bir dönemin ardından patlak vermiştir.Tarihsel akış içinde Kısaca bunları irdelersek;
I. Dünya Savaşı sonunda Almanya yenilmiş ve ağır koşullar içeren bir anlaşma yapmak zorunda bırakılmıştı. Almanlar 1919’da imzalanan Versay anlaşmasıyla haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlardı. 1920'lerde büyük ekonomik güçlüklerle karşı karşıya kalan Almanya’da
ağır ekonomik koşullar,yoksulluk,siyasi kaoslar sonucu 1933’de Adolf Hitler önderliğinde Naziler iktidara geldi.Hitler bir yandan Versay Anlaşmasının geçersiz sayılmasına çalışırken, öte yandan da silahlı kuvvetlerini yeniden toparlayarak Ülkenin tüm kaynaklarını topyekün bir savaşa hazırladı.
1919’da barışı korumak ve uyuşmazlıkları çözümlemek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti, bu görevleri yürütebilmek için gerekli olan yaptırım gücünden yoksundu. ABD bu örgütün dışında kaldı; öbür üyeler arasında da kararlara uymayan devletlere karşı zor kullanma konusunda görüş birliğine varılamadı. Bu sorun, 1931’de Japonya’nın protestolara aldırmayarak Çin’in Mançurya bölgesini ele geçirmesiyle iyice açığa çıktı. Japonya 1930'lar boyunca gücünü artırdı.Öte yandan Benito Mussolini yönetimindeki İtalyanlar da 1935 yılında , Etiyopya’yı işgal ettiler. Milletler Cemiyeti bu kez de etkin önlemler alamadı.

Bu zayıflıktan yararlanan Adolf Hitler 1936 yılında Ülkede Genel Seferberlik ilan etti.Almanya’nın Ren Irmağının batısında kalan topraklarına askeri birliklerini gönderdi.Oysa 1925’te Almanya’yla Milletler Cemiyeti arasında yapılan anlaşmaya göre bu bölgede hiçbir devlet asker bulunduramayacaktı. Milletler Cemiyeti bu konuda da protestolar dışında yaptırım uygulayamadı.
Ardından İtalya ve Almanya, İspanya’daki iç savaşta cumhuriyetçi yönetime karşı faşist general Francisco Franco’nun safında savaşmak
üzere asker gönderdi; böylece yeni silah ve uçaklarını da denediler.,
Yeni toprak kazanımları ve Dünya egemenliği ele geçirmek amacıyla Almanya, İtalya ve Japonya ; Bir araya gelerek Berlin-Roma-Tokyo Mihveri diye adlandırılan bir ittifak kurdular. Bu nedenle Bu Ülkeler MİHVER DEVLETLERİ olarak anılmıştır....Savaşın Fiilen Öteki tarafıda
Fransa—İngiltere –Amerika –SSCB önderliğindeki diğer ülkelerde Müttefik Güçleri olarak adlandırılmıştır.

Savaşın Başlaması ve Yayılmasını Kronolojik olarak incelersek;
İlk olarak 1937’de Japonya, Çin’e karşı topyekün bir savaş başlattı. Bir yıl sonra Almanya, 1938 yılında Avusturya’yı işgal etti; ardından da aynı yıl Çekoslovakya’da Alman asıllıların çoğunlukta olduğu Südet Bölgesi üzerinde hakkı olduğunu ileri sürdü. İngiltere ve Fransa, Çekoslovakya’yı Hitler in bu isteğine boyun eğmesinin yararlı olacağına inandırdı ve Eylül 1938’de yapılan Münih Anlaşmasıyla bölge Almanya’ya bırakıldı 6 ay sonra Hitler başkent Prag’ı bombalayacağını söyleyerek gözdağı verince Çekoslovakya da Almanya’nın boyunduruğuna girdi.Almanya’nın Bir sonraki hedefi ise bağımsız Devlet olarak yeniden kurulan Polonya’ydı...İngiltere ve Fransa ise olası Alman saldırısına karşı Polonyalılara kesin güvence verdiler..Adım adım planını devreye sokan Almanya önce Doğu cephesini güvende tutmak amacıyla , SSCB ile 10 yıl sureli Bir Saldırmazlık Anlaşması imzaladı. ardından da 1.Eylül.1939 tarihinde Polonya’yı işgal edince İngiltere’yle Fransa Polonya’ya verdikleri sözlerini tutarak 3 Eylül'de Almanya’ya savaş ilan ettiler....Böylece II.Dünya Savaşı 3.Eylül.1939 da resmen ve fiilen başlamış oldu.
Avusturya, Kanada ve Güney Afrika’nın da bulunduğu başka ülkeler de İngiltere ve Fransa’nın yanında yer aldı. Ama müttefikler Alman kara ve hava güçlerince hızla işgal edilen Polonya’ya yardım edemediler.



