Penguenlerin dayanılmaz cazibesi
Ömür GEDİK
Ne köpekler, ne kediler, ne yunuslar ne de atlar. Son yıllarda beyazperdede en çok iş yapan, salonlara en fazla izleyici çeken hayvanlar penguenler oldu. Geçtiğimiz yıllarda vizyona giren penguen filmlerinin ardından şimdi de bu güzel hayvanların dans ettiği, şarkı söylediği animasyon Neşeli Ayaklar vizyonda. Gerçeğe yakın görüntüler ve müthiş müziklerle bezenmiş, güzel mesajlar içeren ve hem küçük hem de büyüklere hitap edecek özellikler taşıyan bu film, aday olduğu En İyi Animasyon Oscar’ını alırsa şaşmamak lazım.
HAPPY FEET
NEŞELİ AYAKLAR
Yön: George Miller
Tür: Animasyon-Aile-Fantastik-Macera
Süre: 109 dk.
İki yıl önce vizyona giren İmparatorun Yolculuğu son zamanlarda izlediğim en güzel, en başarılı belgesellerdendi.
İmparator penguenlerin hikayelerini, etkileyici hayat mücadelelerini iyi çekimler, müzikler ve başarılı bir kurguyla perdeye taşıyan film İmparator penguenleri aslında ne kadar az tanıdığımızı bize göstermişti.
Çiftleşmek için kilometrelerce yol gitmelerine, erkek penguenlerin yumurtaları sıcak tutabilmek ve koruyabilmek için buz gibi havada, karda, fırtınada günlerce aç açına kıpırdamadan durmalarına, yiyecek bulmak için onca yolu geri giden dişilerin yavrularını büyütmek için gösterdiği olağanüstü çabaya hayran kalmıştık.
Aynı hayranlığı Akademi de gösterdi ve İmparator’un Yolculuğu En İyi Belgesel Oscar’ını aldı zaten (izlememiş olanlara Antarktika’nın soğuğuna inat insanın içini ısıtan bu belgeselin DVD’sini alıp, ailecek izlemelerini tavsiye edeyim bu arada).
Temelleri, İmparator’un Yolculuğu’ndan da önce atılmış olan animasyon Neşeli Ayaklar, penguen çılgınlığının şu anda gelinen son noktası.
KABUKTAN ÖNCE AYAKLARI ÇIKIYOR
Film İmparatorun Yolculuğu adlı belgeseli izlemiş olanların çok iyi bildiği çiftleşme, yumurtayı koruma ve yavruyu büyütme mücadelesiyle açılıyor.
İlk dakikalarda belgeselin kısa bir özetini izliyor gibi oluyoruz.
Antarktika’nın göz kamaştıran güneşinin altında birbirlerine kur yapan penguenler kalbe giden şarkılar eşliğinde eşleşiyorlar.
Aile olmanın getirdiği zorluklara göğüs germek gerek. Dişi penguenler balık avlamak için uzaklara giderken babalar yumurtalarla kalıyor.
İşte filmin kahramanı Mumble’ın macerası da burada başlıyor. Baba penguenin ayakları arasından kayıp karlara gömülen yumurtanın içindeki Mumble’ın ilk önce ayakları geliyor dünyaya.
Bu bir işaret belki. Mumble’ın farklılığının işareti.
Ayaklarına bir türlü hakim olamayan bu sevimli yavrunun bir başka aykırılığı daha var: sesi çok ama çok kötü. Kulağı da olmadığı için hiçbir şarkıyı doğru dürüst söyleyemiyor.
Hani ağzını açıp, şarkı söylemeye kalktığında kulak tırmalayanlar, yanlarındakilerin yavaşça uzaklaşmasına neden olanlar vardır ya, Mumble da aynen öyle işte.
Küçük penguenin bu farklılığı başına olmadık işler açıyor ve sonunda İmparatorluk Ülkesi’nin sert lideri Yaşlı Noah onu topluluktan atmaya karar veriyor.
Evinden ilk defa uzak kalan Mumble, farklı bir penguenler grubu olan Adelie Amigolar’la ve Ramon’la tanışıp, ülkeye gelen kıtlığın nedenlerini araştırmak için yola koyuluyor.
BİR MÜZİKAL GİBİ
Neşeli Ayaklar’ı izlerken keyif almak için pek çok nedenimiz var.
Penguenlerin ‘aile olma’ kriterlerine uygun davranışları Neşeli Ayaklar’ı “ailecek izlenecek filmler” kategorisine fazla çabaya gerek olmadan sokuyor zaten.
Antarktika’nın soğuğuna toplu halde karşı koyan bu kibirli, vakur duruşlu ama son derece sevimli ve güzel hayvanların hikayelerine olan ilginin temelinde onların aile kavramının insanınkiyle özdeş olması var.
Aşk, sevgi ve aile olabilme dürtüsüyle her türlü zorluğa göğüs gererek nesillerini devam ettiren bu hayvanlar hiç kuşkusuz “iyi örnek” teşkil ediyorlar.
Filmin beni benden alan bir başka önemli özelliği de aslında müthiş bir müzikal olması.
Neşeli Ayaklar”ın anlatımında rock, opera, rap, pop, kilise müziği, latin gibi pek çok müzik türünden de yararlanılmış. Queen’in Somebody to Love’ından Prince’in Kiss’ine ve bu film için yazılmış orijinal parçalara kadar, görüntüler olmasa bile keyifle dinlenebilecek müthiş müzikler var filmde.
Görselliğe gelince. Miler olabildiğince gerçekçi ve renkli bir dünya yaratmış. Bazı sahnelerde gerçek görüntülerin kullanıldığı bir belgesel izliyor gibiyiz.
Suyun altında ıslak görünen penguenlerin tüylerinin karaya çıktıktan sonra yavaş yavaş kuruması, pırıl pırıl güneş ışınları altında kur yapan penguenlerin uyumlu hareketleri, dans ederken karı savurmaları bu müthiş görselliği sadece birkaç örnek.