BüYükler Kayıpsız!

Burada Anadolu takımlarından haberleri bulabilirsiniz..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Ak_23
Fanatik Üye
Fanatik Üye
Mesajlar: 1068
Kayıt: 03 Şub 2007 [ 16:48 ]

BüYükler Kayıpsız!

Mesaj gönderen Ak_23 »

Büyükler kayıpsız
İkinci haftada dört büyüklerin tamamı maçlarını kazandı. Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor deplasmandan kayıpsız dönerken Fenerbahçe kendi evinde tamamen yedeklerden kurulu bir kadroyla kazanmayı bildi. İlk iki haftada sadece iki beraberlik görebildik; bu sezon Süper Lig'de yenemiyorsan yenil modası var anlaşılan.

Galatasaray lider geldiği Bursa'dan 1-0'lık hayatî bir galibiyet çıkartarak haftanın en kârlı takımlarından biri oldu. Ama diğer taraftan, Rize ve Koprivnica'dan sonra Bursa maçı da Galatasaray'daki oyun grafiğinin aşağı inen çizgisini bozmadı. Lider, Koprivnica'dan yediği golü Bursa'dan yemediği için kendini şanslı saymalı zira rekortmen adayı Hakan Şükür'ün ve Ümit Karan'ın iki gol üretecek dirayeti yoktu. Hakan Şükür maç sonunda "üç cephede savaşan bir takım" klişesini muhtemelen kendi saha içindeki sıkıntılarına mazeret olarak da hatırlayıp kullandı; herhalde cephe sayısından ziyade yaşından kaynalanan bir yorgunluğu ifade etmek istedi, yoksa henüz başlamayan üçüncü cephenin Galatasaray'ın fizik kondisyonuna bir etkisi yok kuşkusuz.



Aslında 1-0'lık skorda Galatasaray kadar Bursaspor'lu forvetler, özellikle yeni transfer Tum da pay sahibi. 90 dakika boyunca her iki takımın ciddi savunma hatalarının yanı sıra, iki kaleci de pek güven vermeyen bir görüntü çizdi. Bunlara rağmen maçtan tek bir gol, bir penaltı tartışması ve kaçan üç-dört pozisyon çıkabildi. İki takım açısından ileriye dönük bir çıkarsama yapılacaksa şu olabilir: Bursaspor'un forvetini bulmuş halini seyrettik, Galatasaray ise henüz yeni golcüsünü getirmedi. Dolayısıyla Sarı Kırmızılıların hâlâ bir umudu var.



Birkaç sezondur zorlanan Ankaragücü beklenmedik bir biçimde bu sezona iyi başladı: İki maçta iki galibiyet çıkardılar. Ankaraspor galibiyetinden sonra Denizlispor'u da 3-2'yle geçmeyi bildiler. Briegel'in başlangıç karnesi hiç fena değil. Fakat Denizlispor'un oyunda rakibinden çok geri kaldığını söylemek de doğru olmaz. Ankaragücü'nün maçın hemen başında tartışmalı bir penaltı golüyle yakaladığı üstünlüğü 14'te Selahattin'le gidermeyi başardılar. Murat Duruer'in golünden sonra da oyun tamamen Denizlispor'un üstünlüğünde cereyan etti. Direklerden dönen ve Serkan Kırıntılı'nın başarıyla önlediği birçok pozisyon arasına Bebbe'nin maçı 3-1'e getiren golü girse de, Denizlispor son saniyeye kadar maçı bırakmayıp 86'da 3-2'yi buldu. Son anda yine Serkan ve direğin birlikte önleyebildikleri çifte pozisyon golle sonuçlansa puanı da alıp dönebileceklerdi; olmadı.



İki galibiyetle Galatasaray'ın arkasına yapışan Ankaragücü'nün sıradaki maçı da Galatasaray'la. İlk haftalara denk gelen bir "üst sıralar mücadelesi" diyelim. Ligin ilk "iyi bir seri"cilerinden bakalım hangisi serisine devam edecek... Henüz galibiyet alamayan Denizlispor ise haftaya Manisaspor'u ağırlayacak.
Resim

KASIMPAŞA-BEŞİKTAŞ

Beşiktaş'ın ikinci galibiyeti de Kasımpaşa'ya karşı oldu. Ama beklenenden zor oldu. Gaziantepspor karşısında ciddi bir deneyim eksikliği gösteren Kasımpaşa'da aslında Yasin gibi, Cihat gibi epeyce tecrübeli oyuncular da var. Ama takımın genel havasında yine aynı tecrübesizliği gördük. 40. dakikada Jens Berthel'in golüyle öne geçtikleri maçı lüzumundan fazla kapanarak Beşiktaş'a verdiler.



