Ebru Cündübeyoglu..

Burada yerli ve yabancı oyuncuları daha yakından tanıyabilir, onlar hakkında bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz..
Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Ebru Cündübeyoglu..

Mesaj gönderen summer »

ResimHem komik hem güzel: Sevilay

'Deli Yürek'in ciddi avukatı şimdi 'Omuz Omuza'da komik bir tipi oynuyor: Sevilay. Televizyon, tiyatro ve müdavimi olduğu kursları bir arada götüren Ebru Cündübeyoğlu, 'Komedi hep istediğim bir şeydi. Güzel kadınlar da komik olur' diyor


MELİS DABAĞOĞLU (Arşivi)

İSTANBUL - 'Deli Yürek' dizisinin deli gibi estiği günlerde ciddi avukat hanım olarak tanıdık kendisini. Sonra uzun süre ortalarda görünmedi Ebru Cündübeyoğlu. Şimdilerde Kanal D'de yayımlanan 'Omuz Omuza' adlı 'kızlar dizisi'nde komik ve dominant Sevilay olarak izliyoruz onu. 'Siz güzelsiniz, nereden çıktı bu komik kadını oynamak?' diye sorduğumuzda "Ben başından beri kendimi komediye daha yatkın buluyorum. Bütün güzel insanlara esas kız rolü çiziyorlar" diyor.
Uzun zamandır sesiniz soluğunuz çıkmıyordu. Arada neler yaptınız?
Tabii ki ortalarda görünmüyorsan ve bir şeyler yapıyorsan tiyatro yapıyorsun demek. Tiyatro yaptım, TRT'ye dizi yaptım. Sanırım son üç yıldır filan sürekli TRT'de dizi yapıyorum. 'Koçum Benim', 'Çınaraltı' adlı dizilerde oynadım. Tiyatro Kedi'de de 'Yalandan Kim Ölmüş' diye bir komedi oyununda yer aldım. Ama tabii özel televizyonlardaki yapımların desteği ve reklamı daha farklı oluyor. Daha çok kişiye ulaşabiliyorsun.
'Omuz Omuza'yı niye tercih ettiniz?
Komedi dizisi olduğu için. Ayrıca Sevilay farklı bir karakter olduğu için.
Komik bir kadını oynuyorsunuz. Sizi insanlar en çok 'Deli Yürek'teki ciddi avukat olarak biliyor.
Televizyonda ilk kez komik kadını oynuyorum. Bu benim çok istediğim şeydi. Oyunculukta kendimi her zaman komediye daha yatkın buluyorum ama televizyonda hiç öyle bir karakter canlandırmadığım için izleyici de şaşırdı.
Güzel kadının komik bir karakteri oynamasına çok fazla rastlanmıyor.
Güzel insanlar da komik
olabilir. Ama hakikaten böyle bir yafta yapışmış, güzelsen esas kızsın, ciddisin, ağırsın... Türkiye'de sinemada da romantik komedi çekilmediğini düşünüyorum. Böyle bir film çekildiğinde de ilk akla gelecek ismin ben olduğumu kendi kendime söylüyorum!
Tiyatro ile televizyonun farkı ne sizce?
Aslında ben hiçbirinin arasında fark görmüyorum. Hepsinde oynuyorsunuz sonuçta. Ama tiyatronun oyunculuktan ziyade heyecanı daha fazla oluyor. Çünkü anında tepkiyi alıyorsunuz. İlk gece mesela, her zaman bomboş prova yaptığınız salonda birdenbire nefes seslerini duymaya başlıyorsunuz. Ayrıca bölünmüyor, kimse 'Kees' demiyor.
Evlenmişsiniz...
Evet, birbuçuk yıl önce Best FM Genel Yayın Yönetmeni Güçlü Mete ile evlendim.
Dizide uyanık, evli ve dominant bir kadını oynuyorsunuz. Evde durum nasıl?
Güçlü'ye soruluyor, 'Sana da böyle yapıyor mu, evde böyle mi?' diye. Sevilay'la tamamen zıt bir insanım. Buradan özellikle Güçlü'nün arkadaş çevresine duyurulur.
Peki siz nasılsınız evde? Mesela aşk evliliği mi yaptınız?
Aşk evliliğiydi. Hâlâ da ilk günkü gibi âşığız birbirimize. Güçlü'yle ben hakikaten eşiz, yani birbirimize çok dengiz huy olarak. Gerçi ben biraz daha afacan bir ruha sahibim, o daha ağırbaşlıdır. Ama birbirimizi tamamlıyoruz.
Dominant, hırçın taraflarınız yok mu?
Hırçın değilimdir. Zaten dizi sayesinde çekimlerde öyle bir hırçınlık yaşıyorum ki eve kalmıyor. Hırçınlık, sinir beni yorar. Hırslı değilimdir. Kendim öyle olmadığım gibi çevremde de o tip insanlar olmasından hazzetmem. Negatif, gergin ortamları sevmem.
Mesleki hırsınız var mı peki?
Hayır, o da yoktur. Bu belki çok artı bir şey değil benim için ama...
Ne okudunuz?
Uludağ Üniversitesi İktisat mezunuyum.
Mesleğinizi yapmayı düşünmediniz mi?
Hayır hiç. Hep tiyatro yapmak istedim. İlk tercihlerim radyo-televizyondu hep zaten. Aslında hayatın her alanında kullanılabilir.
Hayata matematikten mi bakarsınız?
Yok, hatta matematikle de aram pek iyi değildir. Belki onu telafi açısından da iktisatı tercih ettim. Mantığını çözebilmek için yani.
Ama düşünmeyi öğretiyor iktisat insana. Faraziyeler okuyorsunuz hep, 'Öyle olsa ne olurdu, böyle olsa ne olurdu?' gibi. Hiçbir zaman net bir formülü yoktur ekonominin. Sanırım iktisatın bana hayattaki en büyük faydası alternatifler hazırlamayı öğretmesiydi. İktisatı da böyle yorumlayan benden başka kimse yoktur.
İlgi alanlarınız neler?
Çok geniştir ilgi alanlarım. Mesela ben elmavizyon adlı kanalda 'Ebru Kursiyer' diye bir program çekiyorum. Tüm kurslara katılıyorum. At binmekten ebru sanatını öğrenmeye, seramikten Uzak Doğu sporlarına kadar pek çok kursa gidiyorum. Yani o programı yapmak benim hobim. Resim yapmayı seviyorum. Şiir yazmayı seviyorum, okuyorum.
Neler okursunuz?
Abur cubur. Ne bulursam okurum farklı konularda. Mesela hiç ihmal etmediğim Bütün Dünya dergilerim vardır. Favorim... Çok farklı konularda farklı bilgilerim vardır. Gereksiz belki ama ben severim biriktirmeyi.
Sinemada kimleri beğeniyorsunuz?
Güzel yapılmış her şeyi beğeniyorum. Benim öyle keskin bir tavrım yoktur, şunları beğenirim bunları beğenmem gibi. Hayatımda her zaman toleranslıyım. Sınırları sevmiyorum.



Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Oynadigi Diziler :

Cinaralti (2004)
Omuz Omuza (2004) ~ Sevilay Sen
Kocum Benim (2002) ~ Deniz Hoca
DELI YÜREK (1999) ~ Aysegül

LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Oyunculuğu askıya alan Ebru Cündübeyoğlu:“Şu anda sadece anneyim” dedi.
Oyuncu Ebru Cündübeyoğlu, şimdilerde 5 buçuk aylık bebeği Duru’yla anneliğin tadını çıkarıyor. Hamile kaldığından bu yana işlerine ara verdiğini söyleyen Cündübeyoğlu, ilk birkaç yıl, annelerin bebeklerinin yanında olması gerektiği görüşünde. Anneliğe çabuk alıştığını söyleyen Cündübeyoğlu, bebeğiyle ve eşiyle birlikte hastaneden eve ilk geldiğinde geçici bir panik yaşadığını da itiraf ediyor: “Tanrım! Acaba hep hastanede mi kalsaydım?”

Oyunculuğu meslek edinen, biraz daha geriye gidersek hatırlayacaksınız, bir dönem Türkiye güzellik yarışmasında 3. seçilen, son olarak “Aşılı Kolum” diye bir şiir kitabı çıkararak, şairliğe adım atan Ebru Cündübeyoğlu, bebeğiyle ilk kez bir röportaj vermeyi kabul ediyor. Bu da bizim şansımız! Güçlü Mete ile evlenerek, dünyaya getirdiği bebeğinin adı ise, Duru. Minik Duru, annesi gibi, hem güzel hem de sevimli desek, abartmış olmayacağız. Eşiyle birlikte bebek yapmak istedikleri sırada hamile kaldığını öğrenen Cündübeyoğlu, “itiraf edeyim, dört gözle bekliyorduk” diyor. Bebeğiyle ilk baş başa kaldığı anlarda biraz şaşkınlık yaşadığını belirten Cündübeyoğlu, anneliğe çoktan alışmışa benziyor.

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Kumdan kaleler
Hayat, kumdan kale yapmaksa
Deniz kenarında.
Dalga hesabı yapmamaktır yaşamak
.............

Ebru Cündübeyoğlu, “Aşılı Kolum” adlı ilk şiir kitabında yazdığı bu şiirde olduğu gibi “Dalga hesabı yapmadan” eleştirilere açık olarak ve alt yapısını sağlam tutarak ilk şiir kitabını çıkardı. Daha önce tanınmış bazı manken ve televizyon oyuncularının çıkardığı şiir kitapları eleştirilere neden olurken, Cündübeyoğlu, “Aşılı Kolum” adlı kitabını şair Sunay Akın’ın da desteğiyle tam 3 yılda hazırlamış. Kitabın, ilkeli bir yayıncılık anlayışı olan Çınar Yayınları’ndan yayınlanması da şiirinin niteliğini gösteriyor.
“Deli Yürek” dizisinde gösterdiği performansıyla dikkat çeken Ebru Cündübeyoğlu, son olarak “Omuz Omuza” adlı dizideki Avukat Sevilay rolünde başarısını perçinleştirdi. Daha önce radyo programcılığı, sunuculuk ve oyunculuk yapan Cündübeyoğlu’nun ilk kitabı şiirseverlerden iyi not aldı. Cündübeyoğlu, özellikle kısa naif şiirleri ve kullandığı semboller ile dikkatleri çekiyor.
7 yıldır şiir yazıyor

