Saadet Işıl Aksoy

Burada yerli ve yabancı oyuncuları daha yakından tanıyabilir, onlar hakkında bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Saadet Işıl Aksoy

Mesaj gönderen summer »

Saadet Işıl Aksoy
Resim
Doğumu
1983
Resim
Filmleri - Oyuncu (4 Film)
Yumurta Ayla 2007
Esir Kalpler İrem Akerman 2006
Güz Yangını Pınar 2005
Zincirleme Film Tamlaması 2005



Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Polis ailenin oyuncu kızı

Resim

Saadet Işıl Aksoy, henüz 23’ünde bir güzel... Ama yolunu çoktan çizmiş, Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitimine devam ederken "ben oyuncu olacağım" kararını vermiş. Anne ve babası polis olan Aksoy, "Kolay pes edecek biri değilim" diyor.

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

29 Ağustos 1983-İstanbul doğumluyum. Annem hamileliğini çok endişeli geçirmiş. İki erkekten sonra yine erkek çocuk olacak diye epey telaşlanmış. Doğum sancısı başladığında bile cinsiyetimle ilgili sıkıntı içindeymiş. Ben dünyaya gelince annem başta olmak üzere tüm aile büyük bir mutluluk yaşamış.


- Aile ilişkileriniz çok sıcak anladığım kadarıyla...

Öyledir. Anne ve babam polis... Ve galiba ben biraz da baba torpiliyle büyüdüm. Babam her konuda, her adımımda yanımda olmuş ve bana destek vermiştir. "Tabii kızım, olur kızım, yap kızım, alırız kızım" diyen taraf hep oydu. Annem ise daha temkinli, daha kontrollüdür. Böylece aile içinde bir denge sağladılar bir bakıma...

Resim

-Evin tek kızı olmak nasıl? Şımartıldınız mı?

Bizim ev hep çok sesli olmuştur. Evde hep bir bağırış çağırış, hep bir gürültü vardı. Yani çok sesli koro gibiydik. Bu arada itiraf etmeliyim ki ağabeylerim küçükken beni çok ağlattılar, çok hor gördüler. Düşünsenize evde iki erkek. İkisi de ortaokul çağlarında. Günün çoğunu birlikte gülüp oynayarak geçiriyorlar. Ben ise kendi köşeme çekilmişim. Onlar için oyuncak bebek gibiydim. Gözü yaşlı büyüdüm. Şimdi ise her ikisine de minnettarım. Çünkü o günlerdeki davranışlarıyla beni bilmeden zora alıştırdılar. Her şeyin çok kolay olmadığını gösterdiler. Artık günlük hayatımda karşılaştığım birçok zorluğun altından tek başıma kalkabiliyorum. Beni daha dayanıklı yaptılar.

- Bugüne gelelim... Oyunculuğa nasıl adım attınız?

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı son sınıf öğrencisiyim. Bir yandan okula devam ederken, bir yandan da gönlümde yatan oyunculuk aşkını nasıl gündeme getirebilirim diye planlar yapıyordum. Bir arkadaşım Number One TV’de müzik programı sunmamı isteyince havalara uçtum. Beni görüşmeye çağırıp, küçük bir stüdyoya soktular. Burnuma kamerayı dayadılar ve "Hadi konuş bakalım" dediler. Normalde hiç susmayan ben, o anda ağzımı açamadım. Sus pus oldum bir anda. O gün sonuç alamadık tabii. Birkaç hafta sonra tekrar gittiğimde, bana rahatlamam için başka programların çekimlerini izlettiler. Çekingenliğim biraz daha devam etse de, sonunda bülbül gibi şakımaya başladım.

- Ya sonra?

Müzik programı iki sene kadar sürdü. O dönemlerde bir fırsatını yakalayıp, sekiz ay diksiyon kursuna gittim. 2002’de ise öğrenci değişim programı çerçevesinde Amerika’nın yolunu tuttum. Türkiye’ye döndükten sonra, okulum devam etmesine rağmen oyunculuğa iyice yoğunlaşmaya başladım. Pera Güzel Sanatlar Ötölyesi’nde, daha sonra Harun Özakıncı’nın sinema-oyunculuk atölyesinde dört ay oyunculuk eğitimi aldım. Ve nihayet Kanal D’de yayınlanan bir dizide dört bölüm oynadım. Dizi yayından kaldırılınca üzüldüm, ama ben kolay pes eden biri değilim. Bu yüzden kendime oyunculukla ilgili bir zaman sınırlaması koymuyorum.

