Yurdaer Okur

Burada yerli ve yabancı oyuncuları daha yakından tanıyabilir, onlar hakkında bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Yurdaer Okur

Mesaj gönderen summer »

Oynadığı Film: Gen

Yurdaer Okur ile Söyleşi

Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümü mezunu olan ve 10 yıldır tiyatroyla uğraşan Yurdaer Okur'la, başrolünde oynadığı ilk uzun metrajlı filmi "Gen" hakkında koyu bir sohbet yaptık. TV dizileri ve reklam filmlerinden sonra sinemaya adım atan Okur'un tiyatro aşkı ve gelecek planlarına dair herşeyi konuştuk.

Bazı yönetmenler oyuncu olmayanları tercih ediyorlar. Çok iyi sonuçlar alındığı oluyor. Fakat tiyatro için kesinlikle eğitim gerekli.
Filmin kadrosuna baktığımızda, genelde konservatuar mezunu genç oyuncular görüyoruz. Sizce, oyunculukta eğitim ne kadar önemli?
Filmin kadrosunda konservatuar mezunu oyuncular var. Ama genç oyuncular yok. En genci benim. Ben de 1974 doğumluyum. Bir 10 yıldır tiyatroyla uğraşıyorum profesyonel olarak. Eğitim çok önemli. Çok konzervatif düşünmüyorum bu konuda. Herkes, sinemada özellikle oyuncu olabilir. Yönetmene bağlı. Bazı yönetmenler oyuncu olmayanları tercih ediyorlar. Çok iyi sonuçlar alındığı oluyor. Fakat tiyatro için kesinlikle eğitim gerekli.

Oyunculuk eğitimi olmayanların sinema filmlerinde yer alması sizi rahatsız ediyor mu?
Hayır. Şimdi bizim gördüğümüz bilhassa meta işi sinema ya da Türkiye'de göz önünde gördüğümüz filmler. Sinemaya bakış, seyircinin çok fazla gitmesiyle ilgili. Daha yeni yeni Türk seyircisi, Türk filmlerine gitmeye başladı. O yüzden yapımcıların tanınmış insanları seçmeleri, popüler insanları seçmeleri gayet normal. Ama bağımsız filmlerde bunu görmüyoruz. Yeşim Ustaoğlu hiç tanınmış oyuncularla çalışmaz ama bir sürü ödülü vardır. Yurt dışında Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmiştir. Nuri Bilge Ceylan öyle. Fatih Akın öyle.

"Gen" filminden beklentileriniz neler?
Ben senaryoyu okuduktan sonraki hayal gücümle; film çekim esnasındaki, film bittikten sonraki durum arasında müthiş bir fark var. İyi anlamda. Beni şaşırttı. Benim beklentim, ben izlediğimde şaşırmak istiyorum.

İçinize sinen bir film oldu mu?
Evet. Ya şu sahneyi de şöyle oynamasaydım demedim. Çünkü zamanımız boldu. Çok rahat çalıştık, bekledik saatlerce hiç sıkılmadan. Çok sıcak bir setimiz vardı. Bu her şeye yansıyor tabi.

Daha önce "Sır Çocukları" filminde küçük bir rolünüz vardı. Onun dışında biz sizi hep tiyatro ve TV dizilerinden tanıyoruz. Sizin için hangisi önce gelir?
Tabi ki benim asıl mesleğim tiyatro. Bire bir sahnede bir şey yapmak benim için çok keyifli. Ben şu anda sizin karşınızda bir şeyler oynarsam, bu bana müthiş bir haz veriyor ama sinema bambaşka bir aşk. Bu benim ilk uzun metraj deneyimim. Daha önce de "Chemin d'O" diye bir filmde oynadım, Fransız filminde. Orada da hikaye tamamen benim üzerime kuruluydu. 37 dk. orta metraj bir filmdi. Festivallere katıldık, söyleşiler yaptık, başka bir ülkeye gittim falan. Onun hazzı bambaşka. Hani bir şey yapıyorsunuz, aradan bir bir buçuk yıl geçiyor. Festivale konuk olarak gidiyorsunuz. Filmi izleyip, insanlar filmle ilgili sorular soruyorlar. Filmi onlarla beraber izliyorsunuz. Bir de sinemadaki oyunculuk ancak kendini izleyerek gelişebiliyor. Ne kadar çok filmde oynarsanız, o kadar iyi oyuncu olursunuz diye düşünüyorum.


Ne kadar çok filmde oynarsanız, o kadar iyi oyuncu olursunuz diye düşünüyorum.
Bu filmde, genç bir yönetmenle çalıştınız. Sizce bunun avantajları neler?
Benim için çok büyük avantajdı. Çünkü kendimi çok yakın hissettim. Bir de genç olmasından ziyade, çektiği kısa filmleri izledim daha önceden. Çok sevdim yaptığı filmleri. Bir sinema dilinin olduğuna inandım ve güvendim ona. Çok rahattım. Herhangi bir endişem, en ufak bir endişem yoktu.