Şiiri geç keşfettiğini söyleyen Ebru Cündübeyoğlu, ilk şiirini öğrencilik döneminde Anneler Günü’nde yazdığını belirti. Usta şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Şiir kelimelerin satrancıdır” sözüne yürekten katıldığını belirten Cündübeyoğlu 7 yıldır şiir yazdığını ve kelimelerle oynamaktan zevk aldığını söyledi..
Geç dönemde şiire başladığını ve bunu birileriyle paylaşmaktan çekindiğini söyleyen Ebru Cündübeyoğlu, “İlk defa şiirlerimi eşim Mert Güçlü ile paylaştım. Kendisi şiire daha meraklı ve şiirlerimi okuduktan sonra beğendiğini ve Sunay Akın’a götürmek istediğini söyledi.. Sunay Akın’ın desteğiyle 3 yıl kitap üzerinde çalıştım. Sunay Akın şiirle ilgilenmemi, araştırmalar yapmamı istedi. Ben de çalışkan bir öğrenci gibi üç yıl çalıştım. Akın’ın dışında Çınar Yayınları sahibi Aydın Ilgaz ve eşi de bana çok destek oldu” diye konuştu.
Kitabı çıktıktan sonra ilk defa Bursa Kitap Fuarı’na katıldığını ve çok heyecanlandığını söyleyen Cündübeyoğlu, “Acaba kitabımı alırlar mı, gelip imzalatırlar mı diye son derece heyecanlıydım. İnsanlar kitabınızı alıyor ve açıp okurken neler düşünüyor diye merak ediyorsunuz. Bunlar çok güzel duygular. Bundan sonra imza günleri ve fuarlara katılmaya çalışacağım” diye konuştu. En çok Orhan Veli, Özdemir Asaf ve Cemal Süreya’yı beğendiğini söyleyen Cündübeyoğlu, kendisinin ilk şiir kitabı olması nedeniyle tam bir tarzı olmadığının altını çi-zerek, bunu okuyucular okuduktan sonra belirleyebileceğini vurguladı

Aşılı Kolum
Uzun teneffüste
Gri okul bahçesindeki
Siyah beyaz koşuşturmanın
Tam ortasındayım
Ve sen aşılı kolumsun.
.....................

Cündübeyoğlu’na, kitabına adını veren şiirini ve “Aşılı Kolu” da sorduk.....Herkesin çocukluk döneminde aşılı kolla gezdiği bir dönem olduğunu vurgulayan Ebru Cündübeyoğlu, bu kolu biraz da kimsenin çarpmaması için koruyarak gezdiğini ve bu korumayı bir duruş olarak gördüğünü anlattı.4 aylık hamile olan Cündübeyoğlu’na, “Çocuk sahibi olmasının bu başarılı dönemde işini olumsuz yönde etkileyip etkilemediğini” sorduğumuzda ise yanıtı oldukça kesin ve netti: “Güzel olan şeyler ertelenmemeli”
Bu nedenle şu an kendisi için en önemli olan şeyin bebeği olduğunu anlatan Cündübeyoğlu, “Uzun zamandır dizilerde oynuyorum. Oyunculukta arada sırada yüzü dinlendirmek de gerekli, ben de bu dönemi bu şekilde değerlendireceğim” diye konuştu
Şair Sunay Akın da Ebru Cündübeyoğlu’nun eğer şiir yazmaya devam ederse genç şairler arasında ilk sıralara yerleşebileceğini söylüyor.
................

Zaten Yalan
Sen beni bilmezsin giderim.
Son bir kez arkama bakmadan
Gözlerimi ararsın
Bilmezsin
Ruhumdur yanında kalan
Giden sadece bedenim O da, bu koca dünyada zaten yalan

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

"Düz yolda yürüyemem ama yıllardır adım manken"

Omuz Omuza dizisinin Çatlak Sevilay’ını tanıyorsunuz değil mi?

Sevilay rolündeki Ebru Cündübeyoğlu eski Türkiye Güzeli, bir dönemin Sabah Şekeri, Deli Yürek dizisinde Kenan İmirzalıoğlu’nun avukat sevgilisi...

İki yıldır radyocu Güçlü Mete ile evli ve 1.5 aylık hamile. Art & Life adlı bir sanat dergisinde yazıyor. Elma Vizyon’da Ebru Kursiyer adlı eğlenceli bir program yapıyor. Önümüzdeki günlerde Şair Sunay Akın’ın desteğiyle hazırladığı ilk şiir kitabı ‘Aşılı Kolum’ piyasaya çıkıyor.

Nasıl ünlü oldunuz?
Efendim sahneye ilk defa 5 yaşında çıktım.

Şaka mı yapıyorsunuz?
Yoo ciddiyim. Annem babam ben Çakıl Gazinosu’ndayız. Ben 5 yaşındayım. Sahneye yakın bir masada oturuyoruz. Bana doğru bir kedinin yaklaştığını gördüm ve sahneye fırladım.

Kedi fobiniz mi var?
Evet. Bu hastalığın tıptaki adı Ailurofobi. Kedinin lafı bile tüylerimi diken diken ediyor. Bak oldu bile. Ortaköy’de hiç kimse beni ayaklarım yere basarken görmemiştir. Ayaklarımı altıma toplayarak ya da bir başka sandalyeye uzatarak otururum.