17 Eylül'de bu kez SSCB doğudan Polonya’ya girdi. Polonya teslim oldu. 80 bin kadar Polonya askeri mücadeleyi sürdürmek üzere önce Romanya’ya daha sonra da Fransa’ya giderek burada toplandı.

SSCB de anlaşma imzalamasına rağmen , olası bir Alman saldırısına karşı batıda “Tampon devletler” oluşturmak amacıyla, 3 Baltık ülkesini, Estonya, Letonya ve Litvanya’yı işgal etti. Ardından SSCB, Finlandiya’dan birliklerine Finlandiya topraklarına girme hakkının verilmesini istedi. Finlandiya da SSCB’nin zorla dayattığı koşulları kabul etmek zorunda kaldı.Bunlar olurken batı oldukça hareketsizdi. Fransa, Almanya sınırında Majino Hattı adıyla anılan savunma hattını kurdu. Kuzeydeki İngiliz Birlikleri,başlangıçta Belçika’nın savaşa girmemesi nedeniyle Almanlarla hiç karşılaşmadı.
Takiben 1940 Nisanı’nda Almanlar, Norveç’e saldırdı. Amaçları denizaltıları için üsler kurmak ve İsveç’in kuzeyindeki madenlerden çıkartılarak deniz yoluyla Norveç’in Narvig Limanına getirilen demire el koymaktı. Almanlar kısa sürede Norveç’te müttefiklerin asker çıkarma girişimlerini önleyecek hava üsleri kurdular. Norveç 9 Haziran'da teslim oldu. Almanların Nisanda saldırdığı Danimarka’da pek az direnebildi.
10 Mayıs 1940’da başlayan Alman saldırısı, kısa sürede Belçika, Hollanda, Lüksembourg’un işgaliyle sonuçlandı. Yardıma gelen İngiliz ve Fransız orduları da püskürtüldü. 13 Mayıs'ta Sedan’da Alman tankları Maas Irmağını geçti ve Fransa’nın içlerine doğru ilerledi. Hollanda 14 Mayıs'ta teslim oldu. Alman tankları kuzeye kıyıya doğru ilerledi ve geri çekilen Müttefiklerin önünü kesti. Belçika 27 Mayıs'ta teslim oldu.
14 Haziran 1940 ta bu kez Almanlar Paris’e girdiler, 22 Haziran'da Fransızlar ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Alman güçleri kuzey Fransa’yı ve bütün Atlas Okyanusu kıyılarını işgal etti.
Hitler bir sonraki hedef olarak İngiltere’yi seçti. Alman hava kuvvetleri Güney İngiltere’deki hava alanlarını ve limanlarını her gün bombalamaya başladı. İngilizlerin kesin direnişiyle karşılaşan Almanlar, Londra’yı ve İngiltere’nin iç bölgelerindeki kentleri de bombaladılar. Bu baskınlar pek çok sivilin ölümüne ve büyük zararlara yol açtı. 1941 ortalarına kadar bombardımanlar devam etti.
Farklı tarihlerde de olsa Avrupa Kıtasının tamamında savaş yayıldı..II.Savaşında Avrupa Anakarasında sadece İspanya—Portekiz-
İsveç ve İsviçre Fiilen Savaşa dahil olmamıştır.


Kuzey Afrika ve Akdeniz Cephesindeki Savaşlar ve Analizler
İtalya 10Haziran1940 ta fiilen , Almanya’nın yanında savaşa girdi. Kuzey Afrika’daki Berka ve Libya o zaman İtalya’nındı. ( Bu bölgeler daha sonra Libya Krallığı oldu) Kızıldeniz kıyısında bulunan Eritre ve Somali’nin bir bölümü de İtalya’nındı. Etiyopya 1935’te İtalya’nın işgali altına girmişti. İtalya’nın bölgedeki güçleri ana üssü Mısır’da olan General Sir Achibald Percival Wavell komutasındaki İngiliz Uluslar Topluluğu’nun güçlerinden çok üstündü.
İtalyanlar 1940 sonbaharında Somali’nin İngiliz egemenliğindeki bölümünü ele geçirdiler ; ama izleyen kış Wavell’in askerleri bölgeyi ve ayrıca Eritre ve İtalyan Somali’sini aldılar. Sudan’dan hareket eden İngiliz ve Sudan birlikleri Etiyopya’ya girdi ve İtalyanlar’ı teslim olmaya zorladı. Asıl savaş yeri ise Nil Nehri ve Tunus arasında kalan Batı Çöl’üydü. İtalyanlar 1940 sonbaharında Libya’dan girerek Mısır’ı işgal ettiler ; Aralık ayında henüz Nil Irmağına ulaşamadan Wavell’in komutasındaki birlikler tarafından durduruldular. Çarpışmalar sonunda İtalyanlar Bingazi’nin ötesine püskürtüldü.
1941’de durum daha da kötüleşti. Yugoslavya zorunlu bir Alman saldırısından sonra çöktü. Böylece Almanya buradaki güçlerini 1939’da Arnavutluk’u işgal eden ve 1940 Ekim ayından beri Yunanistan’da savaşan ama başarılı olamayan İtalyanlar’ın yardımına gönderdi. İngilizler, Yunanistan’a yardım edebilmek için birliklerini Batı Sahra’dan geri çekmek zorunda kaldılar. Ne var ki, İngiliz Uluslar Topluluğu birliklerinin yardımına karşı Yunanistan yenildi ve 1941 Nisan’ında teslim oldu. Ardından , Mayısta Girit de Almanların eline geçti. Bu sırada Irak, İran ve Suriye’de sorunlar çıktığı için Müttefikler güçlerinin bir bölümünü bu bölgeye gönderdi. Bu gelişmeler Batı Çölü’ndeki İngiliz güçlerini iyice zayıflattı.
Mihver güçleri ise General Erwin Rommel komutasındaki Alman birliklerinin Trablusgarp ve Trablusşam’a gelmesiyle güçlenmişti. 1941 Nisan’ında Alman tankları ve mekanize piyadeleri doğuya, Mısır sınırına gönderildi. Kasım ayında Almanları geri püskürtmek için yapılan girişim kısmen başarılı olabildi ve Rommel 1942’de yeniden saldırdı. Kıyıda Tobruk kentinde garnizon teslim oldu. Temmuz ayında İngiliz Uluslar Topluluğu güçleri İskenderiye’ye yalnızca 10 km uzaklıktaki bir savunma hattına çekilmek zorunda kaldı. Mısır’ın düşmesi Hindistan yolunun Almanlara açılması demekti.


