Ronaldinho Biyografisi

Anadolu takımları, Şampiyonlar Ligi,UEFA Kupası hakkında da bilgiler bulabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
greatdilemma
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 17
Kayıt: 05 Mar 2007 [ 18:01 ]

Ronaldinho Biyografisi

Mesaj gönderen greatdilemma »

Asıl adı Ronaldo de Assis Moreira'dur, fakat daha çok Ronaldinho veya Ronaldinho Gaûcho olarak bilinir. Ronaldinho, Portekizce "Küçük Ronaldo" anlamına gelir. Bu lakabın sebebi ise Ronaldinho'nun küçük yaşlarda (o sırada Inter'de oynayan) Ronaldo'ya duyduğu hayranlıktır. Gaûcho ise Rio Grande do Sul bölgesinde bazı futbolculara takılan "mutlu" anlamında bir lakaptır. Ronaldinho hala devam eden güleryüzlülüğü ve neşesiyle bu lakabı en çok hak eden futbolculardan biridir.

Hayatı

21 Mart 1980 tarihinde Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Baba Joao Da Silva Moreira bir havuz kazasıyla öldüğünde Ronaldinho 8 yaşındaydı. Aile geçimini Ronaldinho'nun ağabeyi Assis'in futboldan kazandıklarıyla sağlamaktaydı. Ülkenin yarısından fazlasının fakirlik çektiği Brezilya'da hemen hemen her çocuğun kurtuluş yolu olarak görülen futbol Ronaldinho için de bir hedefti. İlk idolü ve hocası da Assis oldu.

İlk futbol deneyimini plaj futbolunda yaşayan Ronaldinho, ağabeyinin yönlendirmesiyle Gremio futbol kampında ilk ciddi çalışmalarını yapmaya başladı. Bu çalışmalar sırasında dikkat çekti ve 1997 yılında Mısır'da yapılan 17 yaş-altı Dünya Kupası için Brezilya takımına çağrıldı. Kupanın hem gol kralı hem de en değerli oyuncusu seçildi. Bu performans Gremio Kulübü'nden gelen ilk profesyonel sözleşme teklifine sebep oldu. 1998 yılında Gremio kulubüyle yaptığı anlaşma, aile bütçesine büyük olmasa da ilk gerçek katkısı anlamına geliyordu.

İlk sezonunda sadece 4 maçta yer aldı ve gol atamadı. Fakat ikinci sezon 17 maç oynayıp 5 gol attı, yeteneklerini yavaş yavaş ortaya koymaya başladı. Üçüncü ve son senesinde attığı 8 golden çok oynadığı futbol dikkat çekti.

PSG Yılları

Ronaldinho 2000-2001 sezonu boyunca birçok Avrupa kulübünün ve menejerin dikkatini çekti. Gremio kendisine gelen her astronomik teklifi geri çevirdi. Tekliflerin 75 Milyon Euro'ya kadar çıktığı iddia ediliyordu. Bu futbola kayıtsız kalamayan Luis Fernandez, Ronaldinho'yuParis Saint Germain'e getirmek için ısrarlı davrandı. Ronaldinho'nun menajerliğini yapan Assis sonunda PSG'ye evet dedi ve 2001 yılında 5 yıllık bir anlaşmaya imza attı. İki takım arasında bonservis bedeli konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu olay hukuki alana taşındı ve Ronaldinho 6 ay futboldan uzak kaldı. Sonunda 4,5 milyon dolarlık bonservis bedeli tespit edildi ve Ronaldinho tekrar futbola döndü.

PSG'deki ilk yılı pek de parlak geçmedi. Özellikle Paris gecelerine düşkünlüğü yüzünden zamanın teknik direktörü Luis Fernandez ile araları açıldı ve bir daha da yıldızları barışmadı. İlk yılında 28 maç oynadı ve 9 gol attı. Fakat 2002 yılında biraz da olda adaptasyon sorununu atlatmış göründü. Oysa PSG'deki sıkıntısı sürüyordu, daha büyük bir takıma gitmek istediğini açık açık söyledi. Fakat sözleşmesi yüzünden zorunlu olarak takımında kaldı. 2003 yılında, PSG Avrupa Kupaları'na katılma hakkı kazanamayınca sözleşmesindeki madde uyarınca Ronaldinho'yu satış listesine koymak zorunda kaldı.

