Kiefer Sutherland
Kiefer Sutherland
24'ün kahramanı Jack Bauer...
Oyuncu bir aileden gelen Kiefer Sutherland, anne babasının boşanması üzerine on yaşından beri babası Donald Sutherland ve ikiz kardeşi Rachel ile birlikte Toronto’da yaşadı. 1982 yılında annesi Shirley Douglas’ın “ Who’s Afraid of Virginia Wolf? ” adlı oyundaki sahne performansı ile babasının En İyi Film Oscarlı “ Ordinary People ”daki oyunculuğunu gördükten sonra aile mesleğini denemeye karar veren aktör, yerel tiyatro workshoplarına katıldıktan sonra babasının aracılığıyla “ Max Dugan Returns ” adlı sinema filminde rol aldı.
Kamera karşısında olmaktan keyif alan Sutherland, bütün zamanını oyunculuğa vermek için liseyi terk etti. Bir yıl sonra da Kanada yapımı “ Bay Boy ”da Liv Ullman ile birlikte oynadı.
“ Bay Boy ”da sergilediği oyunculukla Kanada’nın Oscar’ına aday gösterilen aktör, daha sonraki yıllarda baş gösteren işsizlik sorununu televizyon dizilerinde rol alarak çözmeye çalıştı. Steven Spielberg’in televizyon serisi “ Amazing Stories ”in bir bölümünde radyo operatörünü canlandıran aktör, 1986 yılında Rob Reiner’ın “ Stand by Me ” adlı filminde canlandırdığı Ace Merrill adlı lider gangster tiplemesiyle çıkışa geçti.
Ertesi yıl kült vampir filmi “ The Lost Boys ”da Jason Patric ile birlikte rol alan Sutherland, aynı yıl çevirdiği “ The Killing Time ” adlı filmde tanıştığı Camelia Kath ile evlendi. Peşi sıra gelen “ Bright Lights ”, “ Big City ” ve “ Young Guns ” gibi gişe hasılatı yüksek filmlerle prestijli Hollywood oyuncularından biri haline gelen aktör, bu başarının bedelini evliliğine son vererek ödedi. Yoğun iş temposu yüzünden karısından ayrılmak zorunda kalan Sutherland, her şeye rağmen temposunu hiç düşürmedi ve içlerinde “ Flatliners ”ın da yer aldığı beş filmde daha oynadı. Bu sırada “ Flatliners ”da birlikte oynadığı Julia Roberts ile ciddi bir aşk ilişkisi yaşadı.
Bir aralar evlilik planları yapılan ilişkisini bitirmek durumunda kalan aktör, ayrılığın acısını Amanda Rice ile telafi etmeye çalıştı. Kendisi için “ Buz Prensesi ” dediği Roberts ile olan olaylı ayrılığı ile magazin basınına epey bir süre malzeme olan Sutherland, 1993 yılında “ The Vanishing ” ve “ The Cowboy Way ” adlı vasatı aşamayan filmlerde rol aldı. Büyük ekrandaki deneyimini kamera arkasına da taşımaya karar veren aktör, “ Truth or Consequences ” adlı bir filmin yönetmenliğini üstlendi. Aktör, aynı yıl “ Dark City ” adlı bilim kurgu filminde uzaylılar için insanlar üzerinde deneyler yapan bir bilim adamını canlandırdı.
Oyuncu bir aileden gelen Kiefer Sutherland, anne babasının boşanması üzerine on yaşından beri babası Donald Sutherland ve ikiz kardeşi Rachel ile birlikte Toronto’da yaşadı. 1982 yılında annesi Shirley Douglas’ın “ Who’s Afraid of Virginia Wolf? ” adlı oyundaki sahne performansı ile babasının En İyi Film Oscarlı “ Ordinary People ”daki oyunculuğunu gördükten sonra aile mesleğini denemeye karar veren aktör, yerel tiyatro workshoplarına katıldıktan sonra babasının aracılığıyla “ Max Dugan Returns ” adlı sinema filminde rol aldı.
Kamera karşısında olmaktan keyif alan Sutherland, bütün zamanını oyunculuğa vermek için liseyi terk etti. Bir yıl sonra da Kanada yapımı “ Bay Boy ”da Liv Ullman ile birlikte oynadı.
“ Bay Boy ”da sergilediği oyunculukla Kanada’nın Oscar’ına aday gösterilen aktör, daha sonraki yıllarda baş gösteren işsizlik sorununu televizyon dizilerinde rol alarak çözmeye çalıştı. Steven Spielberg’in televizyon serisi “ Amazing Stories ”in bir bölümünde radyo operatörünü canlandıran aktör, 1986 yılında Rob Reiner’ın “ Stand by Me ” adlı filminde canlandırdığı Ace Merrill adlı lider gangster tiplemesiyle çıkışa geçti.
Ertesi yıl kült vampir filmi “ The Lost Boys ”da Jason Patric ile birlikte rol alan Sutherland, aynı yıl çevirdiği “ The Killing Time ” adlı filmde tanıştığı Camelia Kath ile evlendi. Peşi sıra gelen “ Bright Lights ”, “ Big City ” ve “ Young Guns ” gibi gişe hasılatı yüksek filmlerle prestijli Hollywood oyuncularından biri haline gelen aktör, bu başarının bedelini evliliğine son vererek ödedi. Yoğun iş temposu yüzünden karısından ayrılmak zorunda kalan Sutherland, her şeye rağmen temposunu hiç düşürmedi ve içlerinde “ Flatliners ”ın da yer aldığı beş filmde daha oynadı. Bu sırada “ Flatliners ”da birlikte oynadığı Julia Roberts ile ciddi bir aşk ilişkisi yaşadı.
Bir aralar evlilik planları yapılan ilişkisini bitirmek durumunda kalan aktör, ayrılığın acısını Amanda Rice ile telafi etmeye çalıştı. Kendisi için “ Buz Prensesi ” dediği Roberts ile olan olaylı ayrılığı ile magazin basınına epey bir süre malzeme olan Sutherland, 1993 yılında “ The Vanishing ” ve “ The Cowboy Way ” adlı vasatı aşamayan filmlerde rol aldı. Büyük ekrandaki deneyimini kamera arkasına da taşımaya karar veren aktör, “ Truth or Consequences ” adlı bir filmin yönetmenliğini üstlendi. Aktör, aynı yıl “ Dark City ” adlı bilim kurgu filminde uzaylılar için insanlar üzerinde deneyler yapan bir bilim adamını canlandırdı.
