ortadoğu da kirli oyun...
ortadoğu da kirli oyun...
Filistin, Irak ve Lübnan rastgele seçilen üç ülke değil. Filistin denilen ülkenin bir bölümü, 1947’de ABD kontrolündeki BM tarafından Filistinlilerden alınarak dünyanın dört bir yanından taşınan Yahudilere verildi ve orada bir İsrail devleti kuruldu.
Geri kalan bölgeler ise yani Batı Şeria ve Gazze, 1967’de İsrail tarafından işgal edildi. O gün bugün bu topraklar ve Suriye’nin Golan ile Lübnan’ın Şebaa bölgesi İsrail işgali altında. Filistinliler ise hep öldürülüyor, işkence görüyor, evleri yıkılıyor ve topraklarına el konuluyor. Durum böyle iken ve bölge neredeyse 60 yıldır bu sorunun sonuçlarından acı çekerken bu kez ABD Irak’ı işgal etti. Bu yetmedi, Lübnan’ı karıştırmak amacıyla eski Başbakan Hariri öldürüldü ve bu ülke tehlikeli bir kargaşanın içinde sürüklendi.
Özetle, Filistin’de 39 yıldır süregelen bir İsrail işgali, Irak’ta henüz 4. yılını doldurmayan bir ABD işgali ve 1982’de İsrail tarafından işgal edilen ve geçtiğimiz yaz bir kez daha işgal edilmek istenen bir Lübnan.
Peki bu üç işgalin temelde ortak olan hedefi ne? ABD Irak’ta önce Sünni-Şii sonra da Arap-Kürt belki de Kürt-Türkmen savaşı, aynı ABD; İsrail ve Batı desteği ile Lübnan’da önce Şii-Sünni-Dürzi sonra da Hıristiyan-Müslüman çatışması peşinde. Her iki çabanın çok tehlikeli ve öncelikle bölgenin en önemli ‘Sünni’ ülkesi Türkiye’yi kapsayacak sonuçları var ve olacak.
Gelelim Filistin’e...
39 yıldır işgal altında yaşayan Filistinliler, Ocak 2006’da yapılan seçimde % 65 oy ile Hamas’ı seçti. Hamas’ı seçime sokmak için çok uğraşan ABD, Avrupa, İsrail ve yandaşı Arap iktidarlar, seçimden hemen sonra Filistin halkını cezalandırmak için ambargo kararı aldı. 12 aydır, 39 yıldır işgal altında tutulan Filistin bölgesine hiçbir şey sokulmuyor. Bu da yetmiyor, İsrail bildik öldürme ve tutuklama politikalarını sürdürüyor. Bu süre içinde yaklaşık 1000 kadar Filistinli öldürüldü, Hamas’ın kurduğu sözde hükümet üyeleri, parlamento üyelerinin ve beldiye başkanlarının büyük bölümü İsrail işgal güçleri tarafından tutuklandı. Şimdi sıra Filistinlileri birbirine kırdırmada...
39 yıldır devam eden işgalden ve 12 aydır Filistin halkına en acı günleri yaşatan ambargodan her nedense söz etmeyenler şimdi Filistinlilere erken seçim çağırısı yapıyor. Amaç 12 aydır yaşanan bunca acının sorumluluğunu Hamas’a yüklemek. Yani Filistin halkına ‘’Başına ne geldiyse Hamas’ı seçtiğin için geldi” deniliyor. Oysa Hamas 12 aydır var ama işgal 39 yıldır devam ediyor. Üstelik İsrail politikaları olmasaydı ve İsrail altına imza attığı onlarca barış anlaşmalarını uygulayıp işgal ettiği topraklardan çekilmiş olsaydı bugün Hamas hatta bölgedeki diğer tüm radikal İslamcı örgütler de olmayacaktı.
Bu gerçeği görmeyenler boşuna konuşmasın ve başkalarını aldatmaya kalkışmasın.