Ağustos sonunda bir kez daha saldıran Mareşal Rommel, İngilizlerin General Bernard Montgomery komutasındaki 8. Ordusu tarafından püskürtüldü. İngilizler’in Ekimde başlattığı saldırı, El-Alameyn zaferiyle sonuçlandı. Bundan sonra Almanlar ve İtalyanlar, Batı Çölü boyunca gerilediler ;
Ocak 1943’te 8. Ordu Tunus’a girdi.General Dwight D. Eisenhower komutasındaki İngiliz ve ABD askerlerinden oluşan 100 bin kişilik bir kuvvet Fas ve Cezayir kıyılarına bir çıkarma yaptı. Müttefikler önce doğuya, Tunus’a ilerledi ama Akdeniz üzerinden hava ve deniz yoluyla getirilen güçlü Alman birliklerince durduruldu. 1943 Ocak ayı sonunda Montgomery’nin ordusu Batı Çölünü geçerek Tunus’a girdi. Zorlu çarpışmalardan sonra müttefik orduları Mayıs 1943’te Alman ve İtalyan kuvvetlerini çökertti.
Müttefikler Kuzey Afrika’daki başarılarını 1943 Temmuz'unda Sicilya’yı işgal ederek sürdürdü. Sicilya'nın yitirilmesi ve İtalya’nın müttefiklerce bombalanması İtalyan diktatörü Benito Mussolini’yi çekilmeye zorladı. Eylül başlarında İtalya teslim oldu ve Malta’daki donanmasına el kondu. Bu olay İtalya’da müttefikler ile Almanları karşı karşıya bıraktı.
Ekimde Napoli’ye ulaşan müttefikler yarım adanın ortalarında güçlü bir Alman savunması tarafından durduruldu. 1944 Ocağında müttefikler Anzio’ya çıkarak bu savunma hattının ardına geçmeye çalıştılar. Polonya birliklerinin Cassino’yu almasından sonra Anzio’daki kuvvetlere katılmak üzere kuzeye doğru ilerlemeyi başardılar ve 4 Haziran’da Roma alındı.
Almanya'nın SSCB’ye saldırması ve Doğu Cephesindeki savaşlar
Hitler’in SSCB ile 1939’da yaptığı saldırmazlık paktının asıl amacı, Almanya’nın aynı zamanda hem batıda, hem de doğuda savaşmak zorunda kalmasını önlemekti. 1940’ta Alman orduları Fransa’yı çökertip İngilizleri Avrupa’dan sürünce Hitler, SSCB’ye saldırmaya karar verdi. Hızlı bir harekatla SSCB üzerinden Ortadoğu’ya inmeyi tasarlamıştı. SSCB’ye saldırı Napolyon’un 1812’deki başarısız Rusya seferinden bir gün önce 22 Haziran 1941’de başladı.... Finlandiya, Bulgaristan, Macaristan ve Romanya’da SSCB’ye savaş açtılar. Savaş başlangıçta Almanlar için oldukça olumlu gelişti. Almanlar sonbaharda Leningrad kentine, aralık ayında da Moskova’nın banliyölerine ulaştılar. Daha güneyde de Don Irmağı ağzındaki Rostov kentine ulaştılar, ama kış geldiğinde Alman birlikleri yorulmuş ve savaşma güçleri azalmıştı.