- Ekranda görününce çevrenizde popüler oldunuz mu?

Yakın çevremdekiler, basında benimle ilgili haber çıkınca hemen "Haberin çıkmış gördün mü" diye arıyorlar. Bazen de oturduğumuz bir cafe’de "Sizi nereden tanıyoruz" gibi sorularla karşılaşıyorum. Okulda ise bazı arkadaşlarım rol aldığım diziyle ilgili yorumlar yapıyor, "Şurada böyle yapma" falan gibi şeyler söylüyorlar. Bunları yaşamak çok hoşuma gidiyor.

- Gelelim yaşam felsefenize!

Ben pek plan program yaparak yaşamayı seven biri sayılmam. İlerideki zamanın size neler getireceğini bilemezsiniz çünkü... O yüzden sadece o anı yaşamayı ve değerlendirmeyi seviyorum. "Hayat siz başka planlar yaparken gelişir" sözünü çok severim mesela... İstediğimiz kadar titiz davranıp seçiçi olun, insanın hayatı boyunca önüne çıkacak süprizlere açık olması gerekir. Kimbilir belki de ben çok fazla kaderciyimdir.

- Biraz da sosyal meselelere değinelim... Türkiye’de hálá kadın-erkek eşitliği ve eşitsizliği tartışmaları yapılıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Türkiyede kadın ile erkek eşit olarak gösterilse de bence öyle değil. Kadınlar çoğu kez yaşadıklarıyla ve karşılaştıkları güçlüklerle, hep bir eşitsizlik çemberi içinde. Hálá bazı yörelerde kadının görevi sadece doğurmak, yemek yapmak ve evi temizlemek. Büyük şehirlerde bile bu durum yaşanabiliyor. Sanki kadın olarak hepimize sürekli ataerkil bir toplumda yaşadığımız hatırlatılıyor gibi... Ama bu sadece bizim toplumumuza özgü bir eşitsizlik değil.

Bu ülkede herkes politikacı

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; vapurda, otobüste, dolmuşta, yani her yerde herkes politikacı... Ve nedendir bilinmez ama, herkesin her alanda söyleyeceği bir şeyler var. O yüzden ben bir şeyler söylemekten çok, konuşulanları dinlemeyi, gelişmeleri izlemeyi tercih ediyorum. Tabii ki gazete okuyor, televizyon izliyorum. Açık oturum programlarını hiç kaçırmıyorum.

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!

Saadet Işıl Aksoy: ‘Başarı için eğitim şart’
‘Yerinde saymayan, kendini sürekli yenileyen ve değişik karakterleri oynayıp kendimi geliştiren iyi bir oyuncu olmak istiyorum. Bunun için de çok çalışacağım.’

Öncelikle biraz kendinizden söz eder misiniz?

1983 doğumluyum, yani 23 yaşındayım. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Sınavlarda bu bölümü kazanmayı çok istiyordum ve istediğim oldu. Bu yıl mezun olup diplomamı alacağım için çok mutlu ve heyecanlıyım. Oyunculuk çalışmaları ve okulumu aynı anda idare etmek beni çok zorladı fakat ben bu yoğunluktan hiçbir zaman şikayetçi olmadım.


Oyunculuk eğitimi aldınız mı?

Evet, 5 ay boyunca Pera Güzel Sanatlar Okulu’na giderek ‘Kamera Önü Oyunculuk Atölyesi’ nde oyunculuk eğitimi aldım. Burada eğitim aldığım sırada cast sorumlusu Harika Uygur ile tanıştım ve hayatım birden bire değişti.


İlk kamera karşısına geçişiniz nasıl oldu?

İlk oyunculuk deneyimimi Ritmix reklam filmiyle yaşadım. Daha sonra Avşar Film adına çekilen ve Show TV’de yayınlanan ‘Güz Yangını’ dizisiyle ilk kez bir projede rol almaya başladım. Ardından bana şans getirdiğine inandığım Nescafe reklam filmini çektim. Ve son olarak Kanal D’de yayınlanmaya başlayan ‘Esir Kalpler’ dizisinde önemli bir rol oynuyorum.