Barcelona Yılları

Beckham'ı FC Barcelona'ya getireceği vaadiyle başkan olan Joan Laporta, bu transfer denemesinde başarısız olmuş, üstelik Beckham ezeli rakip Real Madrid'e kaptırılmıştı. Daha önce de Figo'yu ezeli rakibine kaptıran Katalanlar bu fiyaskoyu da kaldıramazdı. Bu gerçeği iyi bilen Laporta kendisini kurtarabilecek tek transferin Ronaldinho transferi olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden PSG ile Manchester United arasında süren pazarlıkları fırsat bilerek 19 Temmuz 2003 tarihinde, 27 Milyon Euro bonservis bedeliyle transferi bitirdi.

FC Barcelona'daki ilk maçına 27 Temmuz 2003 tarihinde çıktı. İlk maçından itibaren, PSG günlerinin tersine çok istekli, çok mücadeleci ve çok başarılı bir futbol ortaya koydu, her geçen gün de futbolunu geliştirdi. İlk senesinde Barcelona La Liga'yı ikinci bitirdi. Ronaldinho 32 maçta 15 gol atmıştı. Çok istediği İspanya lig şampiyonluğunu ise ikinci senesi olan 2004-2005 sezonunda ulaşabildi. Bu sırada en büyük hedefinin Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak olduğunu söyleyen Ronaldinho, bu amacına da 2005-2006 sezonunun sonunda ulaşabilmiş ve dünyanın hayranlıkla izlediği bir futbolcu olmuştur.

Milli Takım Kariyeri

1999 yılında Wanderley Luxemburgo tarafından Amerika Kupası için milli takıma çağrılan Ronaldinho ilk milli maçını da 26 Haziran 1999 tarihinde bu turnuvada Letonya'ya karşı oynadı. Milli forma altında attığı ilk gol ise yine aynı tunuvada Venezuella'ya attığı goldü.

2001-2002 yılında futboldan uzak kaldığı 6 ay yüzünden 2002 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takım'ına alınmayacağı düşünülüyordu. Fakat dönemin teknik direktörü Felipe Scolari beklentileri boşa çıkardı. Ronaldinho oynadığı futbol ve attığı iki gol ile Scolari'nin seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Özellikle 30-35 metreden İngiltere'ye attığı gol jeneriklikti. Zaten Dünya Kupasını da kazanan Brezilya oldu.

Brezilya 2005 yılında Almanya'da düzenlenen Konfederasyon Kupası'nda şampiyon oldu. Ronaldinho bu kupada 3 gol attı. Birini grup maçlarında 2-2 biten Japonya maçında (dk.32), birini yarı finalde 3-2 Brezilya galibiyetiyle biten Almanya maçında (dk.43) ve birini de finalde 4-1 biten Arjantin maçında (dk.47) attı. Ayrıca final maçında maçın adamı seçildi.

2006 Dünya Kupası, Ronaldinho için iyi geçmemiştir. Turnuvanın en büyük yıldızı olacağı gözüyle bakılan Ronaldinho, turnuvayı kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan takımıyla birlikte hayal kırıklığı yaratan bir futbol oynamış ve çeyrek finalde Fransa Milli Takımı'na yenilmekten kurtulamamıştır. Oynadığı 4 maçta gol atma başarısı da gösteremeyen Ronaldinho, (takımı gibi) aşırı favori gösterilmesinin yarattığı baskıyı kaldıramamış, oyun konsantrasyonunu ve hücum gücünü sahaya yansıtamamıştır.Bu olaylardan sonra sinirlenen Brezilya taraftarları tarafından Brezilya'da bulunan heykeli yıkılmıştır.

