Arılar
Gönderilme zamanı: 05 Nis 2007 [ 19:30 ]
ARILAR
500 gram bal için arılar, 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konup kalkıyor.
Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.
Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını
emiyor ve 100.000 km kanat çırpıyor.
Bu deli çalışmanın arasında, dönüp dönüp, "öbür arı benim kadar dolaşıyor
mu?" diye kontrol gereği de duymuyorlar.
Birbirlerine tam bir güven içinde sadece hedeflerine odaklanmışlar!...
Neredeyse kölesi olduğumuz bilgisayar saniyede 16 milyar aritmetik
işlem yaparken, bilgisayarın doğadaki rakibi bal arıları bu sürede daha az
enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yeteneğine sahip. Demek ki
bilgisayarda hala Bill Gates'in keşfedemediği bir şeyler var..!
Bir koloninin pazarlanacak 1 kg bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için
8 kg bal tüketmesi gerekiyor . Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini
dönmesi demek. . .
Onlar bu işi canla başla yapıyor ve genetik olarak nesilden nesile
aktarılmış bir tembellik asla söz konusu olmamış! Bu arı cumhuriyetinde
cinlik yapmak için "birkaç gram bal da kendime saklayayım" diye peteği
hortumlayana da şimdiye dek rastlanmamış.
Hepsi güneşin "kalk" ziliyle çalışmaya başlayıp, güneşin "paydos"
ziliyle dinlenmeye çekiliyorlar.
Hiçbir arı, "kraliçe hanım işin kaymağını yiyecek diye ben geberene
kadar çalışmam abi.." 'de dememiş, birlikten ve kovandan çıkınını alıp
başka yollara düşüp başka bir kovanda cumhuriyet kurmayı düşünmemiş!
Karşı kovandakileri kıskanıp o peteğe dadanmamış! Arı, vücut
ağırlığının 330 katı yük çekiyormuş.
Her bir petek gözünün altıgen prizma şeklinde inşa edilmesi esas peteğin
direncini sağlıyormuş. Bu nedenle kilolarca balı rahatlıkla
taşıyabiliyor.
"Gerçekten de en az balmumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak
için en uygun şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmadır" diye onaylıyor
Fizikçiler.
Hadi bakalım arıladan özür dileyelim, onlara "hayvan" dediğimiz için.
Elin hayvanı düzen tutturmuş, milyon yıldır hayatına fesat sokmadan
sürdürüyor sorumluluğu içinde saklı!
Arıların "ayıkla pirincin taşını" diye bir sözleri yok. Başka arıların
yaptıklarını, onlar hayatlarını kısıtlayarak temizlemek zorunda
değiller! . .
Siz hiç arıyı sokan bir arı biliyor musunuz?
Belki de bu dünyaya arı olarak gelmek vardı
500 gram bal için arılar, 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konup kalkıyor.
Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.
Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını
emiyor ve 100.000 km kanat çırpıyor.
Bu deli çalışmanın arasında, dönüp dönüp, "öbür arı benim kadar dolaşıyor
mu?" diye kontrol gereği de duymuyorlar.
Birbirlerine tam bir güven içinde sadece hedeflerine odaklanmışlar!...
Neredeyse kölesi olduğumuz bilgisayar saniyede 16 milyar aritmetik
işlem yaparken, bilgisayarın doğadaki rakibi bal arıları bu sürede daha az
enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yeteneğine sahip. Demek ki
bilgisayarda hala Bill Gates'in keşfedemediği bir şeyler var..!
Bir koloninin pazarlanacak 1 kg bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için
8 kg bal tüketmesi gerekiyor . Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini
dönmesi demek. . .
Onlar bu işi canla başla yapıyor ve genetik olarak nesilden nesile
aktarılmış bir tembellik asla söz konusu olmamış! Bu arı cumhuriyetinde
cinlik yapmak için "birkaç gram bal da kendime saklayayım" diye peteği
hortumlayana da şimdiye dek rastlanmamış.
Hepsi güneşin "kalk" ziliyle çalışmaya başlayıp, güneşin "paydos"
ziliyle dinlenmeye çekiliyorlar.
Hiçbir arı, "kraliçe hanım işin kaymağını yiyecek diye ben geberene
kadar çalışmam abi.." 'de dememiş, birlikten ve kovandan çıkınını alıp
başka yollara düşüp başka bir kovanda cumhuriyet kurmayı düşünmemiş!
Karşı kovandakileri kıskanıp o peteğe dadanmamış! Arı, vücut
ağırlığının 330 katı yük çekiyormuş.
Her bir petek gözünün altıgen prizma şeklinde inşa edilmesi esas peteğin
direncini sağlıyormuş. Bu nedenle kilolarca balı rahatlıkla
taşıyabiliyor.
"Gerçekten de en az balmumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak
için en uygun şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmadır" diye onaylıyor
Fizikçiler.
Hadi bakalım arıladan özür dileyelim, onlara "hayvan" dediğimiz için.
Elin hayvanı düzen tutturmuş, milyon yıldır hayatına fesat sokmadan
sürdürüyor sorumluluğu içinde saklı!
Arıların "ayıkla pirincin taşını" diye bir sözleri yok. Başka arıların
yaptıklarını, onlar hayatlarını kısıtlayarak temizlemek zorunda
değiller! . .
Siz hiç arıyı sokan bir arı biliyor musunuz?
Belki de bu dünyaya arı olarak gelmek vardı