Anneniz Hülya Cündübeyoğlu, 1970’te Milliyet Türkiye Güzeli yarışmasında dördüncü seçilmişti. Siz de 1993’te Star’ın yarışmasında dördüncü seçildiniz. Siz annenizin projesi misiniz?
Annemin değil de teyzemin projesiydim. "Kızımı manken yapacağım" pohpohlamalarıyla büyüdüm. 1991’de ilk kez yarışmaya katıldım, ilk ona kaldım. İkinci sene Star’dan teklif geldi. Tekrar katılmamı istediler. "Biz size ilk üçü uygun görüyoruz" dediler. Ben de katıldım tabii. Ama yine ilk üçe giremedim, dördüncü oldum. Ne diyelim kader.

Güzellik yarışmasına katılmak işinize yaradı mı?
Yaramaz mı? Televizyona kapağı atmak için çabalıyordum. TRT’den "Bir Başka Gece"den teklif geldi. Star’da da programlar sundum. Bu arada Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdim. Sabah Şekerleri sayesinde tanındım, ‘ailenizin kızı’ oldum.

Mankenlik yaptınız mı?
İki, üç kez podyuma çıktım. İtiraf edeyim ben düz yolda yürümeyi bile beceremem. Buna rağmen basında adım hep manken olarak anıldı.

ARTIK KADINLAR MAÇO, SEVİLAY GİBİ

Omuz Omuza dizisinin ‘*** and The City’ gibi olacağı söylenmişti. Oysa, alakası yok. Diziye muhafazakar *** and The City diyebilir misiniz?
Tek benzerliğimiz dört kadınız ve mesleklerimiz onlarla aynı. Türk kadını asla New Yorklu kadın gibi olamaz.

Omuz Omuza’yı sırf sizin için izleyenleri tanıyorum.
Sevilay rolü sayesinde oyunculuğumu ispat ettim. Esas kızlıktan sıyrıldım, çatlak Sevilay geldi. Komedi oynamak tek hayalimdi.

Sevilay niye seviliyor?
Aslında çok da sevilesi bir yanı yok. Herkesin hayatına müdahale ediyor. İçinde arada sırada hortlayan romantik bir kadın besliyor. İyi niyetli ve saf. Bence karakter bu yüzden sevildi. Kadınlar sokakta durdurup, ‘Ben de evde Sevilay gibiyim’ diyor. Galiba Türk kadını profili değişiyor. Artık erkekler değil kadınlar maço.

Sevilay gibi davrandığınızı sanıp kocanıza "Allah yardımcın olsun" diyorlar mı? Güçlü’yü durdurup "Halbuki ne kadar da cici gözüküyor, yazık sana" diyorlar. Sevilay gibi hükmedici değilim. Babam asker değil, diş doktoru. Çocukluğum çok sakin geçti.

Tiyatroya başladığınız günlerde bazı oyuncular "Televizyon şöhretlerinden tiyatrocu yapılmaya çalışıyor ama olmaz, bu hamur tutmaz" demişti. Yanıldılar değil mi?
1999’da Fehim Paşa Konağı’yla tiyatroya başladım. Başrol oynamama rağmen rolüm çok azdı. 6 yıl sonra bugün hálá tiyatroda başroldeyim. En son Nedret Güvenç’le ‘Yalandan Kim Ölmüş’ adlı oyunda aynı sahneyi paylaştım. Bunları emeğimle elde ettim.

BU SEZON BEBEK VAR TİYATRO YOK

Bu sezon oyun var mı?
Yok. Bu sezon bebek var. Ama bundan sonra hayatımın her döneminde tiyatronun olmasını istiyorum.

Neden, ne zorunuz var? Tiyatro para da şöhret de getirmez ki?
Tiyatro oyunculuk demek, okul demek. Tiyatro sahnesinde yetiştim. Sahnede geçirdiğim bir saniye bile bana çok şey kattı. Ustalarla aynı havayı soludum. Dizideki başarım tiyatroya bağlı.

Ebru’nun hayatı estetikten önce ve sonra diye ikiye ayrılır, diyorlar. Doğru mu?
1998’de burun estetiği yaptırdım. Bu yorumu yapanlara, "Ben eski burnumla Türkiye güzeli oldum arkadaşlar" demek isterim.

Peki, neden estetik yaptırdınız?
Çünkü televizyonda fazla dikkat çekiyordu. Bizim memleketin insanı hokka burunlu insanı sever. Prosedüre uymak lazım. İfadem çok değişmedi, profilim düzeldi o kadar.

EBRU KURSİYER

TV programınız nasıl gidiyor?
Elma Vizyon’da yayımlanıyor. İsmi Ebru Kursiyer. Programın formatı bana ait. Her bölümde bir kursa katılıyorum. Ne öğretiyorlarsa öğreniyorum. Bitki bakımından dalışa, ebrudan mobilya cilası yapımına, tangodan flamenkoya her kursa katıldım. Git git bitiremedim, piyasada ne kadar çok kurs varmış. Bazılarını beceremedim, bu programlar çok daha eğlenceli oldu.

Cündübeyoğlu ne demek?
Bir beylik adı. Cündübeyoğlu Beyliği’nin üyeleri ata çok iyi binermiş. Ben de ata binmeyi Ebru Kursiyer’de öğrendim. Fena sayılmam. Atalarımın yüzünü kara çıkarmayacak kadar biniyorum.

