Ölmeden önce görmeniz gereken 7 yer
Gönderilme zamanı: 16 Eyl 2009 [ 10:10 ]
Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 7 Yer
1. Borobudur’un Kayıp Tapınağı
Eğer gerçekten keşfedilmemiş bir tapınak görmek istiyorsanız İnka Yolu’nu ya da Angkor Wat’ı boşverip Endonezya’nın Java Adası’ndaki yağmur ormanlarına dalmalısınız.
Borobudur 1800’lü yılların başlarına kadar volkanik kül altında gömülüydü. Ancak şimdi, piramid şeklindeki tapınak, basamaklarıyla en uzun ağaçların bile arasından sıyrılarak gökyüzüne yükseliyor.
Her basamak incelikle işlenmiş tas panellerden oluşuyor. Üst basamakları kubbelerin üzerinden yükselen yapı oldukça heybetli. Gün doğuşunda muhteşem manzaralar izlemek için tırmanın.
2. Kapadokya Peri Bacaları
Çok yakınımızda...
Rüzgarların aşındırıp şekillendirdiği devasa kayalar sizin için büyülü, masalsı bir atmosfer oluşturuyor.
Kayaların içine yapılmış evlerin ahşap medivenlerini tırmanıp çay içerek türkü dinleyebilirisiniz. Gökyüzündeyse uçan sıcak hava balonlarının gün doğuşuyla beraber oluşturduğu müthiş manzarayı izleyebilirsiniz
3. Büyük Mavi Delik Resifi, Belize
Meksika’nın hemen güneyindeki küçük ülke Belize hem dalmayı yeni öğrenenler, hem de tecrübeli dalgıçlar için muhteşem bir dalış alanı.
Dünyanın en büyük subatanı bu bölgede bulunuyor. 140 metrelik bir derinliğe sahip. Ama siz 40 metre daldığınızda karşınıza çıkan, büyük bir mağara. İçinde sarkıt ve dikitler, bir de dalışınızda size arkadaşlık edecek köpek balıkları...
4. Paskalya Adası’ndaki Moai Heykelleri
Kimse Paskalya Adası’na bu heykelleri kimin, hangi nedenle yaptığını bilmiyor. Ancak kabaca şekillendirilmiş vücutlar üzerine oturtulmuş, gözleri tüm adayı izleyen dev boyutlardaki 600 kafa hakkında tek bilinen adlarının Moai olduğu.
9 metrelik boylarıyla dikkat çekici bir görüntü oluşturan bu kafalardan başka yerlerde de bulunduğu biliniyor. Ancak asıl ilgi çeken yer burası.
Dünyanın en uzak ve ıssız bölgelerinden biri olan Paskalya Adası rüzgarlı ve ürkütücü. Ancak aynı zamanda konforlu misafirhaneleri bulunuyor ve ada halkı oldukça sıcak kanlı. Şili’den yola çıkarak 5 saatlik bir uçuşla adaya ulaşabilirsiniz.
5. Karelia’nın Ahşap Kiliseleri
Bu kiliseler Karelia’nın dindar halkı tarafından 300 yıl önce inşa edilmişti. St. Petersburg’dan yataklı trenle bu bölgeye ulaşabilirsiniz. Eğer mevsim kışsa, kar motosikletiyle donmuş göl suları üzerinden geçebilirsiniz.
6. Wieliczka’nın Tuz Madenleri
Polonya’nın Krakow şehrinin derinliklerinde muhteşem bir hazine yatıyor. Wieliczka Madeni 135 metre derinliğinde. İçinde tuzun oyarak şekillendirilmesiyle yapılmış yüzlerce dini heykel yer alıyor.
Hatta bir katedral bile var. Eğer doğru zamanda giderseniz Kutsal Kinga Şapeli’nde bir konser izleme şansını yakalayabilirsiniz.
7. El Cem Amfitiyatrosu
Roma’daki Colosseum’a benziyor. Ancak farklılıkları var. Örneğin daha iyi korunmuş, ama daha az tanınıyor.