Ardından SSCB’nin karşı saldırısı başladı. Almanlar bu harekatın kış gelmeden tamamlanmasını öngördüğü için, Alman askerlerinin giysileri soğuk kış günlerine uygun değildi. Bu nedenle çok büyük kayıplar verdiler.
1942’de Hitler, Karadeniz ve Hazar Denizi arasında bulunan Kafkasya petrol yataklarını ele geçirmeyi hedefledi. Bir Alman ordusu ağustosta Maykop’taki petrol merkezine ulaştı. Daha kuzeydeki Stalingrad kentine yönelik saldırıları ise başarısız oldu. SSCB birlikleri kenti sonuna kadar savundu ve kış bastırınca karşı saldırıya geçtiler. 250.000 kişilik Almanya ve Romanya birliklerini kuşattılar ve Şubat 1943’te bu birlikler teslim oldu.1943 yazı başlarken de Kızıl Ordu Almanları geri sürdü ve 1944 başında Polonya’ya çok geçmeden de Romanya’ya girdi.
SSCB birlikleri ise 1944 Haziranı’nda Doğu Avrupa’da bir harekat başlattı. Temmuz sonunda Varşova’nın karşısında Vistül Irmağı’nın doğu kıyısına doğru ilerlediler. Daha güneyde SSCB ordusu iki koldan ilerlemeye başladı. Biri Baltık Denizi’nin doğu kıyıları boyunca, öbürü de Tuna vadisi üzerinden Macaristan’a doğru ilerledi. Almanlar bu ilerlemeyi durduramayarak geri çekildiler.
Bu savaşta SSCB büyük yıkıma uğramış ve yaklaşık 20 milyon insanını yitirerek II. Dünya Savaşı’nda en çok can veren ülke olmuştur.
Bu arada Asker-Sivil tüm halkın ortak direnişiyle gerçekleşen Stalingrad Direnişi ve ardından yapılan karşı saldırılar Gerçekten Savaşın dönüm noktalarından biridir.Çünkü II. Dünya Savaşı’nın başlamasından buyana gerçekleşen en büyük kara çarpışmasındaki, SSCB nin bu başarısı Almanları Kafkasya’dan çekilmek zorunda bırakmıştır.

ABD’nin Savaşa Katılması /Uzak Doğu Cephesindeki savaşlar
ABD savaşta başlangıçta tarafsız kalmasına karşın İngiltere’ye dışardan gizli destekler sağlıyordu. Örneğin Deniz kuvvetlerinin 50 destroyerini 1940 yılında İngiltere’ye ödünç vermişti.
7 Aralık 1941’de Pazar günü sabah saatlerinde, Japon uçak gemilerinden havalanan 360’ın üzerinde savaş uçağı, Hawaii Adalarındaki Pearl Harbor deniz üssünde bulunan ABD savaş Filosuna saldırdı. Japonlar bombaladıkları 8 savaş gemisinden 6’sını batırdı ya da kullanılamaz hale getirdi; ama üssün kendisi pek zarar görmedi. Uçak gemileri o anda başka yerde oldukları için bu saldırıdan kurtuldu. Bu olay üzerine ABD Kongresi 8 Aralık 1941’de Japonya’ya; üç gün sonra da Almanya ve İtalya‘ya savaş ilan etti.




Pearl Harbor baskınıyla aynı gün, Formoza’dan kalkan Japon uçakları Filipin Adalarına saldırdı. Bu adalar daha sonra Japon birliklerince işgal edildi..General Douglas MacArthur komutasındaki ABD ve Filipin güçleri yenildiler ve bölgeyi boşaltmak zorunda kaldılar. Japonlar 1942 Mayıs’ında Filipinler’i ele geçirdiğinde 36 bin kadar asker ve 25 bin sivili esir aldılar. Japonlar saldırılarını sürdürerek ABD’den Guam ve Wake adalarını, İngiltere’den de Hong Kong’u aldılar. Japon askerleri Tayland üzerinden hareketle Malaya’yı işgal etti ve yarımadanın alt bölümlerine, Singapur’a doğru ilerlediler ; Singapur 1942 Şubat’ında teslim oldu. Daha sonra, Saravak, Brunei, Borneo, Timor, Cava, Sumatra, Selebes, Yeni Britanya, Solomon Adaları, Yeni Gine’nin doğusu, Gilbert Adaları, Andaman Adası, ve Aleut Adaları da Japonya’nın eline geçti. Buraları savunmaya çalışan müttefik deniz güçleri büyük kayıplar verdi, askerlerinin pek çoğu öldü veya esir edildi.
Bu saldırılar sonucunda Japonya, Güneydoğu Asya’nın denizden ulaşımını denetleyen adaları ele geçirdi. Japonlar ayrıca Çinhindi ve Tayland’dan geçerek Birmanya’yı da işgal etti ve oradaki İngiliz birliklerini Hindistan’a çekilmek zorunda bıraktılar. Güney Asya’ya kurdukları üslerden Avustralya’ya hava saldırıları düzenlediler.
Amerika II.Dünya Savaşında İnsan-Malzeme—Kaynak kaybetmesine rağmen Ülkesinde herhangi bir yıkım veya tahribata uğramamıştır.

