şiire ve şaire dair...
- $EI-IZAI)E
- Ayrıcalıklı Üye
- Mesajlar: 790
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 10:05 ]
şiire ve şaire dair...
Bilmem ki nasıl anlatsam
Nasıl sana derdimi
Bir dert ki yürekler acısı
Bir dert ki düşman başına
Gönül yarası desem değil
Ekmek parası desem değil
Bir dertki dayanılır şey değil
O. Veli KANIK
Nasıl sana derdimi
Bir dert ki yürekler acısı
Bir dert ki düşman başına
Gönül yarası desem değil
Ekmek parası desem değil
Bir dertki dayanılır şey değil
O. Veli KANIK
- $EI-IZAI)E
- Ayrıcalıklı Üye
- Mesajlar: 790
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 10:05 ]
- $EI-IZAI)E
- Ayrıcalıklı Üye
- Mesajlar: 790
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 10:05 ]
- $EI-IZAI)E
- Ayrıcalıklı Üye
- Mesajlar: 790
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 10:05 ]
Hadi gidiyorsun
Yürekten kan gidiyor, sen gidiyorsun
Herşey gidiyor
Gökte bulut, dağda kar, düzde kervan gidiyor
Solgun bir gül oluyor insan
Bir demet kar çiçeği ölüyor, sen gidiyorsun
Ne ucuz yaşıyorsun, ne kolay
Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun
Bakma öyle
Ben kanıyorum sen üşüyorsun
Kolay değil bir yalan bu
Yaralayan koca bir yalan
Yalan işte
Sevdiğim yalan
Şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu
Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi
Yumuşacık sıcak bir yalan
Islak gözlerimle geçiyorum
Yaralı bir ceylanın kalbinden
Ceplerimde kül var
Bir yangından arta kalan
Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor
Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman
Herşey bir yalan gibi yandığı zaman
Yalnız olduğunu anlıyor insan
Anladım ve geçtim
Yaralı bir ceylanın kalbinden
Aynamı kırdım, fotoğraflarımı yaktım
Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı
Nasıl da umarsız
Su gördüm düşümde
Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu
Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu
Sonra sabah oluyor
Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu
Hayır, diyordu bir dağ köylüsü
Hiç bir şey için geç değil
Ve geç değil
Birşey için hiçbirşey
Birşey vardı öyleyse, birşey
Beni çeken
Güneşin dağdasından uzağa
Kocaman çayırlara çeken birşey
Gümrah ırmaklara
Sonra sıcağa sonra acıya
Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan
birşey
Tutsana beni bırakmasana
Olsun, yaralasana
Olsun, ağrısa da
Yalan da olsa kalsana
Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım
Sen olmasan da ben varım
Yağmur yağar, saçlarım filizlenir
Bir yıldız düşer omuzlarıma
Islık çalar, ıslanır, şarkılarımı söyler geçerim kapımdan
Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan
Tanırlar beni
En iyi yalanlarını alırım onların
Adresler sorarım kimseler oturmaz orada
Ve kimseler olamaz ben sordukça
Dağ köylüsü
Şimdi gidersen
Şimdi git
Kalırsan şimdi
Yürekten kan gidiyor, sen gidiyorsun
Herşey gidiyor
Gökte bulut, dağda kar, düzde kervan gidiyor
Solgun bir gül oluyor insan
Bir demet kar çiçeği ölüyor, sen gidiyorsun
Ne ucuz yaşıyorsun, ne kolay
Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun
Bakma öyle
Ben kanıyorum sen üşüyorsun
Kolay değil bir yalan bu
Yaralayan koca bir yalan
Yalan işte
Sevdiğim yalan
Şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu
Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi
Yumuşacık sıcak bir yalan
Islak gözlerimle geçiyorum
Yaralı bir ceylanın kalbinden
Ceplerimde kül var
Bir yangından arta kalan
Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor
Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman
Herşey bir yalan gibi yandığı zaman
Yalnız olduğunu anlıyor insan
Anladım ve geçtim
Yaralı bir ceylanın kalbinden
Aynamı kırdım, fotoğraflarımı yaktım
Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı
Nasıl da umarsız
Su gördüm düşümde
Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu
Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu
Sonra sabah oluyor
Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu
Hayır, diyordu bir dağ köylüsü
Hiç bir şey için geç değil
Ve geç değil
Birşey için hiçbirşey
Birşey vardı öyleyse, birşey
Beni çeken
Güneşin dağdasından uzağa
Kocaman çayırlara çeken birşey
