Ebu Bekr Es-Sıddîk'in Menkıbeleri
- dikenüstünde
- Süper Yetkili
- Mesajlar: 2285
- Kayıt: 14 Eyl 2007 [ 07:06 ]
Ebu Bekr Es-Sıddîk'in Menkıbeleri
Cem'u'l-Fevâid - Rûdânî'den:
EBU BEKR ES-SIDDÎK'İN MENKIBELERİ
8603- Urve radiyallahu anh'dan:
"Ebû Bekr'in ismi: Abdullah bin Osman bin Âmir bin Amr bin Kâ'b bin Sa'd bin Teym bin Murre'dir.
Annesi: Ümmü'1-Hayr Selmâ bint Sahr bin Âmir bin Amr bin Kâ'b'dır."
[Taberânî daha uzun bir metinle rivayet etti.]
8604- Aişe radiyallahu anhâ'dan:
"Ebû Beki', ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girdi. ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi: 'Müjde! Sen ALLAH'ın cehennemden azat ettiği kişisin.' İşte o günden beri ona Atîk (azatlı) adı verilmiştir." [Tirmizî.l
8605- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bize kim iyilik yapmışsa mutlaka karşılığını ona vermişizdir, Ebû Bekr hariç. Onun bize çok iyiliği dokunmuştur. Onun mükâfatını kıyamet gününde mutlaka ALLAH verecektir. Ebû Bekr'in malının hana verdiği fayda kadar hiç kimsenin malı fayda vermemiştir. Eğer insanlar arasında kendime bir dost edinseydim, mutlaka Ebû Bekr'i dost edinirdim. Zira sizin arkadaşınız ALLAH'ın dostudur." İkisi de Tirmizî'ye ait. Rezîn'de şu ilave yer almıştır: "Kime İslâm'ı arz ettimse, mutlaka içinde bir zorluk baş göstermiştir, Ebû Bekr hariç, o tereddütsüz kabul etti."
8606- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Cibril bana geldi, elimden tutup ümmetimin gireceği cennetin kapısını bana gösterdi." Ebû Bekr dedi ki: "Ey ALLAH'ın Resulü! Onu görmem İçin seninle beraber olmak isterdim." Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ey Ebû Bekr! Ümmetimden cennete girecek ilk insan hiç şüphe yok ki sensin." (Ebû Davud]
8607- Ebu Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim ALLAH yolunda çift harcama yaparsa, Cennet kapılarından ona şöyle seslenilir: 'Ey ALLAH'ın kulu! Bu, bir hayırdır' Namaz ehlinden olan namaz kapısından çağırılır. Ci-had ehlinden olan, cihad kapısından çağırılır. (Zekât) Sadaka ehlinden olan sadaka kapısından çağırılır. Oruç ehlinden olan Reyyân kapısından çağırılır." Bunun üzerine Ebû Bekr dedi ki:
"Ey ALLAH'ın Resulü! Birinin (sadece) o kapıların birinden çağırılması ille gerekli midir, (yani) o kapıların tümünden çağıralamaz mı?" Şöyle buyurdu:
"Evet, senin onlardan olmanı umarım, ey
Ebû Bekr!" [Ebû Dâvud hariç, allı hadis imamı.1
8608- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İçinizden bugün kim oruçludur?" Ebû Bekr:
"Ben!" dedi.
"Bugün kim cenazeye iştirak etmiştir?" Yine Ebû Bekr:
"Ben" dedi.
"Bugün bir yoksulu kim doyurmuştur?" Ebû Bekr:
"Ben"dedi.