Donanmalar--Deniz Savaşları
Savaş başladığında İngiltere ve Fransa’nın güçlü donanmaları vardı. Alman donanması ise, daha güçlü olmakla birlikte, modern ve etkiliydi. Uçak gemisi yoktu, ama savaş gemileri ve hızla artan denizaltı gücüyle ticaret gemilerine büyük zararlar verebiliyordu.
Akdeniz’de İngiliz Deniz gücünün üstünlüğü sayesinde asker ve erzak taşıyan düşman gemileri batırılarak Kuzey Afrika harekatına yardımcı olundu. Ne var ki İngiliz donanması da Alman denizatlılarının ve kıyıda üstlenmiş savaş uçaklarının saldırılarıyla ağır kayıplar verdi. Düşman uçaklarının yarattığı tehlike yüzünden İngiliz gemileri Batı Çölündeki savaş için gerekli desteği Cebeli Tarık Boğazı ve Akdeniz’den getirmek yerine çoğunlukla Ümit Burnu ve Süveyş kanalı yolunu izleyerek sağladılar.


Atlas okyanusundaki asıl savaş Alman denizaltılarıyla oldu. Bu savaş gece gündüz durmaksızın sürdü.Uçak gemilerinden ve kıyıdaki hava üslerinden kalkan savaş uçakları, savaş araç ve gereçlerini taşıyan ticaret gemileri konvoylarını korumaktaydı. Ama Alman denizaltılarına engel olmak çok güçtü. Savaş süresince bu deniz altılar müttefiklerin 23.351 ticaret gemisini batırdı; buna karşılık 782 Alman denizaltısı yok edildi. Savasın başlangıcındaki mevcutları ile birlikte Savasın sonuna kadar Toplam 1162 Denizaltı yapan /sahip olan Almanya’nın Denizaltı gücü korkunç boyutlardaydı.Hatta kimi araştırmacı ve yorumculara göre Almanya eğer kızaklarında yapılan diğer Denizaltıları devreye sokmuş
olabilseydi deniz savaşlarının kaderi bile farklı olabilirdi.

Büyük Okyanustaki Savaşlar
Avustralya ve Yeni Zelanda güçlerince desteklenen ABD güçleri Büyük Okyanus’ta Japonların eline geçen bölgeleri geri üstlendi. Japonların Hint Okyanusunu geçerek Vichy Fransa’sının yönetimindeki Madagaskar adasını almasından ve müttefiklerin orta doğuya araç gereç sağladıkları yolu kesmesinden korkulduğu için bir İngiliz birliği de Mayıs 1942’de adaya çıktı ve Kasım'da tüm adayı ele geçirdi. Büyük Okyanusun güney batı bölgeleri ABD ile Japonya deniz kuvvetleri arasında yapılan birkaç deniz savaşı sonrası geri alındı. 1942 Mayısında Yeni Gine’de bir limanı ele geçirmekle görevli olan bir birlikleri taşıyan Japon savaş gemileri Avustralya ile Yeni Kaledonya arasında yer alan Mercan denizinde ABD güçlerinin saldırısına uğradı. İki tarafta yaklaşık olarak eşit kayıplar verdi. Ama Japon gemileri geri dönmek zorunda kaldı. Bu savaş, uçak gemilerin düşman gemilerini görmediği yeni tür deniz savaşlarının ilkiydi.
ABD Japonları Guadalcanal ve Solomon adalarından çıkardı. Avustralya ve ABD birlikleri 1943 başlarında Papua'yı, ve 1944 Haziran’ında Yeni Gine’yi tümüyle geri aldılar.
ABD 1944 Haziranı’nda Saipan’ı ve Mariana adalarını ele geçirdi. Ekimde ABD birlikleri Filipinler’de Leyte adasına çıktı. Japonya yeni çıkarmaları önlemek için geri kalan bütün savaş gemilerini bölgeye gönderdi. Ayın sonunda Leyte körfezi deniz savaşında Japon donanmasının büyük bir bölümü yok edildi. Bu II. Dünya Savaşı’nın en büyük deniz çarpışmasıdır..... Ocak 1945’te General MacArthur komutasındaki ABD birlikleri Filipin'in en büyük adası olan Luzon’a çıktı ve Martta başkent Manila alındı.

Bu sırada Avustralya ve Hollanda güçleri de Borneo’yu ele geçirdi. 1945 Şubatı’nda General Nimitz komutasındaki ABD güçleri Tokyo’nun 1200 km güneyinde yer alan Bonin adalarından İvoşima’ya zorlu çarpışmalardan sonra büyük kayıplar vererek çıktı. 1945 Nisanı’nda Ryu-Kyu adalarından Okinova’ya yönelik saldırılar başladı.Bu arada 1944’te General Ordo Wingate’in birlikleri Birmanya içlerine kadar ilerlemiş ve 1945 Mart’ında İngilizler Mandalya’yı ele geçirmiştir.

