Ata'mızın Kişiliği

ATAM izindeyiz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
düş
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 11 Kas 2006 [ 02:19 ]

Ata'mızın Kişiliği

Mesaj gönderen düş »

Ulu Önder Atatürk'ün hayatını, yaptıklarını ve başarılarını bir yazının veya bir kitapçığın satırları arasına sığdırmak mümkün değildir. Olsa olsa O’nu yakından tanıyabilmek için, yaşantısından bazı kesitler alarak O’nu ve kişiliğini küçük bazı pencereler açarak izlemek yolunu seçebiliriz. Bu bağlamda, Atatürk'ün kişiliğini yakalayabilmek için, anektodlar çok işimize yarayabilir. Ancak, Atatürk'ü bir tüm olarak ele alıp, O’nu bütün heybeti ve haşmeti ile daima göz önünde bulundurmadıkça, bütününü bırakın ayrıntıları bile zor yakalayabiliriz. Bakınız, O’nu yakından tanıyan ve hakkında ciltler dolusu kitap yazan bir edibimiz ne diyor!



"Herkes gibi Atatürk'ün insanlığı iştahlardan, hırslardan, heyecanlardan, gurur ve öfkelerden, zaaf ve kuvvetlerden, iç varlığın düzlerinden, iniş ve çıkışlarından yoğrulmuştur. Eseri bu insanlığın derinliklerinden gelme, kaynaklarından doğmadır. Atatürk'ü ayıklayarak değil, bir tabiat parçası gibi, toplu ve tam ele almalıdır."

Dolayısı ile, anektodlara geçmeden önce, O’nu bir bütün olarak ele almalıyız. Her şeyden önce, O engin bir Türk Milliyetçisi ve bir Türk Hümanisti idi. Sıksanız her damlasından buram buram Türklük akardı. İkinci en önemli belirgin özelliği tüm insanları ve tüm diğer milletleri de sevmesi ve sayması idi. Bu konuda şunları söylemiştir:

Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz.

Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz her halde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Askerliğe de, savaşlara da, hep mecbur olduğu için girmişti. Türk milliyetçiliğinden sonra derdi, günü hep evrensel barıştı. O’nun için kurtuluştan hemen sonra 'Yurtta sulh! Cihanda sulh!' O’nun ilk özdeyişlerinden biridir. İşte bu yönü ile, ebedi insan sevgisi ile dolu evrensel bir hümanistti. Ona hangi pencereden bakarsanız bakınız, O’nun sözlerinin ve yaptıklarının, daima biri Türk Milliyetçiliği, diğeri evrensel barış olmak üzere iki belirgin kalıtımsal özelliğin ışığı ve bu iki temel kişilik yapısının güdümü altında olduğunu görürsünüz.

Ulu Önder Atatürk'ün söz ve eylemlerinde Türk Milleti sevgisi bir yandan, insan sevgisi ve evrensel barış diğer yandan olmak üzere, daima bu iki engin sevgi yumağının etkisi vardır. İşte bu yoğun sevgi ve inanç yumağı, kısacık ömrü içinde, O’nu bir değil beş kere 'dahi' yapmıştır, O’na beş ayrı lider vasfı kazandırmıştır.

"Dahi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu vakit, herkes onlara delilik der.", 1926 (Mustafa Kemal Atatürk)

Mısır'da, M.Ö. 15OOO' lerde yaşadığı rivayet edilen ve Kuran’da kendinden iki yerde sitayişle bahsedilen Hz. İdris (Hermes) 'e de, Lâtince trimegistus, yani üç kere majestik denilirdi. Çünkü, Hermes hem bir devlet adamı, hem bir dini lider ve hem de bir bilim adamı olarak üç ayrı mümtaz vasfı birden üzerinde taşıyordu. İşte bu nedenle, Antik Mısır tarihinden esinlenerek , Atatürk'e de Lâtince quintimegistus yani beş kere majestik demek yanlış olmaz. Atatürk'ün beş kere majestik olduğu özelliklerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1. Atatürk askeri bir 'deha' idi.
2. Türkiye Cumhuriyeti O’nun 'Dehası’nın eseridir.
3. Barışçı, örnek ve 'dahiyane' bir devlet adamı idi.
4. Atatürk 'dahiyane' bir devrimci idi.
5. Atatürk kalıcı ve yaşayan bir dehadır.

Atatürk'ün belli başlı bu beş deha özelliği, sözlerinden ve başarılarından alınan bazı kesitler yardımı ile, aşağıda sırası ile açıklığa kavuşturulacaktır. Atatürk'ün Türk gençliğine çeşitli zamanlarda verdiği şu öğütler bile aslında O’nun eylem plânını ve başarıya ulaşmadaki sırlarını veciz bir şekilde özetler :

"Kalbinde ve vicdanında manevî ve kutsal değerlerden başka zevk taşımayan insanlar için, ne kadar yüksek olursa olsun, maddi makamların hiç bir kıymeti yoktur. Bir insan, hayatında büyük bir muvaffakiyet gösterebilir, fakat yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o muvaffakiyet de unutulmaya mahkûm olur. Onun için çalışmak ve daima muvaffakiyet aramak herkes için esas olmalıdır."

"Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür. "

"Verdiğiniz emrin yapılmasından emin olmak istiyorsanız, tâ en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız."

"Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Galip olmak, mağlup olmamak . Size, Türk gençliğine devir ve emanet ettiğimiz vicdani görev, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. Milletin yücelmesi uğrunda yapılacak işlerde, atılacak adımlarda katiyen tereddüt etmeyin. Milleti o yüce hedefe g*türmek için konulacak engellere hep birlikte mani olacağız. Bunun için dimağlarınıza, malûmatınıza, icap ederse bileklerinize, pazılarınıza, bacaklarınıza müracaat edecek, fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız."

"Her gün, sabah, akşam, gece, ne zaman sırasına getirebilirseniz bir çeyrek, yarım saat, ne kadar vakit ayırabilirseniz kendi içinize çekilin, o gün yaptığınız işi göz önünden ve düşüncelerinizin tartısından bir defa geçirin, ne ettiğinizi, ne işlediğinizi her gün bir defa kendi kendinize yoklayın. Şuurunuzdan alacağınız cevapların ne kadar faydalı olacağını tasavvur edemezsiniz. "

"Büyüklük odur ki, kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için hakikî mefkure ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemetli olacaksın. Önünde namütenahi manialar yığılacaktır. Kendini büyük değil küçük, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine kani olarak bu maniaları aşacaksın, ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere güleceksin."



Kullanıcı avatarı
serooo
Ayrıcalıklı Üye
Ayrıcalıklı Üye
Mesajlar: 452
Kayıt: 18 Oca 2006 [ 22:20 ]

Mesaj gönderen serooo »

:arrow: "Büyüklük odur ki, kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için hakikî mefkure ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemetli olacaksın. Önünde namütenahi manialar yığılacaktır. Kendini büyük değil küçük, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine kani olarak bu maniaları aşacaksın, ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere güleceksin." =D>

Cevapla