Petkimin satılmasını onayladınızmı.Hem yorum hem anket isti.
Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçük, Petkim’i kimin aldığından çok, Petkim’in niçin satıldığının sorgulanması gerektiğini belirterek, bu satışa karşı çıkılması gerektiğini kaydetti.
Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, “Petkim ihalesinden sonra ülkemizde Petkim’in satılmasından çok satın alanların milliyeti ve kökenin üzerinde durulduğu görülüyor. Bizce esas üzerinde durulması gereken konu Petkim’i kimin aldığından çok uluslararası petrokimya kuruluşumuz Petkim’in neden satıldığı olmalıdır” diye konuştu.
Küçük, dünyadaki gelişmelerin ve iç piyasa şartlarının bu kuruluşun satılmasını değil, kamu kuruluşu olarak korunması ve yeni yatırım yapılmasını gerektirdiğini söyledi. Petrokimya sanayinin pek çok sınai üreticisini ilgilendirdiğinin altını çizen Küçük, dünyada petrokimya sektöründe üretim ağırlığının Batı’dan Ortadoğu ve Çin’e kaydığına dikkat çekti. Dünyada ulusal kimya ve petrol şirketlerinin öneminin artığını ifade eden Küçük, “On yıl önce ulusal nitelikli şirketlerin dünya toplamının yüzde 11’ni oluştururken, bugün payları yüzde 17’ye çıkmıştır. 2015’te bu oranının yüzde 25’e çıkacağı tahmin ediliyor” dedi.
PETROKİMYADA TÜRKİYE İKİNCİ CAZİP PAZAR
Küçük, ulusal şirketlerin sadece petrol ve doğal gaz kaynakları açısından zengin olan ülkelerde değil, aynı zamanda iç ihtiyacı fazla olan ülkelerde de kurulduğunu dile getirdi.
Küçük, Türkiye’nin de petrokimya ürünleri açısından büyüyen bir pazar olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin petrokimya ürünlerine olan talep itibariyle Çin’den sonra dünyanın en cazip ikinci pazarı haline geldiğini kaydetti.
Özel sektörün bu alana karlı yeni yatırımlar yapmasının mümkün olduğunun altını çizen Küçük, ulusal şirketin satışa çıkarılmasının anlamı olmadığını belirtti. İç pazarın büyüklüğünün petrokimya kökenli teknolojilerinin geliştirilmesi açısından avantaj olduğunu söyleyen Küçük, şöyle konuştu:
“Ekonomik alanda denetimi yabancı sermayenin eline vermiş olan bir ülkenin ne sanayileşmesi ne de bilimsel teknolojik gelişme alanında ulusal bir strateji geliştirmesi mümkün değil. Bu tesislerin elden çıkarılması sadece bugünkü kayıplarla sınırlı olmayıp, geleceğimize de ipotek koyma anlamına gelmektedir. Türkiye’nin bugününü ve geleceğini uluslararası sermayenin kontrolüne terk edilmemelidir. Petkim özelleştirilmesinden de vazgeçilmelidir.”
Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, “Petkim ihalesinden sonra ülkemizde Petkim’in satılmasından çok satın alanların milliyeti ve kökenin üzerinde durulduğu görülüyor. Bizce esas üzerinde durulması gereken konu Petkim’i kimin aldığından çok uluslararası petrokimya kuruluşumuz Petkim’in neden satıldığı olmalıdır” diye konuştu.
Küçük, dünyadaki gelişmelerin ve iç piyasa şartlarının bu kuruluşun satılmasını değil, kamu kuruluşu olarak korunması ve yeni yatırım yapılmasını gerektirdiğini söyledi. Petrokimya sanayinin pek çok sınai üreticisini ilgilendirdiğinin altını çizen Küçük, dünyada petrokimya sektöründe üretim ağırlığının Batı’dan Ortadoğu ve Çin’e kaydığına dikkat çekti. Dünyada ulusal kimya ve petrol şirketlerinin öneminin artığını ifade eden Küçük, “On yıl önce ulusal nitelikli şirketlerin dünya toplamının yüzde 11’ni oluştururken, bugün payları yüzde 17’ye çıkmıştır. 2015’te bu oranının yüzde 25’e çıkacağı tahmin ediliyor” dedi.
PETROKİMYADA TÜRKİYE İKİNCİ CAZİP PAZAR
Küçük, ulusal şirketlerin sadece petrol ve doğal gaz kaynakları açısından zengin olan ülkelerde değil, aynı zamanda iç ihtiyacı fazla olan ülkelerde de kurulduğunu dile getirdi.
Küçük, Türkiye’nin de petrokimya ürünleri açısından büyüyen bir pazar olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin petrokimya ürünlerine olan talep itibariyle Çin’den sonra dünyanın en cazip ikinci pazarı haline geldiğini kaydetti.
Özel sektörün bu alana karlı yeni yatırımlar yapmasının mümkün olduğunun altını çizen Küçük, ulusal şirketin satışa çıkarılmasının anlamı olmadığını belirtti. İç pazarın büyüklüğünün petrokimya kökenli teknolojilerinin geliştirilmesi açısından avantaj olduğunu söyleyen Küçük, şöyle konuştu:
“Ekonomik alanda denetimi yabancı sermayenin eline vermiş olan bir ülkenin ne sanayileşmesi ne de bilimsel teknolojik gelişme alanında ulusal bir strateji geliştirmesi mümkün değil. Bu tesislerin elden çıkarılması sadece bugünkü kayıplarla sınırlı olmayıp, geleceğimize de ipotek koyma anlamına gelmektedir. Türkiye’nin bugününü ve geleceğini uluslararası sermayenin kontrolüne terk edilmemelidir. Petkim özelleştirilmesinden de vazgeçilmelidir.”
O vakit sıradaki sorum şu Petkim bu ürünleri hangi kuruluşlara satabiliyor. Örneğin ürettiği plastiği, plastik sanayiine satabiliyor mu? Veya asfalt malzemelerini karayollarından başka kullanan özel kuruluş var mı? (Karayolları bile kullandığı asfaltın çoğunu özelden alıyor. Yapacağı yolları zaten ihale ile özele yaptırıyor.)
winniethepooh yazdı:böyle zeka dolu olduğunu zannettiğin soruları kullanmak yerine gerçek niyetini ifşa eden bir soru hazırla gereken cevap gelir. tmm bekiri, ?
Ben sadece soru soruyorum -bazı şeyleri daha iyi anlamak ve anlatabilmek için- ama sen cevap vermiyorsan bu senin seçimindir. Saygı duyarım.
Ayrıca kullandığın kelimeler senin de pek bir şey bilmediğini gösteriyor. Zira insan kendi kendini ifşa edemez. Dolayısıyla ben niyetimi ifşa edebilen bir soru hazırlayamam.