Hava Savaşları
II. Dünya Savaşı’nın özelliklerinden biri, iki tarafın da düşmanı havadan bombalayarak yenme çabasıydı. Hava kuvvetlerinden büyük bir bölümünü SSCB’ye gönderen Almanlar’ın İngiltere’ye dönük hava saldırıları 1941 Mayısına doğru azalmıştı. İngilizlerin Almanya’yı ciddi bir biçimde bombalamaları da bu döneme rastlar. Köln, Essen, Bremen, Hamburg ve başka Alman kentlerine yoğun hava saldırıları düzenlendi.
Başlangıçta bombalar tam hedefi bulamıyordu. Ama daha sonra eğitilmiş havacıların kullandığı keşif uçakları geliştirildi.Bu arada İngilizler Radarı keşfettiler.Böylelikle Savaşın gidişatı değişti ..Radar yardımıyla saldırı filolarının tespit edilmesi nedeniyle Almanlar ezici Hava güçlerini tam olarak kullanamadılar..Hava saldırılarında Belli başlı hedefler çelik üretim alanları, savaş gereçleri yapılan fabrikalar, limanlar, petrol rafinerileri ve demir yollarından yükleme yapılan merkezlerdi.
Her iki taraftanda Hava Saldırılarını düzenleyen güçler çok ağır kayıplar vermiştir.İngiliz Hava Kuvvetleri akınlarını genellikle gece düzenlemekteydi..1942 sonlarında İngiltere’de ki Hava alanlarından kalkan Amerikan uçaklarıda bu akınlara katıldı..1944 e kadar sürekli gelişme gösteren Amerikan Hava gücü İngiliz lerin gücünü aştı.Büyük gruplar oluşturarak uzun menzilli gündüz saldırılarında da bulundular.


Müttefiklerin Fransa'ya girişi ve Normandiya Çıkartması

Fransa’nın kurtarılması için daha çok ABD, İngiliz ve Kanada birliklerinden oluşan Müttefik güçleri 1944 Mayıs’ında İngiltere’nin güney kıyılarında toplandı. Ayrıca bu birlikleri denizin öbür kıyısına götürmek üzere 4.000 gemi ve çıkarma aracı ile bunları korumak için savaş gemilerinden oluşan bir filo da hazırdı. Avrupa’nın geri alınması için oluşturulan Müttefik güçlerinin başkomutanıda General Eisenhower’dı.

Almanlar Müttefiklerin Dover Boğazı’ndan saldıracaklarını sanıyorlardı. Oysa çıkarma, Cherbourg ile Le Harve arasında yer alan Normandiya kıyısında başladı. 6 Haziran’da paraşüt birlikleri, bombardıman uçakları desteğinde askerler ve tanklar gemilerden kıyıya çıktı. Almanlar kıyıya engeller ve mayınlar yerleştirilmişti, ama akşama doğru General Montgomery’nin komutasındaki 85 bin asker kıyıya ulaşmayı başardı.
12 Haziran’da Almanlar Londra’yı uçan bombalarla bombalamaya başladılar. Bunlar ucunda 1 ton patlayıcı taşıyan ve düz gidebilmeleri için otomatik pilotla yönlendirilen küçük, jet motorlu araçlardı. Kuzey Fransa’daki rampalardan havalanıyorlardı. 30 Ağustos’a kadar 8.500’ü aşkın uçan bomba atıldı. Pek çoğu İngiliz savaş uçakları ve uçak savar toplarınca yok edildi; ama 2.000 kadarı Londra ve çevresine ulaşarak 6 bin kişinin ölümüne ve 40 bin kişinin yaralanmasına yol açtı.
20 Temmuz’da Alman suikastçiler içinde bomba bulunan bir dosya çantası ile Hitler’i öldürmek istedilerse de bunu başaramadılar.
Almanları Kuzey Fransa boyunca batıya süren Müttefikler 25 Ağustos 1944’te Paris’i kurtardılar. Eylülde General Eisenhower Fransa’daki Müttefik kuvvetleri komutanlığına getirildi. ABD birlikleri güneye, İngiliz ve Kanada orduları ise Belçika’ya ilerledi. Müttefik Generallerin en başarılılarından biri de kimi Film ve romanlara konu olan efsanevi general ABD’Lİ George S. Patton’du.
Müttefiklerin ilerleyişi Şubatta da sürdü. Alman tanklarının çoğunluğu doğu cephesine gönderilmişti. Martta Ren nehrini geçen Müttefikler Almanya’ya doğru hızla ilerledi; Alman güçlerini yararak Hollanda’ya girdiler.
Nisan 1945’te ABD birlikleri Leipzig, Karl-Marx-Stadt ve Münih’i aldı; Elbe ırmağı üzerindeki Torgau’da SSCB birlikleriyle buluştu. Daha kuzeyde Montgomery’nin askerleri Elbe’yi geçerek Hamburg’a girdi ve ardından Baltık Denizi’ndeki Lübeck ve Wismar’a doğru ilerlemeyi sürdürdüler.