"Bugün içinizden bir hastayı ziyaret eden var mıdır?" Ebû Bekr:
"Ben" dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kimde bu hasletler bir araya gelirse, o mutlaka cennete girer." iMüsiiml
8609- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem minberde oturup şöyle buyurdu:
"Bir kul vardır ki, ALLAH onu dünya hayatının güzelliğiyle kendi indinde olan arasında serbest bıraktı da O'nun indinde olanı tercih etti." Bu söz üzerine Ebû Bekr şöyle dedi: "Babalarımız annelerimiz sana feda olsun, ey ALLAH'ın Resulü!" Hayret ettik ve insanlar: "Şu yaşlı adama (Ebû Bekr) bakın! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: 'ALLAH bir kulu dünya hayatının güzelliğiyle kendi indinde olan arasında muhayyer kıldı da o, kendi indindekini tercih etti' diye haber veriyor, o ise babalanınız annelerimiz sana feda olsun ey ALLAH'ın Resulü mukabelesinde bulunuyor dediler"
Şüphesiz muhayyer kılman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in kendisi idi. Ebû Bekr bunu bizden daha iyi (önce) bilmiş ve anlamıştı. Onun hakkında ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gerek sohbetinde ve gerekse malında insanlar içinde kendisine en çok minnet duyduğum kişi Ebû Bekr'dir. Eğer ben kendime bir dost edinseydim, mutlaka Ebû Bekr'i dost edinirdim. Ne var ki İslâm kardeşliği vardır.
Mescidde (açılan kapılar içinde) Ebû Bekr'in kapısından başka hiçbir kapı açık kalmasın." IBuhârî. Müslim ve aynı lafızla Tirmizî.l
8610- Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
bize sadaka vermemizi emretti. O anda malım vardı. Geçersem Ebû Bekr'i, ancak bugün geçerim dedim. Malımın yarısını alıp getirdim; şöyle buyurdu:
'Ailen için geride ne bıraktın?'
'Diğer yarısını bıraktım' dedim. Sonra Ebû Bekr malının tümünü getirdi. Ona dedi ki:
'Ey Ebû Bekr! Çoluk çocuğuna ne bıraktın?'
'Onlara ALLAH ve Resulünü bıraktım' demez mi, hayret ettim ve dedim ki (içimden): 'Hiçbir şeyde onu ben asla geçemem...'"
|Ebû Dâvud ve Tirmizî.|
8611- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında oturuyordum, baktım ki Ebû Bekr elbisesinin eteklerini dizi görünecek derecede kaldırmış geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: 'Bu arkadaşınız biriyle çekişmiş olmalı galiba.' Selâm verdi ve şöyle dedi:
'Ömer'le aramda bir şey geçti, üzerine yürüdüm, sonra pişman oldum.
Kendisinden af diledim, ancak kabul etmedi. Onun için sana koşup geldim."
Bunun üzerine tam üç kere: 'Ey Ebû Bekr ALLAH seni bağışlasın!' dedi.
Sonra Ömer pişman olup (Özür dilemek için) Ebû Bekr'in evine geldi. Dedi ki: 'Ebû Beki' evde midir?' 'Hayır' dediler. Bunun üzerine hemen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzü öfkeden pek iyi görünmüyordu. Bu hal Ebû Bekr'i korkuttu, hemen diz çöküp şöyle dedi: 'Ey ALLAH'ın Resulü! Ben kalbimden iki kere vuruldum.' Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (iki kere) şöyle buyurdu:
'ALLAH beni size peygamber olarak gönderdi de başlangıçta bana: 'Sen yalancısın' dediniz. Lâkin Ebû Bekr 'O doğru söylemiştir' dedi ve gerek canı, gerekse malı İle bana son derece yardımcı oldu. Benim bu arkadaşımı rahat bırakacak mısınız?'
İşte ALLAH Resulünün sallallahu aleyhi ve sellem bu sözünden sonra, ona artık hiç eziyet edilmedi." [Buhârî.]
8612- Aişe radiyallahu anhâ'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"içlerinde Ebû Bekr'in bulunduğu bir kavme, ondan başkasının imamlık yapması yakışık almaz." |Tirmizi]
8613- Abdullah bin Zem'a radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hastalığı ağırlaştığında Bilâl onu namaza çağırdı. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: 'Söyleyin Ebû Bekr'e cemaate namaz kıldırsın.'
Çıktım baktım ki Ömer cemaat içinde oturuyor, Ebû Bekr orada yok. Dedim ki:
'Ey Ömer, kalk cemaate namazı kıldır!' Hemen öne geçip tekbir aldı.
ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ömer'in sesini duydu. -Ömer gür sesli idî—. Sordu:
'Ebû Bekr nerdedir? ALLAH ve müslüman-lar buna razı olmazlar. ALLAH ve müslümanlar buna razı olmazlar' buyurdu ve Ebû Bekr'e haber gönderdi. Ebû Bekr Ömer cemaate namaz kıldırdıktan sonra geldi ve cemaate namaz kıldırdı."
8614- Diğer rivayet:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ömer'in sesini duyunca, dışarıya çıktı hatta başını hücresinden çıkartıp: 'Hayır. Hayır. Hayır. Cemaate namazı Ebû Kuhâfe'nin oğlu (Ebû Bekr) kıldırsın!' dedi. Bunu Öfke ile söylüyordu." [Ebû Dâvud]
8615- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiği zaman Ensâr dediler ki:
'Bizden bir emîr, sizden de bir emîr olsun.' Hemen Ömer onlara gelip şöyle dedi:
'Peygamber sallallahu aleyhi ve seliem'in Ebû Bekr'e cemaate namaz kıldırmasını emrettiğini siz bilmiyor musunuz? Ebû Bekr'in önüne geçmeyi hanginiz içine sindirebilir?' Bunun üzerine şöyle dediler: 'Ebû Bekr'in önüne geçmekten ALLAH'a sığınırız' [Nesâî.l
8616- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hastalandığında şöyle buyurdu: 'Söyleyin Ebû Bekr'e de cemaate namaz kıldırsın.' Dedim ki: 'Ebû Bekr senin makamında durduğu zaman ağlamaktan sesini insanlara duyuramaz. İyisi mi Ömer'e emret de cemaate namazı o kıldırsın. Hemen Hafsa bu teklifi kabul etti. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
'Şüphesiz sizler, Yusuf Peygamber' in karşılaştığı kadınlarsınız. Söyleyin Ebû Bekr'e de cemaate namaz kıldırsın.' Bunun üzerine Hafsa Âişe'ye: 'Senden bir iyilik görecek değildim' dedi."
8617- Diğer rivayet:
Dedi ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bu hususta başvurdum. Başvuruşu-mun sebebi, ondan sonra yerini alacak kimseyi halkın sevmiyeceği endişesi idî. Çünkü ondan sonra, yerini alacak kimseye halk itibar etmeyip hakkında kötü düşünüp ona göre davranır düşüncesi bende hakim idi. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve seliem'in Ebû Bekr'den vazgeçmesini istiyordum."
|Ebû Dâvud hariç, altı hadis imamı.|
8618- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Ebû Bekr'in annesi, Osman'ın annesi, Talha'nm annesi, Zübeyr'in annesi, Abdur-rahman bin Avf * in annesi ve Ammâr bin Yâ-sir'in annesi müslüman oldular.
Ona (Ebû Bekr'e) yüzü güzel olduğu için Atîk bin Osman adı verildi."
[Taberânî, Mu''cemtt''I'-Kebîr'de zayıf bir senedle.]
8619- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Semaya çıkarıldığım zaman hangi semaya uğradımsa mutlaka orada ismimi 'Mu-hammedün Resûlullah' olarak buldum. Ebû Bekr es-Sıddîk'ı da arkamda gördüm."
[Ebû Ya'lâ ve Taberânî Mu'cemu'l-Evsat'ta. zayıf senedle.]
8620- Mûsâ bin Ukbe radiyallahu anh'dan: "(Bütün) Çocukları ile birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i idrak eden sadece şu dört kişiyi buluyoruz: Ebû Kuhâfe, (onun oğlu) Ebû Beki', (onun oğlu) Abdurrah-man, (onun oğlu) Ebû Atîk bin Abdirrahman (ki ismi Muhammed'dir)."
|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebfir'âe hafî bir senedle]
8621- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Ebû Bekr, Salı gecesi öldü ve gece defnedildi." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de]
8622- el-Heysem bin İmrân radiyallahu anh'dan:
Dedemin şöyle dediğini duydum: "Ebû Beki" öldüğünde; akciğerinden rahatsız (veremli) idi. Tam ikibuçuk sene halifelik yaptı."