Çağan Irmak, sürekli tiyatrolara giderek filmleri için oyuncu aradığını söylemişti. Sizce de gizli kalmış çok yetenekler var mı tiyatroda?
Var. Çağan en nadir insanlardan biridir gerçekten. Ben Çağan'ı kaç yıldır tanıyorum. Oyunuma gelmişti. "Leenane'in Güzellik Kraliçesi"ne 5 kere geldi. Sonra "Benerci"ye 3 defa geldi. Sürekli oyun izleyen, asıl oyuncunun tiyatro oyuncusu olduğuna inanan.. Çok saygı duyuyorum böyle davrandığı için. Başka da göremedim ya da ben karşılaşmadım. Var mutlaka, bir sürü var. İstanbul'da, İstanbul dışında, Ankara'da, Anadolu'da bir sürü genç, çok yetenekli oyuncular var.

İleriye dönük projeleriniz neler?
Amatör olarak sinemayla ilgilenmek istiyorum öncelikle. Çekmek anlamında. Kısa filmler çekmek istiyorum. Bir takım projelerim var. Şu anda senaryo haline getirmeye çalıştığım bir öyküm var. Oyunculuk konusunda da tercih edilmek gerekiyor. Tercih edilirsem, bir takım senaryolar önüme gelirse onları okuyup değerlendirmek isterim.


LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!
LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!



Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

LİNKİ GÖREBİLMEK İÇİN LÜTFEN KAYIT OL VEYA GİRİŞ YAP!

Doğumu
29/10/1974 - Rize

Eğitimi
Hacettepe Ünv. Dev. Kons. Tiy. ve M.S.Ü.D.K. Yüksek Lisans


Filmleri - Oyuncu (7 Film)

Gen 2005
Üzgünüm Leyla 2002
Sır Çocukları 2002
Tatlı Hayat 2001
Evdeki Yabancı 2000
Dadı 2000
Ferhunde Hanımlar1993
Aşk Oyunu

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Korku filmlerinden korkmuyor ki
Yurdaer Okur: 'İnsanın içindeki korkuları gösteren filmlerden korkuyorum' diyor.
Togan Gökbakar'ın vizyondaki filmi 'Gen'in en iyilerinden Yurdaer Okur, Mayıs'taki İstanbul Tiyatro Festivali'nde Lorca'nın 'Beş Yıl Geçince'sinde oynayacak