Avrupa'da savaşın sonu
İtalya’daki Müttefik güçler 13 Ağustos 1944’te Floransa’yı aldı. Almanlar bunun üzerine Pisa ile Rimnini arasında bir savunma hattı oluşturarak kış gelene kadar burada tutundular. Nisan 1945’te Müttefikler Po ırmağını geçti ve Alp Dağlarına doğru ilerledi. İtalya’da Almanlar 2 Mayıs’ta teslim oldular. İki gün sonra da Müttefikler Avusturya’dan güneye doğru ilerleyen ABD askerleriyle buluştu.




1945 başlarında, Almanya’nın artık uzun süre savaşamayacağı ortaya çıkmıştı. Müttefik liderler, ABD başkanı Roosevelt, İngiltere başbakanı Churchill ile SSCB’nin önderi Stalin Kırım’daki Yalta kentinde toplandılar ve Almanya’nın koşulsuz olarak teslim alınmasında anlaştılar. Ayrıca savaş sonrası Avrupa’ya ilişkin planlar da yaptılar.
Ocak 1945’te SSCB askerleri Oder Irmağı’nı aşarak Silezya’ya girdi. Güneyde ise Şubatta Budapeşte’ye, nisan başında da Viyana’ya girdiler ve Berlin’e doğru ilerlediler. 25 Nisanda Berlin’i kuşattılar. Kentin merkezindeki bir yer altı sığınağından savunmayı yönetmekte olan Hitler savaşın yitirildiğini kavrayarak 30 Nisan 1945 te intihar etti.
Hitler intiharından önce kendi yerine Amiral Karl Dönitz’i atamıştı.
Dönitz’in temsilcileri Reims’e Müttefiklerle görüşmeye gitti. Batıda Müttefiklere teslim olmayı; ama doğuda SSCB ile savaşmayı sürdürmeyi istiyorlardı. Eisenhower Almanların her yerde koşulsuz teslim olmaları konusunda ısrar etti. Almanya’nın teslim olması 8- 9 Mayıs 1945’te gece yarısı gerçekleşti.

Japonya'nın teslim olması ve Savaşın Kesin Olarak Sona Ermesi
ABD, Japonya’nın kıyı kentlerini yoğun bir biçimde bombaladığı sırada başkan Truman, Japonların direnişini kırmak ve savaşı kısaltmak gerekçesiyle atom bombası kullanmaya karar verdi. Atom bombası ABD’de gizlice geliştirilen ve büyük yıkım gücü olan bir silahtı. 6 Ağustos 1945’te ABD hava kuvvetlerinin Enola Gay adı verilen bir bombardıman uçağı Hiroşima kenti üzerine ilk atom bombasını attı. 3 gün sonra gücü azaltılmış bir atom bombası da Nagasaki’ye atıldı. Bu bombalar Hiroşima’da 200 bin Nagasaki’de 80 bin sivilin ölmesine ve on binlerce kişinin yaralanmasına yol açtı bu kentler büyük ölçüde yıkıldı. Bitki örtüsü büyük zarar gördü. Atom bombasının yol açtığı radyasyonun etkisi yıllarca sürdü. Radyasyon nedeniyle insanlar daha sonra da sakatlandılar ve öldüler. 8 Ağustos’ta SSCB’de Japonya’ya savaş açtı ve Japonların elinde bulunan Mançurya ve Kore’yi işgale başladı. Bunun üzerine Japonya 2 Eylül.1945 te resmen teslim oldu ve böylelikle II. Dünya Savaşı resmen ve fiilen sona ermiştir.