[Taberânî. Mu'cemu'l-Kebir'de.]
EBU BEKR ES-SIDDÎK'İN MENKIBELERİ
8603- Urve radiyallahu anh'dan:
"Ebû Bekr'in ismi: Abdullah bin Osman bin Âmir bin Amr bin Kâ'b bin Sa'd bin Teym bin Murre'dir.
Annesi: Ümmü'1-Hayr Selmâ bint Sahr bin Âmir bin Amr bin Kâ'b'dır."
[Taberânî daha uzun bir metinle rivayet etti.]
8604- Aişe radiyallahu anhâ'dan:
"Ebû Beki', ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girdi. ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi: 'Müjde! Sen ALLAH'ın cehennemden azat ettiği kişisin.' İşte o günden beri ona Atîk (azatlı) adı verilmiştir." [Tirmizî.l
8605- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bize kim iyilik yapmışsa mutlaka karşılığını ona vermişizdir, Ebû Bekr hariç. Onun bize çok iyiliği dokunmuştur. Onun mükâfatını kıyamet gününde mutlaka ALLAH verecektir. Ebû Bekr'in malının hana verdiği fayda kadar hiç kimsenin malı fayda vermemiştir. Eğer insanlar arasında kendime bir dost edinseydim, mutlaka Ebû Bekr'i dost edinirdim. Zira sizin arkadaşınız ALLAH'ın dostudur." İkisi de Tirmizî'ye ait. Rezîn'de şu ilave yer almıştır: "Kime İslâm'ı arz ettimse, mutlaka içinde bir zorluk baş göstermiştir, Ebû Bekr hariç, o tereddütsüz kabul etti."
8606- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Cibril bana geldi, elimden tutup ümmetimin gireceği cennetin kapısını bana gösterdi." Ebû Bekr dedi ki: "Ey ALLAH'ın Resulü! Onu görmem İçin seninle beraber olmak isterdim." Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ey Ebû Bekr! Ümmetimden cennete girecek ilk insan hiç şüphe yok ki sensin." (Ebû Davud]
8607- Ebu Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim ALLAH yolunda çift harcama yaparsa, Cennet kapılarından ona şöyle seslenilir: 'Ey ALLAH'ın kulu! Bu, bir hayırdır' Namaz ehlinden olan namaz kapısından çağırılır. Ci-had ehlinden olan, cihad kapısından çağırılır. (Zekât) Sadaka ehlinden olan sadaka kapısından çağırılır. Oruç ehlinden olan Reyyân kapısından çağırılır." Bunun üzerine Ebû Bekr dedi ki:
"Ey ALLAH'ın Resulü! Birinin (sadece) o kapıların birinden çağırılması ille gerekli midir, (yani) o kapıların tümünden çağıralamaz mı?" Şöyle buyurdu:
"Evet, senin onlardan olmanı umarım, ey
Ebû Bekr!" [Ebû Dâvud hariç, allı hadis imamı.1
8608- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İçinizden bugün kim oruçludur?" Ebû Bekr:
"Ben!" dedi.
"Bugün kim cenazeye iştirak etmiştir?" Yine Ebû Bekr:
"Ben" dedi.
"Bugün bir yoksulu kim doyurmuştur?" Ebû Bekr:
"Ben"dedi.