“Ortadoğu’da tüm sorunların nedeni Filistin.” Bunu ben değil, en son İngiliz Başbakan Blair ile Başkan Bush’a tavsiyelerde bulunan eski Dışişleri Bakanı Baker diyor... Diyorlar ama sorunun çözümü için gereğini değil, tersini yapıyorlar. Yani işgali sonlandırmak yerine Filistin halkını birbirine kırdırmaya çalışıyorlar. Yani Filistin halkına şantaj yapıyorlar. Tıpkı PKK olayında olduğu gibi. PKK konusunda Türkiye’ye yardımcı olmak için General Ralston’u atayan Başkan Bush çaktırmadan Ankara’ya şantaj yapıyor.
Geçen hafta Saddam duruşmasında Türkiye’nin adı geçti. Basına yansıyan haber ve görüntülere göre bir belgede Türkiye’nin Saddam ile birlikte Kürtlere yönelik ortak plan yaptığından söz ediliyor. Bu belge tam okunacakken sözde mahkeme başkanı bunu engellemiş... Önce şunu belirtelim:
Bu mahkeme ile ilgili tüm bilgi ve görüntüler sansürlenerek bize ulaşıyor. Yani belge son anda sansürlendi bilgisi doğru değil. Başka bir ifade ile mahkemenin tüm süreçlerini kontrol ve idare eden hatta mahkeme başkanının üstünü aramadan içeriye almayan Amerikalılar, Türkiye ile ilgili o bilgiyi özellikle bilinçli ve kasıtlı verdi. İki amaçları var:
Birincisi Türkiye’ye:
“Irak, PKK ve Kürt konularında İran ve Suriye ile değil bizimle işbirliği yapacaksın ve bizim dediklerimizi yerine getireceksin.’’
İkincisi Baker-Hamilton raporuna sert tepki veren Kürtlere:
‘’Merak etmeyin, sizin onaylamadığınız bir planı uygulamayız. Gerekirse de Kuzey Irak’a müdahaleden söz eden Türkiye’yi bile Kürt katliamlarına bulaştırarak zora sokarız...’’
Hem de 11 askerin kafasına çuval geçirildiği olayın tartıştığı bir sırada!!!
(YUKARIDAKİ AKSAM YAZARLARINDAN HÜSNÜ MAHHALLİ NİN KÖŞESİNDEN ALINTIDIR)
Geri kalan bölgeler ise yani Batı Şeria ve Gazze, 1967’de İsrail tarafından işgal edildi. O gün bugün bu topraklar ve Suriye’nin Golan ile Lübnan’ın Şebaa bölgesi İsrail işgali altında. Filistinliler ise hep öldürülüyor, işkence görüyor, evleri yıkılıyor ve topraklarına el konuluyor. Durum böyle iken ve bölge neredeyse 60 yıldır bu sorunun sonuçlarından acı çekerken bu kez ABD Irak’ı işgal etti. Bu yetmedi, Lübnan’ı karıştırmak amacıyla eski Başbakan Hariri öldürüldü ve bu ülke tehlikeli bir kargaşanın içinde sürüklendi.
Özetle, Filistin’de 39 yıldır süregelen bir İsrail işgali, Irak’ta henüz 4. yılını doldurmayan bir ABD işgali ve 1982’de İsrail tarafından işgal edilen ve geçtiğimiz yaz bir kez daha işgal edilmek istenen bir Lübnan.
Peki bu üç işgalin temelde ortak olan hedefi ne? ABD Irak’ta önce Sünni-Şii sonra da Arap-Kürt belki de Kürt-Türkmen savaşı, aynı ABD; İsrail ve Batı desteği ile Lübnan’da önce Şii-Sünni-Dürzi sonra da Hıristiyan-Müslüman çatışması peşinde. Her iki çabanın çok tehlikeli ve öncelikle bölgenin en önemli ‘Sünni’ ülkesi Türkiye’yi kapsayacak sonuçları var ve olacak.
Gelelim Filistin’e...