Bu yıl okulunuzdan mezun olacaksınız. Hangi mesleği yapacağınıza karar verdiniz mi?

Evet, oyunculuk yapacağım. Dizimiz yaz tatiline girdiğinde New York’a gidip 2 ay boyunca oyunculuk eğitimi almak istiyorum. Oyunculukta başarılı olmak için ciddi bir eğitim almanın şart olduğunu düşünenlerdenim. Özellikle yurtdışında eğitim almak istememin nedeni ise oradaki atmosferi yaşamak isteyişim ve hocalarla daha iyi iletişim kuracağımı düşünmemdir. New York’ta daha iyi motive olacağıma inanıyorum.


Konservatuara gitmeyi düşünmüyor musunuz?

Hayır konservatuar okumak istemiyorum. Çünkü bir yıllık oyunculuk geçmişim var ve ben konservatuvara gidip sıfırdan başlamak istemiyorum.


Şimdiye kadar sinema filmi teklifi aldınız mı?

Yeni bir oyuncu olmama rağmen teklifler tabiiki geliyor. Bir sinema filmi için prensipte bir anlaşmaya varıldığını söyleyebilirim. Aralık ayında çekilecek ve şimdiye kadar bazı özel sebeplerden dolayı birkaç kez ertelenen bu film, popüler bir sinema filmi olmayacak. Yönetmenliğini Semih Kaplanoğlu’nun yapacağı filmde başrol oynayacağım. Günümüz Türkiye’sinde kasabada yaşayan bir kızı canlandıracağım. Film Ege Bölgesi’nde çekilecek ama hangi şehir olduğu henüz belli değil. Bir köylü kızını canlandıracağım.


Sevdiğiniz ve çalışmak istediğiniz oyunculardan birkaç isim verebilir misiniz?

Şu anda aklıma gelen isimler Lale Mansur, Savaş Dinçel, Civan Canova, Ayda Aksel, Fikret Kuşkan, Derya Alabora ve Haluk Bilginer. Bu isimlerin bir çoğu ile zaten ‘Esir Kalpler’ dizisinde de birlikte oynuyoruz. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum ki Lale Mansur’un bu dizide olması benim için çok büyük bir şans. Kendisini ve oyunculuğunu çok beğeniyorum.


Dizideki rolünüzden bahsedelim isterseniz..

‘Esir Kalpler’de Civan Canova’nın kızını yani annesi vefat etmiş, babasının yeterli ilgi göstermediğinden dolayı bunalımda ve asosyal bir hayat yaşayan ‘İrem Akerman’ karakterini canlandırıyorum.


Kendinizi güzel buluyor musunuz?

Aslında evet kendimi beğeniyorum. Masum bir güzelliğim olduğunu düşünüyorum. Ama bazen de vamplaşmıyorum değil.


Oyunculuktaki hedefleriniz neler?

Yerinde saymayan, kendini sürekli yenileyen ve değişik karakterleri oynayıp kendimi geliştiren iyi bir oyuncu olmak istiyorum. Bunun için de çok çalışacağım. Sanırım sorunuzun cevabını iyi bir şekilde özetledim.


Hayatınızda özel biri var mı?

Birlikte olduğum biri yok ve açıkçası şu sıralar olmasını da istemiyorum. Karşıma henüz istediğim özelliklerde biri çıkmadı. Benim karşımdaki erkekte ilk baktığım şey zeki biri olması. İyi konuşabilmeli ve beni etkileyebilmeli. Açık konuşmak gerekirse benim için yakışıklı olması gerekmiyor. Benim erkeğim olgun olmalı. Yani bir yaş kotam yok. Yani 40 yaşında da olabilir. Kendi yaşıtım erkekler bana çocuk gibi geliyor. Ayrıca eğer bir özellikse zengin olması gerekmiyor.


Peki ya evlilik?

Evlilik kurumuna son derece saygı duyuyorum fakat şu sıralar sıcak bakmıyorum. Benim için daha çok erken. Şu anda hayatımda sadece iş var ve istikbalimi düşünmek zorundayım. Zamanı gelince o da olur.


MUSTAFA YILDIZ
15.04.2006

Cevapla