Gümrah ırmaklara
Sonra sıcağa sonra acıya
Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan
birşey
Tutsana beni bırakmasana
Olsun, yaralasana
Olsun, ağrısa da
Yalan da olsa kalsana
Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım
Sen olmasan da ben varım
Yağmur yağar, saçlarım filizlenir
Bir yıldız düşer omuzlarıma
Islık çalar, ıslanır, şarkılarımı söyler geçerim kapımdan
Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan
Tanırlar beni
En iyi yalanlarını alırım onların
Adresler sorarım kimseler oturmaz orada
Ve kimseler olamaz ben sordukça
Dağ köylüsü
Şimdi gidersen
Şimdi git
Kalırsan şimdi
- $EI-IZAI)E
- Ayrıcalıklı Üye
- Mesajlar: 790
- Kayıt: 22 Kas 2005 [ 10:05 ]
böle bir sayfa açıldığı için çok mutluyum saol misafir arkadaşım ben de sevdiim bi şiiri paylaşmak istiyorum sizinle...
BİLARDO TOPLARI
Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka
görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta
"Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?"
Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren
gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.
Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye
benzeyen derin bir korkuyla.
"Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar
gibi,"Neye?"
"Bilardo toplarına."
"Neden?" dedim.
"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da
ondan..."
Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi
birbirimizden uzaklaştırmaya.
Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.
Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi
şimdi
hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın
ilk
günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka
evlerin
duvarlarına başka takvimler aştım
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor
kulaklarımda
ardından bilardo topları
dağılıyor dört bir yana
Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha
bir daha
bir daha
MURATHAN MUNGAN
BİLARDO TOPLARI
Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka
görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta
"Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?"
Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren
gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.
Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye
benzeyen derin bir korkuyla.
"Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar
gibi,"Neye?"
"Bilardo toplarına."
"Neden?" dedim.
"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da
ondan..."
Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi
birbirimizden uzaklaştırmaya.
Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.
Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi
şimdi
hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın
ilk
günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka
evlerin
duvarlarına başka takvimler aştım
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor
kulaklarımda
ardından bilardo topları
dağılıyor dört bir yana
Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha
bir daha
bir daha
MURATHAN MUNGAN
En son cerenimo tarafından 26 Ara 2005 [ 18:48 ] tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
the_KING haklısın zaten yakında tüm bölümlere üye olmadan mesaj yazılmayacak...
Yeni bir forum olduğumuz için şimdilik bu böyle.
Yeni bir forum olduğumuz için şimdilik bu böyle.
! | REKLAMLARA YAPILAN TIKLAMA BİZİM TEK GELİR KAPIMIZDIR. LÜTFEN ADBLOCK TARZI EKLENTİLERLE REKLAMLARI ENGELLEMEYELİM. BİZE EN GÜZEL TEŞEKKÜRÜ BU ŞEKİLDE YAPABİLİRSİNİZ. TEŞEKKÜRLER... |
Sanmıyorum seni tanıdığımı
Ulaşılmaz bir yerlerdesin
Zannetmem muavfak olacağımızı
Anlaşılmaz hallerdesin
Ne de olsa karadenizlisin
Arkadaşımsın geçde olsa tanıdım
Yokluğundan değil varlığından yakındım
Aramızda ki engellerden sakındım
Zerre kadar seni kırdıysam
Affedersin beni canım ARKADAŞIM
İSATEŞ
Ulaşılmaz bir yerlerdesin
Zannetmem muavfak olacağımızı
Anlaşılmaz hallerdesin
Ne de olsa karadenizlisin
Arkadaşımsın geçde olsa tanıdım
Yokluğundan değil varlığından yakındım
Aramızda ki engellerden sakındım
Zerre kadar seni kırdıysam
Affedersin beni canım ARKADAŞIM
İSATEŞ