Bobo'suz Beşiktaş çok kapanan Kasımpaşa'yı açmak için tümüyle kanatlara abandı diyebiliriz. Ve kanattan gelen bir gol yediği gibi, kırk küsur ortadan sonra yine kanattan ürettiği iki golle maçı son dakikalarda çevirip zirve ortaklığını sürdürdü. Özellikle sağ kanadı önlü arkalı paylaşan iki Serdar bu bölgeyi çok etkin kıldılar. İki gol de o kanattan geldi. Bir çeşit geçiş dönemindeki Beşiktaş, lig ve Avrupa'da kısır seviyesinde kendi lehine sonuçlar almaya devam ediyor. Dolayısıyla Ertuğrul Hoca'nın bu ilk dönemini başarılı telakki edebiliriz. Haftaya Gaziantepspor deplasmanında olacaklar. Henüz puanla tanışamayan Kasımpaşa ise zorlu Kayseri deplasmanına gidecek. Lige oldukça zor bir fikstürle başladıklarını söylemek lazım. Bu dönemden tecrübe kazanarak çıkacaklarını umalım.



Kayserispor'la Konyaspor'un Konya'daki maçı buram buram beraberlik kokuyordu, öyle de oldu. Aslında Nurullah Hoca'nın birincil meselesi gol yemeyip skoru tutarak rakibini açılmaya zorlamak, golü ikinci planda düşünmek... Ama ikinci haftadır geriye düşüyorlar ve açılmak zorunda kalan kendileri oluyor.



Kayserispor maçın hemen başında Gökhan Ünal'ın uzak çaprazdan ters şutuyla öne geçti. Golden sonra da, Tolunay Kafkas'ın ifadesine göre kapanıp skoru korumaya yönelen Kayserispor oldu. Ve bir kez daha, bu çeşit skoru koruma anlayışı sonuç vermedi. Konyaspor'u ikinci yarıda beraberliğe taşıyan gol Murat Hacıoğlu'ndan geldi. 1-1 biten maç, iki hocanın da beğenisini kazanmış hiç olmazsa, ikisi de seyirciyi memnun ettikleri iddiasında. Bense aynı fikirde değilim. Futbol kabuk değiştiriyor olabilir ama, henüz seyircinin kabuk değiştirdiğini zannetmiyorum. Kuşkusuz özet görüntülerin gösterdiği kadarını biliyorum ama, pek de keyifli bir maç olmuşa benzemiyor doğrusu. Konyaspor'u ilk puanını aldığı için, Kayserispor'u da zorlu deplasmandan puanla döndüğü için tebrik edip geçelim.
Resim

OFTAŞ-TRABZONSPOR

İlk haftadan yaralı Trabzonspor, henüz ligde kaç puanı olduğunu bilmez halde OFTAŞ Spor deplasmanına çıktı; pek parlak bir oyun sergilemese de, mücadeleye ortak olup tecrübesiyle üç puana ulaştı.



OFTAŞ Spor birbirleriyle oynamaya alışkın oyuncuların gençliğinden kaynaklanan bir canlılık arz ediyor ve çok koşarak oynadıkları için de her maçta bir potansiyel taşıyor. Trabzonspor karşısında oyunda geri kalmadıkları halde girdikleri yarım pozisyonlar çok daha kuvvetli vuruş becerisi gerektiriyordu. Daha basit vuruşlarla halledilebilecek net pozisyon ise bulamadılar zaten. Ali Kemal'in kaleyi bulamadığı denemelerle geçen ilk yarıda belki Trabzonspor'a göre daha iyi bile göründüler. Ama ikinci yarının hemen başında Trabzonspor Umut'la golü bulduktan sonra daha etkili oldu ve bütün canlılığına rağmen OFTAŞSpor'a pozisyon vermeden maçı tamamladı. Sivas maçının neticesi tescil edilmediği için şimdilik üç puanla beşinci sırada duruyorlar. Taraftarları biraz daha misafirperver davranmayı becerebilselerdi, bugün onlar da altı puanı kotarmış, ön grubun içinde olacaklardı.