"Bugün içinizden bir hastayı ziyaret eden var mıdır?" Ebû Bekr:
"Ben" dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kimde bu hasletler bir araya gelirse, o mutlaka cennete girer." iMüsiiml
8609- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem minberde oturup şöyle buyurdu:
"Bir kul vardır ki, ALLAH onu dünya hayatının güzelliğiyle kendi indinde olan arasında serbest bıraktı da O'nun indinde olanı tercih etti." Bu söz üzerine Ebû Bekr şöyle dedi: "Babalarımız annelerimiz sana feda olsun, ey ALLAH'ın Resulü!" Hayret ettik ve insanlar: "Şu yaşlı adama (Ebû Bekr) bakın! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: 'ALLAH bir kulu dünya hayatının güzelliğiyle kendi indinde olan arasında muhayyer kıldı da o, kendi indindekini tercih etti' diye haber veriyor, o ise babalanınız annelerimiz sana feda olsun ey ALLAH'ın Resulü mukabelesinde bulunuyor dediler"
Şüphesiz muhayyer kılman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in kendisi idi. Ebû Bekr bunu bizden daha iyi (önce) bilmiş ve anlamıştı. Onun hakkında ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gerek sohbetinde ve gerekse malında insanlar içinde kendisine en çok minnet duyduğum kişi Ebû Bekr'dir. Eğer ben kendime bir dost edinseydim, mutlaka Ebû Bekr'i dost edinirdim. Ne var ki İslâm kardeşliği vardır.
Mescidde (açılan kapılar içinde) Ebû Bekr'in kapısından başka hiçbir kapı açık kalmasın." IBuhârî. Müslim ve aynı lafızla Tirmizî.l
8610- Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
bize sadaka vermemizi emretti. O anda malım vardı. Geçersem Ebû Bekr'i, ancak bugün geçerim dedim. Malımın yarısını alıp getirdim; şöyle buyurdu:
'Ailen için geride ne bıraktın?'
'Diğer yarısını bıraktım' dedim. Sonra Ebû Bekr malının tümünü getirdi. Ona dedi ki:
'Ey Ebû Bekr! Çoluk çocuğuna ne bıraktın?'
'Onlara ALLAH ve Resulünü bıraktım' demez mi, hayret ettim ve dedim ki (içimden): 'Hiçbir şeyde onu ben asla geçemem...'"
|Ebû Dâvud ve Tirmizî.|
8611- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında oturuyordum, baktım ki Ebû Bekr elbisesinin eteklerini dizi görünecek derecede kaldırmış geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: 'Bu arkadaşınız biriyle çekişmiş olmalı galiba.' Selâm verdi ve şöyle dedi:
'Ömer'le aramda bir şey geçti, üzerine yürüdüm, sonra pişman oldum.
Kendisinden af diledim, ancak kabul etmedi. Onun için sana koşup geldim."
Bunun üzerine tam üç kere: 'Ey Ebû Bekr ALLAH seni bağışlasın!' dedi.
Sonra Ömer pişman olup (Özür dilemek için) Ebû Bekr'in evine geldi. Dedi ki: 'Ebû Beki' evde midir?' 'Hayır' dediler. Bunun üzerine hemen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzü öfkeden pek iyi görünmüyordu. Bu hal Ebû Bekr'i korkuttu, hemen diz çöküp şöyle dedi: 'Ey ALLAH'ın Resulü! Ben kalbimden iki kere vuruldum.' Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (iki kere) şöyle buyurdu:
'ALLAH beni size peygamber olarak gönderdi de başlangıçta bana: 'Sen yalancısın' dediniz. Lâkin Ebû Bekr 'O doğru söylemiştir' dedi ve gerek canı, gerekse malı İle bana son derece yardımcı oldu. Benim bu arkadaşımı rahat bırakacak mısınız?'
İşte ALLAH Resulünün sallallahu aleyhi ve sellem bu sözünden sonra, ona artık hiç eziyet edilmedi." [Buhârî.]
8612- Aişe radiyallahu anhâ'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"içlerinde Ebû Bekr'in bulunduğu bir kavme, ondan başkasının imamlık yapması yakışık almaz." |Tirmizi]
8613- Abdullah bin Zem'a radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hastalığı ağırlaştığında Bilâl onu namaza çağırdı. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: 'Söyleyin Ebû Bekr'e cemaate namaz kıldırsın.'
Çıktım baktım ki Ömer cemaat içinde oturuyor, Ebû Bekr orada yok. Dedim ki:
'Ey Ömer, kalk cemaate namazı kıldır!' Hemen öne geçip tekbir aldı.
ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ömer'in sesini duydu. -Ömer gür sesli idî—. Sordu:
'Ebû Bekr nerdedir? ALLAH ve müslüman-lar buna razı olmazlar. ALLAH ve müslümanlar buna razı olmazlar' buyurdu ve Ebû Bekr'e haber gönderdi. Ebû Bekr Ömer cemaate namaz kıldırdıktan sonra geldi ve cemaate namaz kıldırdı."
8614- Diğer rivayet:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ömer'in sesini duyunca, dışarıya çıktı hatta başını hücresinden çıkartıp: 'Hayır. Hayır. Hayır. Cemaate namazı Ebû Kuhâfe'nin oğlu (Ebû Bekr) kıldırsın!' dedi. Bunu Öfke ile söylüyordu." [Ebû Dâvud]
8615- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiği zaman Ensâr dediler ki:
'Bizden bir emîr, sizden de bir emîr olsun.' Hemen Ömer onlara gelip şöyle dedi:
'Peygamber sallallahu aleyhi ve seliem'in Ebû Bekr'e cemaate namaz kıldırmasını emrettiğini siz bilmiyor musunuz? Ebû Bekr'in önüne geçmeyi hanginiz içine sindirebilir?' Bunun üzerine şöyle dediler: 'Ebû Bekr'in önüne geçmekten ALLAH'a sığınırız' [Nesâî.l
8616- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hastalandığında şöyle buyurdu: 'Söyleyin Ebû Bekr'e de cemaate namaz kıldırsın.' Dedim ki: 'Ebû Bekr senin makamında durduğu zaman ağlamaktan sesini insanlara duyuramaz. İyisi mi Ömer'e emret de cemaate namazı o kıldırsın. Hemen Hafsa bu teklifi kabul etti. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
'Şüphesiz sizler, Yusuf Peygamber' in karşılaştığı kadınlarsınız. Söyleyin Ebû Bekr'e de cemaate namaz kıldırsın.' Bunun üzerine Hafsa Âişe'ye: 'Senden bir iyilik görecek değildim' dedi."
8617- Diğer rivayet:
Dedi ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bu hususta başvurdum. Başvuruşu-mun sebebi, ondan sonra yerini alacak kimseyi halkın sevmiyeceği endişesi idî. Çünkü ondan sonra, yerini alacak kimseye halk itibar etmeyip hakkında kötü düşünüp ona göre davranır düşüncesi bende hakim idi. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve seliem'in Ebû Bekr'den vazgeçmesini istiyordum."
|Ebû Dâvud hariç, altı hadis imamı.|
8618- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Ebû Bekr'in annesi, Osman'ın annesi, Talha'nm annesi, Zübeyr'in annesi, Abdur-rahman bin Avf * in annesi ve Ammâr bin Yâ-sir'in annesi müslüman oldular.
Ona (Ebû Bekr'e) yüzü güzel olduğu için Atîk bin Osman adı verildi."
[Taberânî, Mu''cemtt''I'-Kebîr'de zayıf bir senedle.]
8619- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Semaya çıkarıldığım zaman hangi semaya uğradımsa mutlaka orada ismimi 'Mu-hammedün Resûlullah' olarak buldum. Ebû Bekr es-Sıddîk'ı da arkamda gördüm."
[Ebû Ya'lâ ve Taberânî Mu'cemu'l-Evsat'ta. zayıf senedle.]
8620- Mûsâ bin Ukbe radiyallahu anh'dan: "(Bütün) Çocukları ile birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i idrak eden sadece şu dört kişiyi buluyoruz: Ebû Kuhâfe, (onun oğlu) Ebû Beki', (onun oğlu) Abdurrah-man, (onun oğlu) Ebû Atîk bin Abdirrahman (ki ismi Muhammed'dir)."
|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebfir'âe hafî bir senedle]
8621- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Ebû Bekr, Salı gecesi öldü ve gece defnedildi." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de]
8622- el-Heysem bin İmrân radiyallahu anh'dan:
Dedemin şöyle dediğini duydum: "Ebû Beki" öldüğünde; akciğerinden rahatsız (veremli) idi. Tam ikibuçuk sene halifelik yaptı."
[Taberânî. Mu'cemu'l-Kebir'de.]