HAZMEDE HAZMEDE YÜKSELİYORUM

Dağcılıkta vücudun basınç değişimine uyum sağlaması için belli bir yüksekliğe çıkınca durulur. Vücut irtifaya alışınca biraz daha tırmanırsınız. Ben gerçek hayatta da soluk ala ala, bulunduğum yeri hazmede hazmede yükselmeyi tercih ettim.

ŞİİR KİTABI ÇIKACAK

Şiir kitabı mı çıkarıyorsunuz?
Evet. Çınar Yayınları’ndan, şubatta çıkıyor. Üç senedir çalışıyorum. Eskiden şiirlerimi kimseyle paylaşmazdım. İlk kez eşime okuttum. Çok beğendi. Sunay Akın’a gösterdi. Sunay Ağabey bunu kesinlikle kitap haline getirmemiz gerek, dedi. Bana kalsa, ölene kadar kimse şiir yazdığımı bilmezdi. Bunları herkesin yazabileceğini düşünüyordum.

Kitabın ismi ne?
Aşılı Kolum.

Nasıl şiirler yazıyorsunuz?İlla aşk yazmıyorum. Kelimelerin satrancını, laf cambazlığını seviyorum.

Mesela?
Perakende sevdalar perakende
Kalın tekerlekli şehir arabalarına
Aksesuvar kadınlar
İki ayaklı kredi kartı adamlar
Beden illüzyonlu aşklar
Gözlere saygısını yitiren
Alevsiz tutuşan etiket eller
Yaklaştı öpüşmenin ruhu
Bitkisel hayatta şimdi dudaklar
Yüreği ele veren gülüşler alaycı.
__________________

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

— Ebru CÜNDÜBEYOĞLU KİM?

Hayatı seven, hayata pozitif ve olumlu bakan, yaşama sevinci ile dolu bir insan.

— Ebru CÜNDÜBEYOĞLU’NUN KEŞKESİ?

Hiç kullanmadı! Kullanmayı düşünmüyor! ...

— Ebru CÜNDÜBEYOĞLU’NUN HAYALİ

Oyunculuğu çok seviyor. Ömür boyu mesleğe devam etmek, oyunlar sahnelemek ve sinema filmlerinde oynamak.

— AHMET YENİLMEZ DESEK

Ahmet Abimmmmmmmmmmmmmmmmmmmm...



10 Eylül 1974 yılında Almanya nın Heilbronn şehrinde doğdu.Ortaöğrenimini İstanbul ve Adapazarı nda tamamladı. Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü nü bitirdi.1993 yılında başladığı sunuculuğu 1997 yılına kadar çeşitli kanallarda sürdürdü.Televizyon dizileriyle başlayan oyunculuk serüveni, 1999 da tanıştığı tiyatro sahnesinin de eklenmesiyle halen devam ediyor.
__________________

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

GÜÇLÜ METE BENİM RUH İKİZİM"... OYUNCU EBRU CÜNDÜBEYOĞLU, İKİ YILDIR EVLİ OLDUĞU GÜÇLÜ METE İLE BERABERLİKLERİNİN ÇOK İYİ GİTTİĞİNİ SÖYLÜYOR. HAYATININ ERKEĞİNİ SONUNDA BULDUĞUNU SÖYLEYEN CÜNDÜBEYOĞLU, EN KISA ZAMANDA BİR DE ÇOCUK İSTEDİKLERİNİ BELİRTİYOR.
Ebru Cündebeyoğlu'nun "Omuz Omuza"daki canlandırdığı "Avukat Sevilay" karakteri aslında bir kısmımıza pek de yabancı değil. Erkek gibi, kariyerini önemseyen, yeri geldiğinde bu sebepten dolayı kocasıyla tartışmaya girebilen, eşitlik savunucusu çağdaş bir kadın o.. İçimizden birileri elbette Sevilay gibi.. Ama çoğunluk için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.. Maalesef, Türkiye'de kadınların evdeki yeri ve sırtında taşıdığı ağır sorumluluklar, öğle kuşaklarında yayınlanan programlarda göz yaşı döken hemcinslerimizin hikâyelerinin dokunaklığıyla tekrar tekrar gündeme geliyor. AB'nin kapılarını zorladığımız şu günlerde keşke bütün kadınlarımız kamera karşısında dert yanan kadınlar gibi değil de "Avukat Sevilay" gibi olabilse..


—Televizyon izleyicisinin dizi kahramanları konusundaki puan kriterleri siz oyuncular için önemli bir detay. Siz, "Omuz Omuza" daki "Sevilay" karakteriyle geçer not alanlardansınız. İzleyicilere, inatçı, aşırı mantıklı üstelik patavatsız fakat bir o kadar da espritüel bu avukat kızı nasıl sevdirdiniz?
Ben de olmayan farklı karakteristik özelliklere sahip Sevilay'ı gözlemlerim ve birikimim sayesinde başarıyla yorumladığıma inanıyorum. Tabii bana ait olan bir şeyler de üzerine ekleyip Sevilay'a hayat veriyorum. Çok mutluyum. Dediğiniz gibi izleyici gerçekten çok sevdi Sevilay'ı. Bu benim için her şeyin üstünde bir şey. Dizi setinde o kadar çok çalışıyorum ki, eve gittiğimde ayakta duracak halim kalmıyor. Üstelik evliyim. Ama işte şu meslek aşkı yok mu, onunla doluyum. İnan para almasam dahi hiç önemli değil. Mesleğimi icra edebilmek için üstüne para bile verebilirim. Ha ha ha..
—Sevilay, hangi yönleriyle sizden farklı?
Sevilay, lafını esirgemeyen, erkek tarafı ağır basan, kariyerini ön planda tutan, duygularıyla değil de mantığıyla hareket eden idealist bir kadın. Bir de müthiş komik bir tarafı var. Benim tam zıttım yani. Ben romantik, duygusal, çabuk kırılan fakat bunu belli etmeyen, dünyada olan her şeyi kayıtsız sevmek için yaratılmış biriyim. Ama biz oyuncuyuz sonuçta. İşimiz bu; insan hikâyeleri anlatmak.