Türkiyenin Savaştaki Konumu;
Ülkemiz Ulu Önder Atatürk ün ardından Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü’nün basireti,maceradan uzak anlayışı ve dirayeti sayesinde bu kanlı savaşa girmemiştir.Savaş yıllarında Ülkemiz genelinde çok ağır ekonomik şartlara,yokluğa rağmen yıkıma uğramadan ve kan gölüne dönmeden bu savaşta fiilen yer almaktan kurtulmuştur.Birkaç cümleyle durumu anlatmak gerekirse;
Gerek Savaşın başlangıcında,gerekse de Savaş boyunca her iki taraf, yoğun şekilde Askeri-Siyasi ve Ekonomik baskılarla Türkiye’yi kendi yanlarında savaşa sokmak istemişlerdir.Başlangıçta Almanya’yla öyle yoğun baskı olmuştur ki Düşünün Toplam yıllık ithalatımızın % 47’si,
Toplam İhracatımızın % 63 ‘ü Almanya’yadır.Hitler bunu bile baskı olarak kullanmıştır.Özellikle 1942 de hem Almanya’dan hem de İngilizlerden yoğunlaşarak gelen bu baskılara rağmen İsmet İnönü ustaca siyasi manevralarla bunları atlatmıştır.
Bir başka örnek olarak ; İngiltere Başbakanı Winston Churchill 30.Ocak.1943 te Adana’da İsmet İnönü’yle yaptığı görüşmede Türkiye’nin kendi yanlarında savaşa girmemesi durumunda Askeri ve Ekonomik yardımları kesmekle bizi tehdit etmiştir.Bütün baskılara rağmen Türkiye savaşa katılmamıştır.Akabinde Mart.1944 te İngiltere ve Amerika bize
yaptıkları Askeri yardımları kesmişlerdir.
Bu ağır baskılara bağlı olarak Türkiye ; 2.Ağustos.1944 te önce Almanya ile, daha sonrada 6.Ocak.1945 te Japonya ile siyasal ilişkilerini
Kesmiştir.
Şubat.1945 te Kırım’da ki Yalta Konferansında ; 1.Mart.1945 tarihine kadar Almanya’ya savaş açmayan ülkelerin Savaştan sonra kurulacak Birleşmiş Milletler cemiyetinde yer alamayacağı şartına bağlı olarak ; Türkiye 23.Şubat.1945 tarihinde Almanya’ya savaş ilan etmiştir.
Ancak yapılan bu resmi savaş ilanına rağmen fiilen savaşa girmemiştir.
Çok ağır Ekonomik ortam ve yokluklar nedeniyle Tüm Ülkemizde Karne uygulaması yaşanmış ve bütün ürünler karne karşılığı vatandaşlara dağıtılmıştır.Ancak Dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne,ağır yıkımlara rağmen Türkiye bu acıları fiilen yaşamaktan o dönemin dirayetli yöneticileri sayesinde kurtulmuştur.






SAVAŞIN SONUÇLARI ;

1)Savaştaki İnsani Kayıplar: Bu korkunç savaşta Ülkelerin kaybettiği sivil ve askerlerden oluşan insani kayıplar şöyledir.(rakamlar yaklaşıktır)
S.S.C.B ......................................: 20.Milyon Kişi
Soykırıma Uğrayan Yahudiler.....: 6 .Milyon Kişi
Almanya’nın İnsan Kaybı...............: 4 Milyon Kişi
Japonya’nın İnsan kaybı ...............: 2 Milyon Kişi
Çin’in İnsan Kaybı.........................: 2 Milyon Kişi
İngiliz Uluslar Topluluğu İnsan kaybı: 544 Bin Kişi
İngiltere’nin İnsan kaybı....................: 350 Bin kişi
ABD’nin insan kaybı......................: 298 Bin Kişi
2)Tüm Ulus’lardan On milyonlarca İnsan yaralanmış,sakat kalmıştır.
3)Alman Esir Kamplarında insanlar Gaz odalarında diri diri yakılmıştır.
4)Alman Bilim adamlarınca Yahudiler ve Esirler binlerce kötü deneyde
kobay olarak kullanılmıştır.
5)Savaş Sırasında Başta Almanlar olmak üzere İngilizler ve Amerikalılar
Savaş teknolojisinde müthiş buluşlar gerçekleştirmiştir.Radar ve
Sonar’ın bulunması,Denizaltı Gemilerinin yapım teknolojisi gibi
günümüzdeki uzay teknolojisi ve güdümlü füzelerin temelini
oluşturan V1 ve V2 roketlerinin geliştirilmesi bunlara örnektir.
6) Savaşa katılan tüm Ülkelerin bütün maddi-manevi kaynakları bu
insanlık dışı bu savaşa harcanmıştır....
7)Alman Bilim Adamlarının ABD-İngiltere ve SSCB tarafından
kaçırılmış ve bu insanlar daha sonra bilgilerini bu ülkeler için
kullanmışlardır.Günümüz savaş ve uzay teknolojisinin temelini bu
insanlar oluşturmuştur.
8) İsrail Devletinin kurulması,ABD.nin Global olarak Dünya hakimi olması bu savaşın sonuçları olarak günümüze kadar yansımıştır.
9) Tüm İnsanlık için örnek alınacak toplu ve bireysel acılar-olaylar,
kahramanlıklar,stratejiler ortaya çıkmıştır.Günümüz Orduları bile lokal
savaşlarda 1.Dünya savaşından çok II.Dünya Savaşını örneklerler.
Stalingrad savunması,Fransız Direnişçilerin ve Yugoslav Partizanların eylemleri,Japon kamikaze pilotlarının disiplin ve öz verileri ile benzeri olguları bunlara örnek olarak verebiliriz.


elimde birçok kaynak var istediğiniz her turlu odevde yardimci olabilirim



Cevapla