Radikal2
16.04.2006

Resim

Nerde beyaz önlüğü ile hastaları tedavi eden psikiyatr Ragıp, nerde eskitilmiş kot pantolonu ve kazağıyla Yurdaer Okur. Aslında hata bizim. Gösterimdeki Togan Gökbakar'ın ilk filmi 'Gen'de oynayan Yurdaer Okur, rolünü o kadar iyi çıkarmış ki, nedense Okur'un Ragıp olarak görmeye şartlanmışız. O eskitilmiş kota ve kazağa da kanmayın, altında gerçekten ağırbaşlı, efendi ve aklı başında bir adam var.
Togan Gökbakar sizi nasıl 'keşfetti'?
Togan'ın ağabeyi Şahan'la Ankara'dan tanışıyoruz. Ben son sınıftım, o da konservatuar sınavına hazırlanıyordu, oyunlarıma geliyordu. Sonra bir gün beni aradılar, Şahan benim adımı yapımcılara vermiş. İşin içinde Şahan'ın ve kardeşinin olduğunu söylediler. Birkaç gün sonra Togan'la buluştuk, projeyi anlattı ve oldu.
Oynadığınız Ragıp bir psikiyatr. Rolü çıkarırken neye dikkat ettiniz?
Buna benzer bir rol oynamadığım için önceden, birtakım araştırmalar yaptım. Önce psikolojik hastalıklardan başladım. Paranoid şizofren, katatonik şizofren nasıldır, nasıl tepki verir, hangi ilaçları kullanır? Onları öğrendim. Hem babam sağlık memuruydu. O yüzden, doktorları, hemşireleri, hastaneleri küçüklüğümden bilirim.
Hep film çekimlerinde insanlar çok eğlendiklerini söylerler. Korku filmi de çekilirken oyuncular eğlenebiliyor mu?
Koşuyolu Kalp Hastanesi'nde çektik filmi, boşaltılmıştı hastane. Ameliyathane, yoğun bakım üniteleri, hasta odaları, yataklar duruyor, yalnızca doktor ve hastalar yok. O atmosfer çok etkili. İlk çekim günü, bir iki saat boyunca hastaneyi dolaştım, tek başıma. Her yerine girdim, morg, yoğun bakım vs. Böyle bir hastanede benim çok da zor olmadı doktor rolüne girmem. Eğlendik tabii. Beni arıyor mesela reji asistanı, ben kendimi saklıyorum. Kapı açılıyor filan... Asistan "Yurdaer Bey sizi arıyordum" diyor, ben de "Bulursan bana da haber ver, ben de arıyorum" diyorum filan. Hatta bunu filme de kattık.
Psikiyatri ya da psikolojiyle ilgili miydiniz?
Psikiyatr ya da psikoloğa gitmedim ama ilgilendim. Okulda Stanislavski metoduyla çalışıyorduk. Karakterin özgeçmişi çocukluğu, yaşadıkları vs. O yüzden ilgiliyim. Psikolojik altyapı gerektiren rollerde, kitaplar okumam gerekti, sormam gerekti. Psikoloji özellikle tiyatroyla kardeş. Başka birini canlandırmak için. Kendimle ilgili de merak ettiklerim var. Bilinçaltımda ne var, neler yapabilirim gibi. Oyunculuk önce kendini tanımakla başlıyor, buna da psikoloji yardım eder.
Korku filmlerini sever miydiniz, ya da korkar mısınız gerçekten?
Korkmam, açıkçası seyretmem de. Gerilim filmlerini severim. Son olarak mesela 'Others / Ötekiler' beni çok etkiledi. Bu filmleri seyrederken çözmeyi, puzzle'ın parçalarını oluşturmaya çalışmayı seviyorum. En son 12 yaşındaydım korku filmi izlediğimde, 'Makasçı'. İnsanın içindeki korkuları gösteren filmlerden korkuyorum ben. Aslında benim de böyle korkularım olduğunu ve bunu sakladığımı gösteren filmleri izlediğimde korkuyorum. Michael Haneke'nin 'Saklı'sı mesela.
Babanızın sağlık memuru olduğunu öğrendik ama biraz daha bir şeyler öğrenelim sizin hakkınızda.
74 Rize doğumluyum. Babamın göreviyle gitmişler. Annem evhanımı. İki kardeşim var. Çok yer dolaştık, Samsun çevresinde, sonra Bafra'da kaldık. Ailem hâlâ orada. Evin büyük çocuğu olduğum için hep sorumluluk oldu, o yüzden biraz ağırbaşlıyımdır. Başarılı bir öğrencilikten sonra!..
Ayağınızı mı kaldırıyorsunuz siz? Biraz manidar söylüyorsunuz da.
Yok gerçekten başarılıydım. Bafra Süper Lisesi'ni bitirdim. Sosyal bir çocuktum. Okul piyeslerinde oynadım ama hiçbir zaman tiyatrocu olacağım demedim. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği'ne girdim. Yanlış tercih nedeniyle.
Bitirdiniz mi?
Üç sene okudum. Zaten bu tiyatroyla tanışmam da öyle oldu. Başka bir şehre gidince kendimi kitaplara verdim, okuldan da soğudum. İşletme bana göre değilmiş, anladım. Şiire merak saldım. Gruplarla şiir okumaya başladım. Bu büyüdü, büyüdü, büyüdü. En sonunda bir şiir dinletisi hazırladık ve ben yönettim. Çok beğenildi, yerel radyolara çağrıldık filan. Sahne heyecanını ilk orada tattım. Ve dedim ki, "Ben aranızdan ayrılıyorum. Tiyatro okuyacağım". Kendi kendime çalışmaya başladım. Hacettepe'ye girdim ilk ve kazandım. 94'te.
Okul bittince ne yaptınız?
Mezuniyet oyunumuzu Genco Erkal izledi. "Benimle çalışmak ister misin?" dedi. "Sizi Allah mı gönderdi" dedim. 99'da 'Yalınayak Sokrates'te çalışmaya başladık. Ardından, İstanbul Devlet Tiyatrosu'na girdim, 'Leanne'nin Güzellik Kraliçesi, 'Ben Ruhi Bey Nasılım' ve 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü'de rol aldım. Bu arada omurilik felçlileri ve görme engellilerle çalıştım. Onlarla oyunlar yaptık. Beni en mutlu eden çalışmalardandır. Kadrolu olarak 2002 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'na gittim. Orada 'Hortlak', Özen Yula'nın 'Dünyanın Ortasında Bir Yer', 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'da oynadım. Çocuk oyunu yönettim. Diyarbakırlı gençlere drama dersleri verdim, onlarla Anton Çehov'un kısa oyunlarından bir kolaj yaptık. Dicle Üniversitesi Tiyatro Topluluğu ile 'Keşanlı Ali Destanı' çalıştık. Yani boş durmayı sevmiyorum.
Belli. Şimdi de boş durmuyorsunuzdur o zaman.
Mahir Günşiray'la Tiyatro Festivali'ne Lorca'nın 'Beş Yıl Geçince'sini hazırlıyoruz. 1-2 Haziran'da Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda.
Tiyatro dışında televizyon yaptınız mı?
Para kazanmak için reklam filmlerinde oynadım yalnızca. Şimdi ikinci aşkım sinema olmaya başladı. Çünkü, bundan önce Fransız yapımı Estelle Gérard'ın 'Chemin d'O/Güneşin Doğuşu' isimli filminde oynamıştım. Türkiye'de çekildi ama Türkiye'de gösterilmedi. 2004 yılında gösterildi, Fransa'da, Hollanda'da, Japonya'da festivallere katıldı. Ben aslında orada sinema oyunculuğunu keşfettim ve çok sevdim.

Kullanıcı avatarı
summer
KF Yönetim Yetkilisi
KF Yönetim Yetkilisi
Mesajlar: 2351
Kayıt: 07 Ağu 2006 [ 13:24 ]

Mesaj gönderen summer »

Resim
Resim
Resim
Resim

Cevapla