—Avukat Sevilay kariyeri uğruna yeri geliyor eşiyle çatışıyor, kavga ediyor. Siz de evli ve de çalışan bir kadınsınız. Hırslarınız, arzularınız ve hedefleriniz sizin de olabilir. Bir gün bu sebeplerden biri yüzünden kocanızla karşı karşıya gelseniz ne yaparsınız? İşiniz mi, yoksa eşiniz mi ön plana çıkar?
Sevilay ve eşi Avukat. Dolayısıyla aynı işte çalıştıkları için birbirleriyle bir rekabet içindeler. Ama bu kırıcı değil yapıcı bir yarış; ikisini de kamçılıyor. Bana gelince evet ben de evliyim. Eşim Güçlü Mete bir radyoda yöneticilik yapıyor. Ama aramızda böyle bir şey söz konusu olamaz. Çünkü ikimiz de kıskanç değiliz. Aksine birbirimizin gelişimi için çabalayıp duruyoruz. Görüyorsunuz bizim işimizde çalışma saatleri çok esnek. Yeri geliyor, geç saatlerde eve gidiyoruz. Pek çok erkek belki bunu sorun edebilir, fakat Güçlü hiçbir zaman böyle bir duyguya kapılmadı. Benim çalışmamı istemeseydi bu kadar huzurlu olabilir miydim? Evdeki anlaşmazlıklar performansıma yansırdı. İyi ki Güçlü Mete'yle evlenmişim.


—Oyuncu olmadan evvel siz bir sabah programında sunucuydunuz. Fena da gitmiyordu doğrusu. Başladığınız işte profesyonel olmak için çaba sarfetmeden neden başka bir işe soyundunuz?
Evet, çok genç yaşta program sundum. Her şey güzel gidiyordu. Ancak benim gönlümde hep oyunculuk vardı ve her iki mesleği de teraziye koyduğumda bu taraf daha ağır bastı. Eğer ikisini de bir arada götürseydim; canlandırdığım rollerin inandırıcılığı olmazdı. Ne mutlu şimdi sokakta herkes beni Ebru değil de "Sevilay" diye sesleniyor. Demek ki doğru kararı almışım.


—Öğle kuşağındaki kadın programlarını takip ediyor musunuz? Bir gün kararınızda değişiklik yapıp, bu tarz bir programla öne çıkmayı düşünür müsünüz?
Zaman zaman bu tip programları seyrediyorum. Türkiye'de gerçekten bir sürü kadının derin yaraları var. Çok göz yaşı döküyorlar ve yardım bekliyorlar. Öncelikle bu programların yararlı olduğunu inanmıyorum. Reyting uğruna yapılıyor bence. Bu problemler stüdyoda çözülmez. Onun için böyle bir program yapmak istemezdim. Bir şey yapıyorsam gerçekten onlara yardım etmeliyim. Artık ağlayan, üzüntüyle boğulan insanları da kanıksar olduk. Çünkü her kanalda aynı tarz öğle kuşağı programları yapılıyor. Eskiden olsa tüylerimiz diken diken olur, ağlardık; şimdi, "Aaa böyle şeyler yaşayanlar ne çokmuş" deyip geçiyoruz. Her şey olağan gelmeye başladı.


-Her evliliğin bir hikayesi vardır. Fakat o kadar derine inmeyeceğim. Size sadece Güçlü Bey'in evlenme teklifini nasıl ve nerede yaptığını sormak istiyorum?
Güçlü beni bir gün Boğaz'a yemeğe davet etti. Ateş bacayı çoktan sarmıştı tabii. Yemek yerken teyzemin bana verdiği yüzüğünü kaybettiğimi söyledim. Bana "Montunun cebine bak!" dedi. Elimi attım, bana evlilik yüzüğü almış. David Copperfield gibi bir adam onu nasıl çaktırmadan nasıl montumun cebine koydu şaşırdım, kaldım. Sonradan söylüyor. Ben denize bakarken cebime atmış.


-Elbette her genç kızın hayalidir evlilik. Fakat ne var ki aynı evin içine girince büyü biraz bozulur; gerçekler daha net ortaya çıkar. Bu aşama da sizin de zorlandığınız veya uyum sağlayamadığınız durumlar yaşadınız mı?
Evliliğe hemen uyum sağladım. Zorlanmadı. Bir tek başlarda beraber televizyon seyretmek garibime gitmişti. Yalnızdık ve ikimizde konuşmayıp sadece televizyon seyrediyorduk. Garipsedim. Sonra alıştım. Evlilik çok güzel bir şey. Güçlü'nün gömleklerini ütülemek, o işteyken süslü, mum ışıklı romantik sofralar hazırlamak beni acayip motive ediyor.