Yine ilk haftadaki akıbeti belli olmayan Sivasspor da İstanbul Belediyespor karşısında 2-1'lik bir galibiyet aldı. Bir tarafta geçtiğimiz sezonun en başarılı takımlarından Sivasspor, öbür tarafta da geçtiğimiz haftanın en başarılı takımı Belediyespor olunca, ortaya da ilginç bir maç çıktı: Sivasspor'un ilk dakikalarda gelen golüne İstanbul ekibi ancak 90 +2'de cevap verebildi. Bu golle beraberliği alıp memnuniyetle evine dönecekken, 90 +3'te kornerden yediler ve 2-1 yenildiler. İlginç olan, Belediyespor'un beraberlik golünden sonra Sivas tribününden gelen homurtular. Türk futbolunun ciddi sıkıntılarından biri de bu işte. Trabzonspor'un, geçtiğimiz sezonlarda Malatyaspor'un başını ağrıtan, bir ihtimal yakın gelecekte de Kayserispor'un başını ağrıtacak bir sıkıntı. Bir defa üst sıraları gören taraftar bunu temel alıp daha aşağısını kabul etmez hale geliyor, derhal desteğini çektiği gibi protestoya da başlıyor. Halbuki Belediyespor hafife alınacak bir takım değil; sahadaki futbol da kötü değil... Trabzonspor maçının hükmen lehlerine tescil edilmesi yüksek bir olasılık. O halde 3-0'ın getirdiği avantajla gizli ikinci durumundalar. Haftaya oynayacakları rakip ise Fenerbahçe. Bu maçın da üst sıraları ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Belediyespor ise geçtiğimiz sezondan bildiği OFTAŞ Spor'u konuk edecek.
LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!

FENERBAHÇE-G.ANTEP

Haftanın ilginç maçlarından biri de Fenerbahçe-Gaziantespspor karşılaşmasıydı. Fenerbahçe'nin kendi sahasında rakbini yenmesi ilginç değil kuşkusuz; fakat Zico'nun çıkardığı onbir çok konuşuldu, konuşulacak da... Tamamen yedek ve hatta yedek bile olamayan oyunculadan kurulu bir kadro çıktı sahaya. Ve bu genç kadro maça oldukça hızlı başlayıp art arada iki golle Gaziantespor'u devirmeyi başardı. Gaziantepspor'lu De Nigris'in 45'te attığı gol sadece maskesini takıp bireysel şovunu yapmasına yaradı; gördüğü sarı kart dışında somut bir getirisi olmadı.



Aslında Zico'nun aldığı risk tartışılır. İlk maçta yenilen takımı ikinci bir yenilgiyle çok zor durumda kalabilirdi ve olumsuz koşullar halinde sahaya sürülebilecek önemli yıldızlar yedek kulübesinde de yoktu. Anderlecht maçı öncesi takımın karışması, medyanın aşırı yüklenmesi onulmaz tahribata sebep olabilirdi. Bu sebeple cesaretini tebrik etmek lazım Brezilyalı hocanın. Planı tuttu, aldığı riskin karşılığını gördü. Bu şaşırtmacanın avı da kuşkusuz Mesut Bakkal'dı. Hafta boyunca belli bir takıma karşı kendi takımını hazırladı, planlar yaptı, taktik hazırladı, ama karşısına başka bir takım çıktı. Yine Fenerbahçe isminde, ama hani ÖSS'ye kendi kimliğiyle başkasını sokan tipler gibi, bambaşka bir takımla karşılaştı. Ne olduğunu anlamadan 2-0'ı da görünce, yapabileceği fazla bir şey kalmadı. Zurita'nın erken dahli oyunun dengesini biraz kendi lehine çevirdi, 45'te gelen Aztek golü skor bakımından da bir umuda vesile oldu ama, ikinci yarıda Fenerbahçe'nin genç kadrosu nitelikli olmasa da disiplinli bir oyun oynayarak Antep'in yollarını başarıyla tıkadı. Fenerbahçe böylece ilk galibiyetini alıp başlar gibi yapan krizin önünü aldı. İlk maçında Kasımpaşa karşısında değerlendirmekten imtina ettiğim Gaziantespor'u, bu beklemediği bir takımla karşılaşma mazeretinden bu hafta da değerlendiremiyorum. Haftaya yine naklen yayındalar, evlerinde Beşiktaş'ı ağırlayacaklar. Bakalım.