Aşağısında gladyatörlerin ölene kadar savaştığı arenaya bakan yüksek basamaklarda özgürce dolaşabilirsiniz.
1. Borobudur’un Kayıp Tapınağı
Eğer gerçekten keşfedilmemiş bir tapınak görmek istiyorsanız İnka Yolu’nu ya da Angkor Wat’ı boşverip Endonezya’nın Java Adası’ndaki yağmur ormanlarına dalmalısınız.
Borobudur 1800’lü yılların başlarına kadar volkanik kül altında gömülüydü. Ancak şimdi, piramid şeklindeki tapınak, basamaklarıyla en uzun ağaçların bile arasından sıyrılarak gökyüzüne yükseliyor.
Her basamak incelikle işlenmiş tas panellerden oluşuyor. Üst basamakları kubbelerin üzerinden yükselen yapı oldukça heybetli. Gün doğuşunda muhteşem manzaralar izlemek için tırmanın.
2. Kapadokya Peri Bacaları
Çok yakınımızda...
Rüzgarların aşındırıp şekillendirdiği devasa kayalar sizin için büyülü, masalsı bir atmosfer oluşturuyor.
Kayaların içine yapılmış evlerin ahşap medivenlerini tırmanıp çay içerek türkü dinleyebilirisiniz. Gökyüzündeyse uçan sıcak hava balonlarının gün doğuşuyla beraber oluşturduğu müthiş manzarayı izleyebilirsiniz
3. Büyük Mavi Delik Resifi, Belize
Meksika’nın hemen güneyindeki küçük ülke Belize hem dalmayı yeni öğrenenler, hem de tecrübeli dalgıçlar için muhteşem bir dalış alanı.
Dünyanın en büyük subatanı bu bölgede bulunuyor. 140 metrelik bir derinliğe sahip. Ama siz 40 metre daldığınızda karşınıza çıkan, büyük bir mağara. İçinde sarkıt ve dikitler, bir de dalışınızda size arkadaşlık edecek köpek balıkları...
4. Paskalya Adası’ndaki Moai Heykelleri
Kimse Paskalya Adası’na bu heykelleri kimin, hangi nedenle yaptığını bilmiyor. Ancak kabaca şekillendirilmiş vücutlar üzerine oturtulmuş, gözleri tüm adayı izleyen dev boyutlardaki 600 kafa hakkında tek bilinen adlarının Moai olduğu.
9 metrelik boylarıyla dikkat çekici bir görüntü oluşturan bu kafalardan başka yerlerde de bulunduğu biliniyor. Ancak asıl ilgi çeken yer burası.
Dünyanın en uzak ve ıssız bölgelerinden biri olan Paskalya Adası rüzgarlı ve ürkütücü. Ancak aynı zamanda konforlu misafirhaneleri bulunuyor ve ada halkı oldukça sıcak kanlı. Şili’den yola çıkarak 5 saatlik bir uçuşla adaya ulaşabilirsiniz.
5. Karelia’nın Ahşap Kiliseleri
Bu kiliseler Karelia’nın dindar halkı tarafından 300 yıl önce inşa edilmişti. St. Petersburg’dan yataklı trenle bu bölgeye ulaşabilirsiniz. Eğer mevsim kışsa, kar motosikletiyle donmuş göl suları üzerinden geçebilirsiniz.
6. Wieliczka’nın Tuz Madenleri
Polonya’nın Krakow şehrinin derinliklerinde muhteşem bir hazine yatıyor. Wieliczka Madeni 135 metre derinliğinde. İçinde tuzun oyarak şekillendirilmesiyle yapılmış yüzlerce dini heykel yer alıyor.
Hatta bir katedral bile var. Eğer doğru zamanda giderseniz Kutsal Kinga Şapeli’nde bir konser izleme şansını yakalayabilirsiniz.
7. El Cem Amfitiyatrosu
Roma’daki Colosseum’a benziyor. Ancak farklılıkları var. Örneğin daha iyi korunmuş, ama daha az tanınıyor.
Aşağısında gladyatörlerin ölene kadar savaştığı arenaya bakan yüksek basamaklarda özgürce dolaşabilirsiniz.