Yabancı dizilerden kes, yerlilere yapıştır

Burada en sevdiğiniz dizileri ve çok izlediğiniz programları bizimle paylaşabilir yorumlarda bulunabilirsiniz..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Yabancı dizilerden kes, yerlilere yapıştır

Mesaj gönderen summer »

Yabancı dizilerden kes, yerlilere yapıştır

Türkiye’de yılda yaklaşık 100 dizi çekiliyor. Bir kısmı rating rekorları kırarken bir kısmı birkaç hafta sonra tarihe karışıyor. Yapımlarının tutmasını isteyen bazı senaristler yurtdışında çok izlenen dizileri Türkiye’ye uyarlıyor. Bazı sahneler yabancı dizilerden birebir kopyalanıyor, hatta karakterlerin saç rengi ve giydikleri kıyafetler bile aynı oluyor

Yerli dizilere karşı ilginin patladığı bir dönemdeyiz. TV kanallarında yayına giren dizilerin ömrünün ne olacağı pek belli olmuyor; yapımcılar da kimi zaman gerekli altyapıyı oluşturmadan dizileri piyasaya sürüveriyor. Senaryo yazarlarının ise işi garantiye alma çabaları zaman zaman ilginç bir yönteme dayanıyor: Tutulan yabancı dizilerden irili ufaklı (ç)alıntılar yapmak.

“Avrupa Yakası”nın yayına başladığı günden beri belli bir standardın üzerinde kalmayı başarmış, Türkiye’nin en iyi komedi dizilerinden biri olduğuna şüphe yok. ATV’nin Plato Film yapımı iddialı dizisinde özellikle kadro değişikliğine gidildiği son dönem bölümlerinde ara sıra da olsa dünyanın en popüler sit-com (durum komedisi)’larından biri olan “Friends”ten yardım alındığı hissediliyor. Karakterlerin özellikleri arasında hiçbir benzerlik olmasa da, kimi esprilerin “Friends”ten olduğu ortada. Örneğin bir bölümde, kasadan eskiden verilmiş olan bir partinin kayıtlı olduğu bir video kaset çıktı. Karakterlerimiz, 80’li yılların giysi ve müzikleriyle arz-ı endam ettikleri hallerini izleyip eğlendiler. Yalnız kaseti izleyince ortaya çıkan sır sayesinde hiç geçinemeyen kuzenler Aslı ve Macit, birbirlerini ne kadar sevdiklerini anladılar. “Friends” in 2. sezon-14. bölümünde de yine bir video kaset ile geçmişe yolculuk yapılmış, kahramanlarımızın 80’li yıllardaki halleri görülmüştü. Orada da Ross’un Rachel’a aşık olduğu ortaya çıkmıştı.

Son sezonlarda dizide arkadaş grubu içindeki dinamiklere daha da çok yer verilmeye başladı. Kahramanlarımız da sık sık “Friends” grubunun yaptığı gibi aynı kafede sohbet ediyorlar. Bir diğer nokta da, “Avrupa Yakası”nın özellikle ilk sezonlarında dört şehirli ve iş güç sahibi kadın arkadaşın birlikte takılması ve dizinin adının ana karakterin çalıştığı yayının adı olması. Aynı formül nerede vardı bilenler bilir: 6 sezon süren hit HBO dizisi “*** and the City”de. Zaten Fatoş karakterinin “*** and the City” dörtlüsünün Samantha’sına, Yaprak’ın da Friends’in Phoebe’sine benzerliğini farkedenler olmuştur. Dergi ortamının 7 sezonluk NBC dizisi “Just Shoot Me”dekine benzerliğine dikkat çekelim.

Sağır Oda, Lost’u kopyaladı
Popüler dizilere yapılan göndermelerin son zamanlardaki en absürd örneği ise Sağır Oda. Dizinin birkaç hafta önce yayınlanan bölümünde, bir kasanın şifresini bulmaya çalışan Arsen Gürzap, Lala rolündeki Köksal Engür’den doğru cevabı alamıyor. Odaya bir uyurgezer edasıyla giren Engin Cezzar, Lost’un ünlü sayılarını sıralayıveriyor: 4 8 15 16 23 42. Üstelik sayılar yeşil yeşil parlayarak ekrandan üzerimize doğru geliyor. Bu efsanevi sahneyi izlemeyen kalmaması için şu internet adresini verelim:

Doktorlar’da birebir benzerlik
Gelelim son günlerde Show TV’nin kendinden söz ettiren dizisi “Doktorlar”a. Med Yapım dizisi olan “Doktorlar”ın ABC’nin 2005’te başlayan ve şu an 3. sezonu gösterilmekte olan “Grey’s Anatomy” dizisinden esinlenmiş olduğunu duymuş olabilirsiniz. Esinlenme dediysek kibarlığımızdan; yoksa senaryodaki detaylardan oyuncu kadrosuna, diyaloglardan hal ve tavırlara kadar her şey oradan alınıp buraya konmuş. Bizim kültürümüze ve çalışma şartlarımıza uyup uymadığı konusunda bir kaygı yaşanmışa da benzemiyor. “Grey’s Anatomy”de uzman doktor olabilmek için stajyerlik programını en iyi şekilde tamamlamaya uğraşan genç doktorlar var, bizim “Doktorlar”da da durum bu. Gelin görün ki ülkemizde prosedür bu şekilde yürümüyor. Şöyle diyelim; bir “Grey’s Anatomy” izleyicisi “Doktorlar”ın karşısına oturduğunda bir sonraki sahnenin hangisi olduğunu ve ekrandaki kahramanın ne söyleyeceğini bilebiliyor. Meredith’in annesi çok önemli bir cerrah iken Doktorlar’da Ela’nın babası bu koltuğa oturuyor. Meredith ile Derek’in tanışması ve ilişkilerini başlatan olay (izlemeyenlere saygısızlık etmeyip detayları yazmıyoruz), yumuşamış haliyle alıntılanmış. Vakalarda da aynı esinlenmeyi görmek mümkün. Daha çok uzatılabilecek bu liste bizi şu soruyu sormaya zorluyor: Madem diziyi aynen dilimize çevirip yayına koyacaktınız, neden bu işi telifini ödeyip yapmadınız da bunca tepki çekmeye razı oldunuz? ’Türk dizi izleyicisiyle karşılaştırıldığında “Grey’s Anatomy” takipçilerinin sayısı devede kulak kalır, ondan da zarar gelmez’ diye mi düşünüldü acep?

İmkansız Aşk da alıntıymış
Star TV’de geçtiğimiz aylarda yayına giren ve kısa süre sonra sona eren “İmkânsız Aşk”ın başrollerinde Ebru Gündeş ve Serkan Altunorak vardı. Havva Ünal Production yapımı dizide Ebru Gündeş, kendi halinde bir beden eğitimi öğretmenine aşık olan Ece Güneş adında çok popüler bir şarkıcıyı canlandırıyordu. Eylem Yıldız’ın oynadığı kızkardeşi Elvan, ablasının işlerini halleden, onunla aynı evde yaşayan, esprili ve lafını pek sakınmayan bir karakterdi. Erkek karakterimiz Efe’nin en yakın arkadaşı Tarık, kare asın son üyesiydi. Bir de Ece Güneş’in annesi vardı ki pek havalı, pek şen şakrak bir hanımdı. Bakın şu işe ki, 2003 tarihli ABC kanalı dizisi “I’m With Her” de de bunu “biraz” andıran bir konu işlenmişti: Amerika’nın sevgilisi genç ve popüler aktris Alex Young, ki karakteri Teri Polo canlandırdı, David Sutcliffe’in hayat verdiği ilkokul öğretmeni Patrick’e aşık oluveriyordu. Alex ile aynı evde yaşayan kızkardeşi Cheri, onun menajeri idi aynı zamanda. Pek havai, pek dobra bir tipti. Buradaki dörtlüyü tamamlayan kimdi derseniz, Patrick’in en yakın arkadaşı diye cevap vereceğiz. Alex’in şuh kahkahalarıyla ortalığı çınlatan annesini de Mavi Ay’ın Maddie’si olarak bildiğimiz Cybill Shepherd oynuyordu.

Evvelki senenin yazında Kanal D ekranlarına gelen D Productions yapımı “Tadımız Kaçmasın”, 1996 - 2005 arasında yayınlanan popüler CBS dizisi “Everybody Loves Raymond”ın “uyarlaması” idi. Örneğin Oktay’ın alyansını kaybetme hikayesi, Everybody Loves Raymond’ın 6. sezon-4. bölümünde izlenebilir.

Hollywood’tan da esinlendiler
Sadece dizilerden alıntılar yapılmıyor; Hollywood filmlerinden konusunu alan diziler de var. Bunun en popüler örneklerinden biri yakın zamanda kitleleri ekran başına kilitlemiş olan “Bir İstanbul Masalı”. Harrison Ford’un başrolünde oynadığı “Sabrina” filmindeki gibi fakir bir kızın zengin bir ailenin küçük oğluna vurulması, ardından gelişen olaylar sonucu kızın ailenin küçük oğlu yerine orta yaşlı ağabeyi ile evlenmesi anlatılıyordu. Yine böylesine aleni bir esinlenme, Okan Bayülgen’in başrolünü oynadığı “Size Baba Diyebilir miyim?” isimli dizide vardı. Bu dizi de, Robin Williams’ın başrolünü oynadığı “Mrs Doubtfire” filminin konusunu işliyordu. Çocuklarından ayrı kalan bir baba, kadın kılığına girerek bizzat çocukların bakıcısı oluyordu. “Sahte Prenses” dizisinin konusu ise Ralph Fiennes ve Jennifer Lopez’li “Maid in Manhattan” ile aynı.

Telifi ödenerek ve kültürümüze uygun hale getirilerek Türkçe versiyonları çekilen diziler elbette konumuzun dışında ama birkaç örnek verelim: “Ugly Betty” - “Sensiz Olmuyor”, “The Jeffersons” - “Tatlı Hayat”, “The Nanny” - “Dadı”, “Aslı ile Kerem” - “Dharma and Greg”, “Emret Bakanım” - “Yes Minister”, “Yine de Aşığım” - “Mad About You” gibi başarılı örnekler kanıtlıyor ki kimi zaman ele alınmış konular yeniden dizi yapılarak Türk seyircisine sunulabilir. Ancak yapımcıların ve senaristlerin, başka ülkelerde hatta ülkemizde bile yayında olan yabancı dizilerden, hiçbir telif ödemeden, zekice ve farklı buldukları ayrıntıları almaları, bunu da seyirciye orijinal bir fikirmiş gibi sunmaları tabii biraz daha farklı bir konu.



Cevapla