İlk hafta bizlere "kardeşi" diye tanıştırılan OFTAŞSpor'a hoşgeldin hediyesi veren esas Gençlerbirliği, ikinci hafta Rizespor'u deplasmanda 2-0 yenerek moral kazanan takımlar arasına girdi. Rizespor ise, 4-0'lık Galatasaray mağlubiyetinden sonra iç sahada aldığı bu yenilgiyle ligin dibine oturdu.
LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!

MEHMET ÇAKIR'IN YÜKSELİŞİ
Gençlerbirliği'nde Mehmet Çakır'ın yükselişi sürüyor. İki haftada iki gol ve bir asistle şimdilik takımının bütün gollerinde birinci dereceden pay sahibi. Ama Gençlerbirliği henüz iyi takım görüntüsü vermiyor. Gerçi, maç sonunda özellikle ikinci golün sahibi Engin'in neşesi fazlaca yerindeydi ama, 90 dakika boyunca, her ne kadar Rizespor taraftarı bunu inkâr etse de, Rizespor'un da etkili olduğu söylenebilir. Samet Aybaba yeni oluşan kadronun verimli hale gelebilmesi için 5-6 haftalık bir süreye ihtiyacı olduğundan bahsetmişti. Sürenin uzunluğunu bilemem ama, bir şeylere ihtiyaçları olduğu aşikâr. Buna rağmen Gençlerbirliği çok belirgin bir üstünlük kuramadı, son dakikalara sıkışan iki golle maçı alabildi.



Rizespor'lu futbolcular haklı olarak taraftarın tepkisinden şikâyetçi. Emrah meselâ, yönetimle görüşüp gitmek istediğinden bahsediyor. En azından, Samet Aybaba'nın veriği beş haftalık süreye saygı duyulabilir. Haftaya Trabzonspor deplasmanı da kolay bir sınav olmayacak, oradan da kötü bir sonuç çıkabilir; takımı demoralize etmenin faydası olmayacaktır.



Haftanın en gergin maçı ise Vestel Manisaspor'la Ankaraspor arasındaydı. İlk haftadan yenilgiyle çıkan iki takımdan ev sahibi Manisaspor netice bakımından rahatlayan taraf oldu. Ama Giray Bulak, 2-1'lik galibiyete rağmen maç sonunda hakem Süleyman Abay'a oldukça öfkeliydi.



Ankaraspor için bir dejavü diyebiliriz bu maç için. Ankaragücü maçında olduğu gibi erken gelen iki golden sonraki çabalar tek bir gole yetiyor ve aynı 2-1'le sahadan yenik ayrılıyorlar. Aykut Kocaman'ın yönetiminde bir istikrar yakalayan Ankaraspor'u geçtiğimiz sezondan en çok beraberlikleriyle hatırlıyoruz. Birçoğunda da, 1-0 geriye düştükleri maçları 1-1'e getirip puanı koparmışlardı. Bu sezon, atamadan ikinciyi de yedikleri için sanki, durumu kurtaramıyorlar. İki haftanın sonunda sıfır puanda kaldılar; önümüzdeki hafta Konyaspor'u ağırlayacaklar. Bu sefer de beraberlik kokan maç bu gibi görünüyor.



Kayserispor'a yenilen Vestel Manisaspor Metin ve Oumar'ın golleriyle maçı kazandığı gibi, 2-1'den sonra da çok net fırsatlar yakaladı. Aslında Kayserispor maçından sonra da futbolcular ve Giray Bulak oyundan memnun olduklarını söylüyorlardı. Bu galibiyetten sonra vaziyet biraz daha netleşiyor. Haftalarca lider gidip küme düşme adayı olarak bitirdikleri bir sezondan sonra Manisaspor'un ne yapacağı benim bu sezon en çok merak ettiğim konulardan biri. Düşme adayı olarak görülseler de, lige kötü başlamadılar.



İki haftayı toplam iki beraberlikle kapadık. Buna karşılık tabela tam altı kez 2-1'i gösterdi. Bu hafta hiç kırmızı kart olmaması ayrıca dikkat çekici. Ligde üç takım hiç puan alamadı, üç takım ise hiç kaybetmedi (Sivasspor ve Trabzonspor'dan biri de bunlara eklenecek).



Cevapla