39 yıldır işgal altında yaşayan Filistinliler, Ocak 2006’da yapılan seçimde % 65 oy ile Hamas’ı seçti. Hamas’ı seçime sokmak için çok uğraşan ABD, Avrupa, İsrail ve yandaşı Arap iktidarlar, seçimden hemen sonra Filistin halkını cezalandırmak için ambargo kararı aldı. 12 aydır, 39 yıldır işgal altında tutulan Filistin bölgesine hiçbir şey sokulmuyor. Bu da yetmiyor, İsrail bildik öldürme ve tutuklama politikalarını sürdürüyor. Bu süre içinde yaklaşık 1000 kadar Filistinli öldürüldü, Hamas’ın kurduğu sözde hükümet üyeleri, parlamento üyelerinin ve beldiye başkanlarının büyük bölümü İsrail işgal güçleri tarafından tutuklandı. Şimdi sıra Filistinlileri birbirine kırdırmada...
39 yıldır devam eden işgalden ve 12 aydır Filistin halkına en acı günleri yaşatan ambargodan her nedense söz etmeyenler şimdi Filistinlilere erken seçim çağırısı yapıyor. Amaç 12 aydır yaşanan bunca acının sorumluluğunu Hamas’a yüklemek. Yani Filistin halkına ‘’Başına ne geldiyse Hamas’ı seçtiğin için geldi” deniliyor. Oysa Hamas 12 aydır var ama işgal 39 yıldır devam ediyor. Üstelik İsrail politikaları olmasaydı ve İsrail altına imza attığı onlarca barış anlaşmalarını uygulayıp işgal ettiği topraklardan çekilmiş olsaydı bugün Hamas hatta bölgedeki diğer tüm radikal İslamcı örgütler de olmayacaktı.
Bu gerçeği görmeyenler boşuna konuşmasın ve başkalarını aldatmaya kalkışmasın.
“Ortadoğu’da tüm sorunların nedeni Filistin.” Bunu ben değil, en son İngiliz Başbakan Blair ile Başkan Bush’a tavsiyelerde bulunan eski Dışişleri Bakanı Baker diyor... Diyorlar ama sorunun çözümü için gereğini değil, tersini yapıyorlar. Yani işgali sonlandırmak yerine Filistin halkını birbirine kırdırmaya çalışıyorlar. Yani Filistin halkına şantaj yapıyorlar. Tıpkı PKK olayında olduğu gibi. PKK konusunda Türkiye’ye yardımcı olmak için General Ralston’u atayan Başkan Bush çaktırmadan Ankara’ya şantaj yapıyor.
Geçen hafta Saddam duruşmasında Türkiye’nin adı geçti. Basına yansıyan haber ve görüntülere göre bir belgede Türkiye’nin Saddam ile birlikte Kürtlere yönelik ortak plan yaptığından söz ediliyor. Bu belge tam okunacakken sözde mahkeme başkanı bunu engellemiş... Önce şunu belirtelim:
Bu mahkeme ile ilgili tüm bilgi ve görüntüler sansürlenerek bize ulaşıyor. Yani belge son anda sansürlendi bilgisi doğru değil. Başka bir ifade ile mahkemenin tüm süreçlerini kontrol ve idare eden hatta mahkeme başkanının üstünü aramadan içeriye almayan Amerikalılar, Türkiye ile ilgili o bilgiyi özellikle bilinçli ve kasıtlı verdi. İki amaçları var:
Birincisi Türkiye’ye:
“Irak, PKK ve Kürt konularında İran ve Suriye ile değil bizimle işbirliği yapacaksın ve bizim dediklerimizi yerine getireceksin.’’
İkincisi Baker-Hamilton raporuna sert tepki veren Kürtlere:
‘’Merak etmeyin, sizin onaylamadığınız bir planı uygulamayız. Gerekirse de Kuzey Irak’a müdahaleden söz eden Türkiye’yi bile Kürt katliamlarına bulaştırarak zora sokarız...’’
Hem de 11 askerin kafasına çuval geçirildiği olayın tartıştığı bir sırada!!!
(YUKARIDAKİ AKSAM YAZARLARINDAN HÜSNÜ MAHHALLİ NİN KÖŞESİNDEN ALINTIDIR)