-Öyle konuşuyorsunuz ki bu söyleşiyi okuyan da sizin hiç kavga etmediğinizi sanır.
Her zaman söylüyorum. "Kavgalar evin tuzu biberi değildir" Yemeğin tadını baştan ayarlayacaksın. Sonradan tuz biber eklersen o yemekten hayır bekleme, kimse yemez. Emeğin de çöpe gider. 2 yıllık evliyiz ve gerçekten çok mutluyuz. Birbirimize sesimizi bir kere bile yükseltmedik. Ben genellikle daha her şeye toz pembe bakmayı seviyorum. Güçlü için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü o insanlar konusundan benden çok daha tecrübeli. Bardağın bir de boş kısmı olabileceğini bana öğretti. Güçlü Mete benim ruh ikizim. Onu çok seviyorum. O da benim için aynı duyguları besliyor.


-Eşinizin en çok hangi yönleri sizi etkiliyor?
Güçlü'yü ilk görür görmez farklı duygular hissettim. Bir kere çok yakışıklıydı. Robert De Niro'ya bayılırım; yanağın daki benini ve yüzünü ona benzettim. Sonra sıcaklığı, ağır başlılığı, gerçekçiliği ve bana bakan o güzel gözleri kalbimi çaldı. Kader diye buna derler. Ona her baktığımda bunları hatırlıyorum. Hayatımın erkeğini buldum çok şükür.


-Sanırım bir tek eksiğiniz var?
(Gülüyor!!!) Ne demek istediğini anladım. Elbette bebek istiyoruz. İkimizin bir meyvesi mutlaka olmalı. İnanıyorum ki bu sevgimizi ikiye katlayacak. Umarım en kısa zamanda olur.
__________________

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

KANAL D'NİN YAZ DİZİSİ 'OMUZ OMUZA'DA 'AVUKAT SEVİLAY'I OYNAYAN EBRU CÜNDÜBEYOĞLU, ŞİİR KİTABI ÇIKARIYOR.

Kitabını, şair Sunay Akın ve radyocu eşi Güçlü Mete'nin desteğiyle ekim sonunda çıkaracağını belirten Cündübeyoğlu, duygularını şöyle özetledi: "Üç yıldır üzerinde çalışıyorum. Yıllardır şiir yazıyorum ama hiçbirini yayınlama cesaretim olmadı. Eşim ve Sunay, ısrarla yazdıklarımı kitap haline dönüştürmemi söyledi. Kitapta eşime yazdığım şiirler de var".

Cündübeyoğlu, Kerem Alışık ile başladığı tiyatro oyunculuğunu yeni oyunu ile sürdürüyor
MANKENLİKTEN oyunculuğa transfer olan Ebru Cündübeyoğlu yeni oyununa başladı. Kerem Alışık'la 'Fehim Paşa Konağı' adlı oyunda oynayarak tiyatro oyunculuğuna başlayan Cündübeyoğlu şimdi de 'Yalandan Kim Ölmüş?' adlı oyunda rol alıyor. İlginç bir polisiye komedi olan 'Ölümüne Suçlu' da dizinin önemli karakterlerinden Heather'i canlandıran Ebru Cündübeyoğlu oyunculuğu çok sevdiğini ve devam edeceğini söylüyor.

Köşe yazısından:
'Ben söylüyorsam, bir bildiğim vardır'
Ebru Cündübeyoğlu yıllardır kaç TV dizisinde oynadı. Hepsi iddialı, yüksek reytingli diziler. Rolleri de önemli idi. Ama şimdilerde sanki patlama yaptı. Kanal D' de ekrana gelen 'Omuz Omuza' dizisinde sanki 'star oyuncu' oldu.
Oyuncu olarak rol arkadaşları güzel bayanlara açık ara fark atıyor. Ağlarken veya gülerken yüz değişiyor. Konuşmaları anlaşılıyor. Güzel görüneceğim diye kamera karşısında bostan korkuluğu gibi durmuyor.
Bunları biraz kafası çalışan ve okuma-yazma bilen herkes anlıyor. Ama daha önemlisi Ebru, çok güzel fotoğraf veriyor. Eee kameramanlar da görüntü hastasıdır. Haliyle Ebru'yu ön plana çıkarıyorlar.
Kendisi gibi melek kalpli bir gazeteci ile evli olan Ebru'nun özel yaşamı da pırıl pırıl. Herkes tarafından çok sevilen bir kişiliktir. İşte bu yüzden iddia ediyorum, sinema da gelecek Ebru Cündübeyoğlu' ndan... Demek ki kapıları sonuna dek açması için Omuz Omuza dizisinde oynaması gerekiyormuş.

Geçen yıl radyocu Güçlü Mete ile nikâh masasına oturan Ebru Cündübeyoğlu, evlilik yıldönümünde bu kez rol icabı gelin oldu. Cündübeyoğlu, Şencan Güleryüz’le nikâh masasına otururken, "Rol gereği 110 defa gelinlik giydim " dedi.