Öz Nitelikleri

Dünyada yükselen pres, fizik-kondisyon ve oyun bozmaya dayalı, savunma ağırlıklı futbol anlayışına karşı sürat, teknik, yaratıcılık ve oyun kurmaya dayalı estetik futbol anlayışının en büyük temsilcisi olan Ronaldinho'nun en büyük futbol yeteneği hiç kuşkusuz topa olan hakimiyeti. Kısa vuruşlarla top sürme, kısa alanda çalım, bacak arası gibi bilinen her türlü adam adama hücum varyasyonlarında üstün bir yeteneğe sahip olmasının yanında kendine has yan çalımlarında top, ayağına yapışıkmış görüntüsü verir. Bu top hakimiyeti, sürati ve vücut çalımı ile birleşince neredeyse tutulmaz bir oyuncudur. 2 Aralık 2004 tarihinde Şampiyonlar Ligi grup maçlarının dördüncüsünde, AC Milan'a karşı maçın sonlarına doğru, bütün bir takıma vücut çalımı atarak kaydettiği gol yeteneklerinin özeti gibidir. Sürati dolayısıyla açık alanda da çok tehlikelidir, ayrıca çok teknik bir oyuncudur.

Ağırlıklı olarak sağ ayağını kullanır. Doğal bir serbest vuruşçu değildir ama maç esnasında ya da serbest vuruşlarda mesafe tanımaksızın kaleyi bulabilir. Gol atmak konusunda sıkıntısı olmasa da asıl işlevi gol attırmaktır. Verdiği uzun mesafeli pasların isabeti, derinlemesine gönderdiği asistlerin zamanlaması çok başarılıdır. Hem süratli hem de çabuk olma vasfına sahip ender oyunculardandır. Bu yüzden açık alanda da dar alanda da çok tehlikelidir.

Her ne kadar oyun kurucu vasıfları olsa da Ronaldinho klasik anlamda bir oyun kurucu değildir. Daha çok hücum hattı ile orta sahanın arasında serbest adam veya ileriye dönük orta saha oyuncusu olarak sol iç koridorda oynar. Oyun kurgusunu değiştirme, gerekirse oyunu yavaşlatma gibi kabiliyetleri olması gereken oyun kurucu gibi takım sisteminin gerçek ağırlık merkezi değildir. Fakat sahip olduğu hücum gücü, ağırlık merkezinin ona kaymasını sağlar.

Maradona, Pele gibi gösteri özellikli kaliteli futbolcuların günümüz temsilcisidir. Çalım yeteneğini geliştiren ve yeni çalım stilleri bulan/uygulayan bir futbolcu olarak -yaşı da dikkate alınırsa- futbol tarihine geçeceği kesin gibidir. Fakat kendine has bu hareketleri yalnızca gösteri amacıyla yaptığı söylenemez. Bazı durumlarda, verdiği spektaküler paslar, gelen topu saliselik bir hareketle hiç beklenmeyen bir şekilde ve yere göndermesini sağlar. Bu da rakip defansın düşmesine neden olup pası alan kişiye zaman ve alan kazandırır.

Ayrıca diğer teknik futbolculardan farklı olarak savaşçı ve mücadeleci yapısı farklılığını belirginleştirmektedir.

Başarıları

* Kulüp
o 2005-2006 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu
o 2005-2006 İspanya Lig Şampiyonluğu
o 2005 İspanya Süper Kupası
o 2004-2005 İspanya Lig Şampiyonluğu
o 2005 Konfederasyon Kupası
o 2002 Dünya Kupası Şampiyonluğu
o 1999 Amerika Kupası Şampiyonluğu
o 1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonluğu

* Bireysel
o 2005 Altın Top
o 2005 France Football Avrupa'da Yılın Futbolcusu Ödülü
o 2005 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
o 2004 FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü
o 1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonası Gol Krallığı
o 2006 İspanya Süper Kupası



Cevapla