1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

yüce türkün nasıl bir salon erkeği olduğuna dair..

Gönderilme zamanı: 29 Haz 2007 [ 17:01 ]
gönderen MTUĞRUL
Bundan kaç yil önceydi bilmiyorum, bir aksam mustafa kemal pasa ile beraber gül cemal vapurunda verilen bir baloda bulunuyorduk. Ekselans’in bana karsi büyük bir ilgisi vardi.
Bir aralik dalmis, yere bakiyordum, birdenbire:

-madam, dedi; aska tutulmus bir kadin gibi ne düsünüyorsunuz öyle derin derin?
Ben o zaman,nereden hatirima esti bilmiyorum, anlasilan dilimin ucuna gelmis olacak ki, düsünmeden hemen cevabini verdim:
- pasam, dedim; basbakaninizin dudaklarindan eksik olmayan su neseli, sempatik gülüslerine hayranim. O kadar güzel erkek gülüsü ile gülüyor ki...
- basbakanimin gülüslerine hayran olmussunuz, benim de belki dansimdan hoslanirsiniz. Madam, müsaade ederseniz bu valsi beraber yapalim.
Kalktik ve dönmeye basladik. Ben o zaman gençtim, belki, birazda simartilmis bir kadindim. Nereden içime o heves dogdu bilmiyorum, basladim dansta pasa’yi ben idare etmeye... Bir kez bakti, ses çikarmadi. Bir daha bakti, yine ses çikarmadi. Nihayet üçüncüsünde birdenbire durdu. Hiddetli degil, fakat gözlerini ciddiyetle bana çevirdi:
- madam, dedi bir erkekle bir kadin yanyana durduklari zaman, yönetmeyi erkege birakmak en dogru davranistir.
Çocukluk iste. Ben büyük bir cesaretle söyle bir karsilik verdim:
- müsaade edin de pasam, ne olur, bir kez de ben sizi idare edeyim, dedim.
Kizmadi, aksine gülmege basladi:
- bir memleket idare edeni, bir kadin idare etmege kalkarsa o memleket batar, gelin biz yerimize oturalim sizinle.
Beni elimden tutup getirdi ve yanindaki koltuga oturttu.

(madam hanses)