‘‘Fehim Paşa Konağı’’ adlı müzikalde ilk kez sahneye çıkıyorlar
İlk mendil, ilk aşk
‘‘Fehim Paşa Konağı’’ adlı müzikalde birbirlerine aşık iki genci canlandıran Ebru Cündübeyoğlu ve Kerem Alışık, ilk kez sahneye çıkıyorlar. Turgut Özakman'ın yazdığı iki bölümlük alaturka müzikalde 1908 yılının İstanbul'unda geçen komik, heyecanlı ve duygu dolu bir aşk hikayesi anlatılıyor. Akatlar Kültür Merkezi'nde bugün gösterime girecek oyunda, Kerem Alışık ve Ebru Cündübeyoğlu başrolleri paylaşıyor


Kıskançlık yanımızdan geçemez
Omuz Omuza dizisindeki Avukat Sevilay karakteriyle karşımıza çıkan Ebru Cündübeyoğlu ve eşi Mete Güçlü magazin dünyasının parmakla gösterilen çiftlerinden biri. Dizide eşiyle çatışan ve kavga eden güzel oyuncu, özel hayatında eşiyle yarış içinde olmadığını söyledi. Eşinin bir radyoda yöneticilik yaptığını belirten Cündübeyoğlu, 'Aramızda böyle bir şey söz konusu olamaz. Çünkü ikimiz de kıskanç değiliz. Aksine birbirimizin gelişimi için çabalayıp duruyoruz. Yeri geliyor, geç saatlerde eve gidiyoruz. Pek çok erkek belki bunu sorun edebilir, fakat Güçlü hiçbir zaman böyle bir duyguya kapılmadı' dedi.


İstanbul'da genç bir şairin ilk kitabı karşıladı beni: "Aşılı Kolum"... Şairin adı, Ebru Cündübeyoğlu. Evet, televizyon dizilerinden, tiyatro sahnesinden tanıdığınız Ebru Cündübeyoğlu şiirleriyle çıkıyor karşımıza. Victor Hugo der ki; "Ey şair, bana yağmurdan bahsetme, yağdır." Doğru söze ne denir? Öyleyse, işte Cündübeyoğlu'ndan dizeler: Uzun teneffüste Gri okul bahçesindeki Siyah beyaz koşuşturmanın Tam ortasındayım Ve sen aşılı kolumsun. Cündübeyoğlu'nun şiirleri duru bir dil taşıyor... Ve de samimi, sıcak, duyarlı bir yürekten taşıyor. Süslemeci, bulmaca kitaplarına öykünen bir şiiri yok Ebru'nun. Bu ilk şiir kitabında hem hüzünlendiriyor hem de tebessüm ettiriyor. Lirizm ve ironiyi buluşturduğu şiirlerinden biri de "Son Anda": Kaçan otobüse son anda Koşarak yetişmek gibi bir şey Sana aşık olmak, Nefes nefese... Durduğu için şoföre minnettar Büyük bir zafer kazanmışçasına mağrur Yolcularla göz göze gelince mahcup Ve tam zamanında binmekle Olamayacak kadar mesut. İlk kitabıyla Ebru Cündübeyoğlu şiir ipinde dengede durmayı başarıyor. Bundan sonra yapması gereken dengesini geliştirmek ve ileriye doğru adımlar atmaktır. Kimse telaşlanmasın, şiirde herkes kendi ipinin üstünde yürür. Sabah kahvaltısındaki yumurtalar gibi şairleri birbirine tokuşturmaya meraklı bir milletiz. Oysa önemli olan kırmak değil, kuluçkaya yatmaktır. Diyor ki Cündübeyoğlu: Hayat, kumdan kaleler yapmaksa deniz kenarında, dalga hesabı yapmamaktır yaşamak

Sunay akın


Ebru güldürecek

Nurdan Akıner

Ebru Cündübeyoğlu TV dizilerinde devrim yapma hazırlığında. Genç yıldız, ekranda, güzel, bakımlı kızlara seven, sevilen, aldatan, aldatılan gibi rolleri biçen ve şöhretli erkek oyuncuların yanında edilgen bir konum sunan dizi anlayışını değiştirmeyi hedefliyor.
Bir TRT klasiği olan "Bir Başka Gece" ile televizyonda sunuculuk macerasına başlayan 1993 Türkiye dördüncü güzeli Cündübeyoğlu, komedinin dev isimleriyle aynı dizide rol almaya hazırlanıyor. Kandemir Konduk'un senaryosunu yazdığı dizide Türk tiyatrosunun ünlü isimleri Zeki Alasya ve Müjdat Gezen'le kamera karşına geçecek olan Cündübeyoğlu bu kez komik kız olacak.
"Benim için bana komedi potansiyelin var demek ne kadar güzelsin demekle aynı değerde. Türkiye'de kişi bir kadınsa komik olduğu düşünülmüyor, hep farklı roller biçiliyor. Ben bunu değiştireceğim" diyen Cündübeyoğlu'nun rol alacağı dizinin yönetmeni ise Zeki Alasya.
Almanya'da 1974'te dünyaya gelen, Marmara depreminin yerle bir ettiği Adapazarı'na büyüyen Cündübeyoğlu şimdi kaybettiği arkadaşları ve okulu için üzülüyor. Adapazarı'nın ana caddesinde bulunan evleri oturulmaz hale gelen Cündübeyoğlu duygularını şöyle dile getirdi:
"Deprem günü ben de Adapazarı'nda olacaktım. Ama bir işim çıkınca gidemedim. Benim evdeki odamda eşyalarım havaya uçmuş. Evde bulunan babam canını zor kurtarmış. Bazı arkadaşlarımı kaybettim, bazılarından ise haber alamıyorum. Okullarım ise anılarımla birlikte yerle bir olmuş."

Cevapla